Sadece bir kişinin söylemi ile birlikte bir ilme haramdır demek ne kadar doğru? - Sayfa 11 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #101  
Alt 02.01.24, 04:56
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 07.06.16
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 624
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
paradise Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
imas dilin kemiği yok konuşabiliyorsun rahat rahat ama mahşer günü o kadar kolay olmayacak. peygamberimden, seleften getirdiğim delillerime nefsinizle değil, delil ile cevap verin.
vahabi vahabi demekle olmuyor.
ben dinin aslını anlatıyorum dine sonradan sokulan bidatleri,vefk,tılsım şunu bunu anlatmıyorum...
peygamberim buyurmuş : Dine sonradan sokulan her şey bid'attır, her bid'at dalalettir, her dalalet ateştedir.”
Osmanlı padişahlarının geneli hakkında
inançları hususunda ne düşünüyorsunuz bunu bi söyler misiniz

__________________
Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.
Alıntı ile Cevapla
  #102  
Alt 02.01.24, 08:31
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,350
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
ulucayto Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
abi bence o azat edilmesi yada diğer tuhaf denilebilicek hadisler kutubi sittede çok sık goruyorum hata bir konu açıp bunları paylaşıcağım allah izin verirse sende istersen altında paylaşırsın bu vb hadisleri ama bu konu da dahil ve bu tuhaf hadisleride ortak notka bence

kişi allahın varlığını bilincinde mi hareket etmiş yoksa aksi bir düşünce ilemi hareket etmiş
işin özü burda saklı bence
Hz. Peygamber, ‘’Ben göktekinin eminiyim’’, ‘’Siz yeryüzündekilere merhamet edin, gökteki de size merhamet etsin’’ gibi sözler söylemiş, ayrıca ‘’Allah nerededir?’’ diye sorduğu cariyenin, ‘’Göktedir’’ diye cevap vermesi üzerine, ‘’Bu cariyeyi azat edin, Çünkü o iman etmiş’’ demiştir. (Buhari, ‘’Meğazi’’ 61; Ebu Davud, ‘’Eyman’’ 19; ‘’Edeb’’ 66; Tirmizi, ‘’Birr’’ 16)
Şimdi dahası da var kardeşim dahası var İslam düşünce tarihinde Ehl-i Hadis 8Ehl-i Sünnet-i Hassa) ekolünden Ahmed b. Hanbel ve Ebu Said ed-Darimi gibi meşhur temsilcilerine göre Allah’ın her yerde hazır ve nazır olduğunu söylemek zındıklık ve kafirliktir. Bu inancı benimseyenler ilkin tövbeye davet edilmeli tövbe etmedikleri takdirde öldürülmelidir. (Darimi er-Red’ale’l-Cehmiyye sayfa 171-186)
Ancak ne enteresandır ki vaktiyle Ehl-i Hadis’in sahih itikat olarak savunduğu bu görüşler sonraki asırlarda Müşebbihe ve Mücessime inancı olarak değerlendirilip reddedilmiş, buna mukabil Ehl-i hadis’in zındıklık ve kafirlik olarak gördüğü inanç ise Ehl-i Sünnet’in resmi itikatı haline gelmiştir. Allah tasavvurunun tarhi süreçte çok köklü biçimde değiştirildiğinin en çarpıcı örneklşerinden biri de ilahi isim ve sıfatlar konusunda tavizsiz Selefi yaklaşımıyla tanınan Ebu Bekr Huzeyme’nin Kitabu’t-Tevhid adlı eserinde 750!den fazla hadis ve rivayete dayalı olarak ortaya konulduğu Allah fikrinin Fahreddin er_Razi tarafından şirk olarak nitelendirilmiş olmasıdır. Oysa İbn Huzeyme mukaddemedeki ifadelerine göre bu eseri Kaderiyye-Mutezile’ye mensup kişilerin meclislerine katılan öğrencilerin bu ‘’dalalet ehli’’ nin fikirlerine kapılabileceği endişesi üzerine kaleme almıştır.(İbn Huzeyme Kitabu’t-Tevhid 1.cilt sayfa 10) Buna mukabil Fahreddin er-Razi Şura 11. Ayet (O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle sizi üretiyor. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.) tefsirinde Bilesin ki Muhammed b. Uzeyme Kitabu’t-Tevhid diye isimlendirdiği ki bu eser gerçekte Kitabu’ş-Şirk’tir demiştir. Devam etmiş İbn Huzeyme görüşleri tutarsız anlayışı kıt ve akıldan noksan bir kişi olduğu için ben burada onun uzun ifadelerini geçip, savunduğu görüşleri özet olarak nakledeceğim. Bu cümleden olarak İbn Huzeyme, ‘’Biz Allah’ın bir yüzü(vech) olduğunu kabul ediyor ve ‘Rabbimizin yüzünde nur ışık ve aydınlık vardır. Şayet rabbimiz yüzündeki hicabı kaldıracak olsaydı, O’nun yüzündeki celal ve azamet, bunu gören her gözü ve her şeyi kesinlikle yıkıp kül ederdi. Helak olma ve son bulma gibi haller o’nun yüzü için söz konusu değildir.’’ Görüşünü benimsemiştir demiştir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #103  
Alt 02.01.24, 08:59
 
