Cevşen okumayı istememek - Sayfa 5 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Konu Kapatılmıştır
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #41  
Alt 19.07.20, 16:19
Abdullah07 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 09.12.18
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 872
Etiketlendiği Mesaj: 34 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
ebu ubeyde bin cerrah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
şimdi komediye bakın bu beyefendi ilmi munazara yapacak ayetlere ve hadisi şeriflere mana verecek ve yorum yapacak kadar ilmi olduğunu iddia etmektedir. başta yukarıda velayet konusunda ilham ve vahiy konusunda yazdıkları ise tam evlere şenlik cinsinden. şimdi işin aslını bir kelam alimi olan ömer nesefinin akaidinen bakalım bu alim şöyle açıklıyor meseleyi. okyunca sizde göreceksiniz beyenfendinin işkembeden salladığını.

Ümmetinden biri için zahir olan keramet, o ümmetin peygam*berinin mucizesi sayılır. Bu kera*metle, o mü'minin velî olduğu mey*dana çıkar.»

Şurası kat'î olarak bilinmelidir ki; keramet, ancak, Allah'ın kitabına ve ResuTünün sünnetine sımsıkı sarılan, Allah'ın dinine uyan mü'minler-de, Allah'ın lütfü ile meydana gslen harikuladelik*lerdir. Veliliğin ölçüsü, mü'minin dine bağlılığı*dır. Bunun tezahürü ise, yukarıda anlatılan kera*mettir. Kendisinden keramet zahir olmayan mü'-min de velî olabilir, fakat biz bilmeyiz.

Mucize ile keramet arasındaki fark, velînin velayet iddiasında bulunup bulunamıyacağı husu*sunda İslâm âlimlerinin ileri sürmüş oldukları kanaatlere göre değişir. Şöyle ki; Velînin, Velayet iddiasında bulunması caiz midir, değil midir?»

İslâm bilginlerinden, «muhakkikim» denilen tahkik ehlinden bir kısmı: «Velînin, velayet iddia*sında bulunması, yani, «ben velîyim» demesi, caiz değildir. Bu iddia câîz olmamakla kalmaz, bu id*diada bulunan kimse velayet mertebesinden düşer» derler. Dolayisiyle bu âlimlere göre, mucize İİ3 keramet arasındaki fark şudur:

Mucizede peygamberlik dâvası bulunmalı*dır. Keramette ise, velilik iddiası bulunmaz. Bunun sebebi de; Peygamberler, insanları küfürden ima*na, ma'siyetten taate çağırmak için gönderilmiş*lerdir. Eğer Peygamberler, peygamberlik iddiasın*da bulun mas a lar di kendilerine inanılmazdı. İnsan*lar da, Peygamberlere inanmadıkları müddetçe, kâ*fir olarak kalırlardı. Peygamberler, peygamberlik*lerini ilân edip bunu te'yit eden mucizebr göster*dikçe halk onlara iman etti. Peygamberlerin nebî-lik iddiaları; kendilerini yüceltmek, şan ve şöhre*te r.ahip olmak için değil; halka karşı olan şefkat*lerini göstermek ve onların küfürden imana dön*melerini temin etmek içindir. Bir velî için velaye*tin sabit olduğunu bilmek, Imnnın şartı olmadığı gibi; bir velînin velayete sahip olduğunu bilme*mek de küfür değildir. Şu halde, bir kimsenin ve*layet iddiasında bulunması, nefsinin arzusunu tat*min içindir.

Hülâsa; mucize sahibine, nübüvvet iddiasın*da bulunmak vacip olduğu halde; velînin, velayet İddiasında bulunması caiz değildir.

Bir kısım âlimbre göre ire; velînin, velayet iddiasında bulunması, yani, «ben velîyim» demesi caizdir. Bu sebeple de, mucize ile keramet arasın*daki farklar şunlardır:

1. Mucizeyi kabul etmek vaciptir. Kerameti kabul ise, vacip olmaz.

2. Kerameti zahir olan valinîn. nnca, kendi peygamberinin dinine bn£lı oldu İhımı ikrar etme*siyle, velayet ve keramete sahip olduğuna hükmedillr. Hal böyle olunca, velinin bu kerameti, bağ*lı bulunduğu peygambsrin bir mucizesi sayılır.

