Keşfi açık olanlar Atatürk hakkında bilgi verebilir mi ? - Sayfa 6 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Konu Kapatılmıştır
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #51  
Alt 09.07.24, 17:43
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,709
Etiketlendiği Mesaj: 112 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
trhakan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dostum benim Osmanlı Hayranlığım yanlış anlaşılmış düzeltmek isterim. Cumhuriyetin ilanından selçuklununda öncesine uzanan tarihte birlik beraberlik ruhu içinde tek devlet olmak bu kadar zor iken içten ve dıştan düşmanlarla mücadele ve fetih ruhu bu hayranlığı devlet olarak düşünelim bireysel değil. tek tek padişah dersek o arada da yanlışlar çıkar.

Bu gün için tarihin bir döneminden öncesi yok yada utanç duyulacak ve 1900 sonrasında gurur kaynağı varmış gibi tarih yazılması ve Atatürkü, osmanlı padişahları karşısında yüceltirken diğer padişahları yerden yere vuran tuhaf bir şakşakcı grup var ya anlamışsındır.

Ne hata etmişse geçmişte oldu bu günün mimarı Atatürktür ama Abdülhamit Kızıl değildi eğer kızıl diye anılacaksa bayrak kızılının aşığıydı hele vatan haini hiç değildi artık takım tutar gibi Atatürk 1 - Vahdettin 0 gibi bu ruhtan çıkalım.

Millet olarak hep bunlşardan başımıza işler geldi.
Bütün ihtilallerde fanatik tik ( sağ ya da sol )
Bütün Seçimlerde fanatiktik
Bütün maçlarda fanatiktik.
Tayyip üstün bir adam değil, Atatürk üstün bir adam değil, Bahçeli üstün birr adam değil.

Bunları yukarıdakileri yaptıklarını beşenmek ayrı şey, onu yüceltip egosunu şişirerek, bağnazca taraftarı olmak ayrı şey.

Önce Allah Rızası, Yapılan iş ve vaadleri gibi somut verilerle ve abartmadan sevebilsek, tutabilsek yada desteklesek herşey tamam olur belkide.
Bence de . Bu ülkenin başına hep fanatiklesmeden belalar geldi. Hepsi bizim atamız. Hepsinin bugünün Türkiyesinde emeği büyük. Benim de ne niyetim ne haddim geçmişteki büyük insanların imanını dinini yaptıklarını sorgulamak. Ben de buna karşı cikiyorum. Herkesin kusuru hatası var. Hepsinin alınan yanlış kararları icraatleri elbetteki vardır. İnsanları yargilarken icraatıne bakmak gerekir. Kalkip kişiyi dini ibadeti üzerine vurmak, icraatlerini bu dindarlık seviyesinden vurmak doğru değil. İmanını Allah yargilasin. Biz günümüze bakalım... Rabbim cümlemizi doğru yoldan ayırmasın kâfidir..

  #52  
Alt 09.07.24, 17:52
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 31.03.24
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 378
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
osman100 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ben kendi fikrimden hiç birşey katmadım bütün yazdıklarım tarihi nushalardan metinlerden kaynaklarıda belirttim buda tarihçi murat bardakçının yorumu
evet zaten bunları yalanlamıyorum ben bunu daha ilk yorumda belirttim o dönem sadece Atatürk değil 1. dünya savaşını görmüş bütün anadolu insanında hemen hemen bu düşmanlık vardı bunu sadece ben söylemiyorum bunu murat bardakçı'da anlatıyor tıpkı senin bana attığın linkte ki gibi o dönemin anadolu insanının arap yarımadasına bakışını anlatır fakat herşy gibi bunun da tövbesi vardır elbet keza sonra ki yıllarda ki din konusunda da sıcak sözleri vardır
"Biliriz ki Allah, Dünya üzerinde yarattığı bu kadar nîmeti, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasınlar diye yaratmıştır. Ve âzamî derecede faydalanabilmek için de bugün, Kâinat'tan esirgediği zekâyı, aklı insanlara vermiştir"
Atatütürk

"Lâkin Cenab-ı Hakk'a binlerce hamd-ü sena olsun ki, düşman karşısındaki aziz ordular için sarf ettiğimiz bütün emekler mutlu neticesini verdi"

  #53  
Alt 09.07.24, 18:06
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 31.03.24
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 378
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ha bu konuyu daha iyi anlamak için (Persepolis) filmini izlemenizi tavsiye ederim