Üyelik tarihi: 09.03.21
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 129
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
mekan58 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Osmanlı padişahlarının geneli hakkında
inançları hususunda ne düşünüyorsunuz bunu bi söyler misiniz
Osmanlı padişahlarının geneli ne demek? Hepsi Ayni itikadda mı? Hiç bunun inancı neymiş diye araştıramadım. Bir kişi tağutu reddedip ALLAH'a iman edip şirkten beri olduysa ne mutlu müslümandır diye Hüsnü zan ederim. Başkasını sorgulayacağınıza kendi inandığınız ne gibi batıl inançlar var onu sorgulayın önce Kur'an ve Sünnet tartısında.

Alıntı ile Cevapla
  #104  
Alt 02.01.24, 11:17
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,350
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alim alimde alimler arasında mazide birçok sıkıntı hasıl olmuş. Eşariye ve Maturidiye göre kelam-i lafzı mahluk kelam-i nefsi gayr-ı mahluktur. Yani Kuran’ın lafzı ve sözü mahluk ama manası kadimdir. İmam Ahmet ve İshak b. Raheveyn gibi hadis ve selef alimleri ‘’Kuran’ın lafzı mahluk denilmesini caiz görmezlerdi. Hatta bazı Hanbeliler bu sözü küfür sayarlardı (İzmirli İsmail Hakkı Yeni ilm-i Kelam 2. Cilt sayfa 117) İmam-ı Azan ‘’Lafzına bil Kuran mahluktur (Kuranı okurken söylediğimiz sözler mahluktur…) dediği için Hanefiler Hanbelilere ters düşmüşlerdir.
Kadiriye tarikatının kurucusu olan Abdulkadir Geylani diyor ki:. ‘’Men kale lafzi bi’l-Kuran fehüve kafirün billah’’ (Bir kimse Kuran’ın lafzı mahluktur derse Allah Teala’yı inkâr etmiş olur) Böylesi ile sohbet edilmez, birlikte yemek yenilmez, evlenilmez komşu bile olunmaz. Aksine bu gibi kişiler terk edilir. Küçümsenir ardında namaz kılınmaz. Şahitlikleri kabul edilmez. Nikahta velayetleri muteber tutulmaz. Öldüklerinde cenaze namazları kılınmaz. Böyle birisi yakalanırsa tıpkı irtidat eden bir kimse gibi üç kere tevbeye davet edilir. Tevbe etmezse katledilir. İmam Ahmed’e bir ‘’Bir kimse Kuran’ın lafzı mahluktur derse ne lazım gelir’’ diye soruldu ‘’kafir olur’’ diye cevap verdi Yine İmam Ahmed ‘’Allah’ın kelamı olan Kuran mahluk değildir ama onun okunması mahluktur! Diyen kafir olur demiştir.
Gavsu’l Azam’ın İmam Azam yani en büyük sûfînin en büyük reyci hakkındaki hükmü budur.
Görülüyor ki Selefiyenin katı ve sert taraftarları Sünni kelamcıları ve hatta mutedil olan ilk Selefileri bile kafir sayan beyanlarda bulunmuşlardır. Bu ifadeler karşısında başta İmam-ı Azam olmak üzere Eşari, Maturidi ve onları takip edenlerin Abdulkadir Geylani gibi sert ve katı görüşlü Hanbeliler nazarındaki yerini tespit ve tayin fazla zor değildir. Eşari ve Maturidi kelamcıların bu nevi dar ve müsamaha tanımaz görüşlere sahip olan aşırı Selefileri yani Hanbelileri, Haşeviye, Mücessime ve Müteşebbiha saymaları fazla şaşırtıcı görülmemelidir. Bu bir etki tepki meselesidir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #105  
