Celcelutiye 92-93-94 kaside anlami - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 16.08.23, 12:19
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,997
Etiketlendiği Mesaj: 234 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamın aleyküm hocalarım ve talebeler..

Celcelutiye yer alan 92,93,94 kasidelerde bahsedilen
" Üç Tevrat’tan, hiçbir şüphe yok dört!
Ve dört Meryem oğlu İsa’nın İncil’inden! " 92
"Beş de Kur’an’dan. Onlar onun tamamıdır!
Herbir mahluka apaçık, dilsiz değil!" 93
"İşte bu Allah celle celalühü’nün ismidir.
O’nun isimleri yeryüzünde yücedir." 94

Burda kast edilen nedir?
Tevrat’ta tam olarak hatırlayamayacağım, ancak Yakup’un (as) Tanrı ile yüz yüze görüşmesi var ve ‘canım bağışlandı’ diyor. Ve o buluştuğu yere ne adını veriyor biliyor musun? Penuel, yani Pineal. Ve İbranice, Tanrı’nın yüzünü görmek anlamına geliyor pineal; yani epifiz bezi. Latince’de de çam kozalağı anlamına geliyor. Ali Baba ve kırk haramileri duymuşsunuzdur. “Açıl susam, açıl” denilince hazinelerle dolu mağaralarına giriyorlardı. Simsim, Arapça’da susam demek. Samsamin esması Celcelutiye’de, kalp gözünün açılmasına bakar. Simsim de hazinenin açılması. Beden mağarasında saklı hazine...Ve bu bez, zaman ile kireçleniyor.. Özellikle florür (diş macunları) ve tuz, şeker burayı kireçlendirir. Ve bu bezin aktifliği yavaş yavaş azalır. Ayrıca dışarıdan frekanslara en açık ve en zayıf nokta burasıdır. Bilgi hırsızlığına karşı da burayı korumak gerekli. Ve burası ‘hazine’ olduğu için, dış etkilerden korumak adına, örtü ile sırlamakta fayda vardır. Abdest alırken başa meshetmenin bir hikmeti ise, orada birikmiş negatif enerjiyi kısa devre yaptırmak içindir ve farzdır. Beden ve ruhun geçiş noktası bu bezdir, tıpkı köprü gibi. Yıldızı, Güneş merkezli olan Satürn’dür. Makam-ı İbrahim’dir. Günü, Pazar ve Cumartesi’dir. Ulvi meleği Rukyail’dir. Arzî meleği ise Muzhib’dir. Ebcedi 80’dir. Buhuru senderüstur ve Fatiha Suresi’ndeki ilk ayete, ‘Bismillahirrahmanirrahim’e bakar. Aslı ile nurunun rengi yoktur. Ancak menekşe rengi ile görülebilir. Salgı bezleri epifiz ve beyindir. His işlevi yoktur. Ancak ruhtur da diyebiliriz. Sembolü Türk Bayrağı üstündeki yıldızdır. Pentegramdır. Tarık yıldızıdır. Bu, ayrı bir çalışma ürünü olacak. Bu yıldız çok özel bir semboldür. Biliyorsun bu beş uçlu yıldızda 10 köşe ve 10 açı vardır ve 10 sayısı dönüşümlerin sayısıdır. Örneğin Haşir Risalesi 10. Söz’dür ve ölümden sonraki hayatı anlatır. Onun 10. Söz olması tesadüfi değildir. İşte tüm çakralar, daireler, burada sıfırlanır ve dönüşür. 8. çakraya dokunur, oradan dem alır ve tekrar kök çakrasına döner. Bu sefer nefs-i emmarenin levvamesi ile miracına devam eder. Daha öncesi emmarenin emmaresindeyken, şimdi bir boyut atlamıştır. Yeni menziller görmek için. Ancak bundan sonra, kök enerjisi, en olumlu haliyle işler. Cinsel enerji, keza öyle. Sekizde dirildikten sonra, bu tepeye dokunur; bütün daireler, menziller bu merkez ile bağlantılı olarak denge üzere akmaya başlarlar. Bu yıldızda 5 tane A harfi vardır. Onun için pentalfa denmiştir. 5 A-lem ve bu 7 nefis mertebesi ile toplam 12 köşeli yıldızı oluştururlar ki bu, 12 pınarın fışkırması ve tamamlanmanın sayısıdır. Zaten Ehl-i beyti temsil eden 5 kişidir. Eli temsil eden 5 parmaktır ve insan bir baş, iki el ve iki ayak ile aslında bir yıldız âlemidir. Bu daire ile ilgili Füyuzat-ı Rabbaniye’de Şah-ı Geylani şöyle der:“Yağmurların, rahmetlerin, pınarların makamıdır. Nefs-i safiye 7. dairedir. Bu daireye geldiğinde hayret uyandıran Ali’yi çağırsın ve onu dert ve musibet çattığında yardımcı olarak bulursun. Bütün dert ve üzüntüler, Ey Muhammed, senin nübüvvetinle açılır ve Ey Ali senin vilayetinle aydınlığa dönüşür. ‘Ya Ali, ya Ali!’ çağrısı bu kapıdan yapılır.” Füyuzat-ı Rabbaniye 36“Ey bütün kapıları açan! Kalbimin gözünü bana aç. Ey el kaldırıp yalvaranlara cevap veren! Ey bütün kapıları ve müşkülleri açan! Sırların kilidini, nurların hakikatiyle bana aç. Ey bütün kapıları açan! Sen yaratıkların anahtarısın.” Şah-ı Geylani Musa-Tevrat-beden ve İsa-İncil-ruh ancak Kur’ân nazarıyla, tevhidle anlam bulur aslını bulur. Tabii ki bu kitapların asıllarını kastediyoruz. Arz-sema, kadın-erkek, görünen-görünmeyen kutupluluğu, Kur’ân köprüsü olmazsa birleşemez. Hz. Ali (ra), Kur’ân’ın feraseti, nazarı, derin ilmiyle Tevrat’a ve İncil’e bakmış ve orada gördüğü sırrı Celcelutiye içine şifrelemiştir. Bazı bablar çok derin semboller ve şifreler içerdiğinden dolayı ve ehil olmayan ellerde bu esmalar yanlış kapıları açabilir. Bunların ebcedleri ve sembolleriyle Tevrat’taki ve İncil’deki o babları bilmek ehline helal, ehil olmayana haramdır. Celcelutiye 92, 93, 94 birkaç tane daha var bu babta marziye üçüncü göz ile alakalıdır.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 16.08.23, 13:35
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,686
Etiketlendiği Mesaj: 111 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tevrat’ta tam olarak hatırlayamayacağım, ancak Yakup’un (as) Tanrı ile yüz yüze görüşmesi var ve ‘canım bağışlandı’ diyor. Ve o buluştuğu yere ne adını veriyor biliyor musun? Penuel, yani Pineal. Ve İbranice, Tanrı’nın yüzünü görmek anlamına geliyor pineal; yani epifiz bezi. Latince’de de çam kozalağı anlamına geliyor. Ali Baba ve kırk haramileri duymuşsunuzdur. “Açıl susam, açıl” denilince hazinelerle dolu mağaralarına giriyorlardı. Simsim, Arapça’da susam demek. Samsamin esması Celcelutiye’de, kalp gözünün açılmasına bakar. Simsim de hazinenin açılması. Beden mağarasında saklı hazine...Ve bu bez, zaman ile kireçleniyor.. Özellikle florür (diş macunları) ve tuz, şeker burayı kireçlendirir. Ve bu bezin aktifliği yavaş yavaş azalır. Ayrıca dışarıdan frekanslara en açık ve en zayıf nokta burasıdır. Bilgi hırsızlığına karşı da burayı korumak gerekli. Ve burası ‘hazine’ olduğu için, dış etkilerden korumak adına, örtü ile sırlamakta fayda vardır. Abdest alırken başa meshetmenin bir hikmeti ise, orada birikmiş negatif enerjiyi kısa devre yaptırmak içindir ve farzdır. Beden ve ruhun geçiş noktası bu bezdir, tıpkı köprü gibi. Yıldızı, Güneş merkezli olan Satürn’dür. Makam-ı İbrahim’dir. Günü, Pazar ve Cumartesi’dir. Ulvi meleği Rukyail’dir. Arzî meleği ise Muzhib’dir. Ebcedi 80’dir. Buhuru senderüstur ve Fatiha Suresi’ndeki ilk ayete, ‘Bismillahirrahmanirrahim’e bakar. Aslı ile nurunun rengi yoktur. Ancak menekşe rengi ile görülebilir. Salgı bezleri epifiz ve beyindir. His işlevi yoktur. Ancak ruhtur da diyebiliriz. Sembolü Türk Bayrağı üstündeki yıldızdır. Pentegramdır. Tarık yıldızıdır. Bu, ayrı bir çalışma ürünü olacak. Bu yıldız çok özel bir semboldür. Biliyorsun bu beş uçlu yıldızda 10 köşe ve 10 açı vardır ve 10 sayısı dönüşümlerin sayısıdır. Örneğin Haşir Risalesi 10. Söz’dür ve ölümden sonraki hayatı anlatır. Onun 10. Söz olması tesadüfi değildir. İşte tüm çakralar, daireler, burada sıfırlanır ve dönüşür. 