Cini kağıtta daireye almak ve yakmak - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 24.08.24, 04:19
xsy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
xsy xsy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 21.11.18
Bulunduğu yer: YURT DIŞI
Mesajlar: 324
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
seyitefendi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hayırlı günler dilerim daha önceki konularımda cinlerimin olduğunu söylemiştim tanıştım ve kendimi çokça geliştirdim elhamdülillah ki birçok hastaya vesile olabildim şuanda bu konuyu açmamın sebebi benden daha ilimli kişilerden bilgi alabilmek

Cini bedende konuşturabiliyorum birsürü video ve ses kayıtlarımız elhamdülillah hastalarımızın çoğuda şifa buldular vesile olduk
Ancak bazı danışan kardeşlerimizdeki musallat o kadar ağır oluyor ki akli melekelerine kadar ulaşmış oluyor onu kağıtta haps edip yakma usulünü öğrenmeye çalışıyorum ve birçok kitaba bakıp ya ben anlayamadım yada yapamıyorum bana özelden de usulünü öğretebilicek bir hocamız varsa yardımcı olabilirse sevinirim
Bu forumda konulardan bulduklarımı da uyguladım ancak göremediklerim veya beceremediğim mi var anlayamadım
Kendi hüddamlarımdsn öğrendiklerimin dışında ilim olabilicekse hepsine açığım
cinleri daireye alip yakmak onlari öldürmez ancak musallat cinleri senin hizmetindeki cinlerin güclü ise öldürebilirler o zamanda onlarin kabilesi ve akrabalarinin saldirilarina maruz kalirsin daireya alip yakmak sadece onlarin canini yakmak anlamindadir ki o zaman cikarlar onu yapmaktansa ayetel kürsi onlarin yanmalari icin iyi bir ayet dir ve her ehli kisinin farkli farkli musallat alma usulleri vardir ve onlari konusturdugunu söylüyorsun ki (inaniyorum) onlardan konustugunda onlardan cok sey ögrenebilirsin

Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 24.08.24, 10:14
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,245
Etiketlendiği Mesaj: 247 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Nebularex Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hacı abi peki bu duruma dinimiz nasıl bakıyor yani aydınlatır mısın
Merhum Salih Memiş Cin musallatı hususunda böyle işlem yapardı. Yine merhum Mahmud Efendi hazretleri musallatı olan hastaları Salih Memiş Hocaya yönlendirirdi dinen bir sakınca olsaydı herhalde Mahmud Efendi Hazretleri buna mani olurdu. Şunu diyebilirsin Resulullahın bize bıraktığı örneklik Kur’an’dan şifa ayetleriyle rukye yapmaktır. Rukyeyi hem kendi yapmış hem de tavsiye etmiştir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 24.08.24, 14:34
Üye
 
Üyelik tarihi: 10.06.22
Bulunduğu yer: Eskişehir
Mesajlar: 50
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhum Salih Memiş Cin musallatı hususunda böyle işlem yapardı. Yine merhum Mahmud Efendi hazretleri musallatı olan hastaları Salih Memiş Hocaya yönlendirirdi dinen bir sakınca olsaydı herhalde Mahmud Efendi Hazretleri buna mani olurdu. Şunu diyebilirsin Resulullahın bize bıraktığı örneklik Kur’an’dan şifa ayetleriyle rukye yapmaktır. Rukyeyi hem kendi yapmış hem de tavsiye etmiştir.
Allah razı olsun amenna Kur'an-ı Kerim genel olarak ruhu tedavi etmektedir

Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 24.08.24, 14:39
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,245
Etiketlendiği Mesaj: 247 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Nebularex Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah razı olsun amenna Kur'an-ı Kerim genel olarak ruhu tedavi etmektedir
Dinimiz nasıl bakıyor derken şunu da ifade etmekte fayda var Cin çarpması veya cinnin insan içine girmesiyle ilgili rivayetler ahad haberdir. Bunları reddeden dinden çıkmaz. Bu, iman meselesi de değildir. Cinlerin varlığını inkar küfürdür, lakin cin çarpmasını inkar küfür değildir.
Birtakım İslami rivayetlerde de, bazı delilerin okunmak suretiyle tedavi edildiğinden bahsedilmektedir. Ancak bu rivayetlerin çoğunda ashabdan bazılarının bu işlemi yaptığı nakledilmektedir. Hz. Peygamber’in bizzat okumak suretiyle cinleri kovup, delileri tedavi ettiğinden söz eden rivayetlerin sayısı çok azdır. Sahih hadis kaynaklarımızda ise Resulullah’ın böyle bir uygulamasından bahseden rivayete rastlanılmamıştır. Konuyla ilgili rivayetlerden bir tanesi ed-Darimi tarafından İbn Abbas’tan (r.a.) nakledilmiştir. Buna göre bir kadın Hz. Peygamber’e çocuğunu getirmiş ve ‘’Bu çocuğumu cin çarpıyor sabah akşam onun aklını alıyor ve üzerimize pisliyor’’ diye şikayet etmiştir. Hz. Peygamber de bu çocuğun göğsünü sıvazlamış ve dua etmiştir. O zaman çocuk derhal kusmuş ve içinden ‘’siyah köpek yavrusu gibi’’ bir şey çıkarak koşup gitmiştir. (Darimi, Mukaddime, 4, (Sünen 1, 11-12)
Ancak Hz. Peygamber’in deli çocuğu iyileştirdiğinden bahseden ed-Darimi’nin rivayeti zayıftır. Rivayetin senedinde yer alan ravilerden Ferkad b. Ya’kub es-Sebhi hadis alimleri tarafından tenkit edilmiş, sıka olmadığı hafızasının zayıf olduğu münker rivayetler naklettiği bildirilmiştir. Yine bu ravinin Ahkam ve Sünnet’te delil olmadığı zikredilmiş, kendisi güvenilir hadisçilerden kabul edilmemiştir. (İbn Hacer T. Tehzib 4. Cilt sayfa 483-484) Yine bu hadisn rivayetinde yer alan Hammad b. Seleme hakkında yaşlandığında hafızası bozulduğu için el-Buhari tarafından kendisinden rivayetin terkedildiği kaydedilmektedir. (İbn Hacer T. Tehzib 2.cilt sayfa 12)
Kaynaklarımızda ashabtan bazılarının akıl hastalarını iyileştirdiklerine dair bir takım rivayetler mevcuttur. Bunlar incelendiği zaman, ashabtan ‘’rukye’’ yaparak delileri tedavi eden kimselerin bu işi müslüman olmadan önce de yaptıkları anlaşılmaktadır. (Müslim Selam 14)
Nitekim Tirmizi ve Ahmed b. Hanbel’in kaydettikleri bir rivayet böyle bir durumu ortaya koymaktadır. ‘’Abi’L-Lahm’ın kölesi Umeyr’den : ‘’Efendilerimle beraber Hayber gazsında bulundum. Rasulullah’a konuşarak benim köle olduğumu söylediler. Sonra Hz. Peygamber’e bir muska gösterdim O muska ile akıl hastalarını adsunlardım. O’nun bazı kısmlarını atıp, bazı kısımlarını muhafaza etmemi emretti.’’(Tirmizi Siyet 9/1557; Ahmed b. Hanbel, Müsned 5. Cilt sayfa 210)
Hz. Peygamber’in Umeyr’in (r.a.) muskasından çıkarıp atmasını istediği şeylerin şirk kokan unsurlar olduğu açıktır. Ayrıca rukye uygulamasının ilk defa Resulullah tarafından ortaya konmadığı bu işin meslek halinde daha önceleri de mevcut olduğu rivayetten anlaşılmaktadır.
Nitekim aralarında Şafiilerden Kaffal’ın da bulunduğu bazı İslam alimleri cin ve şeytanların insanları çarpmaya kudretlerinin olmadığı sara çarpılma ve benzeri hastalıkların onlardan değil Allah ‘ın (c.c.) bu konuda koymuş olduğu tabii kanunlar gereği meydana geldiği görüşündeler. (el-Ferra, el-Mu’temed sayfa 174 ; Razi Mefatih 7. Cilt sayfa 89 )
Fahreddin er-Razi ‘de cin ve şeytanların insanları çarpmaya akıllarını gidermeye kudretlerinin olmadığını kaydetmiş ve onlarda bu güç olsaydı şiddetli düşmanı oldukları insan neslinin çoğunu kendilerinin aşırı düşman oldukları alimleri faziletli kimseleri zahidleri çarpıp delirtmeleri gerekirdi. Kur’an’ın bildirdiğine göre şeytan da ‘Benim sizin üzerinizde herhangi bir gücüm yoktur’ (İbrahim suresi ayet 22) demektedir. (Razi, Mefatih 14. Cilt sayfa 54)
Günümüzde böyle karışık ve karmaşık bir konuda din şöyle diyor diye peşin hüküm vermek oldukça zor mesela Cinlerinin yardımıyla musallatlı hastaları tedavi ettiğini söyleyen CevaT Topkara Büyücü ve Büyü (Bir Gerçeğin Anatomisi) adlı kitabının 180. Sayfasında şöyle diyor :’’ Tedavisiyle ilgilendiğim hastaların içinde birçok ilahiyatçı ve müftü kardeşimiz de vardı. Bireysel bazdaki sohbetlerimizde bu konuyu her ne kadar kabullenseler de, dış platformdaki tartışmalarda onları küçük düşürdüğünü düşünerek inkâra yelteniyorlardı.’’ Dini meslek edinmiş ya da dini bilgi birikimi olan “din adamı” ve ilahiyatçıların, sırf ilahiyatçı olmaları sebebi ile bu konuyu, teorik ve özellikle de uygulama bazında bilmeleri beklenemez. Aslında bu onlar için bir eksiklik de sayılmaz.“Görünmeyen varlıklar” la ilgili olarak, bu varlıkların insana nasıl zarar verdiğini, bu zararın nasıl durdurulabileceğini, görünmeyen varlıkların bulaştığı düşünülen hastaların bu tesirlerden nasıl kurtulabileceğini bilmemeleri normaldir. Çünkü, bu işin ayrı yetenek ve bilgi gerektiren bir iş olduğu kabul edilmelidir. Tek başına ilahiyatçı olmak, yani, dini bilgilere sahip olmak bu konuya yeterince vakıf olmayı sağlamaz. Dolayısı ile konu açıldığında, dinler “cinler”den bahsediyor diye, bunun sağlıkla ilgili yönünü ve gelişebilecek problemleri onlara sormak bir sonuç vermez.

