Hayvanların Konuşmalarını Nasıl Duyup Anlayabiliriz? - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 21.08.23, 20:17
Selamet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefali
 
Üyelik tarihi: 12.02.19
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 383
Etiketlendiği Mesaj: 65 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Doğrudur hocam. Ben hiç evliyaya veya ilim sahibine bilinçli olarak denk gelmedim. Lakin gelmeyi ve sohbet etmeyi bir şeyler öğrenmeyi çok isterdim. Eminim aramizda etrafimizda nice ilim sahibi insanlar var. Allah bize onların yardımından nasiplenmeyi iliminden bir zerre de olsa öğrenmeyi nasip etsin inşallah.
Talip matlubuna ilimle değil,gönülle koşar... eğer bunu gönülden istiyorsan aklında olsun;
Konya ya yolun düştüğünde öğle ile ikindi arası bir vakitte evvela Şems Hazretlerinin türbesine,ardından Mevlana Hazretlerinin türbesine var.Öğle ve ikindiyi camide eda et.camiden çık hemen yolun karşısı Üçler mezarlığına geç ve kaldırımlarda yatan evliyaların mezarlarına da selam ver bir fatiha gönder.okuya okuya mezarlığın içinde veya çevresinde dolaş.100 gr buğday al buğdaya fatiha ve ihlas okuyup kuşlara yavaş yavaş serp.Kısmetinde varsa bir selam veren olur... Biiznİllah..

__________________
''Müspet sonuç vermeyen uğraş,ilim değil uydurmacadır!''
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 21.08.23, 20:46
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,709
Etiketlendiği Mesaj: 112 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Selamet Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Talip matlubuna ilimle değil,gönülle koşar... eğer bunu gönülden istiyorsan aklında olsun;
Konya ya yolun düştüğünde öğle ile ikindi arası bir vakitte evvela Şems Hazretlerinin türbesine,ardından Mevlana Hazretlerinin türbesine var.Öğle ve ikindiyi camide eda et.camiden çık hemen yolun karşısı Üçler mezarlığına geç ve kaldırımlarda yatan evliyaların mezarlarına da selam ver bir fatiha gönder.okuya okuya mezarlığın içinde veya çevresinde dolaş.100 gr buğday al buğdaya fatiha ve ihlas okuyup kuşlara yavaş yavaş serp.Kısmetinde varsa bir selam veren olur... Biiznİllah..
Keşke daha önce haberim olsaydı. Ankaradayken mutlaka giderdim. Yine de sağolun. Yolum düşerse mutlaka uğrayacağım.

Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 21.08.23, 21:04
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 17.07.22
Bulunduğu yer: Hiçlik
Mesajlar: 2,528
Etiketlendiği Mesaj: 57 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam evliya zaten direkt ben evliyayim demez. Demesini de beklemiyorum. Ama hissedersin, anlarsın. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki ahir zaman dedikleri bu halde. Vaktiyle bir rüya görmüştüm. Rüyadan etkilenince bir ihtiyaç sahibine, bir öğün yemeğinin parası benden olsun istedim. Bir kadın gördüm sonra çöpten yiyecek topluyordu. Oldukça da tenha bir yerde. Dikkatimi çekti. Dilenci olsa derdi para olsa daha işlek bir caddeye çıkardı. Kör sokakta işi ne dedim? Döndüm geri hayrımi ona yaptım. Hatta başta kabul etmedi de, daha da etkilendim. Bir kaç gün sonra duydum ki bu da yeni bir yontemleriymis. Böyle tenhada dolanıp bu şekilde kişilerin vicdanlarına hitap ederlermis.

O yüzden gerçekten evliyayi, ihtiyaç sahibini bulmak çok zor. Keşke denk gelse ve bilinçli olarak hissedip sohbet edebilmek çok çok güzel bir deneyim olurdu.
bir hadise

Az önce dostum Cebrâil [Aleyhisselâm] yanımdaydı. Bana şunları anlattı.

– Seni hak peygamber olarak gönderen Allah adına yemin ederek söylüyorum ki, Allah Teâlâ’nın kullarından biri, bir dağın tepesinde tam 500 yıl O’na ibadet etmişti. Bu dağ, enine boyuna 15 metrekareden daha büyük değildi. Dört bir tarafı 4000 fersah uzunluğunda denizlerle çevriliydi. Allah Teâlâ o kimse için bu adada bir parmak kalınlığında tatlı bir su çıkarmıştı. Bu su, dağın eteğinde bir yerde birikiyor, o adam da buradan ihtiyacını karşılıyordu. Aynı şekilde ona bir nar ağacı vermişti. Bu ağaçta her gün bir nar büyüyordu.