3. Peygamberler mucizeleri, bizzat kendileri veya halk İstediği zaman, Allah'ın (C.C.) izniyle göstermeye muktedirdirler. Çünkü, mucizelerin gösterilmesi vaciptir. Valinin ise, her istediği an, keramet göstermeye gücü yetmez. Zira, kerametin gösterilmesi vacip değildir. Hatta, mucizenin açık olması ne kadar mühim ise, kerametin de gizli kalması o kadar mühimdir


Keramet sahibi olan kimse, bu keramet ile gu*rurlanmaz, ve kerametini iftihar vesilesi yapmaz. Aksine, kalbindeki Allah korkusu, tevazuu ve şük*rü artar. Bu keramete lâyık olduğu iddiasında ol*madığı gibi; keramete, yapmış olduğu ameller sa*yesinde eriştiği inancında da bulunmaz. Bu kera*metin, Allah'ın (CİC.) bir lütfü olduğunu bilir ve istidrac olması ihtimalinden korkarak, daima Al*lah'a dua eder.

İstidrac sahibi İse, kendisine izhar edilen ha*rika İle gurur duyar. Bunu İftihar vesilesi yapar ve bu harikaya müstehak olduğuna inanır. Başka*larına tepeden bakar, kendisinin çok büyük insan olduğuna hükmeder. Kibri artar, kendisini Al*lah'ın gazabından emin bilir. Akıbetinin kötü ola*cağından korkmaz. Kalbinde Allah korkusu kal*maz. Allah'a karşı tevazuu olmaz. Nimetlere şük*retmez. İslâm'a uymayan bütün bu haller, bu kimsede zuhur eden harikanın İstidrac olduğunu gös*terir: [263]

Camiu's-Sağîr'in, Buharî ve Müslim tarikiy*le Ukbetü'bnü Amr'den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, istidracı şöyle beyan etmiş*lerdir:

«Allah'ın (C.C.), kendisine, dünyadan sevdiği şey*leri verdiğini gördünüz kul, günahlarına devam edi*yorsa; şüphe yok ki ona verilen şeyler, o kuİ için, istidractır.»[264]


Maruf Kerhî'nin talebesi, Cü-neyd-i Eağdadî'nin dayısı vs hocası Seriyyü's-Sa-katİ (Rh. A.) şöyle der.

«Gerçek mutasavvıf, üç ismi ihtiva etmelidir :

a) Marifet nurlan, vera nurunu söndürmemelidir.[273]

b) Kuran'ın zahirine muhalif olan batın ilmi*ni konuşmamalıdır.[274]

c) Kendisinden zuhur eden kerametler, onu lah'ın yasaklarım ihlâl etmeye sevketmemelidir » [275]Yine bu zat buyurur ki:.

«Bir arif, bahçeye girse; bahçedeki bütün ağaçla ağaçlardaki bütün kuşlar, açık bir lisanla 'Esselânn aleyke ya veliyyellah' diye kendisine selâm verseler velî üzerine vacip olan, Allah'tan korkusunun daha da da artmasıdır. Eğer korkusu çoğalmaz, sürür ve rura kapılırsa; bu hal onun için istidrac ve felûket olur.[276]

Bayezid-i Bistamî'nin arkadaşları anlatıyor:

«Muhitimizde velayet ve keramet sahibi bir kim*senin ismi duyulmaya oaştamıştı, ünden ciue bu kim*senin zahitliği dolaşıyordu. Bir gün Bayeaid, bize 'kal*kın gidelim; şu velayet ve zühtle meşhurlaşmiş olan zatı birlikte görelim" dedi. Kalktık ve bu kimsenin bulunduğu yere vardık. Aradığımız zat da, evinden çıkmış mescide girmişti. Mescide girerken kıbleye doğru tükürerek o mübarek makama saygısızlıkta bulunmuştu. Bunun üzerine Bayezid, o şeyhe selâm vermeden ve konuşmadan geri döndü. Biz, bu durum*dan bir şey anlayamamıştık. Bize dönerek dedi ki:

