Tasavvufa karsi cikan alimler - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 30.08.20, 13:33
 
Üyelik tarihi: 02.01.17
Bulunduğu yer: Tokat
Mesajlar: 151
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Karşı çıkanlar bir nebze meyvenin dış görüşünden ibaret sanırken Hakk ehli olanlar ise meyvenin çekirdeğini görür. Hakikat ehli gördüğüm en güzel açıklayanlardan birisi Arabi hazretleri.

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
aklima ilk gelenler İmam Zehebi,İbni Receb,İbni Zehevi,Kadi İyaz daha onlarcasi sayilabilir bu alimler alim degil zalimler mi? yazdiklari kitaplara itibar edilmez mi? daha ust konuya yazan arkadasimiz isi ileriye goturerek tasavvuf ehli olmayan alimlerin dinden ciktigini soylemis dogrumudur?
Hocam inanın bu konuyu Arabi hazretleri şöyle söyler ve bence de en kâmil yaklaşım bu. Der ki: Hangi mertebeden bakıyorsun olaya. Rabbin emri cihetiyle mi yoksa iradesiyle mi?
Seni hangisi kurtaracaksa ona sarıl diyor. Dersen ki iradesiyle amel edemem emrine sarıl. Edersen ikisini birlikte hem emri hem iradesini cem edersen kendinde. Sen kemalete etmede baya üste çıktın demektir.
O sebeple tasavvufu inkar eden kafirdir denilmez. Sonuçta imanın şartları belli tasavvuf şeriat makamının üstünde olduğu için akıl sır ermez oraya.
Son söz Hakk'ın. Kimseye kâfir muamelesi de yapmak doğru değil

Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 30.08.20, 14:02
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,102
Etiketlendiği Mesaj: 3408 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
birdua36 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hocam inanın bu konuyu Arabi hazretleri şöyle söyler ve bence de en kâmil yaklaşım bu. Der ki: Hangi mertebeden bakıyorsun olaya. Rabbin emri cihetiyle mi yoksa iradesiyle mi?
Seni hangisi kurtaracaksa ona sarıl diyor. Dersen ki iradesiyle amel edemem emrine sarıl. Edersen ikisini birlikte hem emri hem iradesini cem edersen kendinde. Sen kemalete etmede baya üste çıktın demektir.
O sebeple tasavvufu inkar eden kafirdir denilmez. Sonuçta imanın şartları belli tasavvuf şeriat makamının üstünde olduğu için akıl sır ermez oraya.
Son söz Hakk'ın. Kimseye kâfir muamelesi de yapmak doğru değil
konunun ust kisminda yazan bir arkadas tasavvufa inanmayan dinden cikar demis ben bunun yanlis oldugunu belirtmek icin soyledim....ibnul arabi cok buyuk bir alim oyle olmasa seyhul ekber denmezdi,soyledikleri cok kiymetli,fakat imami şarani nin ibnul arabinin futuhat kitabi icin soylediklerine bakmak gerekir,birde ibnul arabinin ogrencisi muhammed el maliki nin hocasi icin soylediklerine bakmak lazim gelir,sonucta hz Resullahin disinda kimse tartisilmaz degildir...

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 30.08.20, 18:38
 
Üyelik tarihi: 02.01.17
Bulunduğu yer: Tokat
Mesajlar: 151
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
konunun ust kisminda yazan bir arkadas tasavvufa inanmayan dinden cikar demis ben bunun yanlis oldugunu belirtmek icin soyledim....ibnul arabi cok buyuk bir alim oyle olmasa seyhul ekber denmezdi,soyledikleri cok kiymetli,fakat imami şarani nin ibnul arabinin futuhat kitabi icin soylediklerine bakmak gerekir,birde ibnul arabinin ogrencisi muhammed el maliki nin hocasi icin soylediklerine bakmak lazim gelir,sonucta hz Resullahin disinda kimse tartisilmaz degildir...
H8cam haklısınız herkes şaşabilir,yanılabilir. Arabi hazretleri ekolündeyim. Birçok tarikat ve cemaat gezdim kalbimi mutmain etmedi. Vahdet-i Vücud yolu benim için güzel bir yol. Mühim olan şeriat aleminde yaşadığını bilip şeriatla amel etmek Kısacası emiri nden sorumluyuz.
Ama iradesiyle bu aleme bakmaya gayret etmekte çok güzel bir durum. Tabi ayanı sabitesi nispetince idrak eder.