Alt 02.01.24, 11:48
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,350
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Metin tenkitiyle alakalı bir hadis misal vereyim ‘’Ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir onlara ahirette azap yoktur. Kıyamet günü her bir Müslümana Yahudilerden ve Hristiyanlardan bir kişi verilecek ve ona ‘Ey Müslüman bu senin ateşten kurtuluşunun fidyesidir’ denilecektir’’ (Ahmed b. Hanbel Müsned 4.cilt sayfa 408; Ebu Davud, Fiten, 7; İbn mace, Zühd, 34) Hadisin metni bu haliyle oldukça problemlidir. Bir anlamda müsellem ilkelere icma’a aykırıdır. Bu konuda pek çok alim tevil yoluna girmiştir, fakat problemi izale edecek sadra şifa bir şey ortaya konulamamıştır. İşte bu noktada Buhari’nin tutumu dikkate alınmaya değerdir. Buhari’nin değerlendirmesi şöyledir: ‘’Hz. Peygamber’den şefaatle ilgili haberler ve bir topluluğun azap gördükten sonra cehennemden çıkacağına dair hadisler daha çoktur ve daha açıktır.’’ (et-Tarihu’l kebir cilt 1 sayfa 39) Görüldüğü gibi Buhari manasını bilmedik icmaa aykırı hadisi bırakmış manası tanıdık bilindik açık ve net olan hadisleri tercih etmiştir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #106  
Alt 02.01.24, 19:32
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 07.06.16
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 624
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
paradise Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Osmanlı padişahlarının geneli ne demek? Hepsi Ayni itikadda mı? Hiç bunun inancı neymiş diye araştıramadım. Bir kişi tağutu reddedip ALLAH'a iman edip şirkten beri olduysa ne mutlu müslümandır diye Hüsnü zan ederim. Başkasını sorgulayacağınıza kendi inandığınız ne gibi batıl inançlar var onu sorgulayın önce Kur'an ve Sünnet tartısında.
Buna cevab vermekten neden çekindiniz.
Üstelik sizi de sorgulamadım var olan bir husus hakkında düşüncenizi sordum sadece.

__________________
Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.
Alıntı ile Cevapla
  #107  
Alt 02.01.24, 19:54
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 07.06.16
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 624
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Madem yeterince araştırma imkânı bulamadınız öyle olsun.
600 yıldan fazla zamandır 623 yıl boyunca İslâm devleti Allah'ın şeriatına göre hükmeden bir devlet olduğunu da duymadınız mı

