|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Böyle Birini Tanıyan Oldu mu?
Aşağıdaki vasıflara sahip, hayatı şiir tadında yaşayan, insanların kalbinde taht kurmuş veli yada mürşidlerden birini tanıyan oldumu. Yanına varıp hiç gitmek istemediğin. Hep sohbetini dinlemek istediğin biri oldu mu ?
Burada Kayseri'nin Talas ilçesinde bir rahmetli cemil baba yaşamış ama tanımak mümkün olmadı. Evliyanın vasıfları Sual: Evliya nasıl tanınır, vasıfları nelerdir? CEVAP Çalışmak farz olduğu için, enbiya ve evliya da çalışır. Mesela Âdem aleyhisselam, çiftçilikle uğraşırdı. Nuh aleyhisselam marangoz, Davud aleyhisselam demirci idi. Evliya-i kiram da çeşitli meslek sahibi idiler. Allahü teâlâ, (Sevdiklerimi [evliyamı] halkın içinde saklarım, herkes tanıyamaz) buyuruyor. Onları tanıyan kimseler az da olsa vardır. Evliyanın vasıflarından bazıları şöyle bildirilmiştir: 1- Evliyanın kerameti olur. Gaybı yalnız evliya değil, melekler ve hatta Peygamberler bile bilmez. Ancak Allahü teâlâ, dilerse, herhangi bir kuluna da bildirir. Peygamber efendimizin gaybı bildiren çok mucizesi vardır. Evliyanın da gaybı bildiren çok kerametleri görülmüştür. 2- Evliyayı gören kimsenin gönlü ona mail olur. Evliyanın her sözü, her hareketi İslam’a uygundur. Yanında bulunan kimselerin kalblerinde Allah korkusu ve Allah sevgisi hâsıl olur. Başka şeylerden soğur. Evliya, ölü kalbleri diriltir. Kalblerdeki pası temizler. Onun yanında duranın günah işleme arzusu yok olmaya başlar. 3- İtikadında bozukluk olan evliya olamaz. Amelde ve itikadda bid’atin zulmeti, evliyalık nurunun kalbe girmesine mani olur. Kalb, bid’atlerden temizlenmedikçe ve doğru itikad ile süslenmedikçe, hakikat güneşinin ışıkları oraya giremez. 4- Evliya bütün kötü huylardan uzaktır. İyi huylarla süslenmiştir. Kendisine zulmedeni affeder, darılana iyilik ve ihsanda bulunur. Onda mal, mevki ve şöhret hırsı bulunmaz. Övülmeyi sevmez. Yerilmekten korkmaz. Tevazu sahibidir. Kendisini kimseden üstün görmez. Hiç kimseyi aşağılamaz. İlim sahibidir, ihlâsla amel eder. Kimsenin zararını istemez. Herkese merhamet eder, acır. İnsanların saadeti için çalışır. Sözünde durur. Emanete riayet eder. Kimseye hıyanet etmez. Suizan, gıybet ve fitneden kaçar. Haklı olsa da münakaşa etmez. Belalara, sıkıntılara göğüs gerer. Nimetlere şükreder. Ehline danışarak iş yapar. Günah işlemekten ve bilhassa imansız gitmekten çok korkar. Çok istigfar eder. Kısacası evliya en iyi insan demektir. Muhammed Salim hazretlerine, (Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır?) dediklerinde, (Tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile bir kimsenin veli olduğu anlaşılır) buyurdu. Eskiden evliya çok idi Eskiden Abdülkadir-i Geylani, imam-ı Rabbani ve Ahmed Rıfai hazretleri gibi mürşid-i kâmil olan evliya var idi. Evliya oldukları bazı vasıfları ile bilinirdi. Böyle zatların vasıfları kitaplarda bildirilmiştir. Allahü teâlânın sevgisine kavuşmuş olana Evliya denir. Başkalarının da kavuşmalarına vasıta olana Mürşid denir. Mürşid-i kâmilin, yani rehberlik eden evliyanın alameti, itikadının düzgün olması ve İslam ahkâmına tam uymasıdır. Sözleri, hareketleri İslam ahkâmına uygun olmayan zat, havada uçsa da, rehber olamaz. Evliya ile konuşmak ve onu görmek, Allahü teâlâyı hatırlamaya sebep olur. Allahü teâlâdan başka her şey kalbe soğuk gelir. Allahü teâlâ, (Evliyam şunlardır ki; ben anılırsam, onlar hatırlanır, onlar hatırlanınca ben anılırım) buyuruyor. Resulullah efendimize, evliyanın alametleri sorulunca, (Onlar görülünce Allah hatırlanır) buyurdu. Bugün yapılacak iş, eskiden yazılmış, İslam âlimlerinin kitaplarını okumaktır. Mürşidin vasıfları Eski mürşidlerin vasıflarından birkaçı şöyledir: 1- Lüzumlu akaid ve fıkıh bilgilerine vâkıf idiler. Fıkıh bilmeyen evliya olamaz. 