Arabi hazretleri ve şeyhimin vesilesiyle var olmadığımı yalnız vücud sahibinin o olduğunu anladım
Daha da anlamaya gayret ediyorum.

Herkes Arabi hazretlerini anlamaz. Gittiği yol çok ağır ve fıtratı uygun olmayan insanın kaldıracakları şeyler değil.
Kısacası gayret bizden gerisi Mevla'dan...

Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 30.08.20, 18:57
imas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bilgili Üye
 
Üyelik tarihi: 18.01.20
Bulunduğu yer: her yer
Mesajlar: 16,102
Etiketlendiği Mesaj: 3408 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
birdua36 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
H8cam haklısınız herkes şaşabilir,yanılabilir. Arabi hazretleri ekolündeyim. Birçok tarikat ve cemaat gezdim kalbimi mutmain etmedi. Vahdet-i Vücud yolu benim için güzel bir yol. Mühim olan şeriat aleminde yaşadığını bilip şeriatla amel etmek Kısacası emiri nden sorumluyuz.
Ama iradesiyle bu aleme bakmaya gayret etmekte çok güzel bir durum. Tabi ayanı sabitesi nispetince idrak eder.

Arabi hazretleri ve şeyhimin vesilesiyle var olmadığımı yalnız vücud sahibinin o olduğunu anladım
Daha da anlamaya gayret ediyorum.

Herkes Arabi hazretlerini anlamaz. Gittiği yol çok ağır ve fıtratı uygun olmayan insanın kaldıracakları şeyler değil.
Kısacası gayret bizden gerisi Mevla'dan...
simdi bende İmâm Suyûtî’nin İbn Arabî’yi savunma mahiyetinde olan Tenbihü’l-ğabî bi tebrieti İbn Arabî adlı eserini okuyordum.... İmam Suyuti özetle şöyle diyor,
Kısaca İbn Arabî büyük bir insan idi. Sözlerinin, anladığımız kısmı güzeldir. Anlamadıklarımıza gelince, bütün ilimler Allah’a aittir. Onlara tabi’ olmakla veya her söylediğiyle amel etmekle mükellef değiliz. El-Fütûhâtü’l-Mekkiye adlı kitabını yirmi cild hâlinde kendi hattıyla yazılmış şekliyle gördüm. Bu kitapta başkalarının sözlerinde olmayan incelikler, gariblikler ve acayip şeyler gördüm. Bu kitapta sanki ma’kûl ile menkûl eşit ve özel bir surette gözlerinin önünde temsil edilmekte ve o istediği zaman onları müşâhede etmekte gibi. Gerektiğinde konuyla ilgili âyet ve hadîs sunmaktadır. Bu, kudret ve ittilâ’ın nihayetidir. Bu kitaba vakıf olan kimse, değerini yüce tutar. Bu, tasnifatının en önde gelenidir. Kitabında önce akidesinden bahsetmektedir. Başından sonuna kadar Şeyh Ebu’l-Hasan el-Eşa’rî akidesi olduğunu gördüm. Onun görüşüne muhâlif bir şey yoktu....kitapta ibnul arabiyi yeren ve oven tum alimlerin gorusleri var siddetle okunmasini tavsiye ederim...

