Hamas'in savas taktigi caiz mi, mecbruiyet mi? - Sayfa 8 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #71  
Alt 30.10.23, 12:56
 
Üyelik tarihi: 17.08.23
Bulunduğu yer: Dünya
Mesajlar: 643
Etiketlendiği Mesaj: 125 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ünlü solcu yazar George Orwell 1950 yılında hayata veda edince CIA başkanı E. Howard Hunt, hiç vakit kaybetmeden ajanlarını Orwell’ın dul eşini Hayvan Çiftliği’nin film haklarını satmaya ikna etmeleri için Londra’ya yolladı. Defalarca basılan bu sosyalist mesel, bir çiftliğin hayvan işçilerinin günün birinde tembel insan sahiplerini devirmeye ve çiftlik işlerini (ve üretimi) aralarında adaletli bölüştürmeye karar vermeleriyle başlar. Hayvanlar kendi demokrasilerini kurarlar ve aralarında ‘İki ayağı üstünde duran her şey düşmandır’ ve en önemlisi ‘Tüm hayvanlar eşittir’ gibilerinin bulunduğu yedi maddelik bir mini anayasaya (ahırın duvarına yazılır) bağlılık yemini ederler. Ama beş yıl sonra Hayvan Çiftliği, çılgınca gösterişli bir çizgi film olarak ve bambaşka bir sonla gösterime girdi. Kitabın son bölümünde çiftlik hayvanları pencereden içeri bakıyor ve domuzların komşu çiftliklerden gelen insanlarla mutfak masasında kadeh tokuşturup kâğıt oynadıklarını görüyorlardı. Oysa filmin son sahnesinde domuzlarla kafa çeken insanlar yoktu: film hayvanların pencereden bakıp hain domuzları reddedişiyle sona eriyordu. Ve böylece filmin mesajı dosdoğrudan veriliyordu: Komünizm kötüdür. Önemli mi? Hikâyeyi karmaşıklıktan kurtardığı kesin…Ama daha beteri yoldaydı. Hayvan Çiftliği’ne gelen tepkilerden pek memnun kalan CIA 1984’ün de film haklarını ele geçirdi. Uluslararası yasalara ve Cenevre Konvansiyonu’na gösterdiği saygının aynısını gösterip Orwell’ın öyküsünün değiştirilmemesi yönündeki talimatlarını hiçe sayarak derhal bu eserin de sonunu değiştiriverdi. Hatırlarsanız kitapta Orwell, Freud’un yeğeni Edward Bernays’in yıllar öncesinden öngördüğü toplumu betimlemişti: Kamuoyunun kontrolünü, ‘halkın zihnini kontrol eden ipleri çeken’ seçkin bir grup ‘görünmez bir hükümet’ elinde tutacak…(Propaganda, 1928) Saatlerin, yetke sahiplerinin emri üzerine 13’ü vurmasıyla başlayan kitabın sonunda Orwell’ın kahramanı Winston Smith, beyhude ‘direniş’ çabalarının ardından her şeyi gören, her şeyi bilen, her şeyi kontrol eden kâbus rejimine yenik düşer. Son satırda artık ‘Büyük Biraderi seviyordu’ denir. Hayvan Çiftliği’nin sonunun yeniden yazılması CIA’nin Amerikan tarzı kapitalizm uğruna yürüttüğü haçlı seferlerinde başvurduğu saçmalığa varan yollardan sadece biridir. CIA, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’nın yeniden inşasından gelen sınırsız parayı Fairfield Vakfı ve Kültürel Özgürlük Kongresi gibi örgütler vasıtasıyla yönlendirerek çok ama çok daha fazlasını yapmış, İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen elli yılın sonunda Avrupalı entelektüel zihniyeti baştan aşağı değiştirmiştir. CIA sanatsal sergilere, entelektüel konferanslara, konserlere ve dergilere maddi destek sağladı. Kendi görüşlerini destekleyen eser ve gazete makalelerini yazanlara para ödedi. Kitaplara, özellikle ‘Aydınlanma’ ve ‘rasyonalizmi’ teşvik eden felsefe kitaplarına maddi destek sağladı. Jackson Pollock’un tuval üstüne boya fırlatması gibi, Soyut Dışavurumcu ressamların ilk dönem sergilerine para akıttı. T.S. Eliot’un Çorak Ülke’si gibi karmaşık kitapları çevirtip gizlice Demir Perde ülkelerine soktu.Ve tüm bunları Moskova’nın kültürel etkisinin altını oymak için yaptı. CIA işini bitirdiğinde artık hiç kimse kim sanatçıdır, entelektüeldir veya radikaldir, kim yardakçı, kim gammazdır, bilemez haldeydi.