8. çakraya dokunur, oradan dem alır ve tekrar kök çakrasına döner. Bu sefer nefs-i emmarenin levvamesi ile miracına devam eder. Daha öncesi emmarenin emmaresindeyken, şimdi bir boyut atlamıştır. Yeni menziller görmek için. Ancak bundan sonra, kök enerjisi, en olumlu haliyle işler. Cinsel enerji, keza öyle. Sekizde dirildikten sonra, bu tepeye dokunur; bütün daireler, menziller bu merkez ile bağlantılı olarak denge üzere akmaya başlarlar. Bu yıldızda 5 tane A harfi vardır. Onun için pentalfa denmiştir. 5 A-lem ve bu 7 nefis mertebesi ile toplam 12 köşeli yıldızı oluştururlar ki bu, 12 pınarın fışkırması ve tamamlanmanın sayısıdır. Zaten Ehl-i beyti temsil eden 5 kişidir. Eli temsil eden 5 parmaktır ve insan bir baş, iki el ve iki ayak ile aslında bir yıldız âlemidir. Bu daire ile ilgili Füyuzat-ı Rabbaniye’de Şah-ı Geylani şöyle der:“Yağmurların, rahmetlerin, pınarların makamıdır. Nefs-i safiye 7. dairedir. Bu daireye geldiğinde hayret uyandıran Ali’yi çağırsın ve onu dert ve musibet çattığında yardımcı olarak bulursun. Bütün dert ve üzüntüler, Ey Muhammed, senin nübüvvetinle açılır ve Ey Ali senin vilayetinle aydınlığa dönüşür. ‘Ya Ali, ya Ali!’ çağrısı bu kapıdan yapılır.” Füyuzat-ı Rabbaniye 36“Ey bütün kapıları açan! Kalbimin gözünü bana aç. Ey el kaldırıp yalvaranlara cevap veren! Ey bütün kapıları ve müşkülleri açan! Sırların kilidini, nurların hakikatiyle bana aç. Ey bütün kapıları açan! Sen yaratıkların anahtarısın.” Şah-ı Geylani Musa-Tevrat-beden ve İsa-İncil-ruh ancak Kur’ân nazarıyla, tevhidle anlam bulur aslını bulur. Tabii ki bu kitapların asıllarını kastediyoruz. Arz-sema, kadın-erkek, görünen-görünmeyen kutupluluğu, Kur’ân köprüsü olmazsa birleşemez. Hz. Ali (ra), Kur’ân’ın feraseti, nazarı, derin ilmiyle Tevrat’a ve İncil’e bakmış ve orada gördüğü sırrı Celcelutiye içine şifrelemiştir. Bazı bablar çok derin semboller ve şifreler içerdiğinden dolayı ve ehil olmayan ellerde bu esmalar yanlış kapıları açabilir. Bunların ebcedleri ve sembolleriyle Tevrat’taki ve İncil’deki o babları bilmek ehline helal, ehil olmayana haramdır. Celcelutiye 92, 93, 94 birkaç tane daha var bu babta marziye üçüncü göz ile alakalıdır.
Hocam Allah razı olsun. Çok çok güzel bir yazıydı. Kafamda bazı şeylere ışık yaktınız. İnşallah deneyecegim. Çok teşekkür ederim. Bu tarz yazılarınızin devamı gelsin lütfen size zahmet olmazsa, vaktinizi çok almazsa..

Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 16.08.23, 14:06
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,997
Etiketlendiği Mesaj: 234 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
siruss Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam Allah razı olsun. Çok çok güzel bir yazıydı. Kafamda bazı şeylere ışık yaktınız. İnşallah deneyecegim. Çok teşekkür ederim. Bu tarz yazılarınızin devamı gelsin lütfen size zahmet olmazsa, vaktinizi çok almazsa..
Estağfurullah Allah (c.c) cümlemizden razı olsun lakin Hoca değilim belki talebeyim belki de talebe bile olamadık. Ailemden tevarüs eden oldukça fazla el yazması veya Osmanlıca eser var istifade etmeye çalışıyorum. Bol okuyorum araştırıyorum. Şükürler olsun ki bir zamanlar uzunca bir süre medrese-i yusufiye talebesi olduk. Fırsat buldukça açılan konularla mütenasip yazarız inşaallah.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Celcelutiye vefki (Celcelutiye Kübra Daveti) MrBerkHD Celcelütiyye ve Havassları 45 16.07.24 12:43
Bu Kaside Hangi Kaside ? Aheste Sorularınız 4 08.05.23 22:27
Bu vefkin anlami nedir Mami61 Vefk & Tılsım 1 13.02.23 23:41
Kaside-i Celcelutiye Sadi Celcelütiyye ve Havassları 3 12.03.22 15:21
Bu ruyanin anlami nedir ? Asik Rüya ve Rüya Tabirleri 2 10.10.20 02:54


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:12.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147