__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ
_______________________________________________

Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 30.08.20, 20:23
 
Üyelik tarihi: 15.07.20
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 354
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
birdua36 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
H8cam haklısınız herkes şaşabilir,yanılabilir. Arabi hazretleri ekolündeyim. Birçok tarikat ve cemaat gezdim kalbimi mutmain etmedi. Vahdet-i Vücud yolu benim için güzel bir yol. Mühim olan şeriat aleminde yaşadığını bilip şeriatla amel etmek Kısacası emiri nden sorumluyuz.
Ama iradesiyle bu aleme bakmaya gayret etmekte çok güzel bir durum. Tabi ayanı sabitesi nispetince idrak eder.

Arabi hazretleri ve şeyhimin vesilesiyle var olmadığımı yalnız vücud sahibinin o olduğunu anladım
Daha da anlamaya gayret ediyorum.

Herkes Arabi hazretlerini anlamaz. Gittiği yol çok ağır ve fıtratı uygun olmayan insanın kaldıracakları şeyler değil.
Kısacası gayret bizden gerisi Mevla'dan...



Tasavvuf nefsini islah edip kalbini letaifleri ve ruhunu kirlerden arındırıp kalbinle Allahı görme ve bilme nimetine eriştiren batını ilimdir. Bu ilmi Allah aşkıyla yanan marifete erişmiş bir mürşid verir.

Ancak eskiden tasavvuf ilmini almak isteyen kişilere İslamı dört dörtlük yaşamaları kul hakkı namz borcu olmaması ve şeyh tarafından imtihan ettirilip istihareye yatırılırdı.

Şimdi ise ne olursa olsun hiç faketmez maddi manevi cematin gücünü artıran kişileri topluyorlar ve kendi zihniyetiyle hizmet etmeyen ve cematin gücüne katkı sunmayanları da uzaklaştırıyorlar.
Yasin suresi 21.ayet sizden hiç bir ücret istemeyen kişilere tabi olunuz.
Türkiyeni en büyük tarikat cemaati sadece ankara da 300 yakın kadın ve erkek dergahı var ve her dergah kendi masraflarını karşılayıp merkeze para aktarıyorlar ve bu parayı karşılamak için mantı dergi kermes yardım aidat vb bir sürü şekilde para toplanıyor ama bunun yanınd a 300 dergahın müslümanlara yaptığı hizmeti 10 dergah rahatlıkla yapardı.
Sonuç olarak anlaşılıyorki bunların derdi ümmet değil para ve güç
Hükümetin dinin içine ettiği halde ihaleler aldığı için tam destek vermeleri insanları kendi güç ve otoriter için kullanmaları çok büyük soru işareti oluşuyor ve akla yasin suresi 21.ayet geliyor.

Tasavvuf ilmi batın görünmeyen ilimdir ve çok rahat kendi menfaatlere göre kullanılan ilimdir(Dışardan bunu çok rahat anlarsın ama tarikatın içinde kulanıldığını yanlış yolda olduğunu anlaman çok zordur)
Onun için biz görünen şeriat (kuran-sünnet) hemhal olayım bu ilime yoğunlaşalım...

Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 30.08.20, 22:29
Berzahı-Şah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 06.06.20
Bulunduğu yer: Gaziantep/PençeKİLİT
Mesajlar: 323
Etiketlendiği Mesaj: 19 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Nefis tezkiyesi konulu konferansta konuşan Usam El Beşir, Ali Karadaği ile Mehmet Görmez, İslam’ın yayılmasında tasavvuf kültürünün büyük bir etkisinin olduğu, tasavvuftaki yanlış anlaşılmalara dikkat çekti.
Şer'i Eğitim ve Tezkiye Kurulu, nefis tezkiyesi konulu bir konferans gerçekleştirildi. İstanbul Yenibosna’da bulunan bir otelde düzenlenen konferansta, nefsin tezkiye edilmesi ve arınma ile ilgili yapılması gerekenler anlatıldı.

Birçok İslam ülkesinden âlim ve akademisyenin katıldığı konferansta Sudan İslam Konseyi Eski Başkanı ve Usul ul-Hadis profesörü Usam El Beşir, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Dr. Ali Karadaği, Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez birer konuşma yaptı.

