Nikola TESLA’nın “Dünyanın bir ucundaki insan ile öbür ucundaki insanı yan yanaymış gibi görüştürebilirdim!” diyerek sözünü ettiği teknolojinin geliştirilmesi ile Echelon sistemi tüm dünyadaki sivil ya da askeri tüm telefon görüşmelerine varana kadar dinlemiştir.NSA, Echelon sistemini arz’da (yeryüzünde) dev radarlarla (büyük golf topuna inanılmaz derecede benzerler) havada özel donanımlı uçaklarla, denizde dev vericilere sahip gemilerle sağlamaktadır. Aklınıza gelebilecek her türlü iletişim alternatifini dinleyip, takip edebilmektedir.Cep ya da ev telefonları, görüntülü ya da yazılı tüm SMS veya MMS mesajları, e-posta veya internet sitelerinin özel mesajlaşma alanlarına varana dek bir takip sağlayabilirler.Echelon, 1948 yılında Nikola Tesla’nın aynı işlevi yapan icadının Kanadalı bir bilim adamı tarafından geliştirilmesi ile ortaya çıkmıştir. Böyle bir icadın kullanabilirliği CIA kanalı ile ABDli yetkililerin kulağına fısıldanmıştır.ABD, Nikola Tesla bir otel odasında ölü bulunduğunda tüm doküman, alet ve tescillerine el koymuş ve el koyduğu her şeye “ÇOK GİZLİ” mührünü vurmuştu. Ancak el koyduğu tescillerden birinin aynısının Kanadalı bilim adamı tarafından geliştirildiğini öğrenince bu projeye ortak olmak istemiştir.Daha sonra projeye ABD’nin NSA, İngiltere’nin GCHO, Kanada’nın CSE, Avustralya’nın DSD ve Yeni Zelanda’nın GCSB isimli istihbarat birimlerinin oluşturduğu bir konsorsiyum ile birlikte hareket etme kararı alınmış ve UKASA anlaşması ile resmi olarak faaliyete geçirilmiştir.Echelon sisteminde özel bir süzgeç kullanılır ve bu süzgeç belirlenen anahtar kelimeleri tek tek kaydeder, belirlenen anahtar kelimelerin geçtiği tüm konuşmalar “Dictionary” ismi verilen bir sözlük filtreleme sistemiyle kontrol edilir ve sisteme “Dikkat” kodu ile tanıtılan kelimelerle uyuşma sağladığında sistem diğer kelimelerden söz konusu konuşmaları ayırarak uzmanlarına iletir.Echelon ile izlenmesi hedeflenen kişinin attığı her adım an be an takip edilir. İzlenenlerden bir tanesi de Türkiye’yi yakından ilgilendirilen isimlerden bir tanesi olan bölücü terör örgütü PKK’nın lideri olan Abdullah Öcalan’dı

sagolasin ustad. Bilim adamlarina cokup cokup teknolojide hizlandi serefsizler.

Sende sağ ol kardeşim yeri gelmişken bir hususu daha izhar edeyim Araştırmacı-Yazar Ömer Özkaya da “Zihin Kontrol” isimli kitabında şöyle diyordu; “Devletlerarası haberleşme alanında Cinleri kullanmak hem daha süratli hem daha emin, bir yol olabilir. Bilhassa bir kısım gizli haberleşmelerde, telsiz, telgraf veya telefonların şifre ve kodlarının çalınma ihtimaline karşılık, cinlerin kullanılmasında böyle bir riziko söz konusu olmayacaktır. Bu yönüyle cinler, geleceğin belki de en emin habercileri olacaktır. Yine TRT Haber’de Cinlerin İstihbarat alanında kullanıldığına ilişkin “Büyük Takip” programı önemli bir yayına imza atmıştı. Bu yayında öne çıkan açıklamaları inceleyeceğiz ancak yayın büyük dikkat toplamıştı ve öyle ki mecliste de yankı bulmuştu. CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu Başbakan Erdoğan’a (29.03.2012); “Mit de Cinleri kullanıyor mu?” şeklinde soru yöneltmişti. Söz konusu programda açıklamalarda bulunan Ömer Özkaya da çok ilginç bir anekdot anlatmıştı. Şöyle diyordu Ömer Özkaya; “Turgut Özal’ın yardımcılarından YALÇIN KOÇAK beyin yaşadığı bir hadise. Bir gün bir referans ile bir Amerikalı geliyor. Diyor ki Yalçın Bey ben NASA’da çalışıyorum. Buyurun diyor, ya sizden bir ricam var. Sizin Sakarya’da tanıdığınız bir hoca varmış beni ona gönder misiniz? O da konu nedir diye soruyor. Ben açıkça söyleyeyim diyor. Biliyorsunuz bizim uzayda bir hayli uydumuz var. Bunlar zaman zaman arızalanıyorlar. Biz acaba bu uyduların tamirinde acaba cinlerden istifade edebilir miyiz? Ben Sakarya’daki hocanızla bunu konuşmak istiyorum.

