ocen841 Nickli Üyeden Alıntı

Çok çetrefilli bir durum Hem tıbbi hem de bilimsel bir açıklaması olabilecek bir potansiyel.Bende de aynı sorun var ama Telefona çok baktığımdan kaynaklı. Işıklı bir yer düşünün , Bir gözüm karanlık görüyor bazen diğer gözüm aydınlık ama sonra geçiyor simgeler geliyor gözüme tamamen göz rahatsızlığı da olabilir

mekan58 Nickli Üyeden Alıntı

Kardeşim ne işiniz var uçmak ile falan yok enerji dengesi ile falan bakın şeytanın en büyük tuzaklarından biri kadındır. Neden çünkü en zayıf onlardır ve dokuz nefis bulunur her bir kadında. Yani bu gibi şeylere heves ile başlar sonra aklına bin türlü hile ve desise ile onu farklı yerlere sürükler hele kişinin hakiki bir mürşidi yoksa hiç düşünemiyorum ne olur Allah korusun... Yahu Allah aşkına enerji dediğiniz şey nedir tam olarak. Kim diyor düşmüş aşağı kardeşim nerden emin oluyorsunuz böylesi meraklı işler insanı bilinmezlik içine sürükler ne kadar tecrübe sahibi olsa da kişi yada ne kadar çok ilim sahibi olsa bile.
Dengeli olsun derken bi kaç ufak merak ile vesvese verse de ya tüm dengeyi bozar iseniz ne olur hiç düşünmüyor musunuz bunları... Kadınlar genel olarak meraklı kişilerdir. Böyle şeylerle meşgul olmak havas dı yok cin miydi peri miydi diye başlayıp sonu bilinmezlik ve ne olacağını bilemezsiniz de. Açın Kur'an'ı okuyun taatlerimizdeki noksan hallere niyetlerimizin içindeki hallere hiç bakıyor muyuz. Şuraya baktım şu göründü bu göründü. şeytan akıl oyunu oynar bazen insanın kendi de yapar bunu vesveseye kapılır ve zihnin canlandırır gözün ne görmek isterse kulağın neyi duymak ister ise kalbinde ne var ise o çıkar karşına. İnsan neden kendini bir bilinmezlik içine sürükler ki isteye isteye üstelik yolun sonu uçurum mu değil mi bilmediği halde. Amacınız ne ki böylesi şeylerle boşuna meşgul oluyorsunuz. Allah'a ibadet taati yapsanız onun rızası için çaba sarf etseniz daha güzel değil mi. Zaten hepimizin amacı da bu olması gerekmez mi. Allah rızası olmayan hangi işte hayır aranır. İlim elbette ki çok önemli. Şeri ilimleri dinimizin gerektirdiği ilimleri öğrenmemiz elbette ki gereklidir. Fakat fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım diyen Efendimiz s.a.v. in sözünü de hatırlayalım. Diyecek ki kişi şu faydalı şu değil. Hayır böyle düşünmek doğru değil. Şeri ilimler ve dinin gerektiği ilimler den hariç olan ilimlerden bahsediyorum özellikle havas ve diğer ilimler. Bakın bazı ilimler insanı saptırır kişi bilemez neyin faydası olup olmayacağını neden çünkü her insanın anlayışı, kabiliyeti, meşrebi birbirinden farklı.
Onun için hadislerdeki dualara göre isteyelim her ne istiyor isek. Ve istediğimiz her bir şey onun rızasına uygun olmalı ve onun yolunda kullanılmalı ve helali haram ile karıştırmamak gerekir temiz şeyleri pis şeylere katmamak lazım. Yoksa üzüm helal fakat sıkınca şarap elde ediliyor.
Yani kişi Allah rızası dışına çıkmamalı. Diyelim ki istihare yaptı çok istediği bir ilim için netice menfi diyelim. Sonra ardına düşmemeli neden şöyle neden böyle diye. Öyle gerekiyor ise rıza göstermek gerekir. İtiraz etmenin de hiçbir faydası olmaz aksine.

Nefsin 70 bin hicab perdesi var kişi bunları araladıktan sonra ruhun 70 bin perdesine gelir yani nefsani her kötülükten tamamen arınma olduktan sonra o zaman keşif keramet gibi binlerce haller ortaya çıkmaya başlar bunlar insanın hoşuna gider fakat genellikle denemek için verilir. İnsan oyalanır ise veya takılı kalır ise bir hâle, ileri safhalara gelemez. Kalb gözünün açılması veya çeşitli hallerin olmasını isteyenler de Allah'ın emrine riayet ettiği müddetçe Allah açar Sadrı zamanla bu bizim Allah'a olan taatlerimizdeki samimiyete ihlasa rızaya uygun yaşama hallerine bağlıdır. Bunlar hiçbir işlem yapmadan gene verilir yeter ki onun rızası olsun ve niyetler halis olsun..

