#41
|
||||
|
||||
Alıntı:
Muyiddin arabinin kitabını sadece tasavvuf üzere yaşayanlar ilgiler mi okur sanırsın ? Şifrelidir Fütuhat-ı Mekkiye 50 sefer oku nasibin yoksa cim elifin arkasına geçince ne oluyor anlamazsın velhasıl islam alimlerinin,evliyaların dediği değil Allahın dediği olur..Allahta dilediğine açar.. Ledun ilmi Hızır(A.s) kaynaklıdır..Amma hızırın bir görevi Hz Ali'nin kapısına götürmektir..İlmin kapısına "AŞK" sız girilmez,istersen her vakit kabede namaz kıl Ortaya saçılan bilgi değil hakikatin küçük parçalarıdır,anlayan irşad olur anlamayan kurcalayıp şirk'e düşer.. Mesela En-el Hak meselesine gelelim ; Hallac-ı mansur kendi iradesiyle mi enel hak dedi ? Diyen o muydu ? Nefsi ıslah olmuş herkes En-el Hak diyebilir.. Amma kendi iradesiyle En-el Hak derse bir kişi şirk olur..Ağzından istemeden , o kişiye rağmen çıkarsa o kelimeler sorun yok.. Desen ki sohbet arasında kalbimde Allah var..he imtihanın bol olur ama kalbinde dünya ve ahirete dair birşey yoksa söylediğin yalan değildir.. Gelirsek vahdeti vücut kısmına zaten bu hakikat ilk doğuştan beri gözümüzün önünde biz anlamayadık..Bi o kadarda basit ki.. Allah 2 tane göz vermiş biz 1 görüyoruz..Demekki bütün mahlukat ve yaratılmışlar 1'dir Peygamber A.s diyor ki ; Nefsim kudret elinde olan Allaha yemin ederim ki.. Subhanallah..Demekki nefislerde Allahın elindeymiş..E bize birde şah damarımızdan yakın..EE bize ait ne kaldı bu varoluşun içinde ? Hiç.. Havas sitesinde tasavvuf'a dair çok konuşmak istemiyorum ama konuşmanın gittiği yeri sevdim bu konulara benide etiketle kardeşim ilgimi çeker göreyimde geleyim istişare edelim
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur. To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. |
#42
|
||||
|
||||
Alıntı:
__________________
'Muhammedün Seyyidü’l-Kevneyni; / Ve’l-Ferikayni min Arabi’n ve min Acemi' (Muhammed (s.a.v) |
#43
|
|||
|
|||
Biz, o gün, her ümmetin kendi içinden birini, onların üzerine tanık getireceğiz. Seni de onların üzerine tanık getiririz. Biz, sana her şeyin açıklayıcısımolan bu Kitap'ı, teslim olanlara bir kılavuz, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.16:89 Başı sonu belli, emri yasağı belli, mübin olduğunu kendi beyan eden bir kitap var ortada.. Yaratan ise bu kitaptan sorumlusunuz buyurmuştur. Yanına bir de sünneti koymuş. Emir yasaklar kitaba göre ise sünnet'de bu emir yasakların hayata yansıyan biçimi ise atomu yeniden parçalamaya gerek yok. Olayı mistisize etmenin ne lüzumu var? Mübin kuran da herşey açık ve net olduğunu defarlarca bildirip tevil etmenin ise tehlikesini sünnetten örneklerle görüyorken bu arabi ye kuranda ki Allah yetmemiş de neyi aramış daha? Allah'ın en güzel isimleri Kuran'da dır diye kendi beyan ediyorken literatüre "hu" diye bir sıfat sokmanın anlamı nedir? Bu adamlar "bana ilham oldu" diyerek dinde sapıtmanın temelini atıp nübüvvet makamına kendilerince bir ruhsat hazırlamazlar mı? Hasan mezarcıya niye küfürler edildi? Kuran da defalarca beyan edilmesine rağmen kurana bir de batıni yorum getirmek neden? Allah batıni yorum yapanların yorumlarını neden nüzul etmedi? Ben bu ayeti böyle yorumladım, bende böyle yorumluyorum. Diyen birine;Hayır ikinizin ki de yanlış bu ayetin yorumu budur desem ben bana senin ki olmsz mı diyecekler? Sizin yorumlar oluyorsa benim ki de olur... Efendimiz dünyasını değiştikten 300 yıl sonra kitaplaştırılan hadislere ne derece güvenilir? Kur'an Allah zülcelal'in korumasndaydı ve garantisi bizzat yaratıcının kendisi idi. Fakat hadislerin durumu farklıydı. Kur'an ile çelişen hadis varsa sahih değildir diye bir ölçü hadisler için kullanılıyorken bu şeyhler, şeyhül ekberler, Gavslar, gavsul azamlar filan niye kitaba göre ölçülendirilemiyor? "Allahtan bana bildirildi" kelamının kurani izahı nedir? Allah Azze ve celle'nin peygamberlere vermediği şefaat izninin bu şeyhlere verilmesinin bir izahı olmalı. Yeryüzünü rızıklandırdığını kitabında kendi beyan eden bir yaratıcının, sonradan bu işi kutublara bıraktığını nasıl algılamalıyız? Ya kitap yalan söylüyor