Hızır Aleyhisselam'ın.... Geleceğinden zerre kadar şüpheniz olmasın..! Bütün kapıları kapanmış artık bi çare diyen birisi, duanın şart ve edeplerine uygun olarak çağrıldığı vakit gelir. Nasıl gelir ve tanırsınız oda artık size kalmış. Bu dua çocuk oyuncağı değildir, haram işlerde ve aşk meşk gibi saçma sapan işleriniz için hiç ama hiç okumayın çünki tam tersi belayı da alacağınızdan hiç şüpheniz olmasın... (Kısacası çok zorda olmadığınız sürece bu duayı yapmayınız...!) Okumayı geceleyin kimsenin olmadığı tenha bir yerde okuyun....Sayı gözetmeksizin okuyun...Bunu en az 7 gece tekrarlayın ve en fazla 21 gün olsun ve beklemeye başlayın...ALLAH dualarımızı kabul etsin..........OKUNUŞU...........
Edrik Ebel Abbas Enni munhasır* Seyyidi Belyebni Melkanil Hıdır......

Abdullah bin mübarek (Rahmetullahi aleyh) diyorki; Savaşa gidiyorken atım düştü ve öldü. O anda orada yüzü ve kokusu çok güzel birisi belirdi. Tekrar atına binmeyi istermisin dedi. Evet dedim. Adam elini atın alnına koyarak;
Aksemtü aleyki eyyetühel ılletü biızzetillâh
Ve bi azameti azametillâh
Ve bi celâli celâlillâh
Ve bi kudreti kudretillâh
Ve bi sultâni sultânillâh
Ve bi lâ ilâhe illallâh
Ve bi mâ cerâ bihil kalemü min ındillâh
Ve bi lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi illen sarafti.
Bu duayı okuyup, elini üzerinde gezdirince at düştüğü yerden kalktı. Adam bana; Bin atına dedi. Atıma bindim, atımın ölmesiyle ayrılmak zorunda kaldığım arkadaşlarıma yetiştim. Sonraki gün düşmanla çarpışmaya başlayacağımız anda bana yardım eden adam önümde belirdi. Dün bana yardım eden sen değilmiydin dedim. Evet benim dedi. Allah için cevap ver, sen kimsin dediğimde Ben Hızır’ım, zorda kalanlara yardım ederim, dedi. Bunun üzerine ondan sonra ne zaman bu duayı bir hastaya okudumsa Allahın izniyle hemen şifa buldu.

Manası: Ey hastalık! Sana Allâh'ın izzetiyle, azametiyle, yüceliğiyle, kudretiyle,gücü ile, lâ ilaâhe illallâh ile, Allâh'ın katından, kalemin yazdıkları ve Allâh'ın güç ve kuvvetiyle yemin veriyorum. Bu kimseyi terk edip uzaklaş.

Bende dua etmiştim gelen görmedim ama faydasını gördüm

Allah razı olsun güzel paylaşım dursun bir kenarda belki birgun bizimde ihtiyacimiz olur

Muhyiddîn-i Arabî hazretleri şöyle anlatır:

"Bir gün Tunus Limanında idim. Vakit geceydi. Kıyıya yanaşmış gemilerden birisinin güvertesine çıktım. Etrâfı seyretmeye başladım. Denizin üzerinde ay doğmuş, fevkalâde güzel bir manzara teşkil ediyordu. Bu manzarayı, cenâb-ı Hakk'ın her şeyi ne kadar güzel ve yerli yerinde yarattığını tefekkür ederken dalmıştım. Birden ürperdim. Uzaktan, uzun boylu, beyaz sakallı bir kimsenin suyun üzerinde yürüyerek geldiğini gördüm. Nihâyet yanıma geldi. Selâm verip bâzı şeyler söyledi. Bu arada ayaklarına dikkatle baktım, ıslak değildi. Konuşmamız bittikten sonra, uzakta bir tepe üzerindeki Menare şehrine doğru yürüdü. Her adımında uzun bir mesâfe katediyordu. Hem yürüyor, hem de Allahü teâlânın ismini zikrediyordu. O kadar güzel, kalbe işleyen bir zikri vardı ki, kendimden geçmiştim. Ertesi gün şehirde bir kimse yanıma yaklaşarak selâm verdi ve;
-- Gece gemide Hızır aleyhisselâm ile neler konuştunuz? O neler sordu, sen ne cevap verdin?" dedi.
Böylece gece gemiye gelenin Hızır aleyhisselâm olduğunu anladım. Daha sonra Hızır aleyhisselâm ile zaman zaman görüşüp sohbet ettik, ondan EDEB öğrendim.

