Reddiye yapılan bazı kimseler - Sayfa 3 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #21  
Alt 17.06.24, 16:08
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 531
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Amin kardeşim cümlemizden.
o kanaldakilerin goruntusu ismailaga ya bagli gibiler duruyor,
reddiye yapacak kişinin ilmini ortaya koyması, ilmi konularda tezi hatta kitaplari olmali, oyle bir site acarak oradan reddiye yapilmaz,
biri vardi ya namazda aklina cinsellik gekmesin diye canin cektigi anda karini çagiracaksin diyordu, sormak lazım senin canin cekiyorda o anda kadinin durumu nedir? ne haldedir? bunu aklina getirmeyen adam gibi kisilerse onlarınki reffiye sayilmaz, bak ben bir video linki vereyim kafayı gör

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][/QUOTE]

O sitede bu isimlere neden reddiye yapıldığını açıklayarak söylüyorlar. O adam reddiye leri kendi yapmıyor. Ehli sünnetin kabul görmediği zatları nedenleriyle yazıyor kendinden yazmıyor. Gelelim vesile kılmaya. Bir fırıncı bile ekmeği kafasına göre yapamıyor yıllarca o işi bilen bir zat tarafından eğitim ile o işi yapabiliyor. Yani dünyalık bir işi bile o işi bilen bir zata muhtaç olarak yapıyor. Peki ahiret işlerinde durum nasıl olmalı. Siz bile bu sitede sadece havas kitaplarıyla bu iş öğrenilmez bir öğreten şart demiyor musunuz? Neden dua edin ve hemen öğrenirsiniz demiyorsunuz? Çünkü iş öyle olmuyor. Elbette bir insan Allah Celle Celalühü na ulaşmak istiyorsa nir bilene muhtaçtır yani vesile haktır ve şarttır. Koskoca sahabe efendilerimiz kendi kendine değil bizzat Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem aracılığıyla en basit meseleleri bile ondan öğrenmedi mi? Bir vesile olmadan Allah Celle Celalühü na ulaşmak çok zordur. Hani dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zan edersin diye bir söz varya...
Dinini doğru yaşamak için Kur'an-ı ve sünneti vesile kılmıyormuyuz? Allah'a Celle Celalühü ene yakın olduğumuz an neden secde sizce? Evet Ayeti Kerimenin dediği gibi Allah Celle Celalühü bize yakın ama sorun o değil ki haşa sorun bizim Allah'a Celle Celalühü yakın olup olmadığımız. Allah Celle Celalühü bu dünyada işlerini sebeplerle yapar yağmuru boş göndermez bulutu ona sebep kılar. Şifayı hemen değil ilacı sebep kılarak gönderir. Sizi bile anne ve babanızı sebep kılarak gönderdi. O videodaki cahiller vesile kılmayı iki ayete mealden anlam verip vesile kılmayı yok sayıyor. Böyle bir saçmalık olamaz. Allah Celle Celalühü bile bizi öylece huzura almıyor ki namaz diye bir güzellik sebebiyle alıyor. Vesile kılmayı bilmeyen hadsizler boş konuşup duruyor. Allah Celle Celalühü hidayet versin. Bak Ayeti Kerîmede Rabbimiz Celle Celalühü diyor ki dua edin ki icabet edeyim yani sıkıntımızdan haberdar olan Allah Celle Celalühü dua etme sana icabet olsun demiyor sana icabet edeyim ama o icabet dua sebebiyle vereyim sen duayı bana ulaşmak için vesile kıl diyor. Yani dediğim gibi o genç hoca kendisi reddiye yapmıyor ehli sünnetin reddiye yaptığı şeyleri p uygulamada paylaşıyor bi nevi kopyala yapıştır demek örnek olarak verilebilir. Ve bu arada vesile haktır gereklidir. Zaten Allah Celle Celalühü na ulaşmak isteyen birini Allah Celle Celalühü sevdiği birine gönderir ki dini bilgileri o zattan öğretir. ( yazım yanlışı olabilir. Çünkü hızlı yazmaya çalıltığımdan bazen harfi eksik yazıyorum klavyede saçan sapan şekilde düzeltiyor. Eğer alakasız kelime görürseniz sebebi budur)

Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 17.06.24, 16:24
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,395
Etiketlendiği Mesaj: 3491 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

ilim ögrenmek ayri Allah'a ulaşmak ayri bu örnek bir birine uymaz, kisi secdeye kapandigi anda Allaha ulasir, Allah ben kuluma arada araciyla şah damarindan yakinim demiyor,
direk olarak yekten ben kuluma sah damatindan yakinim diyor
dua icin elini actiginda Yarabbi mi diyorsun?
yoksa
filan kişinin araciliğiyla sana el açıyorum mu diyorsun?
bazi kisilerin dedigi gibi trafo mrafo saklabanligina gerek yok,
su an bile kalpte bir Allahim, Yarabbi dedigin anda Allaha ulastin demektir,
elbette bir sey isterken nebi sav başta olmak araya vesile konabilir, bu herkesi araya vesile koymak gerekir anlamina gelmesin...
trafo olayı, Allaha bağlanırken araya birini koyma olayi tasavvufun sulandırılmış halidir, ben gavsul Azam hz.,ibni Arabi hz.veys4l karsni hz. gibi zatlarin yasadigi tasavvufu tasavvuf olarak kabul ediyorum, bu günun sulandirilmis tasavvufunu degil,

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

"Kötü günlerdeyiz.
Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması,
ne de vefa kaldı.
Er kişiler gitti, geride çer çöp kaldı."