El Beşir, "Tasavvuf ilmi maalesef bugün üstlenmesi gereken görevi üstlenmiyor. Birçok ihtilaflı konular ve meseleler gündemimizi meşgul ediyor. Tasavvufun asıl görevi insanı ve toplumu ıslah etmeye yöneliktir. Ama bugün geldiğimiz nokta çok acınacak bir durum. Çünkü bugün tasavvufla ilgili konuştuğumuz konular İslam ile alakası olmayan konulardır." ifadelerine dikkat çekti.

Karadaği ise "Tasavvufta da ölçülü davranmak önemlidir. Aksi takdirde ölçüsüzlük hele de tasavvufta insanı farklı yönlere kadar sürükleyebilmektir. Tezkiye ve zühtte de ölçüyü kaçırmamak gerekir." diye belirtti.

Görmez de "Tarih boyunca İslam’ın yayılmasında tasavvuf kültürünün büyük bir etkisi vardır. Medreselerimizde yaygınlaşan tasavvuf kültürü sayesinde İslam'ın yayılmasında büyük bir etkisi vardır." sözlerini vurguladı.

Sudan İslam Konseyi Eski Başkanı ve Usul ul-Hadis profesörü Usam El Beşir "tezkiye" kelimesini Kur'an-ı Kerim'de geçtiğini ve büyük bir önem verildiğini söyledi.

El Beşir, "Tezkiye konusu aslında 'yeryüzünde halife ilan edilmiş insandan' bahsediyor. İnsanı ıslah etme yönteminden bahsetmektedir. Tezkiye; insanın temizlenmesini, arınmasını, kalkınmasını ve gelişmesini konu alan bir daldır. Tezkiye aynı zamanda insanoğlunun ferdi toplumsal ve ümmet olarak ele alıyor. Yani kısacası tezkiye insanoğlunun hayatının her alanında olması gerektiği şekli anlatıyor." dedi.

Tezkiye kelimesinin Kur'an-ı Kerim'de 59 yerde geçtiğini aktaran El Beşir, "Bu 59 yerin 51’inde 'gelişmek, temizlenmek' manasından kullanılmaktadır. 4 yerde ise tezkiye aslında vahyin asıl gayesini kast etmektedir. 3 yerde tezkiye kelimesi hikmet ve kitabı (Kur’an-ı Kerim) öğrenmekten önce gelmiştir. Çünkü gaye odur, sonra gelmiştir. Yine tezkiye Hazreti İbrahim'in duasında kitabı ve hikmeti öğrenmekten sonra gelmiştir. Çünkü işin semeresidir. 4 yerde de tezkiye kelimesi övmek manasında kullanılmıştır." diye belirtti.

El Beşir: Tasavvufun asıl görevi insanı ve toplumu ıslah etmeye yöneliktir

Tasavvuf ilminin bugün üstlenmesi gereken görevi üstlenmediğini söyleyen El Beşir, "Birçok ihtilaflı konular ve meseleler gündemimizi meşgul ediyor. Tasavvufun asıl görevi insanı ve toplumu ıslah etmeye yöneliktir. Ama bugün geldiğimiz nokta çok acınacak bir durum. Çünkü bugün tasavvufla ilgili konuştuğumuz konular İslam ile alakası olmayan konulardır. Özellikle felsefenin tasavvufa girmesi ile birlikte birçok sorunlu konular ortaya çıkmıştır. Tasavvufun ilgilenmesi gereken konular maneviyat ve nefis tezkiyesi olması gerekirken bugün bazı akidevi ve kelami konular konuşulmaktadır. Nasıl ki tefsir ilmine, hadis ilminde ve diğer konulara olumsuz bazı şeyler girmişse tasavvuf ilmine de bazı ihtilaflar ve bidatler girmiştir. Tasavvuf ilminin bu tür ihtilaflı konulardan ve bidatlerden arındırılması gerekir. Ben bu konuda çağrıda bulunmak istiyorum. Bu büyük ve yüce ilmin insanlara daha iyi bir şekilde anlatılması ve tanıtılması kanaatindeyim. Tasavvufa karşı bu olumsuz algı değiştirilmelidir. İslam'ın büyük bir kültürü olan tasavvufu daha da geliştirmeli ve toplumlara yaymalıyız. Ama öncelikle bunu güzel bir şekilde arındırmalıyız." ifadelerini kullandı.