__________________
Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.
Alıntı ile Cevapla
  #108  
Alt 02.01.24, 20:17
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 07.06.16
Bulunduğu yer: Tr
Mesajlar: 624
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hz. Peygamber, ‘’Ben göktekinin eminiyim’’, ‘’Siz yeryüzündekilere merhamet edin, gökteki de size merhamet etsin’’ gibi sözler söylemiş, ayrıca ‘’Allah nerededir?’’ diye sorduğu cariyenin, ‘’Göktedir’’ diye cevap vermesi üzerine, ‘’Bu cariyeyi azat edin, Çünkü o iman etmiş’’ demiştir. (Buhari, ‘’Meğazi’’ 61; Ebu Davud, ‘’Eyman’’ 19; ‘’Edeb’’ 66; Tirmizi, ‘’Birr’’ 16)
Şimdi dahası da var kardeşim dahası var İslam düşünce tarihinde Ehl-i Hadis 8Ehl-i Sünnet-i Hassa) ekolünden Ahmed b. Hanbel ve Ebu Said ed-Darimi gibi meşhur temsilcilerine göre Allah’ın her yerde hazır ve nazır olduğunu söylemek zındıklık ve kafirliktir. Bu inancı benimseyenler ilkin tövbeye davet edilmeli tövbe etmedikleri takdirde öldürülmelidir. (Darimi er-Red’ale’l-Cehmiyye sayfa 171-186)
Ancak ne enteresandır ki vaktiyle Ehl-i Hadis’in sahih itikat olarak savunduğu bu görüşler sonraki asırlarda Müşebbihe ve Mücessime inancı olarak değerlendirilip reddedilmiş, buna mukabil Ehl-i hadis’in zındıklık ve kafirlik olarak gördüğü inanç ise Ehl-i Sünnet’in resmi itikatı haline gelmiştir. Allah tasavvurunun tarhi süreçte çok köklü biçimde değiştirildiğinin en çarpıcı örneklşerinden biri de ilahi isim ve sıfatlar konusunda tavizsiz Selefi yaklaşımıyla tanınan Ebu Bekr Huzeyme’nin Kitabu’t-Tevhid adlı eserinde 750!den fazla hadis ve rivayete dayalı olarak ortaya konulduğu Allah fikrinin Fahreddin er_Razi tarafından şirk olarak nitelendirilmiş olmasıdır. Oysa İbn Huzeyme mukaddemedeki ifadelerine göre bu eseri Kaderiyye-Mutezile’ye mensup kişilerin meclislerine katılan öğrencilerin bu ‘’dalalet ehli’’ nin fikirlerine kapılabileceği endişesi üzerine kaleme almıştır.(İbn Huzeyme Kitabu’t-Tevhid 1.cilt sayfa 10) Buna mukabil Fahreddin er-Razi Şura 11. Ayet (O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle sizi üretiyor. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.) tefsirinde Bilesin ki Muhammed b. Uzeyme Kitabu’t-Tevhid diye isimlendirdiği ki bu eser gerçekte Kitabu’ş-Şirk’tir demiştir. Devam etmiş İbn Huzeyme görüşleri tutarsız anlayışı kıt ve akıldan noksan bir kişi olduğu için ben burada onun uzun ifadelerini geçip, savunduğu görüşleri özet olarak nakledeceğim. Bu cümleden olarak İbn Huzeyme, ‘’Biz Allah’ın bir yüzü(vech) olduğunu kabul ediyor ve ‘Rabbimizin yüzünde nur ışık ve aydınlık vardır. Şayet rabbimiz yüzündeki hicabı kaldıracak olsaydı, O’nun yüzündeki celal ve azamet, bunu gören her gözü ve her şeyi kesinlikle yıkıp kül ederdi. Helak olma ve son bulma gibi haller o’nun yüzü için söz konusu değildir.’’ Görüşünü benimsemiştir demiştir.
Hz Musa a.s. ın tur dağındaki istediği mesela ve oraya tecelli edilme hadisesi mesela. Üstelik ayetle anlatılıyor. hikaye değil.

__________________
Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.
Alıntı ile Cevapla
  #109  
Alt 02.01.24, 20:19
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,350
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
mekan58 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hz Musa a.s. ın tur dağındaki istediği mesela ve oraya tecelli edilme hadisesi mesela. Üstelik ayetle anlatılıyor. hikaye değil.
tam anlayamadım kardeşim. Ben burda Selefilerin görüşünü aktardım

