|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Cezallahü anna Muhammeden ma hüve ehlühü.
Cezallahü anna Muhammeden ma hüve ehlühü. Zikrini 1 defa okuduğumuzda 70 bin meleğin sevap yazdığı söyleniyor doğru mu ?
. . . Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem): " Kim bu salavati bir defa okursa yetmis bin yazici melek bin sabah sevabini yazmaktan yorulur-lar." buyurdu. |
#2
|
||||
|
||||
Alıntı:
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#3
|
|||
|
|||
Anladım hocam
Teşekürler anladım ki halk arasından gelen söylenti gibi bişey . |
#4
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#5
|
|||
|
|||
Salih amellerin sevabı bire ondan başlar Bİ ĞAYRİ HISABA (sonsuz) kadar gider alt sınırı var üst sınırı yok , bu yüzden hiçbir sevap-fazilet bana abartı gelmez. Elbette Salih birinin okuduğuyla avamın okuduğu aynı fazilette olmayacaktır herkes manevi kalitesine göre istifade edecektir.
|
#6
|
||||
|
||||
Velilerin keşf ile elde ettikleri bilginin problemli olabileceğini ifade eden Bediüzzaman Said Nursî, bu konuda ihtiyatlı olunması gerektiği kanaatindedir. Hadisleri anlamada dikkat edilmesi gereken hususları anlatırken sarf ettiği sözleri buna işaret etmektedir: “Beşinci Asıl: (Ümmetim içinde kendisine ilham gelenler vardır)[ Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI,55; Buhârî, Enbiya, 54 (IV, 149), Eshabu’n-Nebi, 6 (IV, 200); Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe, 23 (IV,1864).] yani (ilham alanlar) sırrınca, bazı ehl-i keşif ve ehl-i velâyet olan muhaddisîn-i muhaddesûn ilhamlarıyla gelen bazı maani, hadis telâkki edilmiş. Halbuki ilham-ı evliya bazı arızalarla hata olabilir. İşte bu nev ’iden, bir kısım hilâf-ı hakikat çıkabilir.[ Nursî, Sözler, s. 414. Said Nursî’nin ilham alan muhaddislerin varlığını temellendirmek için zikrettiği bu hadis kaynaklarımızda “Önceki ümmetlerde kendisine ilham verilenler vardı. Benim ümmetimden biri olsaydı Ömer olurdu.”( Bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI,55; Buhârî, Enbiya, 54 (IV, 149), Eshabu’n-Nebi, 6 (IV, 200); Müslim, Fedâilu’s-Sahâbe, 23 (IV,1864) şeklindedir. Burada olsaydı denildiğine göre, bundan ilham alanlar (muhaddesun) sonucunu çıkarmak kat’i bir delalet olarak dile getirilemeyeceğini düşünülmekte .]Velilerin keşf ile elde ettikleri bilginin problemli olabileceğini bu şekilde dile getiren Said Nursî, bu tür bilginin kabulünde yapılması gerekeni de şöyle belirtmektedir: “Demek, bütün ahval ve keşfiyatın ve ezvak ve müşahedatın mizanı, Kitab ve Sünnettir. Ve mihenkleri, Kitab ve Sünnetin desatir-i kudsiyeleri ve asfiya-i muhakkikînin kavanin-i hadsiyeleridir.”[ Nursî, Mektubat, s. 97.]Burada naklettiğim ifadeleri, Said Nursî’nin, ehl-i tasavvufun hadis rivayet metodlarından olan[Tasavvufun Temel Öğretilerinin Hadislerdeki Dayanakları