Medyumluk ya da hocalık yapabilmek için cinlerle irtibat kuracak yeteneği olmasının yanında, kendisine yardımcı olacak cinlerin de şart olduğu ifade ediliyor.“Medyum; aracı, vasıtacı, köprü anlamındadır. Cini görmeyen, duymayan, hissetmeyen ve cinlerle konuşmayan kişi kendini medyum diye nitelendiriyorsa sahtekardır.” (Doğan Mirzaoğlu, Metafizik Alem, Zafer yayın dağıtım, İst. s.55)
“Çeşitli hastalarımdan görüştüğüm cinlerden bazıları benimle kalıp bana yardım etmek istediklerini söylediler, bende kabul ettim.”(C.Topkara, Büyücü ve Büyü (Bir Gerçeğin Anatomisi s.137)

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 27.08.24, 04:25
Üye
 
Üyelik tarihi: 10.06.22
Bulunduğu yer: Eskişehir
Mesajlar: 50
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dinimiz nasıl bakıyor derken şunu da ifade etmekte fayda var Cin çarpması veya cinnin insan içine girmesiyle ilgili rivayetler ahad haberdir. Bunları reddeden dinden çıkmaz. Bu, iman meselesi de değildir. Cinlerin varlığını inkar küfürdür, lakin cin çarpmasını inkar küfür değildir.
Birtakım İslami rivayetlerde de, bazı delilerin okunmak suretiyle tedavi edildiğinden bahsedilmektedir. Ancak bu rivayetlerin çoğunda ashabdan bazılarının bu işlemi yaptığı nakledilmektedir. Hz. Peygamber’in bizzat okumak suretiyle cinleri kovup, delileri tedavi ettiğinden söz eden rivayetlerin sayısı çok azdır. Sahih hadis kaynaklarımızda ise Resulullah’ın böyle bir uygulamasından bahseden rivayete rastlanılmamıştır. Konuyla ilgili rivayetlerden bir tanesi ed-Darimi tarafından İbn Abbas’tan (r.a.) nakledilmiştir. Buna göre bir kadın Hz. Peygamber’e çocuğunu getirmiş ve ‘’Bu çocuğumu cin çarpıyor sabah akşam onun aklını alıyor ve üzerimize pisliyor’’ diye şikayet etmiştir. Hz. Peygamber de bu çocuğun göğsünü sıvazlamış ve dua etmiştir. O zaman çocuk derhal kusmuş ve içinden ‘’siyah köpek yavrusu gibi’’ bir şey çıkarak koşup gitmiştir. (Darimi, Mukaddime, 4, (Sünen 1, 11-12)
Ancak Hz. Peygamber’in deli çocuğu iyileştirdiğinden bahseden ed-Darimi’nin rivayeti zayıftır. Rivayetin senedinde yer alan ravilerden Ferkad b. Ya’kub es-Sebhi hadis alimleri tarafından tenkit edilmiş, sıka olmadığı hafızasının zayıf olduğu münker rivayetler naklettiği bildirilmiştir. Yine bu ravinin Ahkam ve Sünnet’te delil olmadığı zikredilmiş, kendisi güvenilir hadisçilerden kabul edilmemiştir. (İbn Hacer T. Tehzib 4. Cilt sayfa 483-484) Yine bu hadisn rivayetinde yer alan Hammad b. Seleme hakkında yaşlandığında hafızası bozulduğu için el-Buhari tarafından kendisinden rivayetin terkedildiği kaydedilmektedir. (İbn Hacer T. Tehzib 2.cilt sayfa 12)
Kaynaklarımızda ashabtan bazılarının akıl hastalarını iyileştirdiklerine dair bir takım rivayetler mevcuttur. Bunlar incelendiği zaman, ashabtan ‘’rukye’’ yaparak delileri tedavi eden kimselerin bu işi müslüman olmadan önce de yaptıkları anlaşılmaktadır. (Müslim Selam 14)
