Ya Adl Esması tecelli ederse - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 13.05.24, 05:27
verveine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 29.02.24
Bulunduğu yer: Kanada
Mesajlar: 139
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Ya Adl Esması tecelli ederse

Merhaba
Ya Adl esmasının çok tecelli ettiği bir kimse ne yapmalı, başka bir zikir okuyup dengelemeli midir? Nerde adaletsizlik görsem en ufak ve herhangi birisine de olsa canım sıkılıyor duramıyorum bir şey yapmadan düşünmeden, iş yerlerinde sıkıntıya yol açtı bu özelliğim.

(Esma çalışması yapmamaktayım şu anda)

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 13.05.24, 16:31
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,997
Etiketlendiği Mesaj: 234 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
verveine Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba
Ya Adl esmasının çok tecelli ettiği bir kimse ne yapmalı, başka bir zikir okuyup dengelemeli midir? Nerde adaletsizlik görsem en ufak ve herhangi birisine de olsa canım sıkılıyor duramıyorum bir şey yapmadan düşünmeden, iş yerlerinde sıkıntıya yol açtı bu özelliğim.

(Esma çalışması yapmamaktayım şu anda)
''Esma ve zikirler muhakkak yanındaki Türkçe açıklamasıyla beraber, yalnız ve sessiz bir ortamda, kendiniz duyacağınız şekilde, hızlı olmadan , normal bir konuşma gibi söylenmelidir. Yani bir ibadet gibi...
Mesela El Afüvv dediğinizde hemen arkasından ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz. İkinci defa El Afüvv dediğimizde yine Türkçe ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz.
Böylelikle 156 defa El Afüvv demiş ve 156 Defada çok affeden beni de affet demiş olacaksınız. Tüm zikirler ve Esmalar bu yöntemle çekilmelidir ki; dediğinizi anlayın ve sizin içinizdeki affedilme duygusu ortaya çıkıp hem frekans olarak Arapça zikir meydana çıksın hem de beynen ve kalben o hissiyata bürünebilesiniz.''
Allah’ın her biri sonsuz sırlar taşıyan isimleri aynı zamanda kullarının ona yöneldiği birer kapı mahiyetindedir. Farklı ihtiyaçlar içindeki insanlar o derdinin devası olan ilahi ismi zikrederek Allah’a halini arz eder. Mesela hasta olan bir insan ‘’Rahim ve Rauf’’ veya ‘’Şafi ve Muafi’’ isimleriyle; ihtiyaç sahibi fakir bir insan ‘’Rezzak Fettah Kerim ve Vehhab’’ isimleriyle; hidayete mazhar olmak isteyen bir insan ‘’Hadi ve Nur’’ isimleriyle; sabırlı olmak isteyen bir insan da ‘’Sabur’’ ismiyle duada bulunur.
Fahrettin Razi’ye göre Allah’ın isimlerinden her birisi belli bir manaya delalet eder ve hangi ruha o mana galip gelirse o ismi zikretmeye devam ederse süratle o isimden istifade eder.
İlla El Kebir veya El Mütekebbir zikri çekilecekse yanında muhakkak, Allah, Es Selam, El Kuddüs, El Mümin, El Fettah, El Adl, El Gaffar, En Nur, El Halim esmalarından en az üç tanesi ile birlikte çekilmelidir. Ayrıca her bir Esmayı söylediğinizde niyetinizle veya duanızla birlikte tekrar etmelisiniz. Yani El Kuddüs ismi 170 kere tekrar gerektirir, bir kere El Kuddüs dediğinizde arkasından sürekli işlediğim şu günahımdan kurtar demeli her defasında tekrar etmelisiniz. Başka bir söyleyişte 170 kere işlediğim şu günahımdan kurtar Ya Kuddüs şeklinde olabilir.
Allah’ın nerede ne zaman ve kime ne vereceğini kimse bilmediği ve hiç kimse tam manasıyla adl olmadığı için; El Cebbar, El Kabid, EL Hafid, El Müzil, El Kebir, El Mütekebbir, El Mümit, El Muahhir, Ed Dar, El Kahhar gibi esmaları Yaratıcı, sevk ve idare edici özelliklerinden kaynaklandığı için insanlara has değildir.
Esma’ül-Hüsna’nın bir kısmı ‘’Müzdevice’’ (çift) olup, bu gruba giren isimlerin tek başına kullanılması uygun değildir. El Baasit, EL Kabid, El Hafid, Er Rafi, El Muiz, El Müzil, Ed Dar, En Nafi gibi birbirlerine zıt kavramlardan oluşan bu çift isimler grubu, sevgi ile korku, lütuf ile kahır açısından incelendiğinde, bunlardan sadece Hafid, Müzil, Kabız ve Dar isimlerinin ‘’ korku ve kahır’’ anlamını yansıttığı göze çarpmaktadır. Ancak söz konnusu bu dört isim her ne kadar ilk bakışta ‘’kahır’’ ifade ediyor gibi görünüyorsa da bunların her birinin karşıt anlamlı bir başka isimle birlikte kullanılmış olması, ilahi fiillerin beşer alemine nasıl bir denge içinde taalluk ettiğini dile getirmesi açısından dikkat çekicidir.
Sıklıkla bu zikirleri çekmeyiniz! Zira kendinize ve çevrenize hiç hesap edemeyeceğiniz ve anlamdırılamaz sonuçlara sebebiyet verebilirsiniz. Bu durum kişiyi şirke, esmalardan, duadan, ibadetten, Allah’ın adaletinden soğutmaya götürebilir. Zira o esmaları çekmekle Allah’ın o özelliğini çağırıyorsunuz. Örneğin Ed Darr ismi ‘’elem ve zarar verecek şeyleri yaratan’’ manasına gelir. Siz Darr’ı sürekli çağırırsanız geldiğinde yarattığı şeyler olur ki sizi de içine alan elem ve zarar verici olaylar yaratır. ‘’Allah bilir siz bilemezsiniz’’ ayetini hep hatırlamak lazım.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 14.05.24, 00:52
Üye
 