Bu adam akşam olduğu zaman dağın eteğine iniyor, abdestini alıyor ve yiyeceğini yiyordu. Ardından kalkıp namazına devam ediyordu. Bir gün bu adam Rabbinden, ruhunun secdede iken alınmasını, cesedinin toprak olmamasını ve secde halinde iken diriltilmesini istedi. Allah [Celle Celâluhû] onun dileğini kabul etti ve secdede iken ruhunu aldı.

Cebrâil [Aleyhisselâm] anlatmaya devam ediyor

– Biz yeryüzüne her inişimizde ve çıkışımızda onun yanına uğrardık ve onun secde halindeyken ölmüş bedenini görürdük. Biz ilmi ilâhîde (levh-i mahfûzda) gördük ki, bu adam kıyamet günü diriltilip Allah Teâlâ’nın huzuruna getirilecek. Allah Tebâreke Teâlâ meleklerine,

– Kulumu rahmetimle cennete koyun, buyuracak adam ise,

– Hayır, beni yaptığım ameller sebebiyle cenete koyun, diyecek.

Bunun üzerine Allah Teâlâ meleklerine,

– Kulumun amellerini, kendisine verdiğim nimetlerle kıyaslayın, diye emir verecektir.

Melekler ona verilen nimetlerle kulun amellerini karşılaştırmaya başlayacaklar ve göreceklerdir ki, sadece göz nimeti kulun 500 senelik amelini dahi karşılamamaktadır. Bedeninin diğer nimetleri ise karşılıksız kalmıştır.

Bunun üzerine Allah [Celle Celâluhû] meleklerine,

– Kulumu cehenneme atın, diye emir verecektir. Melekler onu cehenneme doğru götürürken adam,

– Ey Rabbim! Beni rahmetinle cennetine koy, diye feryat edecektir. Allah Teâlâ meleklerine,

-Kulumu geri getirin, emrini verecektir. Kul, Allah [Celle Celâluhû] huzuruna getirilince ona soracaktır:

-Ey kulum! Sen hiçbir şey değilken seni yaratan kimdir? O,

-Sen yâ Rabbi, diyecektir. Allah [Celle Celâluhû],

– Bu senin amelin sayesinde mi oldu yoksa benim rahmetimle mi? diye soracak o da,

– Bilakis senin rahmetinle, diye cevap verecektir. Allah [Celle Celâluhû],

Sana beş yüz sene ibadet yapma kuvvetini kim verdi, diye sorar o da,

– Sen verin ey Rabbim, diye cevap verecektir. Allah [Celle Celâluhû],

– Seni denizin ortasındaki bir adaya yerleştirip tuzlu suların içinden tatlu sutu sana çıkaran, her sene sadece bir tane meyve vermesine rağmen sana her gün nar meyvesi ikram eden kimdir? Nenden ruhunu secdede iken almamı istedin; bunu senin için yaptım. Peki bunların tümünü kim yaptı, diye sorar. adam,

– Sen yaptın ey Rabbim, diye cevap verir. Bundan sonra Allah [Celle Celâluhû] şöyle buyur.

– Bütün bunlar benim rahmetimle olmuştur. Seni rahmetimle cennetime koyacağım. Meleklerim! Bu kulumu rahmetimle cennetime sokun.

Cebrâil [Aleyhisselam] der ki, “Her şeyde Allah’ın rahmetinin bir tecellisi vardır.”

Eser:Tenbîhü’l – Gâfilîn, Yazar: Ebû’l Leys Semerkandî [Rahmetullahi Aleyh] Tercüme: Hüseyin Okur,Sayfa: 141-142, Cilt:1, Yayınevi: Semerkand, Tasavvuf Klasikleri. Basım: Ekim 2011

__________________
Son saatinde olmadığının garantisi nedir?
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 21.08.23, 21:36
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,709
Etiketlendiği Mesaj: 112 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Lyqus Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bir hadise

Az önce dostum Cebrâil [Aleyhisselâm] yanımdaydı. Bana şunları anlattı.

– Seni hak peygamber olarak gönderen Allah adına yemin ederek söylüyorum ki, Allah Teâlâ’nın kullarından biri, bir dağın tepesinde tam 500 yıl O’na ibadet etmişti. Bu dağ, enine boyuna 15 metrekareden daha büyük değildi. Dört bir tarafı 4000 fersah uzunluğunda denizlerle çevriliydi. Allah Teâlâ o kimse için bu adada bir parmak kalınlığında tatlı bir su çıkarmıştı. Bu su, dağın eteğinde bir yerde birikiyor, o adam da buradan ihtiyacını karşılıyordu. Aynı şekilde ona bir nar ağacı vermişti. Bu ağaçta her gün bir nar büyüyordu.