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

Aslında kuantum teorisini anlamadan, parapsikolojiyi anladığını kimse söyleyemez. Ancak bu mesele o kadar karışıktır ki, ülkemizde kuantum fiziği derslerini öğreten fizikçilerin bile kendine açıklayabildiklerini zannetmiyorum. Parçacık fiziğinin açtığı olasılıklar dünyasının iç yapısını, sadece formül yazarak izah edemezsiniz... psikokinezi konusuna dönerek toparlamaya çalışayım. Parçacıkların aynı anda başka başka yerlerde bulunabilme olasılıkları olduğunu bildiğimize göre, oluşturduktan maddenin, örneğin bir eşyanın belli bir süre için bizim boyutta yok olarak başka boyutlarda materyalize olduğunu varsayabiliriz. Hemen herkesin başına gelmiştir: Koyduğunuz yerden emin olduğunuz bir nesne aniden ortadan yok olur. Her tarafı altüst eder, bulamazsınız. Sonra bir gün eşyayı aynı veya başka bir yerde bulduğunuzda, olayı dikkatsizliğinize verir, ancak bir yandan da rahatsız edici bir hisse kapılırsınız. Belki de bu gizemli kaybolmalara farkında olmadan kendimiz sebep oluyoruzdur. İleri ruhsal gerginlik hallerinde, yoğun stres durumlarında eşyalar kendiliğinden hareket edebildiği gibi, boyut da değiştirebiliyor olmalı. Psikokinezi adı altında incelenebilecek diğer parapsikolojik olgular, levitasyon, ışınlama (teleportasyon), penetrasyon (varlığın demateryalize olmasına karşın hayalet gibi bir görüntüsünün oluşması), kendiliğinden yanma (pyrokinesis), damgalanma (insan vücüdunda görünen hiçbir sebep olmadan yaralar çıkması) ve poltergeist (yaramaz, neşeli ruh sendromu) vakalarıdır. Psikokinezi kavramı, maddenin fiziki karakterinin yanında, henüz fizik bilimi tarafından açıklana mayan, yorum getirilemeyen diğer paranormal fenomenleri içerir.

La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı

Yusuf abi piskokinezi diye girdin levitasyon dan çıktın kanayan yaraödır levitasyon. Rüyalarımda hep uçtuğum için. Gerçek hayattada uçabilecegi hep hayal etmişimdir . levitasyon hakkındaki bilgilerin veya tecrubelerin veya tecrubesini dinlediğin birileri varmıydı ikincisi piskokinezi mi gördüklerim yani renkli dumanlar. Bazan renkli ağaçlar dallar desenler yazılar karanlığa bakınca ikinci dakkası görsel fakat bazı anlarda gözüm açıkken baktığıöda oda aydınlanıyor özellikle sure vs okudığumda korku tedirginlik sıfır çünkü alışkanlık gibi garipsemiyorum tedirgin olmuyorum gözümü kapattığım gibi farkli şeyler görüyorum bu sihir tozu diye adlandırdığımı karanlık güzdüz karanlığındada görüyorum havassal bişey olduğunu düşünmedim hiç imas abi de cin mümin cinler olduğunu söyledi fakat cin olduğunu düşünmedim Belkide zihinsel açılımlardır

