Cinlerin ve insanların yapıları farklı olduğu halde bu taciz durumu nasıl oluyor ? İnsanların bayılmaları ya da bedenlerinin üstünde ortaya çıkardıkları fizyolojik hadiseler nasıl meydana geliyor? Benim şahsi kanaatim onların gerçekte madde bedeni hareket ettirme istidatlarının olmadığı yönünde Cinler insanların bedenlerini kullanamıyorlar ancak vücudu idare eden sinir sistemini kullanarak bunu meydana getirebiliyorlar. Sinirler de bir maddedir elbette, ancak onların hareket etmesini sağlayan şey sinir hücrelerinin (nöronların) birbirlerini uyarmalarını sağlayan mekanizmayla başarılıyor. Yani bir tür elektrik akımı. Hücreler arası münasebeti ve emir-komuta zincirini oluşturan bu biyolojik elektrikle sağlanıyor. Cinler de bu yapıyı kullanarak hücrelerin uyarılmasını sağlıyor ve davranışların hasıl olmasını daha doğrusu kendilerinin istediği davranışların şekillenmesini meydana getiriyorlar. Gerçekte fizyolojik bedene bir şey yaptıkları yok. Ancak hücreler arası iletimde kullanılan biyolojik elektriğin yönünü değiştirerek ya da kendi istedikleri iletileri oluşturarak hareketlerin vuku bulmasını sağlıyorlar. Bireyin görmüş olduğu görüntüler de beyindeki görme merkezine ait hücrelere gönderilmiş uyarılardan başka bir şey değil. Gözlerin algı yapısı bozuluyor ve onların görülmesini istedikleri şeyler meydana geliyor. Lakin gözlerde oluşan görüntülerin gerçekle bir alakası yok. Onlar sadece cinnin beyine gönderdiği halüsinasyonlar. Bir insanın gözleriyle cinleri görmesi ve kulaklarıyla onları duyması mümkün değil. Bu ancak şuurun olayı algılamasıyla mümkün oluyor. Bunun dışında cinleri gördüğünü söyleyen insanlar sadece onların oluşturduğu hayalleri gören kişiler.

Hocam maddeye etki etmiyor diyorsunuz ama buyulerde cinler vasıtası ile büyü malzemesi taşımalar yapabildiği söyleniyor. Çeşitli sesler duyanlar olabiliyor. Şahsen ben evde bazı şeyleri devirdiklerini, kapıya mobilyaya vurduklarini duydum. Bunları tek ben de değil ev ahalisi de duymuştu. Ben açıkçası maddeye de müdahale edebildiklerini düşünüyorum. Bazı musallatlarda vucudta morarti, kinalama olaylari oluyor. Bunlar enerjisel olarak yapılacak olaylar değiller. Yada çok fazla varlık çeşidi var. Bilmiyorum..