«Et-Müctebâ'da: Mekruh olan temime (muska, hamail, nazarlık) Arapça yazılmayan temîmedir ilh...»
sözüne gelince, El-Müctebâ'da benim gördüğüm: «Temîme yani muska Kur'ân'dan başkası ise
mekruhtur.» Ba-zıları da: «Temîme cahiliyet döneminde çocukların omuzuna asılan na-zarlık
boncuktur» demişlerdir.» Başka bir nüshaya müracaat edilsin.
El-Muğrib adlı eserde: «Bazılarının muâzât'ı yani nazarlıkları Temâ-im sanırlar. Temîme,
boncuklardır. Halbuki muâzât'ta Kur'ân veya Allah'-ın isimleri yazıldığı takdirde beis yoktur.
Avze'nin (Korunma muskasının) mekruh olması Arapça'dan başka bir dille yazılmış olduğu ve ne
olduğu bilinmediği takdirdedir. Çünkü buna küfür sihir ve başka şeyler katılabilir. Kur'ân'dan veya
dualardan bir şey olana gelince, bunda bir beis yoktur.»
Ez-Zeylaî dedi ki: «Retîme bazı kimseler tarafından temîme ile karış-tırılıyor. Halbuki temîme, boyna
asılan veya cahiliyyette ellerde asılan bir iptir. İddialarına göre bunu nefislerinden zararı
uzaklaştırmak için yapıyorlardı. Bu nehyedilmiştir. Dudûdu'l-İman'da bunun küfrolduğu
zik¬redilmektedir.»
Eş-Şelebî, İbnu'l-Esîr'den rivayet ediyor: «Temâîm, Temîmenin çoğulu-dur. Tamâim boncuklar idi ki,
Araplar onları çocuklarına takarlar, onlarla çocuklarından, iddialarına göre, nazarı, kötü bakışları
uzaklaştırırlardı. İslâm bunu iptal etmiştir. Diğer hadisde şöyle dendi: «Kim ki bir temîmeyi takarsa
Cenab-ı Hâk onun için (birşey!) tamamlamasın.» Çünkü onlar temîmenin deva ve şifâ olduğuna
inanıyorlardı. Hatta temîmeleri Allah'a ortak koştular. Çünkü onlar temîmelerle onlar hakkında
yazılmış kader-lerin defini kastederlerdi. Ve Allah'tan başkasından eziyyetin def ini taleb ettiler.» T.
El-Müctebâ'da şu hüküm yer almaktadır: «Kur'ân ile şifâ taleb edil-mesi meselesinde ihtilâf vardır.
Hasta veya zehirli haşereler tarafından ısırılmışın üzerinde Fatiha okunacaktır veya bir kâğıda
yazılıp da onun üzerine aşılmalı mıdır? Veya bir leğene yazılıp o leğen yıkanarak suyu ona içirilecek
midir? Böyle ihtilâflar vardır. Cenab-ı Peygamberden kendi nefsi için taviz okuduğu rivayet
edilmişti.» El-Müctebâ, Allah kendisin-den razı olsun, der ki: «Halkın bugünkü işlemi caiz olması
üzerinedir. Ve bu konuda eserler varid olmuştur. Cünub veya hayızlı bir kadının muskayı eğer sarılı
ise, bazusuna bağlamasında bir beis yoktur.»