Üyelik tarihi: 24.03.24
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 39
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
''Esma ve zikirler muhakkak yanındaki Türkçe açıklamasıyla beraber, yalnız ve sessiz bir ortamda, kendiniz duyacağınız şekilde, hızlı olmadan , normal bir konuşma gibi söylenmelidir. Yani bir ibadet gibi...
Mesela El Afüvv dediğinizde hemen arkasından ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz. İkinci defa El Afüvv dediğimizde yine Türkçe ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz.
Böylelikle 156 defa El Afüvv demiş ve 156 Defada çok affeden beni de affet demiş olacaksınız. Tüm zikirler ve Esmalar bu yöntemle çekilmelidir ki; dediğinizi anlayın ve sizin içinizdeki affedilme duygusu ortaya çıkıp hem frekans olarak Arapça zikir meydana çıksın hem de beynen ve kalben o hissiyata bürünebilesiniz.''
Allah’ın her biri sonsuz sırlar taşıyan isimleri aynı zamanda kullarının ona yöneldiği birer kapı mahiyetindedir. Farklı ihtiyaçlar içindeki insanlar o derdinin devası olan ilahi ismi zikrederek Allah’a halini arz eder. Mesela hasta olan bir insan ‘’Rahim ve Rauf’’ veya ‘’Şafi ve Muafi’’ isimleriyle; ihtiyaç sahibi fakir bir insan ‘’Rezzak Fettah Kerim ve Vehhab’’ isimleriyle; hidayete mazhar olmak isteyen bir insan ‘’Hadi ve Nur’’ isimleriyle; sabırlı olmak isteyen bir insan da ‘’Sabur’’ ismiyle duada bulunur.
Fahrettin Razi’ye göre Allah’ın isimlerinden her birisi belli bir manaya delalet eder ve hangi ruha o mana galip gelirse o ismi zikretmeye devam ederse süratle o isimden istifade eder.
İlla El Kebir veya El Mütekebbir zikri çekilecekse yanında muhakkak, Allah, Es Selam, El Kuddüs, El Mümin, El Fettah, El Adl, El Gaffar, En Nur, El Halim esmalarından en az üç tanesi ile birlikte çekilmelidir. Ayrıca her bir Esmayı söylediğinizde niyetinizle veya duanızla birlikte tekrar etmelisiniz. Yani El Kuddüs ismi 170 kere tekrar gerektirir, bir kere El Kuddüs dediğinizde arkasından sürekli işlediğim şu günahımdan kurtar demeli her defasında tekrar etmelisiniz. Başka bir söyleyişte 170 kere işlediğim şu günahımdan kurtar Ya Kuddüs şeklinde olabilir.
Allah’ın nerede ne zaman ve kime ne vereceğini kimse bilmediği ve hiç kimse tam manasıyla adl olmadığı için; El Cebbar, El Kabid, EL Hafid, El Müzil, El Kebir, El Mütekebbir, El Mümit, El Muahhir, Ed Dar, El Kahhar gibi esmaları Yaratıcı, sevk ve idare edici özelliklerinden kaynaklandığı için insanlara has değildir.
Esma’ül-Hüsna’nın bir kısmı ‘’Müzdevice’’ (çift) olup, bu gruba giren isimlerin tek başına kullanılması uygun değildir. El Baasit, EL Kabid, El Hafid, Er Rafi, El Muiz, El Müzil, Ed Dar, En Nafi gibi birbirlerine zıt kavramlardan oluşan bu çift isimler grubu, sevgi ile korku, lütuf ile kahır açısından incelendiğinde, bunlardan sadece Hafid, Müzil, Kabız ve Dar isimlerinin ‘’ korku ve kahır’’ anlamını yansıttığı göze çarpmaktadır. Ancak söz konnusu bu dört isim her ne kadar ilk bakışta ‘’kahır’’ ifade ediyor gibi görünüyorsa da bunların her birinin karşıt anlamlı bir başka isimle birlikte kullanılmış olması, ilahi fiillerin beşer alemine nasıl bir denge içinde taalluk ettiğini dile getirmesi açısından dikkat çekicidir.
Sıklıkla bu zikirleri çekmeyiniz! Zira kendinize ve çevrenize hiç hesap edemeyeceğiniz ve anlamdırılamaz sonuçlara sebebiyet verebilirsiniz. Bu durum kişiyi şirke, esmalardan, duadan, ibadetten, Allah’ın adaletinden soğutmaya götürebilir. Zira o esmaları çekmekle Allah’ın o özelliğini çağırıyorsunuz. Örneğin Ed Darr ismi ‘’elem ve zarar verecek şeyleri yaratan’’ manasına gelir. Siz Darr’ı sürekli çağırırsanız geldiğinde yarattığı şeyler olur ki sizi de içine alan elem ve zarar verici olaylar yaratır. ‘’Allah bilir siz bilemezsiniz’’ ayetini hep hatırlamak lazım.
Şimdi iki Esma ve arada kuvvetlendirimek amacıyla üçüncü bir Esma ile zikir yapıyorsak her zikirde maksadı mı söyleyeceğiz yani anlamını düşünmek olmuyor mu üç Esma içinde ayrı ayrı anlamlarını söylemek mi lazım?

Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14.05.24, 05:05
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,997
Etiketlendiği Mesaj: 234 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
sonsuzlukseli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi iki Esma ve arada kuvvetlendirimek amacıyla üçüncü bir Esma ile zikir yapıyorsak her zikirde maksadı mı söyleyeceğiz yani anlamını düşünmek olmuyor mu üç Esma içinde ayrı ayrı anlamlarını söylemek mi lazım?
Tek Esmalarda tercih edilen bir yoldur.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 14.05.24, 15:03
Skoda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 27.01.20
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,172
Etiketlendiği Mesaj: 18 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Tecellî, ortaya çıkmak ve görünmek demektir. Tasavvufta kudret-i ilâhiyye eserlerinin eşyada görünmesidir. Gaybdan gelen, kalpte zâhir olan nurlar için de kullanılır. Tecellînin nasıl meydana geldiğini Allah’tan başka kimse bilemez. Âlem, tecellînin vukuu anında hadîs ve mevcûd, ondan sonra hemen aslına dönerek fanîdir. Fakat bu tecelli o kadar süratli ve daimîdir ki iki tecelli arasında hiçbir fâsıla hissedilmez. Durum böyle devam ettiğinden biz mevcudatı daimî zannederiz.

Âlemde var olan eşyanın hepsi, her nefeste değişmektedir. Her mevcud yok oluyor, yerine ânında benzeri geliyor. Buna “Teceddüd-i emsâl” denir. Nitekim nehir akıp gitmektedir. Gelen su daima yenidir. “Bir insan bir nehirde iki defa yıkanmaz.” denmiştir.

Tecellîde, gaybdan şehâdet âlemine, karanlıktan aydınlığa çıkış söz konusudur. Tecellî, ruhânî ve Rabbânî olmak üzere iki türlüdür. Ruhânî tecelli hudûs sıfatıyla zâhir olan tecellîdir. Bu yüzden bu tecellide ucüb sıfatı ortaya çıkabilir. Rabbânî tecellîde ise fâni varlık yokluğa dönüştüğünden ucüb tehlikesi olmaz. Tecellî ayrıca tecelli ef’âl, tecellî-i esmâ ve tecellî-i sıfat gibi grublara ayrılır. Tecellî-i ef’âl denilen fiil tecellîsi, Hak Teâlâ’nın fiillerinden birinin kulun kalbinde açılmasıdır. Bu mertebeye eren sâlik “Lâ fâile illallah” sırrına erip bütün fiilleri Hak’tan bilir. Tecellî-i esmâ, Hak Teâlâ’nın esmâ-i hüsnâsından bir ismin sâlikin gönlünde yer etmesidir. Böyle bir tecellîye mazhar olan kimse, o ismin nurları altında hayrete düşer. Sıfat tecellîsi ise Hakk’ın sıfatlarından birinin kulun kalbine açılmasıdır. O sıfatın bazı eserleri Cenâb-ı Hakk’ın fazlıyla kulda zâhir olur. Meselâ Hakk’ın “Semî” sıfatıyla tecelli ettiği bir kul, cansız varlıkların bile söz ve tesbihini duyar hale gelir.