El Beşir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu arındırmanın birinci yolu marifet ilmini iyi bir şekilde ortaya koymalıyız. Marifet ilminin tek bir kaynağı vardır. O da vahiydir. Vahiy dışında ilham gibi feraset gibi basiret gibi konuları ortaya atarsak iş çok başka yerlere gider. Yine bu konuda zayıf ve mevzu hadisleri iyi bilmeliyiz ve ona göre hareket etmeliyiz. En azından bunları, sağlam bir çalışma yürütmüş kaynaklardan almalıyız.

"Tasavvufun dünyaya karşı almış olduğu yanlış tavrı bir an önce düzeltmek zorundayız"

Yine tasavvuf ilminde dünya kavramını iyi bir şekilde tahlil etmeliyiz. Tasavvuf ilminde dünya kavramı çok basit görülmektedir. Tasavvufun dünyaya karşı almış olduğu yanlış tavrı bir an önce düzeltmek zorundayız. Aynı şekilde züht kavramını da. Dünyadan uzaklaşma Kur'an-ı Kerim'de iki sebepten dolayı zikredilmiştir. Birincisi Allah'ı zikretmekten alıkoyuyorsa, bir de haramı insana güzel gösteriyorsa. Onun dışında dünya zaten imtihan yeridir, imtihandan kaçmak olmaz. Aslında biz dünyayı imar etmekle mükellefiz yani ıslah etmekle mükellefiz. Züht yanlış anlaşılıyor. Züht iyilikleri, güzellikleri kendine haram etmek değildir. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 'De ki: Allah’ın kulları için yarattığı süsü, temiz ve iyi rızıkları kim haram kıldı?' 'De ki: Onlar dünya hayatında müminlere yaraşır; kıyamet gününde ise yalnız onlara mahsus olacaktır. İşte bilmek isteyen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz. (Araf:32)'

"Kerameti tasavvufun bir ilkesi haline getirmek yanlıştır"

Yine 'keramet' kavramı diye bir şey var. Evet, Allah bazı kullarına lütfetmiş olabilir. Ancak bunu tasavvufun bir ilkesi haline getirmek yanlıştır. O kadar sahabe vardı, birçoğunun kerameti yoktu. Keramet, Allah yolunda istikamette olabilmektir.

İyiliği emretme kötülükten nehiy etme konusu ile ilgili de bazı yanlış yaklaşımlar vardır. Yine ıslah ve cihad konusu ile ilgili bazı yanlış tutumlar vardır. Birçok tasavvuf terbiyesi üzerine yetişmiş aynı zamanda mücahit alimlerimiz, büyüklerimiz, önderlerimiz ve liderlerimiz vardır.

Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 31.08.20, 09:36
 
Üyelik tarihi: 02.01.17
Bulunduğu yer: Tokat
Mesajlar: 151
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yet80 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tasavvuf nefsini islah edip kalbini letaifleri ve ruhunu kirlerden arındırıp kalbinle Allahı görme ve bilme nimetine eriştiren batını ilimdir. Bu ilmi Allah aşkıyla yanan marifete erişmiş bir mürşid verir.

Ancak eskiden tasavvuf ilmini almak isteyen kişilere İslamı dört dörtlük yaşamaları kul hakkı namz borcu olmaması ve şeyh tarafından imtihan ettirilip istihareye yatırılırdı.