  #54  
Alt 09.07.24, 18:27
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,421
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
osman100 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Atatürk hiçbir zaman “çağdaşlaşma ve medenileşme” adına din aleyhine konuşmamış ve olumsuz bir davranışta bulunmamıştır Bu sözlerine karşılık şu sözleri kim söylemiştir abi ?(Kuranı şimdi ilk defa türkçe bastırıyorum ayrıca Muhammedin hayatınıda tercüme ettiriyorum Halk her yerde aşşagı yukarı aynıısının oldugunu din ricalinin tek meselesinin karın doyurmak oldugunu görmelidir Türk tabiattan başka hiçbir şeyi kutsal tanımaz).Atatürk'ün Vossiche Zeitung gazetesi muhabiri, yazar Emil Ludwig'le yaptığı söyleşide)

Atatürk Emil Ludwig'in yazdığı ve Napolyon'un hayatını anlatan kitapları Türkçeye tercüme ettirmişti.

Kaynak: Atatürk'ün Bütün Eserleri 23. Cilt, s.269
bunun gibi 100lerce nusha var bu sadece 1tanesi
Şimdi bana mı ayar oldun karşı argümanlar da var mesela “Hakikat-i Tasvir Gazetesi”nde yer alan Bedir Savaşı’na ilişkin, Atatürk’ün Hz. Peygamber’e olan hayranlığını anlatan bir yazıda M. Şemseddin Günaltay’ın bir hatırası şöyle nakledilir: “İslamların, Kureyş kafilesine karşı en büyük ve mühim zaferi olan Bedir Savaşı, Peygamberlerin en sonu ve en büyüğü olan Hz. Muhammed (s.a.v)’in, aynı zamanda pek büyük bir asker ve başbuğ olduğunu da ispat etmiştir. Bu muazzam zaferin hikâyesine başlamadan evvel, o zaferin, askerlik bakımından büyük ehemmiyetini ve Peygamberimizin bu savaşı sevk ve idarede gösterdiği askeri dehayı, asrımızın en büyük askerlerden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ağzından dinleyelim:Hadisenin şahidi bulunan ve bizzat Atatürk’ün muhatabı olan rahmetli tarihçi ve İslamiyet bilginimiz Şemseddin Günaltay, Konya’da bir parti kongresinde yaptığı pek mühim bir konuşmada, Atatürk’ün Bedir Savaşı ve Yüce Kahramanı hakkındaki hayranlığını şöyle anlatmıştı:- Atatürk’ün birer asker kaçağı yuvası halini alan medreseleri kapatmasının ve dinimizi cehaletin ve yobazlığın elinden kurtarmak için giriştiği nurlu ve hayırlı inkılâbın manasını kavrayamayan bir takım kimseler, o büyük adamın dini akidelerinden şüpheye düşmüşlerdi.Bu sırada münevver geçinen tanınmış bir zat da, bu yanlış kanaate düşerek, güya Atatürk’ün gözüne girmek gayretine düşmüş ve mutaassıp bir İslam düşmanı tarafından, İslamiyet ve Hz. Muhammed (s.a.v) aleyhine yazılmış bir eseri Türkçeye tercüme edip Atatürk’ün mütalaa ve tasvibine arz etmiştir. O esnada Dolmabahçe Sarayı’nda oturmakta olan Atatürk, hemen beni arattırıp acele saraya davet etti. Gittim. Eseri şöyle bir göz gezdirdikten sonra:- ‘Hocam, şu kitabı gördünüz mü, bu babta ne dersin?’Diye sorması üzerine, bu ani soru karşısında ne cevap vereceğimi şaşırdım. Bir an için onun dini akidesi hakkında tereddüde düştüm. Acaba kitap hakkında gerçek kanaati nedir, nasıl cevap verebilirim, diye aklımdan geçirdim ve nihayet:- ‘Paşam, birkaç gün müsaade buyurunuz da, tetkik edeyim.’ Diyerek eve döndüm. Cevabımı sabırsızlıkla bekleyen Atatürk, bir süre sonra beni acele bir emirle saraya tekrar çağırttı. Saraya gittiğimde hemen huzuruna çıkardılar. Büyük bir masanın başında, zamanın Başvekili İsmet Paşa ile karşı karşıya oturuyorlar ve önlerindeki haritaya eğilmişler dikkatle bir şey tetkik ediyorlardı. Ben içeri girince başını kaldırıp gözlerimin içine bakan Ata, hemen sordu:- ‘Hocam tetkik ettiniz mi, fikriniz nedir?’ dedi. Artık tereddüde lüzum ve imkân kalmamıştı. Ne olursa olsun dedim ve tercümeyi önüne koyarak:- ‘Ele alınacak şey değil, bir facia, Paşam!’ Cevap vermeye kalmadan, Atatürk yerinden fırlayıp parladı ve Başvekile dönerek: - ‘Bu paçavrayı toplatın ve tercümeyi yapan (…) Beyi de, devlet hizmetinde kullanılmamak üzere hükümet kapısından uzaklaştırın.’ diye emretti. Gözleri masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi eliyle çizdiği bir askeri haritaydı ve Hz. Muhammed (s.a.v)’in büyük Bedir Savaşı’nı adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed (s.a.v)’e ve O’nun peygamberliği kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibini göklere çıkarırken O’nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar, diye heyecanlandı. Ata’nın son sözü şu olmuştu:- ‘Hz. Muhammed (s.a.v)’in bir avuç imanlı müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların kârı değildir. O’nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.”(Ahmet Gürtaş, Atatürk ve Din Eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1991, s. 24-29)

