Berzah alemi ile ervah alemi arasindaki fark nedir berzah nedir ervah nedir tam anlamıyla tanımlama yaparsanız makbule geçer teşekkürler

Alemleri vs bilmiyorum lakin ervah'ın ruh için kullanıldığını biliyorum.

Berzah vahiy yolu ile hakkında bilgi alınabilen gayb alemine ait konulardan bir tanesidir. Berzah ‘’iki şey arasındaki engel, perde veya ayırıcı sınıf’’ demektir Kuran’da Furkan ve rahman süresinde sözlük anlamında ‘’iki deniz arasındaki engel’’ manasında kullanılmıştır. (Furkan suresi 53. Ayet; Rahman suresi 20. Ayet) Berzah Kuran’da kullanıldığı terim itibariyle ‘’yeniden dirilişe kadar kişinin konulduğu yer ve dünyaya yeniden geri dönüşün önündeki engel, kabir hayatı’’ demektir. (Ragıp el-İsfahani, berzah maddesi, el-Müfredat; İbn Mansur, berzah maddesi, Taberi, Cami’ul-Beyan cilt 18 sayfa 53; Şevkani, Fethü’l-Kadir, Cilt 3 sayfa 562) Hasan el-Basri berzah için ‘’Sizinle ahiret hayatı aranızdaki şu kabirlerdir’’ demiştir. Ölen kimse için artık dünya hayatına geri dönüş mevzubahis olamaz. Bundan sonra onun önünde tek bir hayat vardır. O da ahiret hayatıdır. Bu manada berzah ‘’ölümden sonra başlayan ve mahşere kadar süren kabir hayatı’’ demektir. Ölümden sonra genellikle beden çürüyüp yok olduğundan bu aleme ‘’alem-i ervah’’(Ruhlar alemi) ya da ‘’daru’l-ervah’’denilmiştir. Ölen kişi dünyadaki hayatı ile ahiretteki cismani haşr arasında kaldığı ve dünya hayatına geri dönmesi engellendiği ve ahiretteki cismani haşr arasında kaldığı ve dünya hayatına dönmesi engellendiği ve ahirete de henüz ulaşmadığı için içinde bulunduğu bu alem ‘’berzah alemi’’ şeklinde tanımlanmıştır. Dünya hayatı son bulduğunda yeniden dirilmenin başlangıcı olan ikinci sura üfleyiş zamanına kadar geçecek süre berzahı kapsamaktadır. Berzah hayatı kabir hayatı diye de tanımlanmıştır. ( Taberi Cami’ul-Beyan cilt 18 sayfa 53; Şevkani Fethü’l-Kadir Cilt 3 sayfa 562, Süleyman Toprak, ‘’Berzah’’ İslam’da inanç İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, İstanbul 2006 Cilt 1 sayfa 240)

Benim düşüncem berzah tutsaklar alemi ervah ise cinler alemi yanlışım varsa duzeltin

berzah alemi olenlerin gittigi alem
ervah alemi ruhlarin yaratildigi alem

Allah insana 5 alem vermistir

1---berzah alemi,
2--- ana rahmi,
3---dunya hayat,
4---berzah ve kabir alemi
5--- cennet veya cehennemdeki sonsuz alem

Peki hocam ölülerin gittiği berzah alemi insan ve cinler için ayrı ayrı yerlermi veya boyutlarmi insan başka yerde cinler başka yerde ?

Allah'ın bir ayetinde bahsettiği 'insanı beş karanlıkta yarattım' alemlerde değindiği acaba bu mudur?

3 karanlık çok pardon.

Zümer suresi 6. Ayette dikkat çeken ikinci lafız üç karanlık manasına gelen lafızdır. İbn Abbas, Mücahid, İkrime, Katade ve Dahhak gibi saha be ve tabiin müfessirleri ‘’üç karanlık’’ tabirini batın, rahim ve meşime (cenini anneye bağlayan beslenmesini ve solunumunu sağlayan esnek zar, döl eşi) diye tefsir etmişlerdir. İbnül-Cezvi’nin müfessirlerin çoğunluğuna nispet ettiği bu izahın dışında ‘’üç karanlık’’ tabiri babanın sulbü, anne karnı ve anne rahmi şeklinde de izah edilmiş fakat ilk izah daha isabetli olarak değerlendirilmiştir. Yine bu ilk izah Kasımı, İbn Aşur ve Tabatabai gibi bazı çağdaş müfessirlerce de tercih edilmiştir. Buna mukabil Muhammed Esed ‘’üç karanlık’’’ı embriyonik gelişim safhalarına rahmin karanlığına embriyoyu çevreleyen zara ve onun doğum öncesi körlüğüne işaret olarak izah etmiştir.

Allah razı olsun hocam. Konu ile alakasız ama bir şey daha soracağım. Allah kısmına baktım forumdan ama bulamadım. Allah'a hamd ve semalar olsun deniliyor hep. Allah a hamd ve senalar için neleri okumalıyız? Her sürede de Allah'ın yüceliği başta olmak üzere sıfatları, büyüklüğü yazılıdır. Hangi süre okunmalıdır Allah'ı en çok öven, yüceliğini baştan sona içersin?

Ayet belirtmeyeyim vebale girerim ama sahih şöyle bir dua var namazdan sonra Okunan “Elhamdü lillâhi rabbil âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allâhümme Rabbenâ yâ Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entessemîul alîm. Ve tüb aleynâ yâ Mevlanâ inneke entettewâbürranîm. Yâ Rabbenâ tekabbel minnâ salâtenâ ve sıyâmenâ ve kıyâmenâ ve kırâatenâ ve rukuanâ ve sücûdenâ ve ku’ûdenâ ve teşehhüdenâ ve tesbîhanâ ve tehlîlenâ ve tazarruanâ ve temmim taksîrâtinâ ve lâ tadrib bihâ vücûhenâ yâ mevlanâ.”Anlamı: “Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a aittir. Salat ve selam efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’in, onun âl ve ashabının hepsinin üzerine olsun. Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bunları bizden kabul eyle. Muhakkak sen işiten ve bilensin. Bizim tevbelerimizi kabul et. Muhakkak sen tevbeleri çok kabul edensin ve bağışlayansın. Ey Rabbimiz! Bizim namazımızı, orucumuzu, kıyamımızı, kıraatimizi, rükumuzu, secdelerimizi, oturuşumuzu, teşehhüdümüzü, teşbihimizi, tehlilimizi ve yalvarıp yakarışımızı kabul eyle. Eksiklerimizi tamamla, bunları bizim yüzümüze fırlatıp atma ey Mevlamız!.”