|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Osmanlı’da cariyelik
Osmanlı’da cariyelik nasıl oluyordu nikah lı mı sayılıyordu hepsiyle nikahlı sayılmıyorsa dinine düşkün onca padişah günah mı işliyordu ?
|
#2
|
||||
|
||||
Alıntı:
cariyelik osmanlida icad edilmedi cariyelik İslam'da var...
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#3
|
|||
|
|||
Alıntı:
Bunlar genellikle özel şahısların çobanlığını*yapar; ev, tarla, bahçe işleriyle uğraşırlardı. Kadın köle durumundaki*cariyeler*ise; köşklerde, konaklarda ve zengin ailelerin evlerinde hizmetçi olarak görev yapıyorlar, temizlik ve yemek gibi ev işlerini yürütüyorlardı. . |
#4
|
|||
|
|||
Alıntı:
Yanlış anlaşılmasın 10'dan fazla yazardan Kuran'ı Kerim mealini okudum. Ya ben eksik anlıyorum cariyelik ve kölelik mevzusunu ya da biraz daha izahata muhtacım. Bilginiz nispetinde açıklarsanız çok sevineceğim. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocamı da etiketliyorum. Onun da yorumlarını merak ediyorum. |
#5
|
|||
|
|||
Dostum cariyelik hukuğu diye bir konu var şeriat’ta. İnternetten doğru bir kaynaktan okumanı tabsiye ederim. Bize dizi ve filmlerde kötülenerek anlatılan cariyelikle alakası olmayan bir sistem kurulmuş zamanında.
|
#6
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#7
|
||||
|
||||
Alıntı:
Dikkat etmek gerekir ki Kur’an’da hiçbir hüküm sadece belli bir döneme münhasıran tatbik edilsin diye nazil olmamıştır. Denilebilir ki bu anlayış muvacehesinde günümüz sosyolojisi söz konusu ahkamın tatbikine uygun olmadığından, ya bu sosyoloji söz konusu ahkamın tatbikine uygun bir zemin haline getirilmeli veyahut en azından kölelik/cariyelik ahkamının tekrar uygulanacağı zamanın gelmesi beklenmelidir. Diyelim 3. Dünya savaşı çıktı Müslümanlar köleleştiriliyor o zaman şartlara bakılıp Kölelik müessesesi gündeme gelebilir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#8
|
||||
|
||||
Alıntı:
Muhtelif ayetlerde biri hür kadınlarla diğeri cariyelerle olmak üzere iki tür nikahtan söz edilir. Mesela Müminin süresi 5-6. Ayetlerde ‘’Onlar (müminler) mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleriyle ilişki kurarlar’’ denilir. Nisa süresi 3. Ayette ise ‘’Şayet adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, o zaman değil birden çok kadınla evlenmek , tek kadınla dahi evlenmeyin; bilakis maliki ve sahibi olduğunuz cariyelerle yetinin’’ mealinde bir ifadeye yer verilir. Cariyelerle ilgili nikah ayette ma meleket eymanüküm diye ifade edilmiştir ki buna ‘’milk-i yemin’’ denilir. Burada bir kez daha belirtmek gerekir ki cariyenin cinselliğinden faydalanmak için bilindik anlamda nikah akdine gerek yoktur. Zira nikah akdi bir menfaat akdidir. Halbuki cariyeye malik olmak anlamına gelen ve ‘’milk-i yemin’’ diye ifade edilen milk akdi, nikah aktinden daha kuvvetlidir. Çünkü bu akit malik olmayı ifade etmektedir. İslam fıkhına göre efendi başka bir erkekle evli olmayan cariyesi ile nikah akdi olmadan karı-koca hayatı yaşayabilir. Efendi için sabit olan bu hakka ‘’istifraş’’ (odalık yapmak, yatağına almak) hakkı denilir. Bazı araştırmalarda istifraş hakkının tahakkuku için efendisi ile cariyesi arasında bir akit yapılması şartından söz etmişlerdir. Ancak teserri akit değildir. İslami kaynaklardaki izahlara göre teserri ‘’gizlemek, saklamak’’ anlamındaki ‘’sırar’’ dan ve veya ‘’mutlu olmak’’ anlamındaki ‘’surur’’ dan veyahut ‘!’cinsel birleşme anlamındaki ‘’sır’’ lafzından türemiş bir kelime olup ıstılahta cariye ile birlikte olmayı ve veya onun cinselliğinden faydalanmayı ifade eder. Bazı fakihlere göre teserri sadece cariyeye sahip olmakla gerçekleşmez. Bilakis nikah akdi hariç hür kadınlarla evlilikte gereken bütün şartların hazırlanması gerekir. Hanefi mezhebine göre teserrinin gerçekleşmesi için iki şart vardır. Birincisi hür kadın statüsündeki eşlerine tahsis ettiği gibi teserri etmek istediği cariye için de hususi bir mesken tahsis etmesi ikincisi ise diğer eşlerine ayırdığı zamanı ona da ayırmasıdır. Ebu Yusuf’a göre cariyeden çocuk edinme arzusu da şarttır. Fakat Ebu Hanife ve Muhammed bu görüşe katılmamıştır. Çünkü teserri kelimesinde çocuk yapmaya dair bir anlam yoktur.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#9
|
|||
|
|||
Eyvallah @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocam. Kölelik mevzusu kafamda daha bir oturdu ama aynı şeyi cariyelik için söyleyemeyeceğim. Gönlüm kabul ediyor, aklım tam mutmain değil gibi.
|
|
|