Selamun aleykum,
Gözlerini haram nazardan kurtarmış yiğit insanları arıyoruz, bu asrın günahından illetinden nasıl kurtulunur. Zikirler kuranlar namazlar zira bunlar kurtarmıyor bizde ihlas takva eksik olduğundan.
Evet bu asrın derdini çözmüş nasihat edecek varmı?

sübhanallahı zikredin bolca kaynağını sormayın

elinizi karnınıza koyup zikredebilirsiniz
notağ el olsun göbek deliğinden 2 parmak yukarısına koyun elinizi

birde bolca hadis yada alim evliya kitabı okuyun okudukça ibadetler kolaylaşıyor faydası dille anlatılmaz

Hocam en büyük ve en önemli sebep iman zayıflığı olup imanımızı taklidi imandan tahkiki imana getirmedikten sonra cenab-ı Hakkı hakkıyla bilemediğimiz için illa o günahlara gireceğiz çünkü cahil her şeyi yapar bilmiyor.
Size tavsiyem önce imanı kuvvetlendirecek marifetullah Ve Allah'ı hakkıyla tanımak üzerine okumalar yapmak.

Bu zamanda da size en kısa sürede en hızlı mesafeyi katlettirecek şey risale-i nur'dur. Şiddetle tavsiye ederim.
İnternette birçok hocanın birçok sohbeti mevcut. Öncelikle tevhid mevzularından başlayarak risale-i Nur sohbetleri dinleyerek imanınızı kuvvetlendirin göreceksiniz ki O günahları yapmamaya başlayacaksınız

Yere bakarak yürümek; nefs etrafı izlettirmek isteyince biraz daha insanların seviyesinden yukarı doğru bakmak, mesela manzaraya arkalara doğru bakarmış gibi.

TV, İnstagram vs. Bunlarda işini görüp çıkmak, dolaştıkça illaki bişeyler çıkıveriyor çünkü.

İlk bakışta yakalandın diyelim, kafayı çevir kalpten estağfirullah zikrine başla, dikkatini başka yöne yönelt. Rabbimizi üzmeyelim gibi düşüncelere dal.

Allahu Alem. Biz de tam beceremedik, evden çıkmasan dahi eldeki aletteki çoğu reklam zaten karşı cinsten oluyor. Ama pes etme tabii, biz yapamıyoruz deyip yelkenleri salma, gayrete devam et, yardım iste.

Şu da biraz enteresan birşeydir garip birşeydir, kimin yemeğini yediğine dikkat et. O kişinin hali geçebiliyor bazen, müzikler aynı şekilde genellikle cinselliği uyarmaya yöneliktir hepsi öylemi bilgim yok ama ona özel bir frekans veriyorlar diye okuduydum sanki 400 küsür hertz ; İngiltere tarafından çıkarılmış bir kanun; o frekansın dışında müzik büyük ihtimal piyasada çok durmuyordur Allahu Alem.


Zincirleme hepsi, bir halka kopunca ayar bozulmaya başlıyor. Ama zikirle hazırlanmış bir yemekten büyük ihtimal Allah nasib ederse ona buna bakayım Hal’i olmaz üstünde.

Kimlerle oturup kalktıgında etkendir. Sen istediğin kadar günah işlemiyorum de, oturdukça onların hali de geçiyor. Onların düşünceleri de yansıyabiliyor. Salihlerle beraber olmaya gayret et aile akraba haricinde.



Yemekle ilgili bir hadise anlatmak isterim. İbretlik olsun nefsime. Bir hoca efendi var yakınımızda, hiç dışarda yemez, zorlasalarda yemez. Bir gün duaya gittiginde mecbur kalmış kırmayayım demiş pilavdan yemiş; inan o günün sabah namazını çok zor kıldım kardeşim diye anlattı.

Rabbim cümlemizi her türlü günahtan haramdan esirgesin böyle bir dönemde insanlar herşeyi normal karşılıyor.

İki kardeşten biri köyde çobanlık yaparken diğeri şehirde yaşıyordu. Köyde yaşayan “Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok kötü. Ben köyün çobanlığını yapayım, günahlardan uzak kalayım” düşüncesi içerisindeydi.

Çoban, dağda koyunları, keçileri otlatıyor, bütün namazlarını vaktinde kılıyor, namahreme nazar etmiyordu. Bütün gün zikirle, fikirle, şükürle yaşıyordu. Bir süre sonra manen bir hayli ilerledi, kerametlere bile mazhar oldu.

Çoban, şehirde yaşayan kardeşini ziyaret etmek istedi. Otlattığı koyunlarından bir miktar süt sağarak bir bez torbaya doldurup ağzını bağladıktan sonra şehrin yolunu tuttu. Ayakkabı tamircisi olan kardeşinin dükkânına varınca torbadaki sütünü duvardaki bir çiviye asıp oturarak sohbet etmeye başladı.

Bu sırada bir bayan gelerek ayakkabısını çıkarıp topuğunu gösterdi. Kardeşi ayakkabıyı tamirle uğraşırken bayan çıplak ayakla beklemeye başladı. Kadın az sonra ayakkabısını giyip giderken ormanda görmediğini gören çobanın zihninde değişik düşünceler oluşmaya başladı. İşte o sırada yukarıdan bir şeyler dökülmeye başladı. Başlarını kaldırıp yukarıya baktıklarında bunun süt damlası olduğunu anladılar. Çobanın zihni bulanıklaşmaya başladığı anda torbadaki süt de damlamaya başlamıştı.

Ayakkabı tamircisi kardeş “İnsanlardan kaçarak dağ başında veli olmak kolay şey. Bütün mesele işte bu insanların içinde veli olabilmekte” dedi. Çoban, “Haklısın kardeşim. Demek senin manen yükselmene mani bu gibi manzaralar” dedi. Ayakkabıcı kardeş, “Nereden çıkardın bende manen yükselme olmadığını?” diye sordu.

Çoban, “Baksana, bir anda düştüm senin yanında. Sen ise her gün bunlarla yüz yüzesin. Yükselmen mümkün mü?” diye cevap verdi.

Ayakkabı tamircisi, “Asıl mesele bunların içinde kendini muhafaza etmektedir. Rabb’ime şükürler olsun ben kendimi şimdiye kadar muhafaza ettim, bundan sonra da muhafaza ederim, inşallah” dedi.

Bundan sonra ayakkabı tamircisi kardeş, şehadet parmağını ağzına götürüp dilinin ucuyla ıslattıktan sonra doğruca torbanın süt akan yerine Bismillah diyerek bastırdı. Şıp şıp diye akan süt anında kesildi. Bir anlık sessizliği çobanın feryadı bozdu. Kucakladığı kardeşine “Sen haklıymışsın kardeşim! Asıl mesele, dağ başına kaçmak değil, insanlar içine girmek, onların arasında durumunu muhafaza etmekmiş” dedi

Ne kadar doğru. Bende uzun süreler insanlardan kaçarak yapılan ibadetin iyi olacağını düşünürdüm.

Yapılan en güzel ibadet gizli olan degilmi zaten kardeşim

Aslında zikir ve namaz kurtarır.Mesele bol istiğfar çekmekten geçiyor.Günlük yüksek sayı çekersen Estağfirullah El Azim i faydası dokunur.Bizde dağ başında yaşamıyoruz istanbulun göbeğindeyiz.Ama şu pazara markete gidiyoruz haliyle kafa 1 milyon olunca etrafa bakmaya fırsat kalmıyor.Yoksa göz zaten bir takılırsa mümkünatı yok tam zoom yapmadan bırakmaz.
Pazarda genelde tezgahları izlemekte fayda var.