Meymun bin Mihran
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 17.06.24, 17:05
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 531
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
O sitede bu isimlere neden reddiye yapıldığını açıklayarak söylüyorlar. O adam reddiye leri kendi yapmıyor. Ehli sünnetin kabul görmediği zatları nedenleriyle yazıyor kendinden yazmıyor. Gelelim vesile kılmaya. Bir fırıncı bile ekmeği kafasına göre yapamıyor yıllarca o işi bilen bir zat tarafından eğitim ile o işi yapabiliyor. Yani dünyalık bir işi bile o işi bilen bir zata muhtaç olarak yapıyor. Peki ahiret işlerinde durum nasıl olmalı. Siz bile bu sitede sadece havas kitaplarıyla bu iş öğrenilmez bir öğreten şart demiyor musunuz? Neden dua edin ve hemen öğrenirsiniz demiyorsunuz? Çünkü iş öyle olmuyor. Elbette bir insan Allah Celle Celalühü na ulaşmak istiyorsa nir bilene muhtaçtır yani vesile haktır ve şarttır. Koskoca sahabe efendilerimiz kendi kendine değil bizzat Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem aracılığıyla en basit meseleleri bile ondan öğrenmedi mi? Bir vesile olmadan Allah Celle Celalühü na ulaşmak çok zordur. Hani dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zan edersin diye bir söz varya...
Dinini doğru yaşamak için Kur'an-ı ve sünneti vesile kılmıyormuyuz? Allah'a Celle Celalühü ene yakın olduğumuz an neden secde sizce? Evet Ayeti Kerimenin dediği gibi Allah Celle Celalühü bize yakın ama sorun o değil ki haşa sorun bizim Allah'a Celle Celalühü yakın olup olmadığımız. Allah Celle Celalühü bu dünyada işlerini sebeplerle yapar yağmuru boş göndermez bulutu ona sebep kılar. Şifayı hemen değil ilacı sebep kılarak gönderir. Sizi bile anne ve babanızı sebep kılarak gönderdi. O videodaki cahiller vesile kılmayı iki ayete mealden anlam verip vesile kılmayı yok sayıyor. Böyle bir saçmalık olamaz. Allah Celle Celalühü bile bizi öylece huzura almıyor ki namaz diye bir güzellik sebebiyle alıyor. Vesile kılmayı bilmeyen hadsizler boş konuşup duruyor. Allah Celle Celalühü hidayet versin. Bak Ayeti Kerîmede Rabbimiz Celle Celalühü diyor ki dua edin ki icabet edeyim yani sıkıntımızdan haberdar olan Allah Celle Celalühü dua etme sana icabet olsun demiyor sana icabet edeyim ama o icabet dua sebebiyle vereyim sen duayı bana ulaşmak için vesile kıl diyor. Yani dediğim gibi o genç hoca kendisi reddiye yapmıyor ehli sünnetin reddiye yaptığı şeyleri p uygulamada paylaşıyor bi nevi kopyala yapıştır demek örnek olarak verilebilir. Ve bu arada vesile haktır gereklidir. Zaten Allah Celle Celalühü na ulaşmak isteyen birini Allah Celle Celalühü sevdiği birine gönderir ki dini bilgileri o zattan öğretir. ( yazım yanlışı olabilir. Çünkü hızlı yazmaya çalıltığımdan bazen harfi eksik yazıyorum klavyede saçan sapan şekilde düzeltiyor. Eğer alakasız kelime görürseniz sebebi budur)
ilim ögrenmek ayri Allah'a ulaşmak ayri bu örnek bir birine uymaz, kisi secdeye kapandigi anda Allaha ulasir, Allah ben kuluma arada araciyla şah damarindan yakinim demiyor,
direk olarak yekten ben kuluma sah damatindan yakinim diyor
dua icin elini actiginda Yarabbi mi diyorsun?
yoksa
filan kişinin araciliğiyla sana el açıyorum mu diyorsun?
bazi kisilerin dedigi gibi trafo mrafo saklabanligina gerek yok,
su an bile kalpte bir Allahim, Yarabbi dedigin anda Allaha ulastin demektir,
elbette bir sey isterken nebi sav başta olmak araya vesile konabilir, bu herkesi araya vesile koymak gerekir anlamina gelmesin...
trafo olayı, Allaha bağlanırken araya birini koyma olayi tasavvufun sulandırılmış halidir, ben gavsul Azam hz.,ibni Arabi hz.veys4l karsni hz. gibi zatlarin yasadigi tasavvufu tasavvuf olarak kabul ediyorum, bu günun sulandirilmis tasavvufunu degil,[/QUOTE]