Abi haberleşme kısmı cinlerle degil fakat onların diliyle olduğunu düşğnüyorum sembollerle
Ve çok olağan şeyler telepati ile zihin kontrolü sadece çiple değil Dini duyguları sömürme ve dini pasifletirme İsrail e neden gitmiyorlar orda dine büyük yaralar vermek için alim yetiştiriyorlar.

Cinlerin istihbaratta ve zihin kontrolde kullanıldığı ve hatta İsrail ve Amerika’nın yoğun olarak uyguladığı bir gerçektir Bir örnek İsrail, Lübnan işgaline giriştiği sıralarda oldukça zorlanmış ve teknik anlamda başarısız olmuştu. İsrailli bir askeri yetkili ise “Ummadık bir şekilde, istihbarat sağlayamadık, bu çok şaşırtıcı” şeklinde bir açıklamada bulunmuştu. Ne demekti şimdi bu? Teknolojik istihbarat anlamında Lübnan’dan on gömlek ileri olan İsrail nasıl olmuştu da istihbarat sağlayamamıştı? Bunun tek cevabı vardı o da teknolojik değil metafizik istihbarattı ve Lübnan Kur’an ayetleri ile cinlere hükmeden birçok ulama doluydu ve karşı duruş sergilemişlerdi.

Çok oöağan biey bu gün teknolojik hırsızlar çok bu yüzden teknolojiyi kullanmadan iletişim insan kullanmadan da cinleri kullanır tabi cinlerin tastamam ilmine vakıf olan sayılı insan var dünyada Abi Allah zalimlere fırsat vermesin çok büyük oyunlar kuruyorlar müslümanlara Allah ın tuzagı daha hayırlıdır Rabbim fırsat vermesin

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] abi bu onudan bağımsız bilgine. Üracat etmek istiyor gözlerde ve kulaklarda kaç perde vardır bunların açılımları nasıldır Hangi kademede ne görülür ?

Kardeşim benim anladığım anlamda Tasavvufta “hicâb” adıyla anılan ve kulun Allah ile yakınlığına engel olan perdeler genellikle zulmânî ve nurani hicâb olmak üzere iki adla anılır. Zulmânî hicâb, beden kaynaklı; tenle ilgili maddî perdelere denir. Nurani hicâb ise ruh kaynaklı perdedir. İnsan ruhu: “Ben Âdem’in yaratılışını tamamladığım zaman ona ruhumdan üfürdüm”(Hicr süresi 29.ayet) âyet-i kerimesinin ifadesine göre ilâhî menşelidir. İnsan ruhu ten kafesine girdikten sonra maddî ve zulmânî bir hicâb ile perdelenmiştir. İnsanın hamurunda “anasır-ı erbaa” denilen toprak, su, hava ve ateşten oluşan dört unsur vardır. Bunlardan toprakla su, zulmânî özelliğe sâhiptir. Et ve kemikten meydana gelen insan vücudunun temel unsuru toprak ve sudur. Bu yüzden tasavvufta zulmânî hicâb sayılan bedenin ve bedenî ihtiyaçların riyazet ve mücahede ile azaltılarak inceltilmesi gerekir. Mücahede ve riyazet, bedenin ruhi ihtiyaçların önüne geçen taleplerini önlemede insana bağışıklık ve irade gücü kazandırır. Çünkü bedenin zulmânî perdeleri, tene âid ihtiyaçların îrâdi kontrolü ile incelir. Bu sâyede ruhun beden üzerindeki etkisi artarak zulmânî perdelerin rûhânî perdelere dönüşmesi sağlanır. Ancak zulmânî perdeler gibi, nurani perdelerin aşılması gerekir.

Türkiyenin birçok yerinde sigarayı bırakmak için yapay beyin dalgalarını kullanıp insanlara yararı olan yerler var var. İnsanın başına bir alet koyup bazı sinyaller vesilesiyle faydası olabilir.

Aynen ustadim, bizde de vardir diye dusunuyorum bu tarz manevi durumlar. Allah azze ve celle ordular ile desteklesin bizleri.

MasAllah

Faydali islerde kullaniliyorsa ne guzel..