Nitekim Tirmizi ve Ahmed b. Hanbel’in kaydettikleri bir rivayet böyle bir durumu ortaya koymaktadır. ‘’Abi’L-Lahm’ın kölesi Umeyr’den : ‘’Efendilerimle beraber Hayber gazsında bulundum. Rasulullah’a konuşarak benim köle olduğumu söylediler. Sonra Hz. Peygamber’e bir muska gösterdim O muska ile akıl hastalarını adsunlardım. O’nun bazı kısmlarını atıp, bazı kısımlarını muhafaza etmemi emretti.’’(Tirmizi Siyet 9/1557; Ahmed b. Hanbel, Müsned 5. Cilt sayfa 210)
Hz. Peygamber’in Umeyr’in (r.a.) muskasından çıkarıp atmasını istediği şeylerin şirk kokan unsurlar olduğu açıktır. Ayrıca rukye uygulamasının ilk defa Resulullah tarafından ortaya konmadığı bu işin meslek halinde daha önceleri de mevcut olduğu rivayetten anlaşılmaktadır.
Nitekim aralarında Şafiilerden Kaffal’ın da bulunduğu bazı İslam alimleri cin ve şeytanların insanları çarpmaya kudretlerinin olmadığı sara çarpılma ve benzeri hastalıkların onlardan değil Allah ‘ın (c.c.) bu konuda koymuş olduğu tabii kanunlar gereği meydana geldiği görüşündeler. (el-Ferra, el-Mu’temed sayfa 174 ; Razi Mefatih 7. Cilt sayfa 89 )
Fahreddin er-Razi ‘de cin ve şeytanların insanları çarpmaya akıllarını gidermeye kudretlerinin olmadığını kaydetmiş ve onlarda bu güç olsaydı şiddetli düşmanı oldukları insan neslinin çoğunu kendilerinin aşırı düşman oldukları alimleri faziletli kimseleri zahidleri çarpıp delirtmeleri gerekirdi. Kur’an’ın bildirdiğine göre şeytan da ‘Benim sizin üzerinizde herhangi bir gücüm yoktur’ (İbrahim suresi ayet 22) demektedir. (Razi, Mefatih 14. Cilt sayfa 54)
Günümüzde böyle karışık ve karmaşık bir konuda din şöyle diyor diye peşin hüküm vermek oldukça zor mesela Cinlerinin yardımıyla musallatlı hastaları tedavi ettiğini söyleyen CevaT Topkara Büyücü ve Büyü (Bir Gerçeğin Anatomisi) adlı kitabının 180. Sayfasında şöyle diyor :’’ Tedavisiyle ilgilendiğim hastaların içinde birçok ilahiyatçı ve müftü kardeşimiz de vardı. Bireysel bazdaki sohbetlerimizde bu konuyu her ne kadar kabullenseler de, dış platformdaki tartışmalarda onları küçük düşürdüğünü düşünerek inkâra yelteniyorlardı.’’ Dini meslek edinmiş ya da dini bilgi birikimi olan “din adamı” ve ilahiyatçıların, sırf ilahiyatçı olmaları sebebi ile bu konuyu, teorik ve özellikle de uygulama bazında bilmeleri beklenemez. Aslında bu onlar için bir eksiklik de sayılmaz.“Görünmeyen varlıklar” la ilgili olarak, bu varlıkların insana nasıl zarar verdiğini, bu zararın nasıl durdurulabileceğini, görünmeyen varlıkların bulaştığı düşünülen hastaların bu tesirlerden nasıl kurtulabileceğini bilmemeleri normaldir. Çünkü, bu işin ayrı yetenek ve bilgi gerektiren bir iş olduğu kabul edilmelidir. Tek başına ilahiyatçı olmak, yani, dini bilgilere sahip olmak bu konuya yeterince vakıf olmayı sağlamaz. Dolayısı ile konu açıldığında, dinler “cinler”den bahsediyor diye, bunun sağlıkla ilgili yönünü ve gelişebilecek problemleri onlara sormak bir sonuç vermez.