yada kutub.. Halik ile mahluk arasında ki derin çizgi kuran ile apaçık beyan edilmişken, Allah benim tevhid açısından nasıl izah edilebilir? Bunları dünya aklı ile biz düşünüyoruz da Allah neden kuranda beyan etmedi? Hak ile batıl arasında ki o kalın çizgi belli olsun diye bu rehber indirilmedi mi? Batıl olan şirk ile tasavvufun arasında ki bu benzerlikler tesadüf mü? Vahdeti vücut, vahdeti şuhud enel hak vs gibi tasavvufi kavramlar şeytanın vahiyleri dir. Şeytanın vahiylerine karşı da yalnız peygamberlerin koruma altına alındığını yine Allah kitabında beyan ediyor. Bu bağlamda bu adamların her zaman (ki kendi ifadeleri de var) yazdıklarının rahmani olduğunun delili nedir? İbnül arabi fütuhatı mekkiyesinde Allah'ın onu miraca çıkardığını, çıkarken de tüm gezegenlerin dünyanın etrafında döndüğünü, dünyanın ise sabit durduğunu Allahı referans göstermek suretiyle yazmıştır. Bu sözleri kuran da bilim de reddediyor. Ve bilimsel açıdan gelinen noktada bu adamın yalan söylediği malum iken, bu tarz bir çok yalanları kanıtlanmışken doğruluğunun kabulü hangi ölçülere göre dir? Ehli sünnet savunucusu olan bu tarikatlar tamamen Şii geleneğin hakim olduğu bu tasavvufu savunuyor olması tezat değilmidir? Vahdeti vücut ve enel hak meselelerinin çıkış noktası sebeilik dir. "allah ete kemiğe büründü ali olarak göründü" "Kuranın zahiri hz. Muhammed peygambere, batıni ise hz. Ali'ye nüzul oldu" kelamları bu kavramların atası değilmidir? Başı sonu belli, emri yasağı belli bir kitabın milyonlarca yorumunun olması ne derece doğru? Sorsan kimse İslamı doğru yaşamıyor. Ama hep doğru yaşamayan ötekiler. En doğrusunu yine biz yaşıyoruz değil mi? Baştan sona zırva... Not: yazdıklarımın tamamı ıspatlı delillidir. Kaynak isteyenlerin asrı saadet ve kuranı okumaları kafi. |
#44
|
|||
|
|||
Alıntı:
Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir. Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır. Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır. Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor. 1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32). 2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.) 3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.) 4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var. ...... Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider. Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin. Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır. Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır. Sizin kadar ilmimiz yoktur. ustadjmuz Kur'an oldugu ve reşha misal hakikate gittiğimiz için bazen tırnaği da olamayacağimiz hakikat ehlini dürus-u kuraniye ile tashihe çok curet etmusiz. Bu kabilden bakıla.selametle değerli hocam |
#45
|
||||
|
||||
Alıntı:
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur. To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. |
#46
|
||||
|
||||
Alıntı:
1 ŞEY i severek başla,niye Aşk tir bu yolun yakıtı bilir misin ? Aşk 'ın arasına zihin ve nefis giremez..He giriyorsa aşk değildir onun adı nefse hoş gelmiştir sevgiyi aşk sanmaktir,Aşk kusur görmemektir.. Aşkta fani olmak kolaydır,Aşk ı bulursan sevdiğinde yok olabilirsin.. Akıl seni bi noktaya getirir..Aşk kemale erdirir..Akılla yürürsen zihin ve nefis devreye girer yolda çok sorgulatir kendini.. dahada konuşmak isterim ama soru sorulmadan konuşulan şeyler sohbetin şehveti derler büyükler Allaha giden yollar yaratılmışlar adedincedir,kimsenin yolu yanlış değildir.. Hırsızın yoluda Hakk tir diyimde çorba edeyim burayı ben patikaya işaret ettim niye biliyo musun ? Lahut alemini - vahdeti vucudu akılla müşahede edersen Allah muhafaza..kalp taşır bu yükü..yav sizde beni adam sandınız karşınıza aldınız sohbet edersiniz gunahkarin istigfara ihtiyacı var,tefekkür etmeye ihtiyacı var ki kalbi miskinlikten uzak olsun hele gideyim de münacaat edeyim en güzele emanet olasınız
__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur. To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. |
#47
|
|||
|
|||