2- Hep güler yüzlü olup, bir anne şefkati ile talebeyi terbiye ederler idi. 3- Hiç bir talebenin parasında gözü olmazdı. (Allah’ın evliyası, cömertlik ve güzel ahlak üzere yaratılmıştır) hadis-i şerifine uygun vasıfta olup, talebelerine elinden gelen yardımı yaparlar idi. 4- Talebelerinin sırlarını gizli tutarlardı. (Seçilmişlerin kalbleri sırların mezarıdır) denirdi. 5- (Üstada da, talebeye de saygılı olun) hadis-i şerifine göre merhametli ve tevazu sahibi idiler. 6- (Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır) mealindeki âyet-i kerime mucibince ilimleri ile büyüklenmezlerdi. İlmi ile mağrur olanlar, ilimleri az olanlardır. Az bir şey öğrenince her şeyi öğrendiklerini zannederler. Fazla bilgi sahibi olanlar, ilmin sınırsızlığını ve sonuna ulaşmaktan aciz olduklarını bildiklerinden tevazudan ayrılmazlar. Zaten âlim, bilmediklerinin bildiklerinden çok olduğunu bilen zattır. 7- Bilmedikleri olursa, “Bilmiyoruz” demekten çekinmezlerdi. Peygamber efendimiz de, bütün yaratılmışların en üstünü olduğu halde, (Bilmiyorum, Cebrail aleyhisselama sorayım da öyle cevap vereyim) buyurmuştur. Hazret-i İbni Abbas da (Bilmiyorum diyemeyen helak olmuştur) buyuruyor. 8- Malayani, yani boş konuşmazlardı. 9- Talebeleri de üstün kimselerdi. Her talebe, Allahü teâlânın sevgisi ile ve Onun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanardı. Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın haldeydi. Uykuları kaçar, gözyaşları dinmezdi. Geçmişteki günahlarından utanarak başını kaldıramaz, her işinde Allah’tan korkar, titrerdi. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınırdı. Her işinde sabreder ve affeder, her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendinde görürdü. Her nefeste Allah’ı düşünür, gaflet ile yaşamaz, kimseyle münakaşa etmezdi. Bir kalbi incitmekten korkar, kalbleri Allahü teâlânın evi bilirdi. Eshab-ı kiramın hepsini, “radıyallahü teâlâ anhüm ecmain” diyerek iyi bilir, hepsinin iyi olduğunu söylerdi. 10- İlmiyle amildiler. Yani bildikleriyle amel ederlerdi. Bildiği ile amel etmeyen, kendi görüşünü din gibi ortaya atan ve bölücülük yapanlar kötü âlimlerdir. Kötü âlimler Kur’an-ı kerimde (Kitap yüklü merkebe) benzetilmiştir. (Cuma 5) Bilin ki, evliyada üç alamet bulunur: Biri, görenin gönlü, hep ona mail olur. İkinci alameti sohbetten anlaşılır, Her ne dese, dinleyen sözüne kail olur. Üçüncüsü şöyledir, onun cümle azası, Dinin edepleriyle, her zaman âmil olur. Evliyayı sevenler ona gönül verenler, Sayısız nimetlere şüphesiz nail olur. Basireti açılır, gafleti zail olur. Kaynak: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Konu trhakan tarafından (08.03.24 Saat 09:35 ) değiştirilmiştir. Sebep: kaynak ekle |
#2
|
||||
|
||||
Burada Kayseri'nin Talas ilçesinde bir rahmetli cemil baba yaşamış ama tanımak mümkün olmadı.