'Bu adam ki, Resuiüllah'ın (SAS.) âdaplarından birisini muhafaza etmede emin olamıyor. Nasıl olur da, iddia ettiği velayet ve kerametlerde emin olabilir ve kendisine güvenebilir. Siz, kendisine harikalar ve*rilmiş bir kimseyi gördüğünüz zaman, velevki bu kimse, havaya bağdaş kurup oturmuş olsun; o kimse*nin bu harikasına aldanmayın. Velayetine ve Allah'a yakınlığına itikad etmeyin. Zira, bu bir istidrac da olabilir. Ancak, siz, onun emir ve nehiylere karşı na*şı! davrandığına; Allah'ın kulları için çimiş olduğu hudutları nasü muhafaza ettiğine; İslam'la nasıl amel ettiğine bakın, ve o kimseye buna göre itibar edin. Kıbleye, mescide karşı tükürmek yasaktır. Bu yasağa riayet ise, İslâm'ın âdaplanndandir. İslâm'ın herhan*gi bir edebine riayetsizlik ise keramet ve velayete ma*nidir.'»

Ebu Süleyman ed-Daranî der ki:

«Çoğu zaman, feyiz yoluyla kalbime birtakım su*lar ve tecelliler vaki olurdu. Fakat ben bunları kitap ve sünnetten iki âdil şahit olmadan kabul etmez*dim.» [277]Cüneyd-i Bağdadî der ki:

«Allah'a ulaştıran yolların hepsi kapalıdır. Ancak Rasulallah'ın yoluna uyanlara yollar açıktır.

İtikatta, amelde, bütün hareket ve konuşma*larda Resulüllahm yolu ve sünnetleri üz3rinde olanlar ancak Allah'ın rızasını kazanabilirler.

Evliyanın, îslâmî prensiplere bağlı olmasının gerekliliği hususunda İmam Rabbani (Rh. A.)t Mektubat'ında şöyle demektedir:

«İslâm'ın hükümlerini işbatta muteber olan, kitap ve sünnettir. Müctehitlerin kıyası ve ümmetin icmaı da, ahkâmı isbat ederler. Bu dört şer'î delilden başka hiç bir şey, dinî ahkâmı isbat edemez. Ne ilham, ne de keşif ve velayet sahibi kimseler, haram-heiâl, farz ve sünnetten hiç bir hüküm koyamazlar. Velayet sa*hipleri de, müetehitleri taklitte diğer mü'minler gibi*dirler. Bunların ilhamları ve keşifleri. müctchirîİ tak*litte, bunların başkaları üzerine daha meziyetli olma*larını gerckthmez. Bu büyük zevatın meziyetleri baş*ka hususlardadır. Zira bunlar, keşif ve müşahede sa*hibidirler. Yaşayınca Allah için yaşarlar, ölünce Allah için ölürler.

«İslâm'ın hükümleri bir ağaçtır. Marifet de bu ağacın meyveleridir. Ağaç, yaşadığı ve iyi bakıldığı müddetçe meyve beklenir ve güzel olur. Ağacı kesip de meyve bekleyen kimseden daha ahmak kim ola*bilir? Ağacın kökünde hastalıklar, sakatlıklar olun*ca meyveler de yok olur.

«Bu halde islâm'a bağlı olan kimse, marifet sa*hibidir, islâm'a bağlı ve müdavim olmayan kimse*nin marifetten nasibi yoktur. Eğer bu kimseden her*hangi bir keşif olursa; istidractır. islâm'ın reddettiği her şey zındıklıktır, küfürdür.» [278]Seyyid Ahmed Rufaî (Ah. A.) de, «EI-Bürha-nü'1-Müeyyed» isimli kitabında şöyle der.

«Tarikat, şeriatın aynıdır. Aralarındaki fark, lâfız-, dadır. Maddeten ve manen netice birdir. Şeriatın red*dettiği her şey zındıklıktır. Efendiler!. 'Ebu Yezid böyle dedi', 'Haris şöyle söyledi1, 'Hallaç bu sözlerde bulundu" deniliyor. Bu nasıl sözdür? Bu lâkırdılar*dan önce îmam Numan, imam Şafiî, İmam Malik, !iham Ahmet, bunlar ne dedi? Bunlara bakmalısınız. Kulluk işlerinizi bunlarin sözleriyle tashih etmelisi*niz. Bundan sonra, fazla sözlerle menfaatlenebilirsiniz. Ebu Yezid'in, Ebu Haris'in sözleriyle bir şey çoğa*lıp azalmaz. Ama Şafiî, Malik, Numan ve Ahrned'in sözleri en güzel yollardır. îlim ve amel ile şeriatın te*mellerini muhkem kıldıktan sonra; îlim ve amelin ka*palı olanlarına himmetinizi yürütünüz.» [279]Peygamberlerin, Allah tarafından verilmiş, üstün tıfatian vardır.