Medyumluk ya da hocalık yapabilmek için cinlerle irtibat kuracak yeteneği olmasının yanında, kendisine yardımcı olacak cinlerin de şart olduğu ifade ediliyor.“Medyum; aracı, vasıtacı, köprü anlamındadır. Cini görmeyen, duymayan, hissetmeyen ve cinlerle konuşmayan kişi kendini medyum diye nitelendiriyorsa sahtekardır.” (Doğan Mirzaoğlu, Metafizik Alem, Zafer yayın dağıtım, İst. s.55)
“Çeşitli hastalarımdan görüştüğüm cinlerden bazıları benimle kalıp bana yardım etmek istediklerini söylediler, bende kabul ettim.”(C.Topkara, Büyücü ve Büyü (Bir Gerçeğin Anatomisi s.137)
Hocam Allah razı olsun sabah namazı vaktinde okuduk bilgilendir. Bu durumda dinimizin içinde doğrudan bu tarz şeylerin varlığıyla tedavisiyle alakalı deliller yoktur diyebiliriz. Peki o zaman bu tarz batıni diyebileceğimiz ilimler nasıl oluyor da islami olabiliyor veya nasıl oluyor sizin yorumunuz nedir

Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 18.09.24, 01:24
 
Üyelik tarihi: 21.09.18
Bulunduğu yer: ankara
Mesajlar: 129
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Nebularex Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam Allah razı olsun sabah namazı vaktinde okuduk bilgilendir. Bu durumda dinimizin içinde doğrudan bu tarz şeylerin varlığıyla tedavisiyle alakalı deliller yoktur diyebiliriz. Peki o zaman bu tarz batıni diyebileceğimiz ilimler nasıl oluyor da islami olabiliyor veya nasıl oluyor sizin yorumunuz nedir
Üstad herşeyin bir negatifi olduğu gibi yani örnek veriyorum falcılar büyücüler bunlar hak olmayan yolla insanlara zarar veriyor bizlerde kuran-ı kerim ile beraber cin kardeşlerimizle beraber bunlara vesile olmaya çalışıyoruz

Abdülkadir geylani hz bilirsin o sadece insanların değil cinlerinde piri idi o Alimler islamın gücünü ve nicelerini keşfettiler ve bizlere güzel ve büyük hatıralar bıraktılar bunlsrdan önce en önemli örnek vermek gerekirse de yazılı olarak yapılan islami uygulama Peygamberimiz Muhammed mustafa S.A.V in cin mektubudur

Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 06.10.24, 21:19
Acemi
 
Üyelik tarihi: 08.07.24
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 6
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Yakmak yerine mühürlemeyi öğrenmek gerek sonrasında intikam alabilirler yada anlaşma yoluna gitmek gerek çoğu mekansız mesela bekarsa evlendirmeyi veya daha güzel bir yerde yaşayabilmesi için ikna etmek gerek yakmak korkuttu beni tabi hocalarımın düşüncesi daha önemli

Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 06.10.24, 23:44
 
Üyelik tarihi: 22.03.24
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 227
Etiketlendiği Mesaj: 16 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben merhum Hamdi Yıldırım'ın kitabından iktibas yaptım. Merhumla iyi tanışırdım. İyi bir psikiyatrist iyi bir araştırmacıydı.