Anlamadığınız veya anlatamadığım şey şu. Bir insanın kendi kendine Allah'a Celle Celalühü ulaşmaya çalışması nerede bir bilen birini vesile etmesi nasıldır? Biz Elhamdülillah Allahın Celle Celalühü yardımıyla vesile nin doğru olduğunu öğrendik. Yememe vakasında sahabe efendilerimiz de direkt Allah Celle Celalühü ndan isteyebilirsin ama yatıp ya Muhammed dedi bunu anlamı haşa Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem yaratır demek değil veya ona dua edilir demek değil onu vesile kılmaktır. Yada Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem âma bir sahabeye görmesi için dua öğretirken duada ya Ya Rabb'i ben Rahmet Peygamberin Sallallahu aleyhi vesellem ile sana yöneliyorum diye duayı öğretti. Elbette vesile etmeden dua edilir ama vesile kullanmak benim gibi günahkarlar için çok daha makbuldür. Tasavvuf sulandırılmadı tasavvuf aynı tasavvuf. Kendini tasavvuf sananlar vardır ama bu tasavvufun sulandırıldığı anlamına gelmez. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi de vesile nin hak olduğunu gösterir. Elbette Ya Rabb'i demekle Allah ile konuşulur vesile nin amacı güzel kulları sebep kılarak istemektir olay bundan ibaret. O linkte ki video saçmalıktan öte değil. Bir insan kendi çabalarıyla bir yere kadar Allah Celle Celalühü na ulaşır ondan sonrası bilen biri şarttır. Bu kadar hak olan tarikat ne amaçla var? Yardımcı şarttır ilerlemek için yardımcı yani bir bilem yoksa çok zor ilerlemiş hatta Allah Celle Celalühü muhafaza sapıtma ihtimali de vardır. Önceki yorumda dediğim gibi dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zannedersin. Dinini doğru yaşamanın amacı Allaha Celle Celalühü ulaşmak değil mi? Dinini doğru yaşamak nasıl olur? Neyle olur?
Tabiki vesilesiz dua da edilir buna laf edemeyiz ki zaten buna sözümüz yok olamaz.

Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 17.06.24, 17:44
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,245
Etiketlendiği Mesaj: 247 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

İslam’da ilim ve amel kaynağı olarak Sünnet Kur’an’a takaddüm eder. Zira İslam’da hemen her hüküm ilkin sünnetle tespit edilmiş, Kur’an vahyi Hz. Peygamber’in söz, fiil ve takrirlerini sonradan teyit edip sabitleştirmiştir. Başak bir ifadeyle dinin temel esasları ve kuralları önce Sünnetle belirlenmiş daha sonra ilgili ayetler bu esaslar ve kuralları teyit ve tespit etmek üzere inmiştir. Örnek vermek gerekirse, namazın tüm rükünler, şartları ve vakitleri evvela Sünnetle izah edilmiş, müteakiben bunlar Kur’an ayetleri ile teyit ve tespit olunmuştur. Mesela abdest namazın en mühim şartı iken bu hususla alakalı ayet (Maide suresi 6. Ayet) hicretin altıncı senesinde nazil olmuştur. Hz. Peygamber ‘’Hac arefedir’’ (Ebu Davud ‘’Menasik’’ 69) sözüyle Arafat’ta vakfeyi haccın en mühim rüknü olarak belirlemiş ve fakat bu husus Kur’an’da sadece haccın farz olmayan bir rüknünden bahisle zikredilmiştir. Öte yandan, İslam’da oruç ilkin Sünnetle ortaya konulmuş, bu konuyla alakalı ayetler ise Sünnete dayalı oruç ibadetini teyit kabilinden nazil olmuştur.
Bu görüşlerime genelleme olduğu Yönünde bir eleştiride bulunulabilir.
Ve Hz. Peygamber’in kimi zaman vahiy beklediği vahiy gelmediğinde kendini zor durumda hissettiği ayrıca birçok kez vahiyle ikaz edildiği gibi birtakım gerekçelerden hareketle böyle bir tenkitin belli ölçüde isabetli olduğu da söylenebilir. Ancak yine de siyer ve tefsir kaynaklarındaki rivayetler ışığında nüzul dönemindeki genel manzaranın ‘’Sünnet Kur’an’a takaddüm eder’’ (BU görüş erken dönemlerde Ebu Nasr Yahya b. Ebi Kesir gibi bazı alimlerce, ‘’es-sünnetü kadiyetün ale’l-kur’an’’ (Sünnet Kur’an’a hükmedicidir) şeklinde formüle edilmiştir. Darimi ‘’Mukaddime’’ 49 )