İslâm'ı bilmeyen sapıklardan bazıları, velilik mertebesinin, peygamberlik mertebesinden efdal olduğunu iddia edsrler. Böyle bir iddia, kim ve ne*reden gelirse gelsin; buna inanan kâfirdir.

Yukarıda da dediğimiz gibi; İtikatta, amelde, bütün hareket ve konuşmalarda Resuluîlahm yo*lu ve sünneti üzerinde olanlar ancak Allah'ın rı*zasını kazanabilecek, vs onlar ilâhî lûtuflara eri*şeceklerdir.[280]
Son sözü söylemişsiniz

__________________
Zaman gösterdiki : Cennet ucuz değil cehennem dahi lüzumsuz değil .
Bediüzzaman Said Nursi
  #42  
Alt 19.07.20, 16:39
 
Üyelik tarihi: 26.08.19
Bulunduğu yer: Mukaddes Vatan Ötüken
Mesajlar: 1,656
Etiketlendiği Mesaj: 201 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
zdemir Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Estağfirullah Peygamberimiz(s.a.v) ile Mürşidi denk tutmak ne demek ?
Alemler Peygamberimizin yüzü suyu hürmetine yaratılmadı mı ?

Allah'tan Peygamberimize , Peygamberimiz (s.a.v)'den Allah dostlarına feyz ve bereket gelmese nasıl sohbetleri tesir etsin ki ? Değil mi ?

Ben kimi zaman sohbet ederim Aha bizim imam konuşmaya başladı diye içten içe söyleniyorlar bunu hissediyorum . Gördüğüm eksiklikleri oluyor namazdan bahsediyorum yanacaz hep beraber napalım be dayı diyor üsluba bak be Adamın umrunda değil. Daha doğrusu biz daha adam olamadığımız için pek etkilemiyor dediklerimiz .

Ama Allah dostları sohbet ettiği vakit hedef 12 den vuruluyor tesir ediyor Hidayet Allah'tan tabiki..

Tasavvufu bilmiyorum dediğin halde neden hâlâ üstelersin be kardeşim .. Kur'an ve sünnete ittiba etmeseler nasıl o makamlara yerleşecekler . Allah dilediği kuluna dilediği vakit kapı açar .

Ben cahilim asla her şeyi çok iyi bilirim diye bir şey demediğim gibi sana cahil de demedim aksine araştırman iyi , araştırıp öğrendikten sonra doğru yolu bulan kişi gerçekten çok iyi ilerliyor seyrü süluk yolculuğunda .

İşte bu minvalde seninle söz ile anlaşılır. Çünkü karşındakiyle iletişime açıksın. Bilmediğine küfreder değilsin.
Bakın sorun şurada.
Müslümana cihad da farzdır. Efendimize hakaret etseler tasavvuf ehli susmayı, mevlana terbiyesi üzere sayar susar ama şeyhine söz edince ağzından köpük ata ata küfretmeye başlar.
Ben şahsen hayatım boyunca hiç kimseye cahil, bilmiyorsun, komik vs gibi ifadeler kullanmadım. Çünkü bunlar kişinin yetersiz kaldığı noktalarda kendi ahlakının dışa vurumudur.... Ahlak meselesidir. Ki tasavvuf güzel ahlakı kendi tekelinde görür o da ayrı bir konu.. Fakat şeyhe laf edince o güzel ahlak birden bire canavara dönüşür. Demek ki bugünün tarik leri cihad a uygun değildir.