celcultiye kardeşim ara sıra girer paylaşımlarına bakarım bilgili birisin inşallah manevi alemde iyi mertebelere gelirsin senden de bir ricam var bu karincinine yoğunlaş çünkü çok sinsi ve hep bedende
|
#48
|
|||
|
|||
Alıntı:
ZEYL Bu küçücük Zeylin büyük bir ehemmiyeti var; herkese menfaatlidir. Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerin bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetli, daha umûmiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır. Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbûbiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsÂl eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsÂl eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsÂl eder. Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’ a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattir, şeriattır. Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksá, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir. Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır. Birinci hatveye -1- âyeti işaret ediyor. İkinci hatveye -2- âyeti işaret ediyor. Üçüncü hatveye -3- âyeti işaret ediyor. Dördüncü hatveye -4- âyeti işaret ediyor. 1 Nefislerinizi temize çıkarmayın. (Necm Sûresi: 32). 2 Allah’ı unutanlar gibi olmayın ki, Allah da onlara kendi âkıbetlerini unutturmuştur. (Haşir Sûresi:19.) 3 Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir. (Nisâ Süresi: 79.) 4 Herşey helâk olup gidicidir-Ona bakan yüzü müstesnâ. (Kasas Sûresi: 88.) en kısası bu alıntı herkese faidesu var. ...... Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelal’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefisten elini çeker fakat maşuk-u mecazîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakiki’ye gider. Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahat ve bâlâ-pervazane davaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulmuyor ki haddinden fazla geçsin. Hem bu tarîk daha umumî ve cadde-i kübradır. Çünkü kâinatı ehl-i vahdetü’l-vücud gibi huzur-u daimî kazanmak için idama mahkûm zannedip *لَا مَوْجُودَ اِلَّا هُوَ* hükmetmeye veyahut ehl-i vahdetü’ş-şuhud gibi huzur-u daimî için kâinatı nisyan-ı mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edip *لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ demeye mecbur olmuyor. Belki idamdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur’an affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudatı kendileri hesabına hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edip, esma-i hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek mana-yı harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimîye girmektir; her şeyde Cenab-ı Hakk’a bir yol bulmaktır. Elhasıl: Mevcudatı mevcudat hesabına hizmetten azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır. suz tartışma yapamazsınız sizle de tartışma olmaz Hüsnü zannim var olaki tartismaya yol acila yazın ve ne derseniz o gece. lakin hakikat neyse odur. şefkat tefekkür acz yolu muhabbet zikir aşk yolundan çok üstün oeygambervari vilayeti kubranun kurana bağlı uveysi yoludur. ask yollarında çok muscular olup vartasu çok olduğuna dair delilumizden biri ehli tarika yapılan ithamlar sui istimalatlar ve acımasız hucumlar ola. ben siz dahil herkesten alacağım derse muhtacim lakin öğrendiğimi okuduğum hakikati ifşadan da hazer etmem |
#49
|
|||
|
|||
nesimcik kullandığın rumuz güzel değil. buraya yaptığın açıklama herkesin anlayacağı türden değil.açıklamaya izaha muhtaç.diğerleri için pek faydalı olamayacak sanırım.
|
#50
|
||||
|
||||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Vahdet-i Vucud - Varlık Birliği | Fark | Kadim Bilgelik | 15 | 02.08.24 01:56 |
Enel Mahmud ve Haza Muhammed | Skoda | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 08.08.21 02:13 |
Enel hak, ben Allah değilim demektir | Hal | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 03.05.19 10:21 |
fena ve korkunç rüya görmemek için | Sin | Tıbbı Nebi | 2 | 14.01.19 10:13 |
Tıp kanserde fena çuvalladı! | SiLence | Sağlık | 1 | 18.04.17 14:10 |