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

Değerli kardeşim yıllardır bu konuları araştırıyorum. Mesela Kendiliğinden evlerde yangın çıkma olaylarının dünyada 1848’den beri kayıt altına alınmış bir bilgi birikimi vardır. O günden bu yana neredeyse incelenen 500 olay mevcuttur. Kayıt altına alınan tabii. Kayıt altına alınmayanlardan zaten haberimiz olamaz. Bu yanma olayının adı pirokinesistir ve kontrolsüzdür. Bu olayların ardında, genel olarak, kontrolsüz yeteneğinin ve bunun nasıl olduğunun farkında olmayan bir çocuk vardır. Yetişkin bireylerde olabilir. Zihnin-maddeye etkisini bilmeyen, kendini kontrol edemeyen bir zihinsel etki söz konusudur. Bu olayın tam adı “Pyrokinetic Poltergeist Phenomena” yani “Zihin etkisi ile ortaya çıkan kendiliğinden yanmalar”dır. Bu ifade ilk anda birçok kişiye saçma gibi gelse de, bu durum vaka örneklerinden elde edilen bilgilerin ortak yönlerinden çıkarılan bir sonuçtur. Pirokinezi olayın yakma kısmını, poltergeist ise tekinsiz yer kısmını ifade eder. Tarihsel açıdan bakıldığında kendiliğinden yangın çıkan evler konusu, parapsikolojinin doğumuna neden olmuştur. Yangın uzmanları, sigorta şirketleri ve bilim insanları yangınların nedenini araştırmış ancak açık bir neden bulamamışlardır. Fakat zaman içerisinde biriken vakalarla bu tür olaylarda birçok ortak özellik tespit edilmiştir. Türkiye’de de birçok bölgemizde gazete ve TV haberi olmuş vakalar vardır. Ancak bu vakalar sadece ülkemize özgü değildir. Nijerya’dan Malezya’ya, Amerika’dan Almanya’ya kadar her yerde olmaktadır. Sıkça rastlanan poltergeist aktiviteleri, taş, pislik ve başka küçük nesne yağmurları, hareket eden veya fırlatılan nesneler (tabaklar, bardaklar, hatta büyük mobilyalar), yüksek sesler ve çığlıklar ve iğrenç kokular olarak sayılabilir. Teknoloji geliştikçe poltergeist olaylarının bu duruma (veya gelişmeye) uyum sağladığı gözlemlenmiştir. Telefondaki veya elektronik aletlerdeki parazitler ve ışıkların açılıp kapanması gibi. Genellikle poltergeist aktiviteler aniden başlar ve aniden biter. Aktiviteler neredeyse daima geceleri bir kişinin varlığında veya şahitliğinde ortaya çıkar. Tipik olarak bu kişi “aracı”, yani aktiviteleri çeken veya aktivitelere odak olan kişidir. Film bunu konu edinmektedir. Bu anlattıklarım cinlerden bağımsız hadiseler değerlendirebileceklerdir. Parapsikolojik yetenek, sağlıklı düşünen, mütevazi ve dengeli biri için olağanüstü bir kazanımdır. Karakter özellikleri, paranormal yükü kaldıracak düzeyde olmayanlar için, paranormal kazanım armağandan çok cezaya dönüşür. Bu insanlar, hem kendilerine hem de etrafına ciddi zarar verebilirler. istemeseler bile kendilerini ve onlardan medet umanlan kandırabilirler. Paranormal gelişme yolunda, insanın moral değerleri kadar beden ve özellikle beyin organının sağlığı çok önemlidir. Nörolojik sorunları olan birinin duyu ötesi algı ile ilüzyonu karıştırması, vizyonlan çarpıtması işten bile değildir. Bir parapsikologda kesinlikle bulunmaması gereken diğer özellikler kibir, şüphe, benmerkezdlik, bencillik, empati yoksunluğı, önyargı, aynmalık ve benzeri karakter zaaftandır.

La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı

Danladım. Abi demekki o kayan bardaklar bundanmış peki gördüklerimin bi açıklaması varmı

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

Bugün bir kısım bilim adamının psikokinezi vakalarının tümünün şarlatanlık ve hilekarlık olarak sayarak dikkate almadığı gibi... Psikokinezi'den şüphe edebiliriz. Tıpkı bilimin ilk kez söylediklerinden daima şüphe edildiği gibi. Ancak, fanatik şüphecilik de aşırı saflık kadar mantıksızdır, zararlıdır. Bilimsel araştırmacılığın önünde bir engeldir. Ama, artık parapsikoloji metafizik denilen "fizikten öteki işler" başlığından çıkarılmalı ve yeniden bilim başlığı altında incelenmelidir. Psikokinezi ve telekinezi fenomenleri, henüz tam olarak anlaşılamamış psişik potansiyellerdir. Temelde herkeste bulunmakla beraber, egzersizler yoluyla kullanım ve geliştirilmeleri mümkündür. Ancak beklenmeyen zamanlarda yoğun psikolojik stres durumlarında bilinçsiz ve irade dışı olarak ortaya çıkabilmektedir. Taş yağmuru fenomeni Belçika, Avustralya ve Endonezya'da kayıtlara geçmiştir. Olayların çoğunda başkahraman 10-15 yaş arası çocuklar olduğu belirlenmiştir yetişkinlerde de olabilir. Muhtemelen ergenlik çağındaki çocukların psikolojisinin çok hassas olması, bu gizemli olayların şiddetli bir şekilde başlamasına ve çocukların büyümesi ile aniden sona ermesine neden olmaktadır. 1968 yılında Rus Pravda gazetesi, Nina Mihaylova adında bir kızın bardak, tabak gibi eşyaları dokunmadan hareket ettirdiğine yer vermişti. Konuyla ilişkili Prof. Teletski, bu enerjinin bilinmeyen bir form olduğunu ve fakat bilimsel olarak incelenmesi ve sınıflandırılması gerektiğini yazmıştı. Sonraki yıllarda yeteneği gelişen ve 500 kg'ye kadar eşyaları kıpırdattı PARANORMAl FENOMEN olmayı başaran Nina ile Leningrad Biyoenfarmasyon Enstitüsü bir dizi deney gerçekleştirdi. Psiko-telekinezi, yeni bir olgu değildir.