Komünizm ve kapitalizmin nihayetinde aynı noktada buluştuğu yönetimi ele geçiren kendini seçkin addeden kesimin halk değil kendi çıkarları ve "devirdikleri" yönetimlerle organize hali gibi konuları işleyen kitabın sonrasinda kapatalist bir yönetim tarafından film yapılip degistirilerek komünizm eleştirisi olarak sunulmuş. Yazdıklarınızı cia bağlantısı kısmını okudukça durumdak i ironik kısmı gülümsetti, kitap boyunca halkı sömuren kesimin aleyhine olan cifliktekilerin durumu farkedip karşı cikacagi her tehdit unsurunu kendileri magdurmus gibi göstermek propaganda malzemesi olarak kullandığı ve kendi lehine çevirdiği konusu geciyorken kitap eleştirdiği kesim tarafindan filme çevrilince yine aynı anlattığı gibi propaganda olarak kullanılmış

Alıntı ile Cevapla
  #72  
Alt 30.10.23, 16:56
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,352
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Sparrow Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Komünizm ve kapitalizmin nihayetinde aynı noktada buluştuğu yönetimi ele geçiren kendini seçkin addeden kesimin halk değil kendi çıkarları ve "devirdikleri" yönetimlerle organize hali gibi konuları işleyen kitabın sonrasinda kapatalist bir yönetim tarafından film yapılip degistirilerek komünizm eleştirisi olarak sunulmuş. Yazdıklarınızı cia bağlantısı kısmını okudukça durumdak i ironik kısmı gülümsetti, kitap boyunca halkı sömuren kesimin aleyhine olan cifliktekilerin durumu farkedip karşı cikacagi her tehdit unsurunu kendileri magdurmus gibi göstermek propaganda malzemesi olarak kullandığı ve kendi lehine çevirdiği konusu geciyorken kitap eleştirdiği kesim tarafindan filme çevrilince yine aynı anlattığı gibi propaganda olarak kullanılmış
Haklısınız Yahudiler, Avrupa’da iki büyük devrimin başarıya ulaşması için de plan yaptılar. Birincisi 1789 Fransız İhtilalidir. Bu ihtilalin gayesi Fransa’daki katolik hakimiyetini ve onun müstahkem kalesini yıkarak bu ülkeyi bir Yahudi tarlası haline getirmekti. Fransız ihtilalinin sloganı “En son kralı papazın bağırsakları ile boğunuz” ifadesi idi. 1917 Bolşevik ihtilalini planlayanlar da onlardır. Bu ihtilalde de, Yahudi asıllı Lenin’in “Tanrı yok, hayat maddeden ibarettir”, “Din halkların afyonudur” sözlerini slogan olarak haykırdılar. Lenin ve Bolşevik devrimcilerinden 224 devrimci Almanya’daki sürgün yerlerinde geri döndüler. Bunların 170’i Yahudi idi. Devrimin planını yapan, bir süre New York’ta Bruklin semtinde kalmış olan Troçki dönerek Lenin’i beklemeye başladı. Sonra devrimi gerçekleştirdiler. Bunun üzerine Yahudiler şu bildiriyi yayınladılar: “Ey Yahudiler, gerçek zafer vakti yaklaşmıştır. Şu anda bütün dünyanın yönetimini ele geçirmek üzereyiz. Rusya’da iktidara hakim olduk. Ruslar geçmişte bizim efendilerimizdi, şimdi ise bizim kölelerimiz oldular.” Devrimin ilk haftasında Ekim 1917’de (yani Belfur Deklarasyonundan birkaç hafta önce) Yahudiler hakkında iki maddelik bir karar çıktı:
1. Yahudilere düşmanlık Sami ırkına düşmanlık kabul edilir ve kanunen cezayı gerektirir.
2. Yahudilerin Filistin’de milli bir vatan kurmaları hakları olduğunun itirafı gerekir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #73  
Alt 07.11.23, 21:44
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 28.09.22
Bulunduğu yer: Mersin
Mesajlar: 661
Etiketlendiği Mesaj: 18 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Perde arkasında kimler el ele hey yavrum hey..
Olan sivillere ve İslam uğruna savaşanlara oluyor..