Allah c.c veli kulları ve evliyaları hızır a.s görmek isteseler gelir, oturur ve konuşurlar. Ondan mal mülk istemezler. Bazen bir dengesiz konular var ki Allah akıl fikir versin. Biz kimik ki hızır a.s gelsin mübârek ayağamı düştü dostlarım. Tasavvuf kitaplarını bir açında ordaki makamları bir gözden geçirin. Bir mesele anlatayım. Gözlerinin açılamsı için bir ama resulullah efendimize gelir ve dua ister ve dua verilir ve adamın gözleri açılır. Aynı duayı biz milyonlarca versek ve okusak açılır mı hayır açılmaz çünki duayı veren Allah resulu. İyi dikkat edin.

bedeninde genetik bi hastalık olan çocuğa okusak olur mu

Yaklaşık 2 sene önce idi. Evde temizlik yaparken kapı çaldı. Büyük kızım açtı kapıyı ve anne dilenci dedi. Çocukluğumdan beri Hz.Hızır aleyhislamın birgün herkesin kapısını çalacağını duymuş ve buna o zamandan beri heves etmiştim. O sebeble kapıya gelen hiçbir dilencinin gönlünü almadan gönderesim gelmezdi. Neyse bıraktım elektrikli süpürgeti gittim kapıya 30lu yaşlarda bir erkek. Hatırlamıyorum maalesef anlattıklarını(kullandığım ilaçlar çok fazla unutkanlık yapıyor) ama öyle güzel dini muhabbette bulundu ki içimiz ferahladı. Sonra gittim mutfağa dolabın içinde olan cüzdanımı çıkardım ve içinde olan bir 50 tl bir de 10 tl den 10 tl olanını aldım ve götürdüm ona vermek için. O kapıda bekliyordu ve kızım da yanındaydı. Cüzdanımı görmesi imkansızdı yani. Uzattım 10 lirayı "bu kadar mı uygun gördünüz" dedi. "Bu kadara bütçem var"dedim. "Ama cüzdanında 50 tl de var" demez mi! İlk an anlayamadım " ama o ev için lazım" dedim. Sonra jeton düştü ben ŞOKKK.Başladım ağlamaya "Sen O'sun" dedim. Hiçbir şey demedi. Öyle bir bakıştık ki içimden ırmaklar aktı sanki. Sonra ona birde kuranı kerim hediye ederek uğurladım. Halen ara ara aklıma gelir, acaba gerçekten o muydu, yoksa bir sahtekarın tuzağına mı geldim diye. Yorumu olan olursa çok sevinirim.

Kardesim bir evliya birgun evine et almis hanimi evde olmadigindan bugunku adiyla kilerine asmis efendisinin etaldigindan habersiz hanim evine gelmis o sirada bir dilenci gelip rizai ilahi icin bir seyler istemis kadin cagizda evde birsey olmadigini soylemis fakat kapidaki dilenci kilerde et asili durur deyip istemis kadin kilere indiginde eti gurunce saskinlik ve hayretle eti vermis aksama kocasi gelince hanimi heyecanli heyecanli anlatmis efendi bugun herhalde hizir geldi yada ilim sahibi geldi galiba benden birseyler istedi ben olmadigini soyleyince kilerde et oldugunu soyeleyip bundan haberinin oldugunu soyleyip istedi brnde verdim deyince efendi hazretleride buyurmus ki

baskasinin kilerinde gozu olanin ilminden ne hayir gelir buyurmus kardezim senin cuzdaninda gozu olandan sana hayir gelmez

Acı gölün bulunduğu alanda bir şehir varmış. Bir gün köye yaşlı bir dilenci gelmiş. Köylülerden ekmek istemiş ne ekmek ne sadaka veren olmadığı gibi kimse ihtiyar dilenci ile ilgilenmemiş. Dilenci bitkin halde çaresiz köyde gezinirken gören bir yeni gelin haline acıyarak ekmek vermiş. Dilenci gelin kızın ekmek vermesinden çok mutlu olmuş ve ona dua ettikten sonra “şimdi senden bir isteğim olacak, sözümü dinle ve ardına bakmadan Anafakı tepesini aş, sakın ardına da bakma” demiş.

Anafakı tepesine doğru gelin yürümeye başlamış. Gerçekten gelin ardına bakmadan yürüyormuş. Ama köyden uzaklaşmaya başlayınca merak edip sabredememiş içinden doğan bir hisle geri dönüp köye bakmak istemiş. Dönmüş ama ne görsün köy ortadan yok olmuş ve köyün bulunduğu alan sularla kaplı büyük bir alan olmuş gelin gördüklerine inanamamış. Bütün sevdiklerinin de köyünün de yok olduğunu gören gelin oracıkta yere kapanmış ağlamaya başlamış. Hıçkırıklar içinde o kadar ağlamış ki oturduğu yerden kalkamamış ve orada ölmüş. Rivayet o ki gelinin mezarı sıcak su kaynağının olduğu yere yakındır ve sıcak su kaynağı gelinin gözyaşlarıdır. Gelinin mezarı da orada yaz kış su akan taşların olduğu alan sayılır ve gözyaşlarının aktığı pınar olarak aktığına inanılır. Anafakı tepesine doğru yer alan birkaç tarihi yapı gelinin ağlaması ile onun yalvarması sonucu kalan yerler olarak anılmaktadır.(NARLIGÖL) dilenci kılığında gelenin hızır olduğu söylenir..

Kaynak: Ömer Fethi Gürer. Kapadokya'nın Başkenti Niğde