adi cemil emmi idi çocukluğumda hemen her gun görür konusurdum, rahmetli bxbdmi cok severdi...
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#3
|
||||
|
||||
Alıntı:
hocam bakın beni heyecanlandırmayın ben talasa taşındıktan 1 yıl sonra Rahmeti rahmana kavuştu. Çocukluk işte bilseydim harmandaki evinin kapısında yatardım sokak köpeği gibi. . |
#4
|
||||
|
||||
yok istanbuldayim, ama dogma buyume 70 göbektır oraliyim, orada bir kac yerde hala malımız mülkümuz var, 25 yaşında istanbula geldim 30 yildir istanbuldayim
ama hala o memleketin en kilit adamlari dostum ahbabim arkadasimdir...
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#5
|
||||
|
||||
Alıntı:
Allah Rahmet Eylesin. Rabbim sevdiğini yanına almış. Biz sürgündeyiz Yaradan akibetimizi hayır etsin. |
#6
|
||||
|
||||
Alıntı:
herkese sarı telden yapilmıs yüzuk dagitirdi, kayseri kâbe arasında tayyi mekan yaptigini ben dahil cok kişi görmüştür şahit olmustur talasta o zaman sehruin dısinda bağların oldugu yerdi, orada eski bir virane yerde yatar kalkardi, çok defa babamla arabayla evine götürür birakirdik, bazi kisiler deli derdi bazi kisiler veli derdi
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#7
|
||||
|
||||
Kişi itikadıyla görürmüş zaten insanları. Hocam bu bağların arasında yattığı evini hatırlıyormusunuz. Orayı görmek isterim.
Rahmetli babamı görmüş, üzülme Erzurumlu demiş, ( dedelerimizin Erzurumdan Bünyana oradan da Talasa göç ettiğini bilmiş rahmetli) Yakında köyünün camisinin minaresi bitecek, Artık kafana takma sen DSİ ye gireceksin, şimdi git evinde yat. Bak bu gördüğün insanların kimi eşek, kimi domuz, kimi köpek burada gezmekten daha hayırlıdır uyumak diyor. Bu olay tamda Gevhernesibe hatun külliyesinin önünde duvarındaki çıkıntıya oturarak geçiyor. Rahmetli foğrafı sevmezmiş ama yinede çekmiş birileri rabbim razı olsun |
#8
|
||||
|
||||
panaroma tesislerinin orada bir yerdeydi ama tam yerini simdi hatirlamiyorum,oralar cok degismis, büyük ihtimal yikilmistir,
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#9
|
||||
|
||||
Alıntı:
|
#10
|
||||
|
||||
Evet malesef ordaysa görme şansım yok.
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Bana cin mi aşık oldu? Büyüden mi böyleyim? Yoksa böyle mi doğdum? | Ayda | Sorularınız | 84 | 19.01.23 02:29 |
Olgunlaşmak böyle | Skoda | Sizden Gelenler | 0 | 17.07.21 07:19 |
Böyle gelmiştir ve böyle gitmelidir | Modern Sofi | Kişisel Gelişim | 0 | 18.10.20 20:40 |
Pepsi neden böyle oldu? | Torlak | Sorularınız | 4 | 17.03.19 20:51 |
Böyle duâ ettinizmi? | SiLence | Dualar & Dua Kardeşliği | 10 | 31.05.18 10:57 |