Bu adam akşam olduğu zaman dağın eteğine iniyor, abdestini alıyor ve yiyeceğini yiyordu. Ardından kalkıp namazına devam ediyordu. Bir gün bu adam Rabbinden, ruhunun secdede iken alınmasını, cesedinin toprak olmamasını ve secde halinde iken diriltilmesini istedi. Allah [Celle Celâluhû] onun dileğini kabul etti ve secdede iken ruhunu aldı.

Cebrâil [Aleyhisselâm] anlatmaya devam ediyor

– Biz yeryüzüne her inişimizde ve çıkışımızda onun yanına uğrardık ve onun secde halindeyken ölmüş bedenini görürdük. Biz ilmi ilâhîde (levh-i mahfûzda) gördük ki, bu adam kıyamet günü diriltilip Allah Teâlâ’nın huzuruna getirilecek. Allah Tebâreke Teâlâ meleklerine,

– Kulumu rahmetimle cennete koyun, buyuracak adam ise,

– Hayır, beni yaptığım ameller sebebiyle cenete koyun, diyecek.

Bunun üzerine Allah Teâlâ meleklerine,

– Kulumun amellerini, kendisine verdiğim nimetlerle kıyaslayın, diye emir verecektir.

Melekler ona verilen nimetlerle kulun amellerini karşılaştırmaya başlayacaklar ve göreceklerdir ki, sadece göz nimeti kulun 500 senelik amelini dahi karşılamamaktadır. Bedeninin diğer nimetleri ise karşılıksız kalmıştır.

Bunun üzerine Allah [Celle Celâluhû] meleklerine,

– Kulumu cehenneme atın, diye emir verecektir. Melekler onu cehenneme doğru götürürken adam,

– Ey Rabbim! Beni rahmetinle cennetine koy, diye feryat edecektir. Allah Teâlâ meleklerine,

-Kulumu geri getirin, emrini verecektir. Kul, Allah [Celle Celâluhû] huzuruna getirilince ona soracaktır:

-Ey kulum! Sen hiçbir şey değilken seni yaratan kimdir? O,

-Sen yâ Rabbi, diyecektir. Allah [Celle Celâluhû],

– Bu senin amelin sayesinde mi oldu yoksa benim rahmetimle mi? diye soracak o da,

– Bilakis senin rahmetinle, diye cevap verecektir. Allah [Celle Celâluhû],

Sana beş yüz sene ibadet yapma kuvvetini kim verdi, diye sorar o da,

– Sen verin ey Rabbim, diye cevap verecektir. Allah [Celle Celâluhû],

– Seni denizin ortasındaki bir adaya yerleştirip tuzlu suların içinden tatlu sutu sana çıkaran, her sene sadece bir tane meyve vermesine rağmen sana her gün nar meyvesi ikram eden kimdir? Nenden ruhunu secdede iken almamı istedin; bunu senin için yaptım. Peki bunların tümünü kim yaptı, diye sorar. adam,

– Sen yaptın ey Rabbim, diye cevap verir. Bundan sonra Allah [Celle Celâluhû] şöyle buyur.

– Bütün bunlar benim rahmetimle olmuştur. Seni rahmetimle cennetime koyacağım. Meleklerim! Bu kulumu rahmetimle cennetime sokun.

Cebrâil [Aleyhisselam] der ki, “Her şeyde Allah’ın rahmetinin bir tecellisi vardır.”

Eser:Tenbîhü’l – Gâfilîn, Yazar: Ebû’l Leys Semerkandî [Rahmetullahi Aleyh] Tercüme: Hüseyin Okur,Sayfa: 141-142, Cilt:1, Yayınevi: Semerkand, Tasavvuf Klasikleri. Basım: Ekim 2011
Çok güzel bir kıssadan hisse. Su koskoca dünyada insanoglu ne kadar da aciz insan onu anliyor. Bize de sorulması gereken ; Nasıl Allah'ın rahmetine daha fazla mahzar oluruz?

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Hayvanların Havvası Sin Diğer Havas Konuları 28 09.12.23 23:31
Kişinin Yalan Konuşup Konuşmadığını Nasıl Anlayabiliriz? Arma Derin Konular & Beyin Fırtınası 13 22.08.23 22:33
Havasta hangi yeteneğe eğilimimiz olduğunu nereden anlayabiliriz? Mrcngr Sorularınız 74 04.06.23 23:28
Bir rüyanın sahih olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? FinanceandTrade Rüya ve Rüya Tabirleri 3 23.01.22 01:43
Sarkaç ile çakraların açık yada kapalı olduğunu nasıl anlayabiliriz ? Abdullah07 Sorularınız 24 30.08.20 23:29


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:42.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147