Ataistler zahiride yaşayıp batıniden delil istiyor, ne anlatırsanız boş çünkü batıni anlatılarak idrak edilmez orada sadece duygu vardır.. delil isteyenin önce ortaya koyacak yüreği var mı bilmek lazım .. sonrasında koyacaksın 40 gün riyazete ve sadece Allah de diyeceksin bakalım o 40 günü devirebilecek mi ? zaten 40 gün bunu yapana artık birşey anlatmana gerek kalmaz diye düşünüyorum ..

bu arada dünya üzerinde yaklaşık 4200 tane din vardır. aklı selim bir insanın bu 4200 dini araştırıp red etmiş olması gerekiyor ki ateist olsun (tanrıtanımamazlık) bence günümüzde ateizm biraz moda biraz da psikolojik sıkışmışlık ve öğrenilmiş çaresizliğin bir tür yansıması gibi .. demem o ki Allah hidayet versin , yardımcıları olsun ...

buna katılmıyorum hocam islam kuranın her yerinde aklatmezmisiniz der asıl müslaman olanlar aklını kullanmadıgı için bunlar ateist oluyor eşhedü derken bile inandık ve tasdik ettik diyoruz mantık nasıl ateizmi ortaya getirir abi asıl mantık seni dogrudan yaratıcaya götürür bir protein molekülünün en küçük yapı taşı aminoasitin kendi kendine oluşabilme ihtimalı 15milyarda 1 bir dna gen dizliminin hafızasında tuttu trilyonlarca bilgili küçücük hücrelerin oluşabilme ihtmali yok dahi tesadüfen bunları bilirsen zaten bir Kudret sahibi oldgunu anlar insan Asıl bilimi ilmi bilen Hakka inanır bakma sen bilim adamlarına onlarda herşeyin farkında ama başlarındaki idolijik yapı onları böyle olmalarına zorluyor yoksa önlerini kesiliyor biz bu bilimsel argümanları bilirsek zaten Allaha dogrudan varlıgna birligine kabul etmiş oluyoruz gelelim Kuranı azimu şan a indigi dönemde Şiir ilmi zirvede iyi di Hatta Peygamberimiz sav i küçük düşürmek için bütün şairler bir araya geldi o dönemde Hz Muhammed sav bu güzel sözleri nin üstüne bizde sözler yazalım dedilerde hepsi yenik düştü Ve bu adamlar şiirde ilerde idi arabın o dönem lugatları çok iyiydi şiir yarışmaları düzenlenirdi ama hiç biri Kuranla baş edemedi ve bu adamlar en zirvediki adamlar oldugu için anladılarki bu bir insan kelamı degil yani demem o ki bol bol araştıralım okuyalım dinimzii Rabbimizi tanıyalım Zaten teslimiyetimiz ona