Allah(cc) insanı kendisine halife seçmiş (Bakara suresi 30. Ayet, Enam suresi 165. Ayet Yunus Süresi 14. Ayet Fatır süresi 39. Ayet Sad süresi 26. Ayet) Allah (cc) İblise kıyamete kadar insanoğluna düşman olduğunu ilan etmiştir. (Bakara sürresi 34. Ayet Araf süresi 11-17.ayetler Hicr Süresi 36-40. Ayetler İsra süresi 61. Ayet Kehf süresi 50. Ayet Sad süresi 79-82. Ayetler) Allah (cc)’da vesvese ve kötü telkin yapmaktan başka kulları üzerinde onun bir hakimiyeti bulunmadığını bildirmiştir. 8İbrahim süresi 22. Ayet Hicr Süresi 42. Ayet Nahl Süresi 99. Ayet İsra Süresi 65. Ayet) kullarına da şeytan ve cin cinsinden düşmanlarına karşı sadece kendisine sığınılmasını bildirmiş ruhani olan bu düşmanlardan korunacak bundan başka bir silah vermemiştir. (Araf süresi 200-201 Nahl süresi 98. Ayet Müminün süresi 97-98 Fussİlet süresi 36. Ayet) Kısacası yeryüzünde halifesi olan kullarının cin güruhundan korunmasını kendisi üzerine almıştır. Bu durumda cinlerin senin bahsettiğin şeyleri yapabilmesi insanın dünyasına girip onun evini barkını eşyasını tarlasını tahrip etmesi ya da başka yollarla insana kastetmesi mümkün değildir. Allah (cc) buna izin vermemiş ‘’Hafaza Melekleri’’ vasıtasıyla kullarını kendi himayesine almıştır. Cinlerin ya da şeytanların Allah’ın iradesi ve güçlü meleklerinin denetimi dışına çıkarak insanoğluna karşı herhangi bir azgınlıkta bulunmaları mümkün değildir. Tabii bu konuda en iyisini Allah (cc) bilir. Bir de ‘’sünnetullah’’ yani Allah’ın öteden beri devam edip gelen kanunları bu şekilde düşünmemizi gerektirmektedir. Buna göre zelzele fırtına yağmur sel zamanın eskitmesi gibi tabii sebepler dışında Yeryüzünde insanın meydana getirdiği eserlerin kendisinin dışında cin-şeytan ve varlıkların eliyle yok edilmesi ya da insanın izni ve iradesi dışında yerlerinin değiştirilmesi Allah (cc)’ın öteden beri koyduğu kanunlara aykırıdır. . İnsanlık tarihi boyunca günümüze kadar böyle bir şey görülmemiştir. Bir binanın bir köşkün bir eşyanın cinler eliyle bir yerden alınıp hiç bozulmadan başka bir yere taşınması asırlardır insanoğlunun hayallerini süslemiş Alaaddin’in Sihirli Lambası gibi masallara konu olmuş ancak bunlar gerçekleşmemiştir. Çünkü bunlar Sünnetullah’a aykırı şeylerdir. Allah (cc) ise kendi koyduğu kanunlarında kısacası Sünnetullah’da bir değişiklik olmayacağını bildirmektedir. (İsra süresi 77. Ayet Ahzab süresi 62 Feth süresi 23.ayet)

Hocam o zaman duyduklarimin mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Sadece bende duymadım. Yada son zamanlarda tekrar gelen nefes esinti gibi bir şey.. bunların hepsi bir halüsinasyon ise bence yatirsinlar beni ağır tıbbi bir davayim çünkü.

Sebep olma konusunda büyü de bariz çağırma izin var zaten, maruz kalansa hedef durumunda, günah ve zikir enerjisi konusunda niye kiminde oluyor kiminde olmuyor diye bazı fiziksel hastalıklarda ki durum gibi düşünüyorum Uçuk mesela herpes virüsü neden olur nerdeyse herkeste vardır ama gece korkunca yada soğuk alınca vs. yani vücut direnci düştüğü an virüs hastalık yapmaya gelişmeye yer bulur ve uçuk oluşur. Zikir enerjisi ve gunahtada onun gibi Direnç düşükse günahı görünce gelen musallata engel zırh yoksa ( belki denk gelen de yoktur kısmet) veya enerjisini kaldıracak bünye yoksa fazla gelip o enerjinin etrafina toplananlara kapı açılıyor zannımca. Nereye nasıl yerleştikleri ile ilgili çok bölge var ama bu konuda uzmanlaşmayi dusunmuyorsak bizim için önemli olan hangi günahla geldiği değilde nasıl gelmeyeceği cunku birine odaklanirsak başka kapı bulur. İhlas üstüne olup tevekkül etmemiz lazım o da inşallah basarabilirsek. Herkeste farklı etkisi olması benimde anlamadığım konu ama nasilki her insan farklı her musallat farklı bir varlık kisiye etkisi gücü yöntemi farklı olabilir, kiminr hayatı zehreder kimisi istediği günahı elde eder fazlasına karışmiyor galiba

Yusufiyeli hocamizin beyin içinde noranlarin elektirksel enerjisel durumuna etki ederek dolaylı olarak harekete etki ediyor kısmı gayet mantıklı aslında, daha öncede hocalarımızın peygamber efendimizden sonra fiziki alemle irtibatlari kesildiğine dair hadis ve kissalarla ilgili mesajları vardı hatirladigim kadariyla.

