Selamın aleyküm herkese,

Sitede arattirdim ama tam olarak istediğim sonuca ulaşamadım. Diyelim kişinin çeşitli sebeplerden aurasinda yırtıklar, delikler var. Ve yahut incelmiş, kararmış. Kişi bunu güçlendirmek için temelde zikir ibadet ve iman eder. Ama bu tam detaylı değil.
Mesela zikir olarak ne çekilmelidir? Sayısı mursitsiz nasıl belirlenir?

Sureler ve ayetlerden enerji alındigi bilinir. Bu enerji onarım ve sonrasında şurayı kalınlaştırma yapar mı? Bir enerji sıralaması yapılabilir mi süreler için? Hasa haddimi aşarak günaha girmek istemem. Ama birden bire çok güçlü bir ayeti kerimeyi okuyunca kişide uyku yorgunluk oluyor ve okumaya devam edemiyor. Bunu adım adım yapmak gerek. Düşük bir enerjiden yada sayıdan yüksek bir enerjiye yada yüksek sayıya nasıl geçişte sıralama nasıl olmalıdir? Yada tüm bunlar dışında farklı uygulamalar tertipler var mıdır?

Çok güzel bir soru. Ben cahilim bilmem lakin @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocamızın bu konularda bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum.

Bencede. Çünkü çin musallati, büyü vs bu tarz şeylerin kişilerin aurasini delip bedene giriyor. Yada bakımda da keza aurayi geçip bakım oluyor deniliyordu. Hatta kendini bakıma kapatmak gibi bir durumun da olabileceğini söylüyorlardı hocalarımız. Ama buna nasıl bir uygulama yapar kişi bilmiyorum. Bu durumun ben vefk koruma ile değil bizzat kişinin kendisi ve yaşam tarzı ile yapabileceğini düşünüyorum.

Haklısın. Musallat durumlarında yırtılmalar meydana gelebilir hatta kişinin psikolojik sağlığını çok kötü yönlerde etkileyebilir. Bakım işlemine de çok dikkat etmek gerek herkese de bakım yapılmaz. Ama kendini bakıma kapatmak deyimini ilk defa duydum nasıl olur bilmem. Kişi çektiği zikirler ile de maneviyati ilerler veya hisleri gelişebilir diyebiliriz. Başına bazı olaylar geldiğinde veya bazı şeyleri gördüğünde diyelim anlam veremeyip evhama da düşebilir çok dikenli bir yol ve bayağı dikkat gerektiriyor.

Aura konusunda farklı düşünüyorum. Aura ve biyoenerji uzmanları onlarca kez ilmi teste tabi tutulmuşlardır. İlk defa ‘’aura’’ kavramını ilmi teste tabi tutmayı akıl eden kişi 11 yaşındaki Amerikalı bir çocuk olan Emily Rosa’ydı Rosa, bu iddianın gerçekliğini tetkik etmek gayesiyle basit ama akıllıca bir metot hazırladı. Buna göre Rosa, üstünde insan eli geçecek şekilde açılmış iki deliğin bulunduğu bir paravanın arkasına geçiyordu. Şifacı paravanın diğer tarafında oluyor ve ellerini bu iki delikten paravanın diğer tarafına uzatıyordu. Bu esnada Rosa elini şifacının sağ veya sol elinin altına koymaktadır. Rosa hangi yönü seçeceğini para atışıyla ve o anda karar vermektedir. Şifacılardan istenen ‘’enerji alanı’’ndan istifade ederek Rosa’nın elinin şifacının hangi elinin altında olduğunu tahmin etmesidir. Eğer şifacılar gerçekten kişinin ‘’aura’’ sını hissedebiliyorlarsa , doğru tahmin oranının yüzde 50’nin üzerinde olması gerekmektedir. 21 şifacının katılmayı kabul ettiği deney neticesinde yüzde 44’lük bir doğru tahmin oranı tutturmuştur ki bu şans eseri tahminden bile kötü bir neticedir. Rosa sonuçları yayımlayarak bilimsel yayın yapan en genç kişi olmuştur. Rosa’dan sonra çok sayıda test yapılmıştır. Şifacılara karanlık odada kaç kişi olduğu paravan arkasında insan olup olmadığı ve kişinin hangi paravanın arkasında olduğu gibi çok sayıda test uygulanmış fakat şifacılar hiçbirinde sözde hissettikleri ‘’aura’’yı boşluktan ayırmayı başaramamışlardır. Sözde ‘’aura’’yı tespit edemeyenlerin kalkıp ondan hastalık teşhisi yapıp iyileştirmesini beklemek ise işe yaramaz.

Ayetel kursi ile insan aura kapanir. Kimi aura diye adlandiriyor kimi enerji alani. Insanda bulunan manevi kapilara kadar her yeri kapatir ayetel kursi

Kapatır derken tam olarak neyi kast ettiniz insanı korumaya mı aldığını?

Kadeşim İslami bir argüman değil aura hatta bazı şifacılar’’aura’’nın fotoğrafını Kirlian metoduyla çektiklerini iddia ederler. Kirlian fotoğrafçılığı yüksek voltajlı yüksek frekanslı düşük amperli elektrik alanına dayalı aygıtlarla iletkenlerin fotoğrafını çekmeye dayanan bir elektrografik fotoğrafçılık tekniğidir. Bu teknik 1939 yılında Semyon Kirlian tarafından bulunmuştur. Eğer fotoğraf plakalarına yüksek voltaj verip üstüne bir cisim koyarsanız korona boşalması olarak bilinen fenomen neticesinde fotoğraf plakasında cisimden ışık çıktığını gösteren bir görüntü oluşur Korona boşalması olarak bilinen fenomen iyonize olmuş hava molekülleri ile iletkendeki serbest elektronlar arasında oluşan potansiyel fark sonucu elektrik boşalmasıdır. Şifacılar ellerini bu plakalara koyarak fotoğraflarını çekmekte ve size ellerinden çıkan ‘’enerji’’yi göstermektedirler. Ancak herhangi bir iletkeni alıp bu plakalar üstüne koyarsak yine aynı görüntü açığa çıkmaktadır. Yoksa tüm metaller mi şifa yeteneğine sahiptirler? Elbette hayır aslında fotoğrafı çekilen şey korona boşalmasıdır ve korona boşalması basit elektromanyetik teoriyle açıklanabilen herhangi bir gizem taşımayan bir fenomendir. Hülasa biyoenerji ve türevleri maalesef insanları ümitlendirmekten başka işe yaramaz.

Musallat için açılan kapıyı kapatır olarak algıladım ama kaplumbaga abim daha iyisini bilir

Korumaya alir, insanda bulunan manevi kapilar vardir. Bas, her iki omuz, gogus, mide alti ve her iki diz kapaginda bulunurlar. Onlar aciksa ki bu cinlerin bedene girisi demektir, buralar da kapanir. Yalniz bu sayi 1000'leri buluyor. Bir kere ritme girdi mi insan gerisi kolay. Bir arkadasim var 1000'lere yakin her gun ayetel kursi okur, yanina girdigimizde manevi tedavi oluyoruz bildigin