Şimdi ise ne olursa olsun hiç faketmez maddi manevi cematin gücünü artıran kişileri topluyorlar ve kendi zihniyetiyle hizmet etmeyen ve cematin gücüne katkı sunmayanları da uzaklaştırıyorlar.
Yasin suresi 21.ayet sizden hiç bir ücret istemeyen kişilere tabi olunuz.
Türkiyeni en büyük tarikat cemaati sadece ankara da 300 yakın kadın ve erkek dergahı var ve her dergah kendi masraflarını karşılayıp merkeze para aktarıyorlar ve bu parayı karşılamak için mantı dergi kermes yardım aidat vb bir sürü şekilde para toplanıyor ama bunun yanınd a 300 dergahın müslümanlara yaptığı hizmeti 10 dergah rahatlıkla yapardı.
Sonuç olarak anlaşılıyorki bunların derdi ümmet değil para ve güç
Hükümetin dinin içine ettiği halde ihaleler aldığı için tam destek vermeleri insanları kendi güç ve otoriter için kullanmaları çok büyük soru işareti oluşuyor ve akla yasin suresi 21.ayet geliyor.

Tasavvuf ilmi batın görünmeyen ilimdir ve çok rahat kendi menfaatlere göre kullanılan ilimdir(Dışardan bunu çok rahat anlarsın ama tarikatın içinde kulanıldığını yanlış yolda olduğunu anlaman çok zordur)
Onun için biz görünen şeriat (kuran-sünnet) hemhal olayım bu ilime yoğunlaşalım...
Paranın döndüğünde yerde ne bileyim garip geliyor bana. Şatafatlı lüks hayat süren cemaat ve tarikatlar var. Allah sonumuzu hayr eylesin

Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 31.08.20, 11:04
Och Och isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 23.11.17
Bulunduğu yer: Tuna Boyunda
Mesajlar: 6,326
Etiketlendiği Mesaj: 411 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
imas Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tasavvufa ve mutasavvif alimlere karsi cikan,reddiyeler yazan,bunlari kabul etmeyen bir cok islam alimi var,bu alimler iddialarinda hakli mi haksiz mi,yoksa her iki taraftaki alimler kendi inanclarinda haklilar mi? bu konuda fikirleriniz nelerdir?
Haklı da değiller, haksız da değiller.
Sinek pis değildir ama mide bulandırır.

Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 31.08.20, 11:46
 
Üyelik tarihi: 15.07.20
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 354
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
birdua36 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Paranın döndüğünde yerde ne bileyim garip geliyor bana. Şatafatlı lüks hayat süren cemaat ve tarikatlar var. Allah sonumuzu hayr eylesin

Amin. Fatiha suresindeki İhdinessirâtal mustakîm ayetindeki her türlü aşırılıktan uzak olan orta yol”, “dosdoğru yol”, “pürüzsüz yol”, son nefesimize kadar hayatımıza ihsan eylesin Rabbimiz...
Birgün peygamber efendimiz sav meclisine gelen bir zat hanginiz Muhammed deyişi ve peygamber efendimiz mekkeyi fethettiğinde mekkeye girişinde başını öne eğerrk girerek şehre girmesi açlıktan karna taş bağlaması ile şimdiki tarikat şeyhlerine bakınca yaşayışta ve tebliğde arada çok büyük fark var. Kulluğu değil kendilerine kulluğu öğretiyorlar

Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 31.08.20, 12:12
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 10.03.19
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 215
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Şimdi herkes tasavvuf hakkında bir fikir belirtmiş ama, kimse tasavvufun temel kuralları üzerine ne yapması ve neyin temel alınması gerektiğini kimse söylememiş. Çünkü tasavvuf yani tarikat dediğimiz mesele bu devirdeki gibi öyle basit bir mesele değildir.

Arkadaşlar önce şunu kavrayın; Şeriatı bilmeden tarikata giremezsiniz. Bir derviş adayı yani tarikata dahil olacak Müslüman, öncelikle şeriatın zahiri ilmini iyi seviyede bilmek zorundadır. Nedir bu ilimler? Akaid, fıkıh, siyer, hadis yani temel İslami ilimler. Fıkıh kurallarını, mecelleyi, akaidi ve ilmihali mutlaka çok iyi derecede bilmesi gerekir bir derviş adayının. Çünkü bunları bilmeden gireceği tarikatta, şeytanın maskarası olur. Şeriat bir Müslüman'ın neyi yapıp neyi yapmayacağını haram helal dahil iman ve akaide ters bir cümle ya da fikir yapısında olmaması için şeriat dervişe yol gösteren en önemli ışıktır.

