Selamün Aleyküm. Aklıma garip bir soru takıldı. Saçma gelebilir bende epey güldüm bu soruya ama sorayım dedim. Tayyi Mekan yapan kişi seferi sayılır mı? Çünkü seferi olduğu halde 4 rekatlık farzı 2 kılmamak sorun oluyor diye biliyorum.

Minahlar kitabında Şeyh Sibğatullah KSA Hazretlerinin kitabıdır, Akşam ile Yatsı arası yapılır diyor Tayyi Mekan. Namaz kaçırmalık veya seferilik birşey olacağını sanmıyorum ama bilgim yok. Enteresan soruymuş ben de güldüm hakkını helal et

Tabiki sayılmaz tayi mekanın saati yoktur lakin en çabuk sonuç alınan zaman akşam ezanı sonrasıdır
Tayi mekan astralle karıştırılmamalıdır kişi bedenen gider lakin yolculuk gibi düşünmeyin zira tayi mekan ile kişi iki bedene sahip olur hem bulunduğu yerde hemde gittiği yerde bedeni bulunur kişinin tayi mekan ile gittiği beden normal bedendir gittiği yerdeki insanlar ile konuşur sohbet eder yer icer insanlar kişiyi görür
Allah'ın ilmine akıl sır ermez

Esselamu aleyküm verahmetullah

Tayy, bulunduğun yerde iken namaz vaktinin ya geçmesi, veya girmiş olmaması lâzımdır.

Meselâ :

Öğle vakti henüz girmedi.

Vakit gelen yere, veya henüz gelmeyen yere tayy olur.

Öğleyi kılmış yere, bulunduğun yerde öğleyi kılmadan tayy yok...

Kıldıktan sonra öğle vakti gelecek yere gitme yok.

Henüz bulunduğun yerde vakit gelmeden vakit gelecek yere evet, vakti olmuş yere hayır.


Oruçlu iken bulunduğun yerde vakit girmedi ise, vakit yakın olan yere evet, vakti geçmiş yere hayır...


Tayy-i mekânda gideceğin yer ne kadar uzak olursa olsun seferi değilsin. Unutma!

Bu işde seferilik yoktur.

Bunu da unutma!..


Bu lâfları hikâye gibi dinle!

Yapmadığın veyahut henüz yapamadığın işlerin târifinden başka birşey söylemiyoruz.

Sesin tayyi, görünme tayyi, her vakit olur.

Cesedî tayy, yukardaki târif içinde olur.


Gündüz ise, gündüz olan yere, gece ise, gece olan yere tayy yapılır...

Zulümden, belâdan, âfetden, esaretden kurtulmak maksadıyla tayy, 'takdire"� isyan gibidir olmaz.

Tayy-i mekânda cesed, ruhun tamamıyla emrindedir.

Cesed o anda ruh gibi seyyal ve lâtif olur.

Adeta atomlarına ayrılmıştır.

Sür'at ruhun sür'atidir ki ziyâ ve elektrik sür'atinden fazladır.


Tayy yapan zât:

Eşyayı da, hayvanı da, nebatı da, insanı da, birlikte aynı şekilde tayy yaptırır.


Her hangi birinin rüyasına girmek de bir nevi şeklî taydır.

Bu gibi rüyaların tefsiri rüya görene aittir.

Ki bunda : ikaz, ihtar, davet, iyiliğe çekme vardır.


'Resûlü Ekrem'i"� rüyada görmek, Resûlün arzusu iledir.

Gizlidir.

Gördü mü insan kimseye söylememelidir.

O zât sahabe olmuş olur.

Bilmeden onu gören de tabein olur.

Bu sûretle sahabe ve tabein dünyada eksik olmaz.

Söylenmediği takdirde bu gibiler tavırlarından, yüzlerinden bellidirler. Fakat ehli için ancak...

Onun için bir kimseyi hor görme!

Kibre gidersin...

Dr.Münir Derman (K.S)
----------------------------

Linki de bırakayım konu hakkında tüm detayları okuyabilirsin.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Çok değerli bir zat. Kendi mürşidi de öyleydi.

Peki Aziz Mahmud Hüda-i kuddise sırrahu Hazretlerinin hidayetine vesile olan hadiseyi nasıl izah edersiniz?

Burada yazmamız çok uzun olur ama kısaca hatırlayacak olursak bir fakir hacca gidemediğini bu yüzden eşinden boşanacak durumda olduğunu bu yüzden devrin mürşidi Üftade hazretlerine gider. O da eskici baba hazretlerine gönderir birlikte hac vazifesini ifa ederler... İspat olması için orada Bursa'lı hacılar ile karşılaşıp onlara dönüşte getirmesi için aldığı hediyeleri verir... Menkıbe daha devam ediyor ama bu kadar hatırlatma kâfi...

Tayy-i Mekan cesetle nasıl olabilir?

Tayyip mekan daha çok ruhla olur. Eğer kişi azmedip nefsini terbiye etmişse Rabbım de Nasib ederse bedenen Tayyip mekan mümkündür.

Peygamber efendimizi vefatından sonra rüyada veya uyanık iken gören bir kimse sahabe olamaz. Peygamber efendimizi rüyada görmenin gerçekten onu görmüş gibi olmasından kasıt rüyada görülenin Peygamber efendimiz olduğunu şeytanın onun suretine giremeyeceğini anlatmak içindir. Peygamber efendimiz, vefatından sonra rüyada veya uyanıkken peygamberlik makamıyla değil, velayet makamıyla görülür.

Sahabe olmak için, Peygamber efendimize iman ederek onu görmüş olmak ve Müslüman olarak ölmek gerekir.
Peygamber efendimize kendine peygamberlik gelmeden gören fakat peygamberlik geldikten sonra göremeyen kişi de sahabe olamaz.
Peygamber efendimizi görüp de iman etmeyip Peygamber efendimizin vefatından sonra kendisine iman eden bir kimse de sahabe sayılmaz.

Büyük bir Veliyullah namsız nişansız yaşamış manevi kimliğini, kadri kıymeti şimdiden sonra bilenecek, bu da onun kerameti.Mürşidi ve aynı zamanda hocası olan Trabzonlu İmam Ömer İnan Efendi de namsız nişansız Allah dostlarındanmış.Allah şefaatlerine nail eylesin.

Aziz Mahmud Hudai olmasına vesile olan, bu hadise de Kadı Mahmud iken ; Tayy-i Mekan cesetle nasıl olabilir? diye sorsa gerek, sonrası malum Bugün bilim bu denli gelişmiş durumdayken şaşılacak birşey yok. Görüntülü konuşuyorsun eşle dostla anlık uyduya giden görüntünü havada görebiliyormusun ? Cesedi ruhun emrine alabildiğin zaman, Ruhun hünerleri cesedi eşyayı da ele alıyor.Mümkünlüğünü izah etme konusu bu, ha yapanlar zaten o kemale erişmiş ruhen müsait oldukları ve bu konuda izinli olduğu için kimisine bir salavat kimisine bir ayet veriliyor, ayet ve salavat herkesin bildiği bir ayet yada salavat ama o kişiyle uyumlaması var. Sadece o ağız söyleyince, zihninde hayal ettiği yada gitmek istediği yere söylediği an. An da orada oluyor. Tuttuğu nesne, yada insanı da götürebiliyor diye okumuştum bi yerde.En doğrusunu Allah bilir.