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 17.06.24, 17:52
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,395
Etiketlendiği Mesaj: 3491 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hak etmiyorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ilim ögrenmek ayri Allah'a ulaşmak ayri bu örnek bir birine uymaz, kisi secdeye kapandigi anda Allaha ulasir, Allah ben kuluma arada araciyla şah damarindan yakinim demiyor,
direk olarak yekten ben kuluma sah damatindan yakinim diyor
dua icin elini actiginda Yarabbi mi diyorsun?
yoksa
filan kişinin araciliğiyla sana el açıyorum mu diyorsun?
bazi kisilerin dedigi gibi trafo mrafo saklabanligina gerek yok,
su an bile kalpte bir Allahim, Yarabbi dedigin anda Allaha ulastin demektir,
elbette bir sey isterken nebi sav başta olmak araya vesile konabilir, bu herkesi araya vesile koymak gerekir anlamina gelmesin...
trafo olayı, Allaha bağlanırken araya birini koyma olayi tasavvufun sulandırılmış halidir, ben gavsul Azam hz.,ibni Arabi hz.veys4l karsni hz. gibi zatlarin yasadigi tasavvufu tasavvuf olarak kabul ediyorum, bu günun sulandirilmis tasavvufunu degil,
Anlamadığınız veya anlatamadığım şey şu. Bir insanın kendi kendine Allah'a Celle Celalühü ulaşmaya çalışması nerede bir bilen birini vesile etmesi nasıldır? Biz Elhamdülillah Allahın Celle Celalühü yardımıyla vesile nin doğru olduğunu öğrendik. Yememe vakasında sahabe efendilerimiz de direkt Allah Celle Celalühü ndan isteyebilirsin ama yatıp ya Muhammed dedi bunu anlamı haşa Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem yaratır demek değil veya ona dua edilir demek değil onu vesile kılmaktır. Yada Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem âma bir sahabeye görmesi için dua öğretirken duada ya Ya Rabb'i ben Rahmet Peygamberin Sallallahu aleyhi vesellem ile sana yöneliyorum diye duayı öğretti. Elbette vesile etmeden dua edilir ama vesile kullanmak benim gibi günahkarlar için çok daha makbuldür. Tasavvuf sulandırılmadı tasavvuf aynı tasavvuf. Kendini tasavvuf sananlar vardır ama bu tasavvufun sulandırıldığı anlamına gelmez. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi de vesile nin hak olduğunu gösterir. Elbette Ya Rabb'i demekle Allah ile konuşulur vesile nin amacı güzel kulları sebep kılarak istemektir olay bundan ibaret. O linkte ki video saçmalıktan öte değil. Bir insan kendi çabalarıyla bir yere kadar Allah Celle Celalühü na ulaşır ondan sonrası bilen biri şarttır. Bu kadar hak olan tarikat ne amaçla var? Yardımcı şarttır ilerlemek için yardımcı yani bir bilem yoksa çok zor ilerlemiş hatta Allah Celle Celalühü muhafaza sapıtma ihtimali de vardır. Önceki yorumda dediğim gibi dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zannedersin. Dinini doğru yaşamanın amacı Allaha Celle Celalühü ulaşmak değil mi? Dinini doğru yaşamak nasıl olur? Neyle olur?
Tabiki vesilesiz dua da edilir buna laf edemeyiz ki zaten buna sözümüz yok olamaz.[/QUOTE]

sen duada vesile kullanmakla, Allah'a dua etmeyi birbirine karistiriyosun,
kul elini acipta beni affet, yada bana şunu ver demesi direk baglanmadir bu makbuldur gecerlidir
kul elini acipta yarabbi beni nebi sav hurmetine affet yada nebi sav hürmetine bana şunu ver demedi vesile koymaktir buda makbul ve gdcerl8dir
elini

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

"Kötü günlerdeyiz.
Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması,
ne de vefa kaldı.
Er kişiler gitti, geride çer çöp kaldı."

Meymun bin Mihran
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 17.06.24, 17:58
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,395
Etiketlendiği Mesaj: 3491 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hak etmiyorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ilim ögrenmek ayri Allah'a ulaşmak ayri bu örnek bir birine uymaz, kisi secdeye kapandigi anda Allaha ulasir, Allah ben kuluma arada araciyla şah damarindan yakinim demiyor,
direk olarak yekten ben kuluma sah damatindan yakinim diyor
dua icin elini actiginda Yarabbi mi diyorsun?
yoksa
filan kişinin araciliğiyla sana el açıyorum mu diyorsun?
bazi kisilerin dedigi gibi trafo mrafo saklabanligina gerek yok,
su an bile kalpte bir Allahim, Yarabbi dedigin anda Allaha ulastin demektir,
elbette bir sey isterken nebi sav başta olmak araya vesile konabilir, bu herkesi araya vesile koymak gerekir anlamina gelmesin...
trafo olayı, Allaha bağlanırken araya birini koyma olayi tasavvufun sulandırılmış halidir, ben gavsul Azam hz.,ibni Arabi hz.veys4l karsni hz. gibi zatlarin yasadigi tasavvufu tasavvuf olarak kabul ediyorum, bu günun sulandirilmis tasavvufunu degil,
Anlamadığınız veya anlatamadığım şey şu. Bir insanın kendi kendine Allah'a Celle Celalühü ulaşmaya çalışması nerede bir bilen birini vesile etmesi nasıldır? Biz Elhamdülillah Allahın Celle Celalühü yardımıyla vesile nin doğru olduğunu öğrendik. Yememe vakasında sahabe efendilerimiz de direkt Allah Celle Celalühü ndan isteyebilirsin ama yatıp ya Muhammed dedi bunu anlamı haşa Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem yaratır demek değil veya ona dua edilir demek değil onu vesile kılmaktır. Yada Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem âma bir sahabeye görmesi için dua öğretirken duada ya Ya Rabb'i ben Rahmet Peygamberin Sallallahu aleyhi vesellem ile sana yöneliyorum diye duayı öğretti. Elbette vesile etmeden dua edilir ama vesile kullanmak benim gibi günahkarlar için çok daha makbuldür. Tasavvuf sulandırılmadı tasavvuf aynı tasavvuf. Kendini tasavvuf sananlar vardır ama bu tasavvufun sulandırıldığı anlamına gelmez. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi de vesile nin hak olduğunu gösterir. Elbette Ya Rabb'i demekle Allah ile konuşulur vesile nin amacı güzel kulları sebep kılarak istemektir olay bundan ibaret. O linkte ki video saçmalıktan öte değil. Bir insan kendi çabalarıyla bir yere kadar Allah Celle Celalühü na ulaşır ondan sonrası bilen biri şarttır. Bu kadar hak olan tarikat ne amaçla var? Yardımcı şarttır ilerlemek için yardımcı yani bir bilem yoksa çok zor ilerlemiş hatta Allah Celle Celalühü muhafaza sapıtma ihtimali de vardır. Önceki yorumda dediğim gibi dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zannedersin. Dinini doğru yaşamanın amacı Allaha Celle Celalühü ulaşmak değil mi? Dinini doğru yaşamak nasıl olur? Neyle olur?
Tabiki vesilesiz dua da edilir buna laf edemeyiz ki zaten buna sözümüz yok olamaz.[/QUOTE]



Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi

bu sözünün kaynağı nedir?

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

"Kötü günlerdeyiz.
Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması,
ne de vefa kaldı.
Er kişiler gitti, geride çer çöp kaldı."

Meymun bin Mihran
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 17.06.24, 19:26
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,245
Etiketlendiği Mesaj: 247 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ashab-ı kiramdan İmrân İbni Husayn radıyallahu anhın bu konudaki açıklaması, meseleyi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Hz. Ömer halife olunca, Basra halkına İslâmiyet’i öğretmesi için bu aziz sahabeyi oraya göndermişti. Bir gün İmrân Müslümanlarla sohbet ederken, cemaatten biri ona: “Siz bize bazı hadisler okuyorsunuz. Ama biz onları Kur’an’da bulamıyoruz” dedi. İmrân İbni Husayn radıyallahu anh adamın bu sözüne kızdı ve ona: “Sen Kur’an okudun mu?” diye sordu. Adam: “Evet, okudum” diye cevap verdi. Bu aziz sahâbî sözüne şöyle devam etti: “Peki, sen Kur’an’da akşam namazının üç rekât, yatsı namazının dört rekât, sabah namazının iki rekât, öğle ve ikindi namazlarının dörder rekât olduğunu gördün mü? Görmedin. Peki siz bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? İşte biz de bunları Allah’ın Resulünden öğrendik. ”İmrân İbni Husayn radıyallahu anh adama bir soru daha sordu: “Siz paranın ve koyunun kırkta birinin zekât olarak verileceğini Kur’ân-ı Kerîm’den mi öğrendiniz?” Adam: “Hayır” dedi. Bu âlim sahâbî konuşmasına şöyle devam etti: “Peki siz, bunu kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? Biz de bunları Allah’ın nebisinden öğrendik. “İmrân radıyallahu anh konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Kullarım Kâbe’yi tavaf etsinler!’[Hacc süresi 29. ayet] âyet-i kerimesini Kur’ân-ı Kerîm’de görüyorsunuz. Peki tavafın yedi defa yapılacağını, tavaftan sonra Hz. İbrâhim’in makamının arkasında iki rekât namaz kılınacağını Kur’ân-ı Kerîm’de bulabiliyor musunuz? Bulamıyorsunuz. Peki siz bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? Biz de bunları Resûlullah sallallahu aleyhi ve selemden öğrendik.”O mecliste bulunan insanlar İmrân İbni Husayn’a:“Doğru söylüyorsun” diye hak verip teslimiyet gösterdiler.[ Ebû Dâvûd, Zekât 2, nr. 1561; İbni Ebî Asım, es-Sünne (Elbânî), II, 372, nr. 815; İbni Batta, el-İbânetü’l-Kübrâ, I, 234, nr. 66.]
Bu misal de bize gösteriyor ki, sünnet olmazsa Kur’ân-ı Kerîm lâyıkıyla anlaşılıp uygulanamaz. Sünnet olmazsa Müslümanlar dini yaşayamaz. Sünnet olmazsa Kur’ân-ı Kerîm’deki hac emri de zekât emri de gerektiği gibi uygulanamaz.
Kur’ân-ı Kerîm’de sınır getirilmeyen bazı buyruklar vardır. Hadis ve sünnet bu buyruklara sınır getirir. Buna “mutlakın takyîdi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur: “Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına bir karşılık ve Allah tarafından caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini kesin. [Maide süresi 38. Ayet]
Bu âyet-i kerimede sağ elin mi, sol elin mi kesileceği, dirsekten mi, el ayasından mı, bilekten mi kesileceği belirtilmemiş, yani kesme fiiline sınır getirilmemiş, el kesmek için ne kadar malın çalınması gerektiği bildirilmemiştir. Hadis-i şerif bu konuya açıklık getirmiş ve “sağ elin bilekten itibaren kesileceğini” haber vermiştir.[ İbni Hacer el-Askalânî, Fethu’l-bârî (Hatîb), XII, 98-99; Aliyyü’l-Kàrî, Mirkàtü’l-mefâtîh , VI, 2355] Şayet hadis ve sünnet Kur’ân-ı Kerîm’deki bu mutlak emri sınırlandırmasaydı, hırsızın hangi elinin nereden itibaren kesileceği bilinmeyecekti.