Bir de bunların ötesinde “Zatî tecellî” vardır ki “İlâhî zâtın zâtı için tecellîsi” dir. Bu tecellî kulların idrakinin üstündedir.

__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 15.05.24, 04:34
verveine - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 29.02.24
Bulunduğu yer: Kanada
Mesajlar: 139
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
''Esma ve zikirler muhakkak yanındaki Türkçe açıklamasıyla beraber, yalnız ve sessiz bir ortamda, kendiniz duyacağınız şekilde, hızlı olmadan , normal bir konuşma gibi söylenmelidir. Yani bir ibadet gibi...
Mesela El Afüvv dediğinizde hemen arkasından ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz. İkinci defa El Afüvv dediğimizde yine Türkçe ''Çok Affeden beni de affet'' demeliyiz.
Böylelikle 156 defa El Afüvv demiş ve 156 Defada çok affeden beni de affet demiş olacaksınız. Tüm zikirler ve Esmalar bu yöntemle çekilmelidir ki; dediğinizi anlayın ve sizin içinizdeki affedilme duygusu ortaya çıkıp hem frekans olarak Arapça zikir meydana çıksın hem de beynen ve kalben o hissiyata bürünebilesiniz.''
Allah’ın her biri sonsuz sırlar taşıyan isimleri aynı zamanda kullarının ona yöneldiği birer kapı mahiyetindedir. Farklı ihtiyaçlar içindeki insanlar o derdinin devası olan ilahi ismi zikrederek Allah’a halini arz eder. Mesela hasta olan bir insan ‘’Rahim ve Rauf’’ veya ‘’Şafi ve Muafi’’ isimleriyle; ihtiyaç sahibi fakir bir insan ‘’Rezzak Fettah Kerim ve Vehhab’’ isimleriyle; hidayete mazhar olmak isteyen bir insan ‘’Hadi ve Nur’’ isimleriyle; sabırlı olmak isteyen bir insan da ‘’Sabur’’ ismiyle duada bulunur.
Fahrettin Razi’ye göre Allah’ın isimlerinden her birisi belli bir manaya delalet eder ve hangi ruha o mana galip gelirse o ismi zikretmeye devam ederse süratle o isimden istifade eder.
İlla El Kebir veya El Mütekebbir zikri çekilecekse yanında muhakkak, Allah, Es Selam, El Kuddüs, El Mümin, El Fettah, El Adl, El Gaffar, En Nur, El Halim esmalarından en az üç tanesi ile birlikte çekilmelidir. Ayrıca her bir Esmayı söylediğinizde niyetinizle veya duanızla birlikte tekrar etmelisiniz. Yani El Kuddüs ismi 170 kere tekrar gerektirir, bir kere El Kuddüs dediğinizde arkasından sürekli işlediğim şu günahımdan kurtar demeli her defasında tekrar etmelisiniz. Başka bir söyleyişte 170 kere işlediğim şu günahımdan kurtar Ya Kuddüs şeklinde olabilir.
Allah’ın nerede ne zaman ve kime ne vereceğini kimse bilmediği ve hiç kimse tam manasıyla adl olmadığı için; El Cebbar, El Kabid, EL Hafid, El Müzil, El Kebir, El Mütekebbir, El Mümit, El Muahhir, Ed Dar, El Kahhar gibi esmaları Yaratıcı, sevk ve idare edici özelliklerinden kaynaklandığı için insanlara has değildir.
Esma’ül-Hüsna’nın bir kısmı ‘’Müzdevice’’ (çift) olup, bu gruba giren isimlerin tek başına kullanılması uygun değildir. El Baasit, EL Kabid, El Hafid, Er Rafi, El Muiz, El Müzil, Ed Dar, En Nafi gibi birbirlerine zıt kavramlardan oluşan bu çift isimler grubu, sevgi ile korku, lütuf ile kahır açısından incelendiğinde, bunlardan sadece Hafid, Müzil, Kabız ve Dar isimlerinin ‘’ korku ve kahır’’ anlamını yansıttığı göze çarpmaktadır. Ancak söz konnusu bu dört isim her ne kadar ilk bakışta ‘’kahır’’ ifade ediyor gibi görünüyorsa da bunların her birinin karşıt anlamlı bir başka isimle birlikte kullanılmış olması, ilahi fiillerin beşer alemine nasıl bir denge içinde taalluk ettiğini dile getirmesi açısından dikkat çekicidir.
Sıklıkla bu zikirleri çekmeyiniz! Zira kendinize ve çevrenize hiç hesap edemeyeceğiniz ve anlamdırılamaz sonuçlara sebebiyet verebilirsiniz. Bu durum kişiyi şirke, esmalardan, duadan, ibadetten, Allah’ın adaletinden soğutmaya götürebilir. Zira o esmaları çekmekle Allah’ın o özelliğini çağırıyorsunuz. Örneğin Ed Darr ismi ‘’elem ve zarar verecek şeyleri yaratan’’ manasına gelir. Siz Darr’ı sürekli çağırırsanız geldiğinde yarattığı şeyler olur ki sizi de içine alan elem ve zarar verici olaylar yaratır. ‘’Allah bilir siz bilemezsiniz’’ ayetini hep hatırlamak lazım.
Allah razı olsun böyle detaylı anlattığınız için maddi sorunlarım vardı inşallah deneyeceğim