Yıldırım DİYANET sayfa 40] keşf yoluyla ile bazı şeylerin tespit edilebileceğini ve Hz. Peygamber’le (sas) yakaza halinde görüşebileceğini, bazı çekincelerle birlikte, kabul ettiğini göstermektedir. Bu şekilde hadis rivayeti ve tashihi hadis ulemasının tasvip etmediği bir yöntemdir. Cemaluddin el-Kâsımî, hadislerin ancak senetleriyle sabit olabileceğini, keşf ve ilham ile bu işin olamayacağını belirtmiştir.[ el-Kâsımî, Kavâidu’t-Tahdîs, s. 192.] Mubarekfûrî de İbnü’l-Arabî’nin konuyla ilgili görüşlerini naklettikten sonra “Sıhhati bilinmeyen hadisin tashihi rüyada Hz. Peygamber’e sormak veya keşf yolu ile tespit edilemez. Bunun gibi hükümler rüyada Hz. Peygamber’e sormak suretiyle tespit olmaz. Dünyada hayattayken söylediği sözlerle tespit olur. Çünkü hadis tashihi isnada dayanmaktadır.”[ el-Mubarekfûrî, Tuhfetu’l-Ahvezî, I, 309.] Mubarekfûrî, Aliyyu’l-Kârî’nin şu sözünü de nakletmektedir: “Keşif ve ilham, yanılma ihtimali bulunduğu için araştırmanın dışındadır.” [el-Mubarekfûrî, Tuhfetu’l-Ahvezî, I, 309.]Hadis ulemasının benimsemediği ve açık bir şekilde reddettiği ’keşf yolu ile hadis rivayeti ve tashihi’, son derece subjektif (öznel) olup ispatlanması ve incelemeye tabi tutulması mümkün olmayan bir yaklaşım tarzıdır. Mubarekfûrî’nin Hz. Peygamber’e sormak suretiyle hüküm tespitine gitme işlemini Hz. Peygamber’in dünyada hayatta bulunduğu dönemle sınırlı olduğunu belirtmesi bu anlamda çok önemlidir.[ el-Mubarekfûrî, Tuhfetu’l-Ahvezî, I, 309.] “Zira hadis olduğu söylenen bu tür sözlere dini bakımdan bir değer atfedilecek olursa, önüne gelenin her istediğini “Ben bunu keşf veya rüya yoluyla aldım.” diyerek Hz. Peygamber’e nisbet etmesi önünde hiçbir engel kalmaz; İslam’a en yabancı düşünceler en aykırı davranışlar kolaylıkla Hz. Peygamber’e yamanabilir.”[ İslam Düşüncesinde Sünnet / Eleştirel Bir Yaklaşım M. Hayri Kırbaşoğlu Sayfa 87] Kanaatim Bediüzzaman Said Nursî de bu tehlike dolayısıyla bilgilerin Kur’ân ve Sünnet düsturlarına uygun olması gerektiğini söylemek suretiyle bir tedbir alma yoluna gitmiştir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#7
|
|||
|
|||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Haklisiniz Yusuf bey. Bende genelde bilindik salavatlari okurum. hadiste kuranda yazan salavatlari. Allah razı olsun bir yaziyi daha tefekkür ettik sayenizde. |
#8
|
||||
|
||||
Alıntı:
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#9
|
|||
|
|||
Aleykümselam. Olsun. Saolun. Bilmukabele
|
#10
|
||||
|
||||
‘’Yusufiyeli’’ kavramı yeni nesil tarafından bilinmez çok karıştırılır sıkıntı yok . Mesela geçmişte şöyle bir haber vardı :’’ Yusufiyeli Ülkücüleri Artvin Yusufelili zanneden Metin Özkan’ın Bengütürk Genel Yayın Yönetmeni olması, Ülkücüler camiada tepkiyle karşılandı.’’
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
La ilahe illallah Muhammeden rasulallah Alliyen Veliyullah (zikri var mı) | Acizkul02 | Sorularınız | 5 | 25.04.21 15:16 |
Vallâhü min verâihim muhît. Bel hüve Kurânün mecîd. Fî levhin mahfûz | Devrimci | Korunma Uygulamaları | 16 | 20.04.18 01:30 |