T. Dedi ki: «Dikkat et. Temîme (muska)ların benzerinde Kur'ân'ın Mukattaa Harflerle yazılması caiz
midir, değil midir? Çünkü o Kur'ân'ın yazılması hakkında varid olan tarz değildir.»
El-Hâniye'de şu hüküm var: «Bir yaygın veya seccade vardır. Onun üzerine örgüsünde «Mülk
Allah'a mahsustur» ibaresi vardır. Onu kullan-mak ve yaymak mekruhtur. Onun üzerine oturmak
mekruhtur. Eğer bir tarafını diğerinden ayırırsa veya bazı harflerin üzerine dikişler yapılarak onları
kaybederse; öyle ki kelime bitişik kalmamışsa yine de kerahet kalkmaz. Çünkü müfred harflerin de
hürmeti vardır. Eğer o yaygının veya seccadenin üzerine El-Melik veya El-Elif veya sadece El-Lâm
yazılı ise hüküm yine böyledir.»
Bu eserde şu da vardır: «Bir kadın, kocası kendisini sevsin diye bir muska taşıyabilir mi?
El-Câmiussağîr'de zikredildiğine göre bu helâl değildir, haramdır. Bunun açıklaması İhyâu'l-Mevât
konusundan biraz ön¬ce gelecektir.
Yine Hâniye'de «Nevruz günlerinde parçalar yazıp kapılara yapıştı-rılması mekruhtur. Çünkü burada
Cenab-ı Hakk'ın, Peygamberin ismi ha-fife alınmış olur» denilmektedir. Yine Bu kitabta, «Ekili
tarlalara karpuz tarlalarının içerisine korkuluk dikmekte beis yoktur» kaydı vardır. Bun-ları gözlerin
yani kötü nazarın defi için yapıyor. Çünkü kötü nazar haktır, mala, insana, hayvana isabet eder.
Onun eseri bu hususta belirgindir. Bu, eserlerle de bilinmiştir. Binaenaleyh kötü bakışlı tarlaya
baktığında evvela bakışı o dikilen kafaların üzerine düşer. Çünkü o yüksektedir. On-dan sonra
tarlaya düşer ki bu zarar vermez. Rivayet ediliyor ki bir kadın Allah Resulüne geldi: «Ey Allah'ın
Resulü, biz çiftçiyiz, ziraatımıza nazar dokunmasından korkuyoruz. Ne yapmalıyız? diye sordu.
Cenab-ı Pey-gamber ona: Ekili yere bir kuru kafa dikmesini emir buyurdu.»
EK:
Buharı sarihi Aynî, «nazarın hak olduğu» konusunda şunları yazar: Ebû Dâvûd, Hz. Âişe'den rivayet
ediyor. Âişe buyurdu: «Gözü dokunan kişiye emredilir, abdest alırdı, sonra bu su ile kendisine
nazar dokunan yıkanırdı.»
«İyâd dedi ki: «Bazı âlimlerin dediğine göre bir kişi kötü nazarla bilinmişse ondan sakınmak
uygundur. Yetkili makam onu halkla haşır ne-şir olmaktan men etmelidir. Evinde oturmaya mecbur
etmelidir. Eğer fakirse kendisine yetecek kadar maaş vermelidir. Çünkü bunun zararı sarmısak ve
soğan yiyenin zararından daha fazladır. Bir de Hz. Ömer'in bu tip insanların halkla karışmasını
yasakladığı, onları cüzamlıların za-rarından daha şiddetli zararlı olduğu bilinmektedir.»
En-Nesâî'de şu hüküm yer almaktadır: «Allah'ın Resulü buyurdu: «Sizden herhangi bir kimse,
nefsinden, malından veya kardeşinden bir şeyin hoşuna gittiğini gördüğü zaman bereketle dua
etsin. Kesinlikle göz haktır.»
«Bereketle dua şöyle demesidir: «Tebarekallahu ahsenul hâlikîn.» Ya Rab, buna bereket ihsan
eyle.»
«Gözü dokunan yıkansın diye emredilir. Eğer yıkanmaktan imtina ederse ilgili makam onu
yıkanmaya cebreder.» Özet olarak aldığımız bu bilgilerin tamamı el-Ayni'de'dir.
Gerçeği en iyi bilen Allah'dır.
(Reddül Muhtar İbni Abidin)

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #110  
Alt 02.01.24, 20:32
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,350
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
mekan58 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hz Musa a.s. ın tur dağındaki istediği mesela ve oraya tecelli edilme hadisesi mesela. Üstelik ayetle anlatılıyor. hikaye değil.
Şunu anlatmaya çalıştım kardeşim Mesela Ahmed b. Hanbel ve Ebu Said ed-Darimi gibi Ehl-i hadis alimleri Enam suresi 18. Ayet Secde suresi 5. Ayet Mearic suresi 3-4. Ayetler Mülk süresi 16. Ayetteki men fi’s-sema ifadesi ile bazı hadislerden hareketle Allah’ın gökte olduğunu savunmuş bu arada O’nun her yerde hazır ve nazır olduğundan söz edenleri Cehmilik ve zındıklıkla suçlamışlardır.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Allah Razı Olsun inşAllah demek doğru bir temenni midir? Havasokulu ALLAH (c.c) 4 26.10.24 12:41
Senden iyi olmasın demek ne kadar doğru? Lady Hayat Dersleri & Hikayeler 2 26.04.22 10:24
iki kişinin yıldızlarının uyumu Sadece resimlere bakılarak bulunabilir mi Hafzanur Sorularınız 9 20.03.22 17:35
ALLAH c.c seni bildiği yapsın demek ne kadar doğru !!! Ademm Dualar & Dua Kardeşliği 0 29.05.21 11:42
Doğru Seçilmiş Ayakkabılar Kişinin Çakralarını Açar Och Evrensel Enerji Sistemleri 1 14.11.20 23:22


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:02.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147