Esselamu Aleyna ve âlâ ibadillahis salihin.

Hiç uzatmadan konuya gireceğim v.

Vefkler ve tılsımlar İslam'da tevhid inancına zarar verdiği için yasaklanmıştır bilâkis hz Muhammed nebimiz tarafından...

Tılsımların kökenine baktığımızda yahudilik ve diğer şeytani islerle uğraşan farklı inançlardan gelmektedir...

Tılsımlar cinler ile direk alakalı olduğundan
Pek hoş karşılanmaz alimler tarafından ...

Hatta bazı ayetlerde vardır!!

Cin süresinde de bazı ayetler dikkatimi cekti hani insanlardan bazıları cinlere sığınırdıda cinlerde onların taşkınlıklarını arttırırdı...///

Ben buradan şunu anladım her ne olursa olsun koruma diye yazılan tılsımlar haramdır.
Cinler insanların taşkınlıklarını yani daha fazla bu hataya düşmelerini istedigi için görevini yaparmış..
Hani insanlar ise yarıyor desin ve hayatının her yerinde her alanında tılsımları kullanmaya devam etsin diye...

Bunlar cinlerin aldatmasımıdır?¿

Vede daha evvel de söyledim medyumluk gibi vasıflar var doğustan geliyor ölen yakınlarım irtibata çok geciyor diye.
Sizler hep rüya ile amel edilmez dersiniz ama

//Rüyamda çok yakın vefat etmiş çok sevdiğim birini gördüm ve bana artık vefk falan olmadığını hepsini çöpe attığını birdahada bunu yapmamam gerektiğini söyledi çok kızmıştı.//

Ben bu rüyadan sunu anladım onları yok etmem gerektiğini vede birdaha asla tılsım gibi şeylere basvurmamam bana yarar sağlıyacağını düsünmemem gerekiyordu...

Bazı âlimler tılsımlara yahudi işi olduğunu vede kesinlikle yasak olduğunu kişiyi küfre ve dahi şirke sürükleyeceğini söyler.

Tevhid inancına göre yardımı allahdan olarak görmeliyiz lakin zamanla bu inanç zayıflar ve kişi yenik düşer sorsan tevhid üzere ama küfür ehli...

Tevhid inancına zarar gelmemesi için ne yapmamız şarttır...

Bu konuma kimseyi etiketlemiyorum çünkü bu konu hakkında ki düsüncelerin hepsi benim için önemli tabiki eleme yapıp yorumları süzecegiz...
Ama herkes fikrini paylaşırsa çok sevinirim...

Allah'ın rahmeti üzerinize olsun

benzer bir konuyu bende kendi konumda açıkladım istiyrn istifade edebilir

bu konular daha once cok kez konusuldu tartisildi
hz.peygamber sav muskayi yasaklayan hadisi hangisi?
bununla ilgili ayetler hangi surede ve hangi ayetler
tilsim ve vefki yasaklayan alimlerin isimlerini de verirsen cok mutlu oluruz
demekki ibni arabi, imami gazali, ahmed el buni gibi alimler küfre sapmislar

