Herkeste bir yeni nesil muhabbeti gidiyor.yokluk çeken anne babalarin doyumsuz yetiştirdiği bir nesil.kendi yetistirip hayır görmeyeceğine inandığı. Eski nesillerde hep bir sonraki nesile bu yakistirmayi yapmıştır.fakat bu neslin hepten bitik oldugu söyleniyor.gecen annemde dedi bu nesil bu ülkenin sonunu getirir diye.tamamen böyle diyemeyiz fakat terbiyeli düzgün yetisenler ya az yada o kadar ahlaksizin icinde etkin degil.
Sizce bunun bir sonu yok mu?

Biz ne ektiysek onu biçeriz.
Biz anaya babaya nasıl evlatlık ettiysek. Yarın evlatta aynısını yapar
Bu bir kısır döngüdür

Sümer tabletlerinde yeni nesil çok tembel ilgisiz ve çok saygısızlar yazısının olduğunu hatırlıyorum.Her toplum yeni nesilden şikayetçi olmuştur. Bu gençlik meselesi eskiden beri var olan bir durum değişmiyor.Bizi eleştirenler de olmuştu,şimdi benim eleştirdiğim gençlikte var.Eminim bu zamanki gençlikte gelecektekileri elestirecek ve bu denge hiç bozulmayacak.��

Televizyon programlarında ve toplumsal yaşam alanında zamanın büyüğü ve şimdiki nesli olarak “Z” kuşağına ne sunuyorsak, onu sünger gibi çekiyorlar.
Anne babanın eğitimine, sosyal medya ve arkadaş çevresi ve teknoloji sayesinde dünyanın bir ucundaki bir bilgi de etki ediyor.
Ve, inancımız ile baktığımız diğer insana davranışımız, taraf olduğumuz bir düşünceyi karşı tarafa haklıymışız gibi empoze edişimiz, ayrışmamız, kinimiz, göstermediğimiz sevgi ve ilgi, kendimizi geliştiremediğimiz her şey “neslimize” yansıyor.
Ve kendimiz “mış” gibi yaptığımızda, çocuğumuz bunu biliyor .
Ve bir sürü neden sıralanabilir?
Z kuşağını eleştirmeden, kendimizi eleştirsek ne güzel olur.

teknoloji hariç diyorum yokluk ceken anne babanın doyumsuz cocuklari.anne babalar bu kadar doyumsuz yetistiriyor.aslinda kendisi yetinmeyi ogrenmis oluyor ama kendine yetme ve yetinmeyi ogretmeyi zalimlik gibi algiliyor.cunku bu duygular ona sağlıklı sekilde değil zalimlik ile öğretilmiş

Sorun olarak gördüğümüz, yokluk çeken anne babanın şımarttığı ve her istediğini aldığı ve büyüklerime karşı saygı ve nezaketi öğrenememiş 12-21 yaş aralığı mı?

Yas aralığı daha geniş olabilir simartilma düzeyine gore 30u zorlayanlar var.

Bazen alimden zalim zalimden alim doğuyor ona pek inanmıyorum ben gözümün önünde fazlaca örnek var öteki tarafa kalıyor bazı şeyler

Sorunların en büyüğü şu ki ben şimdi 25 yaşındayım Z kuşağına aşırı yakınım ve şöyle bir algı var malesef herkes özgürlük peşinde herkesin ağzında Özgür bir dünya Özgür bir ülke yok fırsatını bulan daha hiçbir konuya vakıf değilken kalkıp devleti eleştiriyor ukala ukala saçmalıyor yetmiyor şimdinin modası sokak röportajları bu bir algıdır güya müslüman ülkesiyiz daha 2 cümleyi bir araya getiremiyor üslup zaten yok yarım yamalak Türkçe onun adına popülerlik diyorlar herşeyi açık saçık konuşarak Özgür olduklarını kanıtlamaya falan çalışıyorlar yada herkes bir şov artistlik peşinde salavatı daha söyleyemeyen sözde müslüman kardeşlerimizle beraber yaşıyoruz ve gençlerin tek derdi özgürlük inanın arkadaşlar ben de modayı takip ediyorum evet ben de teknolojiyi takip ediyorum dönüp baksan görünüşe yok bu mu müslüman diye söylenen bir ton insan gösteririm size ama maalesef özgürlüğün tanımını anlayamamış ve aslında özgürlüğün islam olduğunu görememiş korkunç bir nesil var orta da en büyük facia budur

Özgürlüğü her ayıbı işlemek her istediğini yapmak her akla geleni söylemek olarak algılayan korkunç bir nesil var ortada ama farkında değiller ki bunun adı özgürlük değil bunun adı ahlaksızlık terbiyesizlik cahillik hatta cühelalık

Sorumlusu kim bu durumun?
Kapitalist bir sistem var.
Ve bu insanı bencil, yalnız, empati yoksunu, ihtiyaçlarını sürekli yenileyen, sevgisiz ve doyumsuz insanlar çıkarıyor ortaya.
Ama, eğer ahlak, inanç ve değerlerin çürüdüğünü görmek diyorsak, ilkönce Müge Anlı, Esra Erol’a çıkan insanların yaşlarına ve hala, TV de “Nihat Hoca’nın abdest nasıl alınır” ı kimlere anlattığına bakın. Yıllardır.
Z kuşağına gelmeden, örnek olan/olacak nesil problemli.
Bu konuyu açan arkadaş, yokluk içinde büyüyen anne baba, diye başlamış. İşte o yokluk aslında “sevgi, anlaşılmama, değersiz hissetme” olarak başlıyor. Maddi yoksunluk, o dönem çoğu insanda aynı idi zaten.
Suçlamayın gençleri. Eğitim için gönderdiğimiz öğretmenler bile, eskinin o yetkin ve çokyönlü bilgi ile donanmış eğitimcileri değil.