21.yüzyılda boşanmalar en pik noktaya ulaştı. İlim, bilim, teknoloji ve.s bunu engelleyemiyor belki biraz da tetikliyor. Konumuzda dikkatleri sevgi üzerine çekmek istiyorum. Malum nişanlılık, sözlülük dönemlerinde çiftler bir-birilerine adeta "lordum" diyecek kadar hitap etme noktasına kadar yükseliş yaparlar fakat çiftler evlendikten sonra "her şey" başlar. Düna kadar "canım-cicim" olan çift aynı sözleri, sözcükleri duyamayınca "acaba eşim beni sevmiyormu?", "acaba bu adam benden soğudumu?" -diye paniklenmeler başlar. (İlk başlarda aşırı sevgi vermek evlilikten sonra doğal olarak azala biliyor bunu biliyor olmak lazım)
Şahsi görüşümce bunlar normal şeyler zira evlilik kendi ile beraber bir çok sorumluluk ve zorlukları getirir. Düna kadar bireysel yalnız yaşayan kişi için biranda kendini böyle karmaşada bulması kolay değildir. Ama bura da en önemli etken ilk başlarda mevcüt olan sevgiyi, saygıyı koruyup kuvvetlendirmektir.

Sizce asıl sorun neden kaynaklanıyor ve nasıl çözülmeli ?
*Lütfen kendi tecrübe ve görüşlerinizi yazmaya gayret edin copy paste gerek yok biz bizeyiz.

Dünya için yaşayan insanlar. Nefsani arzuların tatmini ile ilgilenen insanlar. Nikah kıyılana kadar herşey yapılıyor, nikahtan önce aralarını ısındıran şeytan nikahtan sonra soğutuyor. Evlilik ile gelen sorumluluklar can sıkıyor. İnsanlar artık işin meşakkatli tarafı ile ilgilenmiyor sadece keyifli kısmını istiyor. Böylelikle evlilik müessesesini istemiyorlar gayri meşru ilişkiler kovalıyorlar. Sadece dünya hayatı için yaşayan ve keyfini düşünen insan için kendi içinde mantıklı.

Mümin âhirete iman eder. Dünyadaki eşi inşallah cenneteki de eşidir. Şartları sağlayanlar için Allahın emri peygamberin sünneti olduğu için evlenir. Hayırlı nesil yetiştirmeyi hedefler vs vs. Ahirete iman olmadıkça o iman kişinin hareketlerini tanzim edecek kadar kuvvetli olmadıkça bunlar olmaz. Bunlar olmayınca da Allah bu kullarının arasına sevgi merhamet koymaz vesselam

mübarek ben bir soru sorayim,evlimisin bekarmisin?

Hem boşanmaların hem de evlilik oranının düşmesinin en büyük sebebi ekonomik yani parasal nedenler

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], aynen fakat nişanlılık döneminde imam nikahı olanlarda da soğuma görülüyor.
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], bekarım da konu genel dadaş
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], ekonomik sorunlar hep vardıda kardeş, şimdi hiç bir şeye tatmin olmamak moda oldu.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], nişanlılık döneminde imam nikahı nedir kardeşim? İmam nikahı demek eğer şartlara riayet edilmişse bu kadınla bu erkek Allah katında karı koca demek o zaman nişanlılık nerede kaldı. Yani o adam o kadına yaklaşabilir demek, ama nişanlılık öyle birşey değil ki. Nereden baksan ucube bir durum.

E yani bu iki kişi birbirini tanısın diye nişanlandı, ama aslında evli, evli ise o adamı hangi güç durduracak karısına yaklaşmaktan? Bir sebep oldu aileler anlaşamadı düğün olmadı nişan bozuldu? E ne yapalım bozulduysa, adam karısını boşamadı ki ?

Yani saçma sapan bir durum

sofi oncelikle konu guncel ve onemli,niye sordugumu soyliyeyim,konunun sonunda goruslerinizi ve"""tecrubelerinizi"""diye sormussun evli olsan tecrubeleri sormazdin,bekar oldugun icin sormussun...

bazı saçma gelenekler yüzünden de bu durumlar ortaya çıkıyor. Mevzu geniş onun için konumuz üzerine dönelim. Kardeş asıl konu sevginin dengesini korumak ne ifrat ne de tefrit etmek.

---------- Post added 25.12.20 at 20:18 ----------

dadaş, insan her şeyi tecrübe edecek kadar uzun yaşamadığı için insanların şahsi tecrübe ve görüşlerini bilmektir maksat.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] o senin konu hakkındaki görüşün kardeşim. Mevzuyu ben kendi bakış açımdan belirttim. Bu konu dahilinde söyleyebileceğim başka bir şey yok.

Eskiden her şeyin bir değeri vardı şimdi her şeyin bir fiyatı var. Max Weber esas değişimin zihniyet değişimiyle başladığından bahseder. Şöyle bir örnekleme yapar Protestanlık olmasaydı kapitalizm olmazdı der. Niye Katolik mezhep daha uhrevi çalışmayı kerih görür Protestanlık ise daha dünyevi sekülerdir. Türkiye de 1980 darbesi sonrası büyük bir değişim yaşandı ithal ikameci politikalardan vahşi kapitalizme geçiş yapıldı Kapitalizm de arkadaşlık akrabalık ilişkilerinden evlilik müessesesi de dahil birçok yapıyı kendi içinde içselleştirdi dönüştürdü. Bu zihniyet değişimi Yeşilçam filmlerine de yansıdı çok fazla konusu yapılan eski filmlerde zengin patronun kızını fakir bir genç sever patron kızını engellenmeye çalışır olmayınca fakir genci dövdürür baktı ki yine olmadı genci yazıhanesine çağırır farzımuhal 50000 TL lik çeki kızının peşini bırakması mukabili fakir gence uzatır genç aşkımı satamam diye bağırarak çeki yırtar. Seyirci avuçları patlayınca sıya kadar gencin bu asil hareketini alkışlardı Şimdi günümüzde ayni sahneyi canlandırırsak büyük ihtimalle genç çaktırmadan bankayı arar çekin karşılığı olup olmadığını sorar ya da kızın peşini bırakması mukabili patronla fiyatı artırmak için pazarlığa girer.
Eskiden erkek erkekti kadın kadındı günümüzde kadın erkeğin kendisine kul köle olmasını istiyor olunca da ondan sıkılıyor. Uzun konu kadının çalışması sahte feminizm rüzgarları maneviyatsızlık evliliklerin adeta bir şirket evliliğine dönüşmesi nokta atış bir şeyler yazmaya çalıştım.