Kur’ân-ı Kerîm’de bazı genel hükümler vardır. Hadis-i şerif bu hükümleri belirgin hâle getirir. Buna “âmmın tahsisi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de: “Kesilmeden ölen murdar hayvan size haram kılındı”[Maide süresi 3. ayet] buyrulur. Acaba kesilmeden ölen bütün hayvanların eti haram mıdır, yoksa bunun istisnası var mıdır? Hadis-i şerif balığı bu hükmün dışında tutar ve “onun ölüsünün helâl olduğunu” belirtir.[ Ebû Dâvûd, Taharet 41, nr. 82; Tirmizî, Taharet 52, nr. 69; Nesai, Taharet 48; İbni Mâce, Taharet 38, Sayd 18, Et`ıme 31]Yine Kur’ân-ı Kerîm “zina eden kadın ve erkekten her birine yüzer sopa vurulmasını” emreder.[Nur suresi 2. ayet] Acaba bu hüküm evli, bekâr bütün Müslümanları kapsar mı? Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân-ı Kerîm’in bu genel hükmünü tahsis etmiş ve yüz sopa vurma uygulamasını sadece zina eden bekârlara uygulamıştır.[ Müslim, Hudûd 13, nr. 1690.]
Kur’ân-ı Kerîm’in kapalı bıraktığı için manası anlaşılmayan bazı âyet-i kerimeleri vardır. Hadis ve sünnet, ayetteki bu kapalı yönleri izah eder. Buna “müphemin tavzihi” veya “müşkilin tavzîhi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm:“İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmayanları” över.[Enam süresi 82. ayet]İmanlarına zulüm bulaştırmayanlar ne demektir? Bu ifade oldukça kapalıdır. Nitekim bu âyet-i kerime nâzil olunca Ashab-ı kiram anlamakta zorlandılar ve Peygamber Efendimize gelerek: “Hangimiz zulmetmeyiz. ki?” diye üzüntülerini dile getirdiler. Bunun üzerine Allah’ın Resulü bu kapalı ifadeye açıklık getirdi ve imanlarına zulüm bulaştırmayanların “Allah’a ortak koşmayanlar” olduğunu söyledi. Bu açıklama Sahâbe-i güzîni son derece rahatlattı.[ Buhârî, Îmân 23, nr. 32; Müslim, Îmân 197, nr. 124.]Bu misallerde görüldüğü üzere, Kur’ân-ı Kerîm bazı konulara kısaca temas etmekle yetinmiş, bu hususları açıklama görevini Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme bırakmıştır.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 17.06.24, 20:42
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 531
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlamadığınız veya anlatamadığım şey şu. Bir insanın kendi kendine Allah'a Celle Celalühü ulaşmaya çalışması nerede bir bilen birini vesile etmesi nasıldır? Biz Elhamdülillah Allahın Celle Celalühü yardımıyla vesile nin doğru olduğunu öğrendik. Yememe vakasında sahabe efendilerimiz de direkt Allah Celle Celalühü ndan isteyebilirsin ama yatıp ya Muhammed dedi bunu anlamı haşa Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem yaratır demek değil veya ona dua edilir demek değil onu vesile kılmaktır. Yada Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem âma bir sahabeye görmesi için dua öğretirken duada ya Ya Rabb'i ben Rahmet Peygamberin Sallallahu aleyhi vesellem ile sana yöneliyorum diye duayı öğretti. Elbette vesile etmeden dua edilir ama vesile kullanmak benim gibi günahkarlar için çok daha makbuldür. Tasavvuf sulandırılmadı tasavvuf aynı tasavvuf. Kendini tasavvuf sananlar vardır ama bu tasavvufun sulandırıldığı anlamına gelmez. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi de vesile nin hak olduğunu gösterir. Elbette Ya Rabb'i demekle Allah ile konuşulur vesile nin amacı güzel kulları sebep kılarak istemektir olay bundan ibaret. O linkte ki video saçmalıktan öte değil. Bir insan kendi çabalarıyla bir yere kadar Allah Celle Celalühü na ulaşır ondan sonrası bilen biri şarttır. Bu kadar hak olan tarikat ne amaçla var? Yardımcı şarttır ilerlemek için yardımcı yani bir bilem yoksa çok zor ilerlemiş hatta Allah Celle Celalühü muhafaza sapıtma ihtimali de vardır. Önceki yorumda dediğim gibi dinini doğru yaşa yoksa yaşadığını din zannedersin. Dinini doğru yaşamanın amacı Allaha Celle Celalühü ulaşmak değil mi? Dinini doğru yaşamak nasıl olur? Neyle olur?
Tabiki vesilesiz dua da edilir buna laf edemeyiz ki zaten buna sözümüz yok olamaz.


Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi

bu sözünün kaynağı nedir?[/QUOTE]

Sahih Müslim'de geçen bir hadiste Hz. Aişe (radıyallahu anha) şöyle dedi: "Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) geceleyin kalkar, secdeye kapanır ve şöyle derdi: 'Ey Allah'ım! Beni, geçmiş Peygamberler ve kendisine gönderildiğin şerefli kitaplar hürmetine affet.' Ardından, 'Ey Allah'ım! Rahmetini bana genişlet ve rahmetini bana göster. Ey Merhametlilerin en Merhametlisi!' derdi." (Sahih Müslim, Hadis no: 772)

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ashab-ı kiramdan İmrân İbni Husayn radıyallahu anhın bu konudaki açıklaması, meseleyi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Hz. Ömer halife olunca, Basra halkına İslâmiyet’i öğretmesi için bu aziz sahabeyi oraya göndermişti. Bir gün İmrân Müslümanlarla sohbet ederken, cemaatten biri ona: “Siz bize bazı hadisler okuyorsunuz. Ama biz onları Kur’an’da bulamıyoruz” dedi. İmrân İbni Husayn radıyallahu anh adamın bu sözüne kızdı ve ona: “Sen Kur’an okudun mu?” diye sordu. Adam: “Evet, okudum” diye cevap verdi. Bu aziz sahâbî sözüne şöyle devam etti: “Peki, sen Kur’an’da akşam namazının üç rekât, yatsı namazının dört rekât, sabah namazının iki rekât, öğle ve ikindi namazlarının dörder rekât olduğunu gördün mü? Görmedin. Peki siz bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? İşte biz de bunları Allah’ın Resulünden öğrendik. ”İmrân İbni Husayn radıyallahu anh adama bir soru daha sordu: “Siz paranın ve koyunun kırkta birinin zekât olarak verileceğini Kur’ân-ı Kerîm’den mi öğrendiniz?” Adam: “Hayır” dedi. Bu âlim sahâbî konuşmasına şöyle devam etti: “Peki siz, bunu kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? Biz de bunları Allah’ın nebisinden öğrendik. “İmrân radıyallahu anh konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Kullarım Kâbe’yi tavaf etsinler!’[Hacc süresi 29. ayet] âyet-i kerimesini Kur’ân-ı Kerîm’de görüyorsunuz. Peki tavafın yedi defa yapılacağını, tavaftan sonra Hz. İbrâhim’in makamının arkasında iki rekât namaz kılınacağını Kur’ân-ı Kerîm’de bulabiliyor musunuz? Bulamıyorsunuz. Peki siz bunları kimden öğrendiniz? Bizden öğrendiniz değil mi? Biz de bunları Resûlullah sallallahu aleyhi ve selemden öğrendik.”O mecliste bulunan insanlar İmrân İbni Husayn’a:“Doğru söylüyorsun” diye hak verip teslimiyet gösterdiler.[ Ebû Dâvûd, Zekât 2, nr. 1561; İbni Ebî Asım, es-Sünne (Elbânî), II, 372, nr. 815; İbni Batta, el-İbânetü’l-Kübrâ, I, 234, nr. 66.]
Bu misal de bize gösteriyor ki, sünnet olmazsa Kur’ân-ı Kerîm lâyıkıyla anlaşılıp uygulanamaz. Sünnet olmazsa Müslümanlar dini yaşayamaz. Sünnet olmazsa Kur’ân-ı Kerîm’deki hac emri de zekât emri de gerektiği gibi uygulanamaz.
Kur’ân-ı Kerîm’de sınır getirilmeyen bazı buyruklar vardır. Hadis ve sünnet bu buyruklara sınır getirir. Buna “mutlakın takyîdi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyrulur: “Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına bir karşılık ve Allah tarafından caydırıcı bir ceza olmak üzere ellerini kesin. [Maide süresi 38. Ayet]
Bu âyet-i kerimede sağ elin mi, sol elin mi kesileceği, dirsekten mi, el ayasından mı, bilekten mi kesileceği belirtilmemiş, yani kesme fiiline sınır getirilmemiş, el kesmek için ne kadar malın çalınması gerektiği bildirilmemiştir. Hadis-i şerif bu konuya açıklık getirmiş ve “sağ elin bilekten itibaren kesileceğini” haber vermiştir.[ İbni Hacer el-Askalânî, Fethu’l-bârî (Hatîb), XII, 98-99; Aliyyü’l-Kàrî, Mirkàtü’l-mefâtîh , VI, 2355] Şayet hadis ve sünnet Kur’ân-ı Kerîm’deki bu mutlak emri sınırlandırmasaydı, hırsızın hangi elinin nereden itibaren kesileceği bilinmeyecekti.
Kur’ân-ı Kerîm’de bazı genel hükümler vardır. Hadis-i şerif bu hükümleri belirgin hâle getirir. Buna “âmmın tahsisi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm’de: “Kesilmeden ölen murdar hayvan size haram kılındı”[Maide süresi 3. ayet] buyrulur. Acaba kesilmeden ölen bütün hayvanların eti haram mıdır, yoksa bunun istisnası var mıdır? Hadis-i şerif balığı bu hükmün dışında tutar ve “onun ölüsünün helâl olduğunu” belirtir.[ Ebû Dâvûd, Taharet 41, nr. 82; Tirmizî, Taharet 52, nr. 69; Nesai, Taharet 48; İbni Mâce, Taharet 38, Sayd 18, Et`ıme 31]Yine Kur’ân-ı Kerîm “zina eden kadın ve erkekten her birine yüzer sopa vurulmasını” emreder.[Nur suresi 2. ayet] Acaba bu hüküm evli, bekâr bütün Müslümanları kapsar mı? Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Kur’ân-ı Kerîm’in bu genel hükmünü tahsis etmiş ve yüz sopa vurma uygulamasını sadece zina eden bekârlara uygulamıştır.[ Müslim, Hudûd 13, nr. 1690.]
Kur’ân-ı Kerîm’in kapalı bıraktığı için manası anlaşılmayan bazı âyet-i kerimeleri vardır. Hadis ve sünnet, ayetteki bu kapalı yönleri izah eder. Buna “müphemin tavzihi” veya “müşkilin tavzîhi” denir. Meselâ Kur’ân-ı Kerîm:“İman eden ve imanlarına zulüm bulaştırmayanları” över.[Enam süresi 82. ayet]İmanlarına zulüm bulaştırmayanlar ne demektir? Bu ifade oldukça kapalıdır. Nitekim bu âyet-i kerime nâzil olunca Ashab-ı kiram anlamakta zorlandılar ve Peygamber Efendimize gelerek: “Hangimiz zulmetmeyiz. ki?” diye üzüntülerini dile getirdiler. Bunun üzerine Allah’ın Resulü bu kapalı ifadeye açıklık getirdi ve imanlarına zulüm bulaştırmayanların “Allah’a ortak koşmayanlar” olduğunu söyledi. Bu açıklama Sahâbe-i güzîni son derece rahatlattı.[ Buhârî, Îmân 23, nr. 32; Müslim, Îmân 197, nr. 124.]Bu misallerde görüldüğü üzere, Kur’ân-ı Kerîm bazı konulara kısaca temas etmekle yetinmiş, bu hususları açıklama görevini Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme bırakmıştır.

