#31
|
||||
|
||||
madem okuyacaksin azimetini vereyimde tam olsun mu?
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#32
|
|||
|
|||
Ben davet için okumadım Sami abi. Allah rızası için okudum. Teşekkür ederim. |
#33
|
||||
|
||||
ne bileyim herkes davet icin istiyor,ondan şeyettim
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#34
|
|||
|
|||
Farkımız olsun dimi
|
#35
|
||||
|
||||
bak iste sırra ulasmissin,karsiliksiz,menfaatsiz,derine inmek bu işte...
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#36
|
|||
|
|||
Eyvallah abi o senin güzel bakışın. Kimi zaman arkadaşlar yazdıklarımı yanlış anlıyor. Bilseler neleri tecrübe edip başıma ne belalar açtığımı
|
#37
|
||||
|
||||
Alıntı:
sonra feryat figan
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#38
|
|||
|
|||
Bende siteye ilk üye olduğumda Allah beee dedim para bende aşk bende yaşasın havas demiştim
|
#39
|
|||
|
|||
Alıntı:
---------- Post added 25.03.21 at 11:11 ---------- Hz. Ibrahimin kıssasını az çok herkes bilir farklı kuşları parçalayıp farklı tepeler koyması ve onların ALLAH c.c emriyle geri gelip eski canlı hallerine dönmesi peki halilullah amacı neydi ? Bazen görmek biri ikiye katlar ve sana ALLAH c.c hatırlatacak dostlara her daim ihtiyaç vardır yoksa hz. Adem neden hz. Havva annemizin yaratılmasını istesin ki ? |
#40
|
|||
|
|||
Alıntı:
Hz. İbrâhim rabbi ile söyleştiğine göre –bu sırada– peygamberdir. Bu sebeple onun sorusunu, Allah Teâlâ’nın ölüleri dirilteceği konusundaki bir şüpheye veya inkâra bağlamak mümkün değildir. Nitekim yukarıda geçen tartışmada bizzat Hz. İbrâhim, Nemrud’a karşı, rabbinin birliğini, kudretini ve eşsizliğini ispat için O’nun, yegâne dirilten ve öldüren olduğunu açıklamış, bunu delil olarak kullanmıştı. Hz. İbrâhim’in sorusunun şüpheden kaynaklanmadığının tamamen ortaya çıkması ve kıssayı dinleyenlerin yanlış anlamalarının önlenmesi için Allah “İnanmıyor musun?” diye sormuş, peygamberi de şeksiz şüphesiz inandığını söyledikten sonra maksadını açıklamıştır: “Kalbim tam kanaat getirsin diye!” “Kalbin tam kanaat getirmesi” diye çevirdiğimiz itminân kelimesi, “maddî olarak hareketin durması, hareket halindeki bir şeyin sakinleşmesi” demektir. Buradan alınarak zihnin ve vicdanın sakinleşmesine, şüphe, heyecan, tereddüt ve ıstırabın son bulmasına da itminan denilmiştir. Dilimize geçmiş bulunan tatmin kelimesi de kök ve mâna bakımından itminana yakındır. Sağlam haber, düşünce ve gözlem yollarıyla elde edilen bilgiler ve bunlara dayanan inançlar da kesindir. Ancak bilgi ve inanç konusu olay veya gerçek, bilen ve inanan tarafından duyu organlarıyla hissedilmedikçe ve daha ileri bir basamak olarak bizzat yaşanmadıkça, oluşun içinde bulunulmadıkça kalbin ve zihnin gelgitleri bitmez, vehim kabilinden de olsa aksini düşünme halleri son bulmaz. Bu haller bilmeye de inanmaya da aykırı değildir, bunlara zarar da vermez, ancak bir itminan eksikliği söz konusu olur. Allah Teâlâ bir büyük peygamberinin talebi üzerine ölüleri nasıl dirilttiğini (diriltme fiilinin işleyişini), fiilin içine peygamberini de çekerek onun en üst derecedeki itminan haline ulaşmasını sağlamıştır. Allah’ın izniyle öldürülmüş ve parçalanmış kuşların diriltilmesi Allah’ın işidir; azîz ve hakîm olan Allah için bu diriltme son derecede basit ve kolay bir iştir; bunun bir peygamber elinde, onun çağırmasıyla vuku bulması da bir mûcizedir. Allah’ın izin, ilim ve kudretiyle hâsıl olan, gerçekleşen mûcizeleri te’vil etmek, “öldürmeyi, parçalamayı, dağlara dağıtmayı, çağırmayı, diriltmeyi...”, dil bakımından kelimelere yüklenmesi mümkün olmayan mânalara çekmek gereksiz ve yersizdir. Aslında bir canlının alıştığımız kanun ve kurallar içinde meydana gelmesi ve bir müddet sonra hayatının sona ermesi de çok büyük bir olaydır, insanların örneklerden hareket ederek bile benzerini yapamadıkları mûcizelerdir, Allah’ın irade ve kudreti dikkate alınmadığı takdirde açıklanması da mümkün olmayan vâkıalardır. Bunların mûcizelerden farkı –mûcizeler, daha önceden görülmemiş ve alışılmamış yollardan ve şekillerde olurken– onların, alışılan, âdet, sünnet ve kanun haline gelmiş bulunan usul ve yollarla hâsıl olmasından ibarettir. Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 412-414 |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
ihlas suresi tecrübem | ayperi | Tecrübe Ettikleriniz | 122 | 29.03.24 15:54 |
Dilek için ihlas suresi ve ihlas suresi duası | Yusufiyeli | Sure ve Ayet Havasları | 11 | 15.10.23 17:29 |
112. Sure ihlas suresi | mgunes27 | Kuran-ı Kerim | 0 | 15.05.21 14:25 |
ihlas suresi okunuşu | zorzamanlarr | Sorularınız | 12 | 13.05.20 15:43 |
rüyada ihlas suresi | Shunjai | Rüya ve Rüya Tabirleri | 2 | 08.02.19 19:23 |