Alıntı:
Skoda Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tecellî, ortaya çıkmak ve görünmek demektir. Tasavvufta kudret-i ilâhiyye eserlerinin eşyada görünmesidir. Gaybdan gelen, kalpte zâhir olan nurlar için de kullanılır. Tecellînin nasıl meydana geldiğini Allah’tan başka kimse bilemez. Âlem, tecellînin vukuu anında hadîs ve mevcûd, ondan sonra hemen aslına dönerek fanîdir. Fakat bu tecelli o kadar süratli ve daimîdir ki iki tecelli arasında hiçbir fâsıla hissedilmez. Durum böyle devam ettiğinden biz mevcudatı daimî zannederiz.

Âlemde var olan eşyanın hepsi, her nefeste değişmektedir. Her mevcud yok oluyor, yerine ânında benzeri geliyor. Buna “Teceddüd-i emsâl” denir. Nitekim nehir akıp gitmektedir. Gelen su daima yenidir. “Bir insan bir nehirde iki defa yıkanmaz.” denmiştir.

Tecellîde, gaybdan şehâdet âlemine, karanlıktan aydınlığa çıkış söz konusudur. Tecellî, ruhânî ve Rabbânî olmak üzere iki türlüdür. Ruhânî tecelli hudûs sıfatıyla zâhir olan tecellîdir. Bu yüzden bu tecellide ucüb sıfatı ortaya çıkabilir. Rabbânî tecellîde ise fâni varlık yokluğa dönüştüğünden ucüb tehlikesi olmaz. Tecellî ayrıca tecelli ef’âl, tecellî-i esmâ ve tecellî-i sıfat gibi grublara ayrılır. Tecellî-i ef’âl denilen fiil tecellîsi, Hak Teâlâ’nın fiillerinden birinin kulun kalbinde açılmasıdır. Bu mertebeye eren sâlik “Lâ fâile illallah” sırrına erip bütün fiilleri Hak’tan bilir. Tecellî-i esmâ, Hak Teâlâ’nın esmâ-i hüsnâsından bir ismin sâlikin gönlünde yer etmesidir. Böyle bir tecellîye mazhar olan kimse, o ismin nurları altında hayrete düşer. Sıfat tecellîsi ise Hakk’ın sıfatlarından birinin kulun kalbine açılmasıdır. O sıfatın bazı eserleri Cenâb-ı Hakk’ın fazlıyla kulda zâhir olur. Meselâ Hakk’ın “Semî” sıfatıyla tecelli ettiği bir kul, cansız varlıkların bile söz ve tesbihini duyar hale gelir.

Bir de bunların ötesinde “Zatî tecellî” vardır ki “İlâhî zâtın zâtı için tecellîsi” dir. Bu tecellî kulların idrakinin üstündedir.
Allah razı olsun çok değerli bilgiler.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ya Fettah Esması sırları ve havvası Swordsfish Esmaül Hüsna 11 23.08.24 15:31
Ya Melik Esması ve Sırları Swordsfish Esmaül Hüsna 3 24.07.24 11:15
EL-LATiF Esması ve Sırları El Kindi Esmaül Hüsna 36 18.11.23 11:46
İsim esması nasıl bulunur Lavi44 Sorularınız 23 01.03.22 23:49
Er Reşid Esması ve Sırları Tuana Esmaül Hüsna 1 19.03.17 00:43


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:14.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147