İslam Dini ’nin hayat düsturlarının koyucusu insanı yaratan Allah (cc) olduğu için İslam Dini ile insan arasında tam bir kaynaşma ve bütünleşme vardır.
İslam insan üzerinde gerçekçidir. Bu gerçeklik insanın cinselliğini de kuşatıcı vasıftadır.
İnsan cinselliği üzerindeki İslam gerçekliğinin ilk belirgin hususiyeti insanın cinselliğinin bir hayat gerçeği olarak kabul olunmasıdır.
Yüce Allah insanı erkek ve dişi olarak yaratmıştır. Kadını erkeğe, erkeği de kadına eğilimli ve arzulu kılmıştır.
Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz tarafından şöylece açıklanmaktadır:
‘’Erkeklere, kadınlara sahip olma ihtirası…hoş kılınıp güzel gösterildi….’’ (Al-i İmran suresi 14. Ayet)
Genel bir kaide olarak denebilir ki insan, hayatın ergenlik döneminde belirginleşen ve giderek ihtiyaç haline dönüşen bu arzuyu yenmek gücüne de sahip değildir. Zira insan cinsellik bakımından zayıf yaratılmıştır: ‘’….İnsan (cinsel) arzularını (dizginlemede) zayıf yaratılmıştır…’’ (Nisa suresi 28. Ayet; Hiç şüphesiz bu ayet insanın yalnız cinsellik bakımından değil, cinsellik dahil çok yönlü olarak zayıf yaratıldığına işaret buyurmaktadır. Ne var ki önceki ayetlerin ışığında bu ayeti değerlendiren İbn-i Abbas gibi bazı müfessirler ayette geçen zayıflıktan cinsel arzuları dizginlemedeki zayıflığı anlamaktadırlar. İsabetli bulduğumuz bu nükteyi parantez içinde gösterdik)
Allah, insanın üremesini cinsel eylem kanununa bağladığı ve bu sebeple de erkekle kadını cinsel organlar ve arzularla teçhiz ettiği için cinsel vuslat olmaksızın insanın bedeni ve ruhi tatmine ermesi de mümkün değildir. Nitekim yüce Allah eşlerimizi kendilerinde tatmin bulmamız için yarattığını şöyle izah etmektedir:
‘’Size kendi cinsinizden, kendilerinde sükûnete erip tatmin bulacağınız eşler yaratması ve aranıza meveddet (cinsi cazibe) ve rahmet koyması =’nun (varlığının) delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen toplum için nice ibretler vardır.’’ (Rum suresi 21. Ayet; Ayette geçen [meveddet] kelimesi başta Hasan-i Basri olmak üzere birçok müfessir tarafından [cima=cinsel ilişki] ile açıklanmaktadır. Al-İ İmran suresinin 14. Ayetinin dolaylı bir şekilde doğruladığı bu açıklamayı parantez içinde gösterdik)
Ne var ki insan, yüce Allah tarafından yeryüzünde kulluk denemesine tabi tutulduğu ve ilahi denemenin bir bölümü de cinsel hayatla ilgili olduğu için insan cinsel arzuları ve eylemlerini helal ve haram ölçülerine uydurmaya mecburdur.
(Kaynak: İslama göre Cinsel hayat yazar: Ali Rıza Demircan ilaveli 23. Baskı EYMEN YAYINLARI İstanbul 1988 sayfa 49-50-51)

Allah göz vermiş ve bazı gözler sen veya o kişi sakınsada buluşur sonra yolculuk başlar derinlere aşk Leyla’da mevlayı görme halidir

İnsanın insana aşkı şehvet değildir ama aşkta değildir. Aşk Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem savaşta bir damla kanı yere düşerse dünyayı yok ederim diyen Allah Ve Rasülü nün aşkıydı. Aşkı yolunda boynunu veren hallacın aşkıydı. Cennetin nimetlerinden Allah'a Celle Celalühü sığınan ve bana seni gerek seni diyen Yunus'un aşkıydı. Hazreti Ebubekir efendimiz zikir çekerken ciğeri yanıyor ve bu yanık kokusu evin dışına çıkınca diğer sahabe efendilerimiz Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem e söylüyor bu durumu. Hazreti Ebubekir'in evinden ciğer kokusu geliyor. Ebubekir efendimize sorulunca Ya Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem o ciğer kokusu bana verdiğiniz zikri çekmem sebebiyle öyle bir aşk yaşadım ki o yanık benim ciğerlerimin kokusudur. Yani aşktan yanan bir zat. Aşk İlahi olunca aşktır. Dünyalık aşk neden bu kadar can acıtır bilirmisin? Çünkü sen kalbine Allah Celle Celalühü yerine masivayı koydun Allah Celle Celalühü da sana dünyalık aşk acısı verdiki Leyla'dan Mevlayı bul diye.