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
  #55  
Alt 09.07.24, 18:34
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,421
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

1922 yılında yaptığı meclis konuşmasının başında peygamberlerin gönderilişindeki ilahi usule, dinimizin son din ve Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin son peygamber oluşundaki hikmete değinirken şöyle söylüyor:“Ey arkadaşlar! Allah birdir, büyüktür. İlahi kanunların işleyişine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devirde mütalaa olunabilir. İlk devir, beşeriyetin sebavet (çocukluk) ve şebabet (gençlik) devridir. İkinci devir, beşeriyetin rüşd ve kemal (yetişkinlik ve olgunluk) devridir. Beşeriyetin, birinci devrede tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi, yakından maddi vasıtalarla kendisiyle iştigal edilmeyi istilzam eder. (uğraşmayı gerektirir.) Allah, kullarının lazım olan nokta-i tekâmüle vusulüne kadar, içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla, iştigali, lazime-i ulûhiyetten addeylemiştir. (Tanrılık gerçeği saymıştır.) Onlara Hz. Âdem aleyhisselamdan itibaren mazbut ve gayr-ı mazbut (belirli ve belirsiz) bildirilen ve bildirilmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat peygamberimiz vasıtasıyla en son hakayık-ı diniye (dini gerçekler) ve medeniyyeyi verdikten sonra artık beşeriyetle bil vasıta temasta bulunmağa lüzum görmemiştir. Beşeriyetin derece-i idrak, tenevvür ve tekâmülü (anlayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması), her kulun doğrudan doğruya ilahi ilhamlar ile temas kabiliyetine vasıl olduğunu kabul buyurmuştur. Ve bu sebepledir ki, Cenab-ı Peygamber, Hatemü’l Enbiya olmuştur ve kitabı, Kitab-ı Ekmeldir…”(Sadi Borak, Atatürk ve Din, Anıl Yayınevi, İstanbul, s. 17. )

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
  #56  
Alt 09.07.24, 19:05
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,828
Etiketlendiği Mesaj: 3610 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1922 yılında yaptığı meclis konuşmasının başında peygamberlerin gönderilişindeki ilahi usule, dinimizin son din ve Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizin son peygamber oluşundaki hikmete değinirken şöyle söylüyor:“Ey arkadaşlar! Allah birdir, büyüktür. İlahi kanunların işleyişine bakarak diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devirde mütalaa olunabilir. İlk devir, beşeriyetin sebavet (çocukluk) ve şebabet (gençlik) devridir. İkinci devir, beşeriyetin rüşd ve kemal (yetişkinlik ve olgunluk) devridir. Beşeriyetin, birinci devrede tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi, yakından maddi vasıtalarla kendisiyle iştigal edilmeyi istilzam eder. (uğraşmayı gerektirir.) Allah, kullarının lazım olan nokta-i tekâmüle vusulüne kadar, içlerinden vasıtalarla dahi kullarıyla, iştigali, lazime-i ulûhiyetten addeylemiştir. (Tanrılık gerçeği saymıştır.) Onlara Hz. Âdem aleyhisselamdan itibaren mazbut ve gayr-ı mazbut (belirli ve belirsiz) bildirilen ve bildirilmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat peygamberimiz vasıtasıyla en son hakayık-ı diniye (dini gerçekler) ve medeniyyeyi verdikten sonra artık beşeriyetle bil vasıta temasta bulunmağa lüzum görmemiştir. Beşeriyetin derece-i idrak, tenevvür ve tekâmülü (anlayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması), her kulun doğrudan doğruya ilahi ilhamlar ile temas kabiliyetine vasıl olduğunu kabul buyurmuştur. Ve bu sebepledir ki, Cenab-ı Peygamber, Hatemü’l Enbiya olmuştur ve kitabı, Kitab-ı Ekmeldir…”(Sadi Borak, Atatürk ve Din, Anıl Yayınevi, İstanbul, s. 17. )
abi, ben bu Atatürk mevzularina hic girmem lakin şoyle bir durum var
1923 e kadar olan mustafa kemal
1923 den sonraki mustafa kemal
1923 e kadar olanda tam bir nabza serbet durumu var ezelden beri bizim insanimizin zayif karni olan ** din** duygusunu. okşama yada sönurme durumu
ve 1923 cumhuriyetin ilanından sonra cok değisik despot gaddar, inanç konusunda tam ters dönmüş bir mustafa kemal var
bunu gözardı etmemek gerekir

