Alıntı:
TEBRİZ-İ Nickli Üyeden Alıntı
haklısınız üstadım ama iki müslümanlık arasındaki farktan ziyade diğer müslüman ülkelerinin dinlerini yaşayamadıklarını ve bununda bir yerde kendi fikirleri ve seçimleri olduğu gibi anladım yazınızdan yanlış anladıysam düzeltin lütfen. lakin sömürgenin bir ülkeye ekranlara yansıyan dışında neler yaptığınıda biliyorum üstadım elinde incille gezip arkada ibadetini gizlice yapan insanlar var ve yakalanırlarsa cezaları ağır oluyor çok uzun zaman önce onların atalarının vermiş olduğu yanlış kararlar sonucu bugün bu insanlar bunları yaşamamalı.
|
Kardeşim aslında şunu vurgulamak istedim. Türkiye’deki İslami anlayış ve yaşayış, diğer İslam ülkelerindekinden farklı. Birçok kimse bunu, “Türkiye laik de ondan” diye yorumluyor. Bu farklılaşmanın kökeninde aslında Osmanlı Devleti var. Osmanlı Devleti merkeziyetçi, bürokratik bir imparatorluk olarak aşiretleri dağıttı, Türk toplumunu kabile-aşiret toplum yapısından kurtardı. Köylü ve şehirli (Orta Çağ şehri anlamında) yerleşik bir toplum meydana getirdi. Bu, kabilenin dar kafasıyla düşünen Müslümanlıktan farklı, tasavvufi tarafı ağır basan bir Müslümanlık ortaya çıkardı. Bugün hâlâ Irak’ta aşiretlerden bahsediyorlar. Kaldı mı Türkiye’de aşiret? Doğuda çok az var, ama Osmanlı’ya, özellikle 19. yüzyıla baktığınızda da iskân siyaseti hâlâ devam ediyor. Bugün itibarıyla Türkiye büyük çapta aşiret bağlarından kurtulmuştur. Dolayısıyla kapalı aşiret yapılarının kapalı bir dini düşünce yaratma fonksiyonu, Araplarda ve Ortadoğu’da daha etkin olmuştur. Bizde Osmanlı merkeziyetçiliği sayesinde bu dar kafalılık kırılmıştır. Onun için bizde tasavvuf Müslümanlığı gelişmiştir.