“İnsana zarar verebilecek her hastalığın ya da zararlı bir hayvanın tesirini ortadan kaldırmak için yapılan okuyup-üfleme, el sürme, yazı yazıp üstüne asma türünden yapılan işleme ‘Rukye’ denilmektedir. Türkçe ’de buna ‘efsun’, “muska” gibi isimler verilir. Ashabın rukye’den anladığı da tılsım değil duadır.” “Hz. Peygamberin izin verdiği rukye ve dualar, hastayı ruhsal açıdan dengeye getirici, rahatlatıcı, stres ve gerilimden uzaklaştırarak tedavi edici bir rol oynamıştır. Ayrıca, İslam’ın izin verdiği rukyelerin şirk özelliği taşımadığı, şifayı Allah’tan beklemeyi telkin edip, hastaya ümit aşılar. İşin şirk ifade eden şekli ise yasaklanmıştır. “Hz. Peygamber’in, Umeyr’in (r.a) muskasından çıkarıp atmasını istediği şeylerin şirk kokan unsurlar olduğu açıktır. Ayrıca rukye uygulamasının ilk defa Resulullah (s.a.v) tarafından ortaya konmadığı, bu işin meslek halinde daha önceleri de mevcut olduğu yukarıda ki rivayette anlaşılmaktadır. Bu durumda, Hz. Peygamber’in ashabdan daha önceleri de bu işi yapan yetenekli kimseleri denetledikten sonra, onların bu konudaki faaliyetlere izin verdiği ortaya çıkmaktadır. Peygamberimiz zamanında bir meslek durumunda olan “Rukye”nin, bugün ki Psikiyatri ve Psikoterapi ’ye benzediği tahmin edilmektedir. İslam’ın, okuma ve muska karşısındaki tutumunu anlamak için konuyla ilgili bazı hadislere bakmak gerekir. Bir sahabe anlatıyor; ‘Cahiliyede üfürükçülük yapıyorduk, Resulullah’a bunun hakkında ne diyorsun dedik. Yaptığınızı bana gösterin, şirk bulunmayan okuyup üflemede beis yoktur.” “Bir başka hadiste Abdullah b. Mesud’un hanımının bir Yahudi’ye rukye yaptırdığı nakledilmektedir.” (Ebu Davud, Tıp, 19/3897)“Ashaptan ‘rukye’ yaparak delileri tedavi eden kimselerin bu işi Müslüman olmadan önce de yaptıkları anlaşılmaktadır.” (Müslim, Selam, 14)“Ilaka b. Sıhar es-Seliti, Hz. Peygambere gelerek Müslüman oldu ve Resulullah’ın yanından dönerken bir kavme uğradı. Onların yanında demire bağlanmış bir deli vardı. Delinin ailesi kendisine: ‘Bize bildirildiğine göre, senin sohbetinde bulunduğun şu zat hayır getirmiş, senin yanında bu deliyi tedavi edecek bir şey var mı?’ diye sordular. Ilaka da deliye Fatiha ile efsun yaptı, o da iyileşti. Bunun üzerine kendisine yüz koyun verdiler. Ilaka, Hz. Peygambere gelerek yaptığı efsunu haber verdi. Resulullah: ‘Bundan başka bir şey söyledin mi?’ diye sordu. Ilaka da ‘Hayır’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: ‘Onların sana verdiğini al. Allah’a yemin olsun ki, batıl efsun karşılığında aldığını yiyen insanlar vardır, and olsun ki sen hak olan bir efsun karşılığında aldığını yiyorsun” buyurdu.(Ebu Davud, Tıb, 19 / 3896)
Muska Karşıtı Görüşler “Sahabeden şöyle rivayet edilmiştir; Abdullah b. Mesud (ra), hanımının boynunda bir ip görüce bunun ne olduğunu sordu; o da ‘Beni sıtmadan koruyan bir okunmuş bir iptir’ cevabını verdi. Abdullah onu çekip kopardı, attı ve sonra şöyle dedi; ‘Abdullah’ın ailesi şirkten uzaktır. Resulullah’ın şöyle dediğini işittim; ‘Üfürükçülük, muskacılık ve sihir şirktir. Kadın; ‘Gözüm seğiriyordu, filan Yahudi’ye gittim, üfürünce geçti’ dedi. Abdullah; ‘Bu şeytanın işidir, şeytan bunu eliyle yapıyor. Okuyup üflediğinde şunu söylediğinde sana yeterdi; ‘Ey insanların Rabbi! Bu darlığı kaldır, şifa ver; şifa veren sensin. Şifan öyle bir şifadır ki, odan başka şifa yoktur. Ve o hiçbir hastalığın izini bırakmaz’ diye karşılık verdi.] Bu konuda nakledilen bir hadis de