Allah islamı muzaffer eylesin..
Mossad ve Netanyahu'nun arası iyi değil Hamas değilde Mossad yapmış olabilir netanyahuyu indirmek için
2.Kendilerine saldırttılar nefsi müdafa diyip herkesi öldurecekler Gazze'yi kendi toprakları yapacakalar tek müslümani bile bırakmayacaklar.

Alıntı ile Cevapla
  #74  
Alt 07.11.23, 22:01
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,352
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

SULTAN II. ABDÜLHAMİD, Siyonistlerin Filistin’deki emellerinin önüne âdeta heykel gibi dikilip gerçekleşmesine müsaade etmemişti. Bunun üzerine Theodor Herzl liderliğindeki Siyonistler onu tahttan indirme kararına varmışlar ve aynı amaç peşindeki İttihatçıların “1908 Meşrutiyet Hareketi” ile hemen arkasından tertipledikleri “31 Mart Vakasında” aktif görev alan unsurlardan birisi olmuşlardı. Herzl, Abdülhamid karşısında hüsrana uğramış bir ruh hâli içerisinde, bunu ilk kez 1902’de şöyle açıklamıştı: “Hâlen bir tek plan aklıma geliyor. Sultana karşı kampanya açmalı, bunun için de sürgün edilmiş prensler ve Jön Türklerle temas kurmalı. Türkiye’ye malî ambargo uygulamalı ve Türkiye’nin dağılmasını beklemeliyiz.” Abdülhamid, Herzl’i kovması münasebetiyle başkâtibi Tahsin Paşaya söyledikleriyle sanki başına gelecekleri tahmin etmişti: “Göreceksin, beni bu adam devirecek. Eğer o deviremezse kimse beni deviremez

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #75  
Alt 09.11.23, 19:23
Kaplumbaga - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 30.08.23
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 979
Etiketlendiği Mesaj: 53 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Yigitler meydanda.. Gogus goguse mucadelenin zamani yaklasiyor. Meskun mahal daha yeni basliyor.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntı ile Cevapla
  #76  
Alt 09.11.23, 19:41
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,352
Etiketlendiği Mesaj: 258 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Şeyh İzzettin el-Kassam, 1921’den itibaren cihadı seven bir nesil yetiştirmek için faaliyetlere başladı. O yetiştirdiği gençleri savaşa teşvik ediyordu. Toplam iki yüz kişiden meydana gelen bir cemaat oluşturdu ve yetiştirdi. Bunları Filistin’in her tarafına Yahudi yerleşim merkezlerine karşı savaş vermek üzere dağıttı. Kendisi aynı zamanda Hayfa Müslüman Gençler Cemiyeti’nin lideriydi ve İstiklal Camisinde de ders veriyordu. 1935 yılının Kasım ayının 20’sinde Cuneyn yakınlarındaki Yabed tepelerine çıktı. İngiltere onun üzerine askeri birlik gönderdi. Kassam, mücahit arkadaşlarından bazıları ile birlikte şehid edildi. Üstad Hasan el-Bennâ, kardeşi Abdurrahman’ı, İzzettin el-Kassam ile irtibat kurması için göndermişti. el-Kassam, daha önce onunla (yani Üstad Hasan el-Bennâ ile) Kahire’de karşılaşmıştı. Şeyh el-Kassam’ın şehid edilmesinin Filistin halkının gönlünde direniş şuurunun uyanmasında büyük etkisi oldu. Müslümanlar Şeyh el-Kassam ile iki arkadaşının cesedini beş kilometre mesafe boyunca taşıdılar. Filistin’in çoğu camilerinde, 22 Kasım 1935 tarihinde onun için gıyabî cenaze namazı kılındı. El- Kassam bundan sonra cihad için bir sembol, kahramanlık ve direniş için bir örnek oldu.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Rüyada Harp (savas) Görmek NGB H Harfi Rüya Tabirleri 0 06.09.23 21:04
Tevessül caiz mi ? Ademm islam & islami Konular 0 30.05.21 14:11
tılsım caiz mi Discoverer Sorularınız 10 26.05.21 22:25
Bitcoin kullanmak caiz mi ??? Ademm Fıkıh Soru ve Cevaplar 0 01.04.21 06:00


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:25.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147