Elinize sağlık güzel yazmışsınız.

Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 17.06.24, 20:52
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,395
Etiketlendiği Mesaj: 3491 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hak etmiyorum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ya Rabb'i beni geçmiş Peygamberler hürmetine affet demesi

bu sözünün kaynağı nedir?
Sahih Müslim'de geçen bir hadiste Hz. Aişe (radıyallahu anha) şöyle dedi: "Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) geceleyin kalkar, secdeye kapanır ve şöyle derdi: 'Ey Allah'ım! Beni, geçmiş Peygamberler ve kendisine gönderildiğin şerefli kitaplar hürmetine affet.' Ardından, 'Ey Allah'ım! Rahmetini bana genişlet ve rahmetini bana göster. Ey Merhametlilerin en Merhametlisi!' derdi." (Sahih Müslim, Hadis no: 772)




Elinize sağlık güzel yazmışsınız.[/QUOTE]

sahihi müslim 772 nolu hadisin bu oldugundzn emin misin, arapcasinda baska bir hadis var

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

"Kötü günlerdeyiz.
Şimdi, ne kişinin kendini sorgulaması,
ne de vefa kaldı.
Er kişiler gitti, geride çer çöp kaldı."

Meymun bin Mihran
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 17.06.24, 22:20
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 531
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sahih Müslim'de geçen bir hadiste Hz. Aişe (radıyallahu anha) şöyle dedi: "Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) geceleyin kalkar, secdeye kapanır ve şöyle derdi: 'Ey Allah'ım! Beni, geçmiş Peygamberler ve kendisine gönderildiğin şerefli kitaplar hürmetine affet.' Ardından, 'Ey Allah'ım! Rahmetini bana genişlet ve rahmetini bana göster. Ey Merhametlilerin en Merhametlisi!' derdi." (Sahih Müslim, Hadis no: 772)




Elinize sağlık güzel yazmışsınız.
sahihi müslim 772 nolu hadisin bu oldugundzn emin misin, arapcasinda baska bir hadis var[/QUOTE]



Şuna bir bakın.

Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir şeyden dolayı (Allah'tan) af dileyecek olursa, bu, geçmişte yaşamış peygamberlerin hürmetine olur." (Buhârî, Tevhid, 28; Müslim, İmâre, 180)

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Letaifler, Letaiflerin Görevleri, Letaif Zikri (Zikr-i Letaif) Sin Tasavvuf & Tarikatler 15 08.07.24 17:10
ismâil Hakkı Bursevî Kâf-u Nûn Allah Dostları & Evliyalar 5 16.03.24 22:19
Psikiatri ve ilgili hersey... SiLence Sağlık 40 24.04.23 22:02
ilahi vahy Celil Parapsikoloji & Spiritüalizm 1 31.12.19 23:08
islam Alimleri Açısından Ebced ve Cifir ilmi Sin Ebced & Cifir & Remil 0 29.09.15 14:19


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:26.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147