La Tahzen12 Nickli Üyeden Alıntı

Abi gördüklerimi piskokinezi veyahut telekneziyemi dayandırmalıyım anlamadım kitap gibisin maşallah zaten telekneziye inanıyorum ki tecrubemde oşdu sonrasında zaten birşeye baksam düşme veya dezgeye baktığımda zeminin kuru olmasına rağmen bardak tabakların kayması oluyor teleknezi nin filmini yapmışlar başrol çocuk. Bu görüşlerim epifiz bezi aktivasyonu mu yoksa psikokinezimi

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

Bugün bir kısım bilim adamının psikokinezi vakalarının tümünün şarlatanlık ve hilekarlık olarak sayarak dikkate almadığı gibi... Psikokinezi'den şüphe edebiliriz. Tıpkı bilimin ilk kez söylediklerinden daima şüphe edildiği gibi. Ancak, fanatik şüphecilik de aşırı saflık kadar mantıksızdır, zararlıdır. Bilimsel araştırmacılığın önünde bir engeldir. Ama, artık parapsikoloji metafizik denilen "fizikten öteki işler" başlığından çıkarılmalı ve yeniden bilim başlığı altında incelenmelidir. Psikokinezi ve telekinezi fenomenleri, henüz tam olarak anlaşılamamış psişik potansiyellerdir. Temelde herkeste bulunmakla beraber, egzersizler yoluyla kullanım ve geliştirilmeleri mümkündür. Ancak beklenmeyen zamanlarda yoğun psikolojik stres durumlarında bilinçsiz ve irade dışı olarak ortaya çıkabilmektedir. Taş yağmuru fenomeni Belçika, Avustralya ve Endonezya'da kayıtlara geçmiştir. Olayların çoğunda başkahraman 10-15 yaş arası çocuklar olduğu belirlenmiştir yetişkinlerde de olabilir. Muhtemelen ergenlik çağındaki çocukların psikolojisinin çok hassas olması, bu gizemli olayların şiddetli bir şekilde başlamasına ve çocukların büyümesi ile aniden sona ermesine neden olmaktadır. 1968 yılında Rus Pravda gazetesi, Nina Mihaylova adında bir kızın bardak, tabak gibi eşyaları dokunmadan hareket ettirdiğine yer vermişti. Konuyla ilişkili Prof. Teletski, bu enerjinin bilinmeyen bir form olduğunu ve fakat bilimsel olarak incelenmesi ve sınıflandırılması gerektiğini yazmıştı. Sonraki yıllarda yeteneği gelişen ve 500 kg'ye kadar eşyaları kıpırdattı PARANORMAl FENOMEN olmayı başaran Nina ile Leningrad Biyoenfarmasyon Enstitüsü bir dizi deney gerçekleştirdi. Psiko-telekinezi, yeni bir olgu değildir.

Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı

Tam bir şey diyemem ama sende psişik potansiyel olduğu anlaşılıyor.

siruss Nickli Üyeden Alıntı

Çok derin bir konu. Ben de tam gördüklerinin ne olduğunu neden olduğunu bilmiyorum. Sadece görüyorum, bunların yanılsama olduğunu pek düşünmüyorum. Gözde görülen siyah nokta göz sıvısının kirlenmesinden kaynaklı bır durum olabilir. Ama farklı bir şey de olabilir. Tam olarak ne gördüğünüzü en iyi siz bilir hissederseniz. Benim duyduklarım daha çok fiziksel seslerdi. Gayipten kapı duvara vurulması, birinin yürürken halıdan, fayanstan çıkan sesler, yüzümde nefes hissi, bir üfleme. Bunların tamamen benim hayal ürünüm olduğunu düşünmüyorum. Zira çokça şayet oldum. Verdiği vesvese, tuhaf tuhaf düşüncelerin kafamda belirmesi, huşu içinde asla namaz kılamamak. Son zamanlarda yaşanılan şeyleri de aklıma düşürüyor. Ben düşünmemeye unutmaya çalıştıkça düşündürüyor. Ve gerçekte çıkıyor. Tuhaf çokta bahsetmek istemiyorum.

Nasıl güçlü kalıyorum, guclumuyum onu da bilmiyorum. Sadece dua okuyup ibadet edip direniyorum. Allah'a sığınıyorum. En önemlisi de korkmamaya çalışıyorum. Üzerine gidip kendimi dirintutuyorum.