Kur’an-ı Kerîm’de gök cisimlerinden, gece ve gündüzün tahavvülünden, bitkilerden, hayvanlardan ve diğer fizikî olgulardan bahsedilmektedir. Tanrı, bütün bunları İlahî bir mükemmeliyet, kusursuzluk üzere yaratmıştır: ‘’Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir. Bitkiler ve ağaçlar secde ederler. Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.’’[Rahman suresi 5 ve 7.ayetler]Arapça bir kelime olan Mîzan, birkaç anlama gelmektedir. Bunlardan bazıları denge ve İlahî nizamın inceliği, hassasiyeti ile alakalıdır. Dünyaya baktığımızda görürüz ki alem, hassas bir denge ve ahenk ile yaratılmıştır. Kur’an-ı Kerîm’de birçok ayet, alemin bu hassas dengesine, intizamına ve ahengine işaret etmektedir:’’Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.»[Al-i İmran suresi 190. ayet]’’O, geceyle gündüzü, ayla güneşi hizmetinize verdi; yıldızlar da O’nun emrine boyun eğmişlerdir. Bunda aklını kullanan bir topluluk için önemli ibretler vardır.’’[Nahl suresi 12. Ayet]
İslam alimleri de bir tasarımcının ve yaratıcının varlığını hatırlatmak amacıyla kainatın tasarlanışına atıfta bulunmuşlardır. Hatta bu argümanı umuma açık münazaralarda da dile getirmişlerdir. Mesela Gazali: ‘’Dünyanın ve semanın harikaları, bitkilerin ve hayvanların mükemmel yaratılışları üzerine tefekkür eden en düşük zihin dahi olsa, nasıl olur da bu yerleşmiş intizama sahip harika dünyayı tasarlayan, tayin eden ve idare eden bir yaratıcı olduğu gerçeğine gözlerini kapayabilir, kör kalabilir?’’ İslam’ın en büyük alimlerinden biri olan Ebu Hanife, bir seferinde bir ateist ile münazara eder. Anlatıldığına göre, tasarım argümanının bir türünü gayet başarılı bir şekilde tatbik etmiştir:’’’Bu sual üzerinden bir tartışmaya girmeden evvel, bana şu durum hakkında ne düşündüğünü söyler misin: ‘Fırat nehrindeki bir gemi kıyıya gidiyor, gıda ve diğer şeyleri yükleniyor ve daha sonra geri dönüp demir atıp, yüklerini boşaltıyor. Bütün bunları gemiyi kontrol eden hiç kimse olmadan, tek başına yapıyor.’Dediler ki, ‘Bu mümkün değil, asla böyle bir şey olamaz.’Bunun üzerine Ebu Hanife onlara dedi ki, ‘Eğer bir gemi için bunlar imkansız ise, bütün dünya için nasıl mümkün olabiliyor? Nasıl oluyor da bütün büyüklüğüyle, kendi başına hareket edebiliyor?’’[Ebu'l-Ferec el-İsfahânî’nin kitabı el-Eğanî’ye göre, Ebu Hanife, sekizinci asırda bir Dehri ile münazara ediyor. Ebu Hanife, Dehriyye’yi umumi münazaralarda alt etmesiyle bilinir.] İşte bu ayetler ve İslam alimlerinden örnekler, geçtiğimiz on sene içerisinde fizik sahasında yapılan ve kainatın hayat için en uygun şekilde ayarlanmış olduğunu, insanın varlığını sürdürebilmesi için hususi bir nizama sahip olduğunu gösteren keşifleri yansıtıyor. Bu mükemmeliyete bazı fizikçiler, teologlar ve felsefeciler tarafından ‘ince-ayar’ [hassas-ayar, fine-tuning] ismi de verilir.

selamın aleyküm bu ataizim mantıgında olanlar hep akıl mantık istiyolar
peki bende onlara akıldan mantıkdan bahsedeyim şimdi bir ataizim ci biri ile ben aynı masada oturalım masa üzerinde telefonum olsun ikimizden başka kimse yok ikimizde kafamızı yana dönderip masaya tekrar baktıgımızda telefon masada yok e nereye gitti telefon diger odaya gitmiş diger odada masa üzerinde duruyor ben ona soruyorum bu telefon diger odaya nasıl gitti o da diyor ki hakkk kendi kendine gitti yav nasıl olur mantıgım almıyor aklım almıyor derim nasıl yeri degişir ? cevap ortada yeri degişen birşey var ise mutlak suret ile onun yerini degiştiren vardır o kendi kendine nasıl yer degiştirir o da diyorki öyle işte kendi kendine degişti soruyorum bu mantık mı ?

şimdi bak atayizim ci arkadaş sabah oluyor güneş çıkıyor akşam oluyor ay çıkıyor bitki çıkıyor durmadan takip bile edemiyoruz birşeylerin yeri degişiyor mutlak suret ile bunları çeviren birşeyleri degiştiren biri var anlıyorum bunu ve en önemlisi cocukken anlamışdım ve bir baktım kuran ı kerimde rabbimiz ben yaratanım sizin sahibinizim sonunda yine bana döndürüleceksiniz herşeyin yerini degiştiren ve her şeyin sahibi benim diyor bunu unutmamalı
ARKADAŞLAR SİZDEN RİCAM ATAİS BİRİ OLDUMU ONUNLA KONUŞMAYI ÇOK İSTERİM

Bu zamanda Risale-i Nur'u tahkikli okuyan imanını kurtarır biiznillah, her soruya da cevap verebilir. Cevap veremeyenler zamanı ve zemini doğru okuyamayan, eski mâlumatlar ile bu asrın sorunları ile baş etmeye çalışanlardır..

Ayrıca, ''inandırma'' vazifemiz yok, zira ayet-i kerimenin ifadesi ile ''inanmaya niyetleri yoktur.'' yoksa, soruların cevabı olmadığından, veya İslami argümanların zayıflığından değil.