Hamdi Kalyoncu diyecektim Hamdi Yıldırım yazdım Hamdi Yıldırım da eski milli boksör Artvin yöresinden şimdi Samsun ilinde zannedersem.
Bilmediğin şey yok gibi hocam MaşaAllahhhh

Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 11.10.24, 21:13
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 10.10.24
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 7
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu bahsettiğiniz olayı bir zamanlar Trabzon Büyük Birlik Partisi il başkanlığını da deruhte eden merhum Psikiyatrist Hamdi Kalyoncu şu şekilde anlatıyor: ‘Hoca’ ların kullandıkları bir yöntem de, hastadaki etkili güçleri “yakma” yöntemi. Bunu yine kendi “güç” leri ve o güçleri harekete geçiren ve hasta üzerinde etkili olmalarını sağlayan dualarla “yakarak” yok etmek. Bu, hocanın “davet” le kendi güçlerini yardıma çağırıp, onlar vasıtasıyla hastayı “rahatsız edenler”i hastanın üzerine getirerek, yani hastalık tablosunu aynen kendi önünde oluşturarak, hastalığa sebep olanları hastanın elini avucuna alıp, bileğinden tutarak kendisinin ve hastanın sarsıldığı birkaç dakikalık seans esnasında “çıkarmak”. Bu seansta hastadakilerin adını hastaya söyleterek ve kendi güçlerine de onaylatarak, hastanın elini bırakır bırakmaz, bir kalemle, söylettiği isimleri önceden çizilmiş bir kenarı açık daire içine yazıp, hemen dairenin açık kalan kısmını da çizerek tamamlayıp kağıdı yakmakla işlemi tamamlarlar. Bu esnada bazı hastaların onların yakılmaması için feryat ettikleri, bu işlem esnasında acı duydukları daha sonra rahatlama hissettiklerini ifade ettikleri görülür.
[Görünmeyen Varlıklar ve Psikiyatrik Hastalıklar Dr. Hamdi Kalyoncu POPÜLER YAYINLARI]
merhaba.rahmetli doktor hamdi kalyoncu bu bilgileri rahmetli salih memişoğlundan öğrenmiştir.dedikleriniz doğrudur.rahmetli salih memişoğlu ben asla hastanın söylediği isme güvenip hastanın verdiği ismi yazmam yanımdaki yardım eden cinlerin söylediği isimleri yazarım demiştir.salih memişoğlunun bütün videolarını izledim.

Alıntı:
seyitefendi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Üstad herşeyin bir negatifi olduğu gibi yani örnek veriyorum falcılar büyücüler bunlar hak olmayan yolla insanlara zarar veriyor bizlerde kuran-ı kerim ile beraber cin kardeşlerimizle beraber bunlara vesile olmaya çalışıyoruz

Abdülkadir geylani hz bilirsin o sadece insanların değil cinlerinde piri idi o Alimler islamın gücünü ve nicelerini keşfettiler ve bizlere güzel ve büyük hatıralar bıraktılar bunlsrdan önce en önemli örnek vermek gerekirse de yazılı olarak yapılan islami uygulama Peygamberimiz Muhammed mustafa S.A.V in cin mektubudur
"fotokobi olan ayet veya duaların koruyucu etkisi yoktur.fotokobi olan ayet ve dualar kağıt paranın fotokobisi nasıl işe yaramassa öyledir.havas ilminde ayetler harekesiZ şekilde safran mürekkebiyle yazılır.solda yazdıklarım rahmetli salih meşoğlunun sözleridir.cin mektubu harekesiz olarak safran mürekkebiyle yazılır.fakat cin mektubu musallata uğradıktan sonra işe yaramaz.

Rahmetli Salih memişoğlunun hüddamı abdulkadir geylaninin sofisi olan bir cindi.salih hoca o cinine dede derdi

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ev Almak için okunacak Yahyahoca Hacet & Dilek Uygulamaları 15 25.09.24 18:03
cini bedenden cikarmak ve yakmak icin imas Vefk & Tılsım 36 03.03.24 12:10
Hastaya Musallat Olan Cini Yakmak için Tılsım HavasHoca Vefk & Tılsım 9 11.02.24 18:51
Hastaya arız olan cini şeytanı maridi yakmak! Astra Cin & Şeytan & Melek & Ruh 1 15.01.20 23:46
Saralı kimseye musallat olan cini yakmak için Tugra Nazar ve Büyü Uygulamaları 12 27.11.18 21:47


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:29.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147