Selamünaleyküm En Küçük Kardeşim 9 Yaşında Olmasına Ramen Bi Türlü Söz Dinlemiyor Evdeki Kimse Küfür Etmiyor Ama Ağzı Çok Bozuk Kendi Annesine Anannesine Küfür Ediyor Ne Yaptıysak Önüne Geçemedik Dövdük Kızdık Dışarı Çıkartmadık Ama Yok Hala Aynı Bunun Birşey Varmıdır Allah Hakkı İçin Yardım Edin Önüme Geçemiyoruz Annemiz Bir Babamız Ayrı Tam Öz Değiliz.

tam bu durum icin bir uygulama var ama siz yapamazsiniz

Hocam Peki Bizim Yapabileceğimiz Başka Birley Varmı Doktorada Götürdük Kırmızı Reçete İlaç Verdi Ama Çocuğun Bildiğin Şuurunu Kapatıyor Anlamasını Kapatıyor Vermiyoruz İlacı

dedigim gibi siz yapamazsiniz olsa ilk mesajda soylerdim

Küçük çocuğa umu diye birtane şeytan musallat olur oda aileden gelme sikintilardan olur o şeytani uzaklaştırmak için koruma şart buyuyunce daha riskli bir hal alır bu durum. Küçükken vermediğini büyüdüğünde öğretmezsin

Hocam ibretlik bir kıssa var idi. Belki bizim de hissemiz vardır

Delinen Kırbalar

Ebûl Vefa hazretlerinin küçük ama çok sevimli bir oğlu vardır. Çocuk iyidir hoşdur da bir ara sakalara takar. Mahalle sucusunun yolunu bekler, çuvaldız ile kırbaları deler. Kimbilir, belki de fıskiye gibi akan sular hoşuna gider. Aslında saka şaka götüren biri değildir. Bunu yapan bir başka çocuk olsa, çoktan ensesine yemiştir şamarı. Zira delinen kırba dikilemez, ancak boğumlanarak bağlanır ki, koca kırba gitti demektir yarı yarıya.

Saka bir sabreder, iki sabreder, bakar olmuyor, tutar eteğini, çıkar huzura. 'Affınıza sığınıyorum ama' der, 'Vaziyet böyleyken böyle!'

Ebûl Vefa hazretleri çok şaşırır. Kırbaların parasını fazlasıyla öder. Sucudan ağlaya, yalvara helallik diler. Saka bir hoş olur. 'Keşke eşiğine sultanların baş koyduğu veliyi üzmeseydim' der. Pişman, mahçup dergâhı terkeder.
Ebûl Vefa hazretleri çocuğa hiçbir şey demez. Hemen hanımını bulur. 'Aman hatun, iyi düşün'der, 'biz bir hata yaptık ama nerede?'

O gün tırnaklarını saçlarına geçirir, adeta beyinlerini kanatırlar. Uykuyu dağıtırlar. Hanımı sabaha karşı 'Tamam!' der, 'Galiba buldum!'
-Anlat hele?
-Çocuğumuza hamileydim. Kız kardeşim bir yere uğrayacak olmalıydı sepetini bırakmıştı bize. Zerzavat arasından bir limon parladı. Canım nasıl çekti anlatamam. Kardeşimi biliyorsun. Bir şey istemiye gör, canını verir. Limonun lâfını etsem, mutlaka bize bırakacak, kendi limonsuz dönecekti evine. Aklıma başka bir yol geldi. Limonu iğneyle deldim, bir damla emdim. Nefsimi körlettim. Ama unuttum gitti. Hata bende, limonunu deldiğimi söylemeliydim ona.
-Aman kalk bacına gidelim.
-Bu saatte mi?
-Evet bu saatte!
-Ne diyeceğiz?
-Helallik dileyeceğiz.

Sonrasını tahmin ediyorsunuzdur. Çocuk bu huyu kendiliğinden bırakır, dost olur sakaya.

Bazen suç veya sebep aradığımız yerde değildir.
Geçmişi bir irdelemeli bazen de
Rabbim selamet versin inşallah

o o zamanin takvasiydi
simdi besmelesiz ana rahmine düsen cecuklar
karni burnunda ayaginda tayt la karnini gere gere gezen kadinlarinin
takvadan haberleri varmi?

takva ve sevgi burada yaziyor
------------------------------------------------

Aşk nedir bilirmisin?

Aşk: O ölünce,Ona kim öldü derse onun başini keserim diyen Ömeriydi

Aşk: öldü diye bir daha hiç ezan okumayan Bilaliydi

Aşk: O ölürse bir daha yeryüzüne hic inmem diyen Cebrailiydi

Ah efendim Senden sonra aşk ne kadar kirlendi

Hocam paragrafta denildiği gibi
"Ey nefsim! Deme: 'Zaman değişmiş, asır başkalaşmış, herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder. Derd-i maişetle sarhoştur.' Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalbolup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sürat peyda ediyor."
O hesap ölüm hakikati değişmiyor. Bu zamanda da isteyen takvalı yaşayıp Hz. Ömer gibi ,Hz Bilal gibi sevebilir. Marifet yapabilmekte ama kapı kapanmış değil .
Dediğiniz gibi o zamanın takvası çok başka şimdi hangi ebeveyn sıkıntıyı kendinde arıyor. Ama bize rehber niteliğinde bu kıssalar hep. Suçu başkasında aramak yerine önce EY NEFSİM ! Diyebilen zamansız ve mekansiz takva sahibi olabilir.
Tabii bu kıssayı okuyup ders almak için de besmele şart ✨