Bu noranlara singel gönderme durumunu kullanan parazitlerde var bazı böcek hatta balıklarin beynine yerleşerek öldükten sonra bile akım sagliyip hareket sagliyorlar. Neticede fiziksel dünyadaki canlı cansiz herşey de hücreler arası bağlantıda bir enerji bağı ile bağlı canlılardaki kadar yoğun olmasada bir sinyal frekans hücre arası akım var. Çok güçlü olmayanlar bile insan beynini manipüle edebiliyorsa , direk madde olmasa da güçlü olanlar bu enerji bağıni kullanarak madde de hareket sese beden olabilir mantıksal olarak.

Tesla der ki; yeterli ve doğru bir frekansla koca gokdelenleri veya yapıları yikabilirim. Frekanstan kastı titreşim oda enerjiyi doğurur. Bu varlıklarda da enerjisel varlıklar. O halde maddeye de hukimedebildikleri ortaya çıkıyor bu mantıkta. Doğrusunu Allah CC. Bilir. Benim ilmim yetmiyor.

Allah razı olsun bilgilerinizden bizde istifade esiyoru

Kuvetli musallat yerden yere vurur .D kuvvetsiz ise kendi kendine takılır. D

ben de benzer düşünüyor ve benzer durumlar yaşadım ama sadece bu beyindeki enerjisel durumdan ibaret de değil. fizyolojik olarak da hareket durumu yaşatılabiliyor. görüntü dediğiniz mevzu tam olarak öyle. halüsinasyon, hologram tarzı ya da gözü kapatınca gösterilen görüntüler ya da gözden gösterilen, hatta ileri gidip 3. göz mevzusu da buraya bağlanabilir ne kadar doğru olur bilmiyorum ki bedene, beyne, algıya böyle etki edenlerin 3. gözde etki etmeyeceğini düşünmek eksik olur. bazen dua ederken bir yerlerimi kendim acıtıyorum ve bu acıyı ben hissediyorum ve beynimde algılıyorum ve benim algılamam üzerinden algılayan da rahatsız oluyor. misal kimi rukyecilerin rukye yaparken dövmesi de bu nedenle sanırım. bu beyinsel bağlantıları ya da bu enerjisel bağlantının nasıl kopacağını bilmiyorum.
psikolojik rahatsızlıklar da aslında hem organik hem organik olmayan şekilde ayrılabilir. organik rahatsızlıktan kastım beynin kimyasal üretiminde sorun olabilir ve bundan dolayı psikolojik rahatsızlık olabilir ya da yaşanan durumlar, travmalardan dolayı psikolojik rahatsızlık olabilir. organik olmayan durumdan kastım da bu bahsettiğiniz gibi enerjisel bir etkileşim neticesinde kişiyi hasta etme üzerine kurulu bir durum gibi.

Bu günah düşüncesi de suistimal ediliyor gibime geliyor. bu durumda biz bunu yaşıyorsak bunu yaşatan daha fazla günah işliyor olsa gerek. Ve bunu yaşatan bir musallatın daha fazla ceza çekmesi mi gerek bu yaşattığı durumdan dolayı? bilmiyorum öyle muzdarip olanların bazıları da öyle günahkar insanlar da değil. ya da öyledir bilemem gerçi. buna imtihan diyoruz, diğerine günahından diyoruz, kimisine enerjisi düşük, kimisi imanı için diyoruz. peki bu musallatın yaptığı günah değil mi? gerçi Allah bilir, tövbe haşa, haddim olmadan çizgiyi aşmak da istemem.

bu durumları yaşarken şey psikolojisi de yaratılmaya çalışılıyor yalnızlaştırmak, izolasyon, senkronize kaos, iç savaş.
ya bi fragman incelemesi var, bu durumların bazı metinleriyle örtüşüyor.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]