__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v)
  #57  
Alt 09.07.24, 19:12
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,421
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
abi, ben bu Atatürk mevzularina hic girmem lakin şoyle bir durum var
1923 e kadar olan mustafa kemal
1923 den sonraki mustafa kemal
1923 e kadar olanda tam bir nabza serbet durumu var ezelden beri bizim insanimizin zayif karni olan ** din** duygusunu. okşama yada sönurme durumu
ve 1923 cumhuriyetin ilanından sonra cok değisik despot gaddar, inanç konusunda tam ters dönmüş bir mustafa kemal var
bunu gözardı etmemek gerekir
Haklısın kardeşim de nihayetinde Atatürk pragmatik bir adam çok farklı beyanatları olduğu bir gerçek ama ben kimseyi tekfir etmem zira günahından haberdar oluruz da tevbesinden haberimiz olmaz.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
  #58  
Alt 09.07.24, 19:18
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,828
Etiketlendiği Mesaj: 3610 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Haklısın kardeşim de nihayetinde Atatürk pragmatik bir adam çok farklı beyanatları olduğu bir gerçek ama ben kimseyi tekfir etmem zira günahından haberdar oluruz da tevbesinden haberimiz olmaz.
müslüman zahire göre karar verir düsturunu ben cok severim,tabiki kimsenin son anindan haberimiz olmaz...

__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v)
  #59  
Alt 09.07.24, 19:23
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,421
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
müslüman zahire göre karar verir düsturunu ben cok severim,tabiki kimsenin son anindan haberimiz olmaz...
Hanefi mezhebi zahire çok önem verir bilirsin talak konusunda aslında şöyle demek istemiştim tevilleri makbul olmaz. Fakat genel anlamda zahire de baksak çok farklı beyanatları var burada tekrarlamanın manası yok. Fakat Homoseksüel Rıza Nur'un açıklamaları bana göre çok subjektif şöyle diyeyim tekrarlayayım tevbesinden haberimiz yoktur.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
  #60  
Alt 09.07.24, 21:21
Mikail23 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 22.10.21
Bulunduğu yer: Belçika
Mesajlar: 518
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kamal yani atatürk, Mustafa ismine karsi biriydi, dini olan her seye zaten karsiydi.
Adama zorla bu ismi taktilar. Kamal'in arkasinda ona destek verenler ingilizler Kamal ile ayni görüste idi. Kamal, ingilizleri üzmekten çok çekinirdi. Getirdigi her yenilik ingilizleri sevindiren türdendi. Resimlerinden ve videolarindan ingilizlerle çok dostane oldugu açikca görülmektedir. Müslüman halki dininden uzaklastirmak isterseniz, onlardan gibi gözüken biri eliyle bunu daha iyi yaparsiniz.

Kamali sevende sevmeyende onun sarhos ve ateist biri oldugunu çok iyi bilir. Video konusmasinda ateist oldugunu ima ile tüm insanlara duyurmustu. Neden ? Artik güç elindeydi ve saklanmaya ihtiyaç yoktu.

Astigi ve hapse attirdigi hocalarin hepsi Allah dostu kimselerdi. Eger Mevlana ve Yunus Emre o dönemde yasasaydi onlarida hapse attirirdi bundan emin olun.

Konu Kapatılmıştır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Bir kişi hakkında bilgi almak veya bir konu ile ilgili istihare yapmak Adalet Keşif ve istihare Uygulamaları 34 26.04.24 01:35
kadir gecesini keşfi açık olan biri bilebilirmi? havas22 Sorularınız 46 27.03.23 17:14
Keşfi açık olan birinin keşfini kapatmak Farruk Sorularınız 7 28.12.22 19:08
Yasin suresi faziletleri hakkında bilgi yorgun1500 Havas Dersleri 28 18.05.21 18:00
Cin hakkında geniş bilgi. Evliyanın ruhları Adalet Cin & Şeytan & Melek & Ruh 5 06.05.20 04:44


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:38.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147