şöyle; İsa b. Abdurrahman şöyle demiştir; “Ebu Mibed el-Cuheni’nin ziyaretine gitmiştim. Vücudunda bir kırmızılık vardı. ‘Bir hamayli taksan’ dedik. Ebi Mibed; ‘’Ölüm bundan daha iyidir’ dedi. Ve ‘Resulüllah (sav) şöyle buyurmuştur’ diye ilave etti; ‘Kim boynuna bir şey asarsa ona bağlanmış olur.” (Tirmizi) “Eğer muska, Kur’an ayetlerinden bir ayet veya Allah’ın isim ve sıfatlarından biri olursa bu durumda bunu kullanmak yasak kapsamına girer mi? Yoksa bunun istisna edilip takılması caiz olur mu? Selef bu hususta ihtilaf etmiştir. Buna bazıları ruhsat vermiş, bazıları ise yasaklamıştır. Kur’an’dan bile olsa her türlü muskanın takılmasının caiz olmadığı konusundaki görüşler şu sebeplere dayanmaktadır; a. Muska ve boncuk takmayı yasaklayan hadislerin genel olması ve hiçbir istisnai durum belirtmemesi. Eğer Kur’an’dan olan muskanın takılmasına izin verilirse, başka şeylerin takılmasına da kapı aralanmış olur. Bunu takanın def-i hacet, cünüp vs. durumlarda da bunu takma durumunda kalması ayrı bir sakınca teşkil eder. Bu kitabı Allah, ‘hidayet rehberi olsun, insanları karanlıklardan aydınlıklara çıkarsın’ diye indirmiştir. Kadınlara ve çocuklara muska ve boncuk olsun diye değil.” “Taktığı Şeye Terk Edilmek” “Kim herhangi bir fayda sağlamak veya bir zararı def etmek için efsunla ilgili şeyler takarsa, o taktığı şeye terk edilir.” (Ebu Hüreyre’den; Tirmizi, Tıp 24, Nesai, Tahrim, 19) “Taktığı şeye terk edilmek” ne demek? Burada dinsel bir mantıkla, şöyle düşünmek mümkün; İki ihtimal: 1. Bu bir şirktir, dolayısı ile bu şirkin kişi tarafından kabul edilmesi şeytanın işine gelir. Şeytan kişiyi sıkıntıya sokup, sora da şirk olacak bir yola soktuğu için amacına ulaşmıştır. Dolayısı ile kişinin şirke olan şeye sarılarak sapıtması için, böyle şeyler takıp takıştırınca görevini tamamlamış olmanın sevinci ile terk edip gitmek.2. Cinlerde korku kültürü mantığı doğrultusunda, şeytanın kişiye takılan şeyden korktuğu için yaklaşamaması, terk edip gitmek zorunda kalması. Dinsel mantık içinde bunlardan hangisinin doğru olacağını kim bilir? Muskanın Anlamı ile Cinlerde Korku Kültürü Bağlantısı Kişinin üzerinde taşıdığı muska gibi şeylerdeki “anlamı bilinmeyen söz ve şekillerin etkisi nasıl olabilir?” sorusuna cevap bulunabilir mi? Cinleri tesiri altına alarak bağlaması ve çalıştırmasının meydana getirdiği etkiler, Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra da cinlerin nesilleri üzerinde sürüyor olabilir mi? Süleyman’ın kullandığı birtakım işaretler, şekiller ve kelimelerin daha sonra da cinleri korkutmaya devam etmiş olması mümkün mü? İbnü’l Hac-et Tilemsani yazdığı ‘Şumusü’l Envar’ adlı eserinde de aynı mantık var; Eserde, “Başında Sion yıldızı olan şekil ve yazıların Hz. Süleyman’ın mührü olduğunu ve cinlerin bundan çok çekindiklerini kaydetmektedir.” Eğer böyleyse, Allah’ın izni ile o zaman gerçekleşen, “inanmayan cinler” in zorla çalıştırılması ve cezalandırılmasını hatırlatan bazı semboller cin taifesinin hatırından silinmemiş olmalı. Medyumlar ya da cinciler aynı kelime ve sembolleri “muska” tarzında yazınca, bu korku etkisini gösteriyor ve cinler kaçıp gidiyor mu? Elbette, bildiğimiz kadarıyla bu konular deneylenemez. Ama dinsel mantıkla bakılınca böyle düşünülebilir. Bilim ve teknolojinin sınırları henüz oralara ulaşamadı ise de düşünce ve hayale sınır koymak zorunluluğu yok! (Rahmetli Doktor Hamdi Kalyoncu ’nun Psikiyatrik Hastalıklar ve Büyü kitabından iktibas)