Abdülkadir Geylani hazretleri (k.s.) 40 gün riyazat ettiği vakitlerde, ona çok güzel ve alımlı bir kadın gelir. Ey Abdülkadir ben senin Rabbinim, ümmetine haram kılınanlar sana helal kılındı diye ona müjde verir. Abdülkadir Geylani hazretleri ise, defol ey lain şeytan der ve gelen şeytanı kovar. Buradan anlaşılabilmektedir ki, o büyük evliya fıkıh ve şeriat ilmine haizdir. Bunun kanıtı; Gelen eğer Alemlerin Rabbi Allah'ım dese idi o isimi ve zatı söyleyecek hiçbir mahlukat yoktur masivaullah aleminde. Lakin gelen varlık, senin rabbinim dediği için işin içinde kandırmaca olduğunu o büyük evliya anlamıştır.

Şeriat dediğimiz ilimde bile, tasavvufa girenlerinin çoğu yukarıdaki misal de kafası karışıyor kaldı ki tarikat tasavvuf şeriat ilminin çok da ileri boyutlarda kullanılmasını gerektiren bir yoldur. Bugünkü hocaların çoğu ya cahil ya sapık. Elini öpüp cennete götüren mi dersin, cezbe diyip diskoda gibi dans eden müritlerine cenneti garantileyen mi dersin, Peygambere ihtiyaç yok şeyhimiz Peygamber'den ilham alıyor onu inkar eden kafir olur diyeni mi dersiniz çeşit çeşit var. Tarikat tasavvuf şeytanı alt etme yoludur;

LAKİN şeriat bilmez iseniz siz şeytanın oyuncağı olursunuz.

Bugünkü hocalara hiç değinmeyeceğim. Çünkü bazıları cahil bazıları sapık olduğundan isim vermeyi doğru bulmuyorum. Çünkü bu foruma girenler arasında onları sevenler vardır, laf anlatamayız tartışma çıkar gerek yok.

Bugün tarikat tasavvuftan kimse medet beklemesin. En azından kalp gözü ile değerlendirecek kadar imana sahip olmayan, bu yola girmesin. Ben menzile bağlıyım, lakin menzilde bile gördüğüm bazı yanlışlar oldu. Bunu da en yetkili yerlere, bizzatihi kendim ilettim. Ama şeriat bilmeyen adamda, menzil dergahına geldiği için bu insanları birgünde eğitebilmenin daha doğrusu hakikati gösterebilmenin imkanı yoktur.

Hepinize verebileceğim tek tavsiye şeriat ve akaidden ayrılmayın. Bunlarda sağlamlaştığınız vakit tarikat tasavvuf yolunu seçin. Müslüman'ın hayatı üç merhaledir;
Şeriat->Tarikat->Hakikat.

Kamil mümin bu üç merhaleyi geçer. Lakin öyle bir devirdeyiz ki, sağlam tarikat bulmak neredeyse imkansız gibi.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Bu nedir muska icinden cikan Deadsoul Sorularınız 3 13.04.22 20:27
Avusturalyada Surekli Ortaya Cikan Bulut Hector R4bi4 ilginç konular & Teoriler 0 17.11.20 17:03
Ümminin, fıkıh öğrenmeden tasavvufa girmesi caiz midir? Naim Tasavvuf & Tarikatler 0 27.08.19 17:02
Tasavvufa intisab edenin kurtulacağı anlayışı var. Bu doğru mudur? Naim Tasavvuf & Tarikatler 0 27.08.19 16:41
İmam-ı Gazali hz Tasavvufa Girişi Aliye Tasavvuf & Tarikatler 1 28.11.17 16:48


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:48.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147