Değerli Hocalarım , Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker gereğince etrafımızda ki arkadaş, dost dediğimiz insanlara dilimizin döndüğünce nasihatta bulunmaya çalışıyorum. Ve bir çok hocanın ve dinimizi yaşayan insanın namaz kılmayan kötü alışkanlıkları olan kişilere karşı bir takım nasihatleri oluyor.

Namaz kılıyorsumun diye sorduklarımız var mesela, çok büyük tepki veriyorlar.İnsanların lafzına şöyle bir söz dolanmış durumda "Hocam (kardeşim, dostum) bana, ALLAH'IN soracağı soruları sorma, bana acmısın tokmusun diye sor"

Ben bu sözü duyunca çok sinirleniyorum ve karşımdaki insanın kalbini çok fena kırmaya meyil ediyorum. Çünkü bu sözde şer akıyor, ve insanı dinden çıkaracak nitelikte görüyorum. Bu insanlar demek istiyor ki, bana Allah'ın emrettiği namazı sorma, ama Allah'ın verdiği rızkı sor diyor. Kulun kula rızık verdiği nerde görülmüştür. İnsanlar rızık konusunda sadece vesiledir. Rızkı veren hüda'dır.

Şunu sormak istiyorum bana bu lafı diyen birinin kalbini kırmadan söylediği sözün hatalı olduğunu ona nasıl izah edebilirim.?

Hocam soruna tam cevap olmayacak belki ama yuce Allah Kur'anda peygamberimize sen onlar uzerinde bir zorlayici değilsin sen ancak teblig edicisin secim onlarin diyor sen soylersin adam anlamiyorsa secimi farkliysa ugrasmazsin. Bu hayatta zorla kimseye bir sey yaptiramazsin. Benim de tasvip etmedigim seyleri yapan arkadasim esim dostum var. Birkac defa soyledim dinleyen de var dinlemeyen de. Sen iyiligi hakki soylemissin, Allah secimi insanlara birakmis sen de birak bildiği gibi yapsın. Sen uyarini yapmis uzerine duseni gerceklestirmissin.

Peygamberlere en son öğretilen ilim kader sırrıdır.. Hz. Nuh a.s 950 sene insanlara doğru yolu göstermek için uğraştı ne zaman ki kadar sırrı ona açıldı ve onlardan hiç birinin iman etmeyeceğini gördü o zaman dedi ki Rabbim onlardan hiç birini bırakma..

Peygamber Efendimiz s.a.v de amcası Ebu Talip için aynısını yaptı ne zaman ki kadar sırrı O'na da açıldı.. O da artık duasında ısrar etmeyi bıraktı.. (Tabi daha sonra Ebu Talip tekrar diriltilerek imanla şereflendi.)

Halbuki onlar Allah'ın o emri maruf eden kul aracılığı ile o kimseye nasihatta bulunduğunu bilmiyorlar.

Onlar (o sözü diyen kimseler) ahirette o iman ehli kimselerden bize doğru yolu göstermedi diye hak talep edecekler. O mümin kul ise, bizimle dalga geçip bize zarar vermelerinden çekindim demesi halinde bu suçlamadan berat edeceklerdir.

Bu yüzden o tür kimseler ile fazla yan yana gelinmemeli çünkü ahirette o kadar kimse ile uğraşmak zorunda kalırsın..

Ahir zamandayız.. Herkes kendi nefsini ilah edinmiş durumda. Kimsenin bir şeyleri kabul etmesini beklememeliyiz. Bu yüzden anlatır geçeriz.. Kabul edip etmemesi ile uğraşmayız.. Çünkü bu zamanda herkes her şeyi biliyor.. Kimse o anlattığımız şeyi ilk defa duymuş değil.

Her kelimede haklısınız , beni üzen beni endişelendiren bu hal ve tutumun gelecek nesillere sirayet edecek olması. Kendi nefsini ilah kabul eden insanların gelecek olan nesile imanı olarak ne kadar katkısı olabilir ki. İşte beni en çok üzen ve tasalandıran budur işte.

Bu dönem ikinci cahiliye dönemidir.. İleriye atılanın zarar gördüğü bir devirdir.. O yüzden kendinizle ilgilenmeniz başkaları ile ilgilenmekten çok daha önemlidir.. Melhame-i Kübra da bunlardan kimse kalmayacak merak etmeyin.. Sadece iman ehli ve ileride iman edecek kimseler kalacak..

Emri bil maruf'u tatlı tatlı yapmak gerek,tatlı tatlı lafı dolandırmadan.. Nasıl mümkün bu ? Geçmiş yaşamlardaki hikayeler , örnekler ile..Sen 1000 sene önceki hikayeyi anlatırsın adam 2 ay sonra anlar ne demek istediğini bi tohum ekersin yeşertmek Allahın işi..

İslamın - imanın şartları Kurani Kerimin tamamıdır,Yalan söyleyenden iftiraya,zinadan faiz'e kadar geniş bi pencereden emri bil maruf yapmak lazım..

Allahım bizlere emri bil maruf yapacak lisan ve hitap nasip eyle..İrşad ve anlatma işini bana ver diye dua edersin..Duan kabul olursa sen o zaman izle gör filmi

Birde emri bil maruf yapacağın adama önden bi niyet ediceksin,ardından bi dua ediceksin öyle işe koyulacaksın..Öyle bodoslama girme,Allah nasip eder ise olacak iş ya önden duasını yapmak niyetini etmek gerek..

Çok doğru, artık kafaya takmamakda fayda var.

“Yakında büyük fitneler olacak o fitnelerde (yerinde) oturanlar ayaktakilerden, ayaktakiler yürüyenlerden, yürüyenler koşanlardan, daha hayırlı olacaklar. Kim o fitne içinde bulunmuş olursa, ondan uzak dursun. O zaman bir iltica yeri, sığınacak mekan bulursa ona sığınsın.”

Bu hadise göre amel edebilirsin.. Diğer durumda mutlaka onların sana zararı dokunur. Emri maruf yapabilmen için önce kendini selamete çıkarman gerekmektedir.. Kendi boğulmakta olan kişinin başkalarını kurtarmaya çalışması gibi.. veya başkasına ışık vermeye çalışırken mum gibi erimek gibi.. Kendi gölgesini ışıtamayan mum gibi.. Örnekler çoğaltılabilir..

Eğer sana manevi takviye gelmiyorsa hiç insanlarla konuşma bile.. Çünkü zamanla sen de onlar gibi olabilirsin..

Değerli hocam tavsiyelerinizi not ettim. İnşaallah bu usül üzere insanlara yaklaşacağım.

Bu yolda nice kişiler gördüm ki halis niyetle yola çıkmalarına rağmen başka yollara saptılar.

Kendinizi düzeltmeden veya kendinize iman takviyesi gelmeden emri maruf yoluna girilmez.. İman takviyesi demek bir mürşide bağlı olmak demektir. İman, maneviyat ile beslenmediği sürece azalır ve sonunda da yok olur Allah korusun.

Şu an insanları düzeltmek için bir peygamber gücü gerekmektedir. O da Mehdi a.s da mevcut olacaktır. Onların size ne kadar az zararı dokunsun istiyorsanız, onlardan o kadar uzak durun.. Kitap okuyarak sohbet dinleyerek imanınızı takviye edin.. Aksi durumda siz de belli bir süre sonra onlar gibi düşünmeye başlayacaksınız.

Bir kimsenin veba hastalığına yakalanmama ihtimali vardır ama bir kimse ile yan yana gelip ondaki kötü ahlakı almama ihtimali yoktur.. Abdulhakim Arvasi Hz.leri

Yol sizin yolunuz..