Bende çok merak ediyorum doğrusu işin aslı nedir rukyecilere sorduğunda şirk diyorlar açıklamalarını dinliyorsun mantıklı geliyor havascilara soruyorsun şirk değil diyor onların açıklama sini dinliyorsun oda mantıklı geliyor

Vefklerde hep Allah adı ve ayetler yazar. Zaten hacetini yüce Allah'tan istiyorsun. Tevhid inancına zarar vermez bu durum.

Çin suresindeki bahsettiğiniz durum; kişilerin direkt büyüye ve haram işleri habis varlıklara cinlere yaptırmak istemeleri sen kaynaklaniyor. Taşkınlık dedikleri bunlar..

bu arada hz süleymanın yüzüğü
hz musanın sopası
bedir asvaşında yardıma gelen melek ordusu

huruflar ve daha nice ayet ve hadis bu yüzden bu konudaki yazı doğru olduğunu düşünmüyorum şahsen...

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Öncelikle herkese teşekkür ederim.
Benim bu konuyu acmamdaki amaç j
Herkes farklı görüşlerde havascılar farklı
Rukyeciler farklı...

Öncelikle imas hocam cevabınız için teşekkür ederim lakin hadisleri anlamaya bizim ilmimiz yetmiyor bilgimiz yetmiyor.
Bir hadisde ne yazdığını bilmediginiz çeşitli çizgi ve şekillerden oluşan her şeyden uzak durmamız söylenirken farklı bir hadisde farklı bir mana..
Hadisleri benim anlama ve ne anlama geldigini bilmem zorlasıyor...
Bu sebeple sizlerede danışmak istedim.
Ben imam Gazali gibi alimlere asla laf söylemiyorum ne haddime lütfen yanlış anlamayın...
Bana alimlerin adını sormayın daha öncede isim veremeyecegimi bildirdim

Lakin ehli sünnet hocaların da fetvaları var hadislerle tasdikli destekli...

Çok fazla farklı görüşler var haliyle kafalar karışık

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] rukyecilere bağlamıs rukye haram degil diyorsun ben rukyeyi değil tılsım ve vefki kast ediyorum...
Yinede cevabın için teşekkürler...

Ve @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] kardeşim
Vefklerde Allah'ın isimlerinin olduğunu kim söylüyor havascılar rukyeciler ise bunlar şifa değil cinlenmedir islamdan tamamen uzak allah kelamı yoktur yalnızca ayetler yazılıp üstünüzde taşına bilir der kime dogru neye doğru kime göre doğru bu bilgiler sorsan iki taraf da hadislere dayalı konuşuyor haklılarda herkes kendince... şeriata emirlere göre hareket eden kim iki taraf da,kim ayete ve hadise dayalı konuşuyor burada biraz şüphe var rukyecilerin delilleri çok sağlam lakin havascılar hadisde yoktur ayettede delil yoktur bilmem ne şunu söylüyor yok bilmemne zat diyolar onlar hadis ve ayete dayalı degil usta havascılar vede havas üzerinde alimlesen kisilerin sözlerine dayalı konuşuyor kimseyi kötülemek istemiyorum kötülemiyorumda lakin durum budur inanç için güçlü bir delil lazım...

Allah hepinizi vede beni hıfz eylesin...

Beni eklediğiniz için teşekkür ederim çok nazik siniz sonuç itibari ile yine başladığımız yere geri döndük sıfıra sıfır elde var sıfır hesabı kesin net bir sonuca ulaşamadık

İsim veremeyeceğim ile hiçbir şeyin ispat edemeyiz ki hocam. Hadisleri de anlayamıyorum demişsiniz.
Kendinizi bir hükme varmışsınız anladığınız hadisi anladınız gibi yazın ki burada da birşeyler netleşsin.
Her müddei iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Yoksa bir hükmü kalmıyor iddaanin