Bizim işaret ettiğimiz noktaya değilde şansımıza hakaret etmek en hafif hali ile akıl yoksunluğudur.
İşaret ettiğimiz nokta kuran ve sünnettir. Bu noktada da herhangi bir 3.ye ihtiyaç olmadığını delilleri ile izah ettik. Yeri gelmişken belirtmek isterim Bir başkasının günahını konuşmakta mahir olanlar kendilerine iş dönünce kuran ve sünneti referans kabul etmeyip, şamata dan öteye gitmeyecek cümle kurma çabaları da ayrıca tuhaf.
Velhasıl....
Bizim sözümüz çok açık ve belli. Bunda tartışmaya açık olan taraf nedir.
Biz İtikadınızın kur'an ve sünnet ve şeriat ile sağlamasını yapın diyoruz. Müslümanın bir Başka parametresi varsa biz de bilelim. Bu bağlamda;
Şeyh ve mürid anlayışı İslam dini ile bağdaşmıyor. Tasavvufu ilim de kabul etsen bu böyle, kültürde kabul etsen bu böyle.. Kuran la sürekli çelişiyor.
Nakşilerde mürid adabından "şeyhi sorgulama. Kesin kes haram olduğunu bildiğin bir iş bile yaparken görsen, bil ki bir hikmeti vardır." izahı yok bunun..
Ruhbanlık meselesi var ayrıca. İslam yasaklamıştır bunu
Allah'a kulluk et ama bu dünyada da yaşam devam ediyor. Yoksa yahudi hahamları niye eleştirsin? Ama ruhban sınıfı biterse rant biter ve din satılmaz.
Din satarak kaç para kazanıyor bu şeyh hoca tayfası az ön yargılardan ayrılarak araştırın isterim. Yani daha türlü türlü şey var da görene.

Hal böyle olunca işin içine daha değişik şeyler giriyor. Uzar da uzar ama bu konu beni yordu. Ruhen ve bedenen
Zira kopyala yapıştır ve sağdan soldan link verip de kendimi ifade etme biçimi bana pek uygun gelmiyor. Allahın bana verdiği akıl ile düşünür, beden ile de gayret ederim.
Allah bizi, bizim gibi kulların şefaatine muhtaç olduğumuz düşüncesinden ve dahi bunu savunacak cesaretten muhafaza eylesin..
Fazlası israftır...





  #43  
Alt 19.07.20, 16:43
 
Üyelik tarihi: 26.08.19
Bulunduğu yer: Mukaddes Vatan Ötüken
Mesajlar: 1,656
Etiketlendiği Mesaj: 201 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
ebu ubeyde bin cerrah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
şimdi komediye bakın bu beyefendi ilmi munazara yapacak ayetlere ve hadisi şeriflere mana verecek ve yorum yapacak kadar ilmi olduğunu iddia etmektedir. başta yukarıda velayet konusunda ilham ve vahiy konusunda yazdıkları ise tam evlere şenlik cinsinden. şimdi işin aslını bir kelam alimi olan ömer nesefinin akaidinen bakalım bu alim şöyle açıklıyor meseleyi. okyunca sizde göreceksiniz beyenfendinin işkembeden salladığını.

Ümmetinden biri için zahir olan keramet, o ümmetin peygam*berinin mucizesi sayılır. Bu kera*metle, o mü'minin velî olduğu mey*dana çıkar.»

Şurası kat'î olarak bilinmelidir ki; keramet, ancak, Allah'ın kitabına ve ResuTünün sünnetine sımsıkı sarılan, Allah'ın dinine uyan mü'minler-de, Allah'ın lütfü ile meydana gslen harikuladelik*lerdir. Veliliğin ölçüsü, mü'minin dine bağlılığı*dır. Bunun tezahürü ise, yukarıda anlatılan kera*mettir. Kendisinden keramet zahir olmayan mü'-min de velî olabilir, fakat biz bilmeyiz.

Mucize ile keramet arasındaki fark, velînin velayet iddiasında bulunup bulunamıyacağı husu*sunda İslâm âlimlerinin ileri sürmüş oldukları kanaatlere göre değişir. Şöyle ki; Velînin, Velayet iddiasında bulunması caiz midir, değil midir?»

İslâm bilginlerinden, «muhakkikim» denilen tahkik ehlinden bir kısmı: «Velînin, velayet iddia*sında bulunması, yani, «ben velîyim» demesi, caiz değildir. Bu iddia câîz olmamakla kalmaz, bu id*diada bulunan kimse velayet mertebesinden düşer» derler. Dolayisiyle bu âlimlere göre, mucize İİ3 keramet arasındaki fark şudur:

Mucizede peygamberlik dâvası bulunmalı*dır. Keramette ise, velilik iddiası bulunmaz. Bunun sebebi de; Peygamberler, insanları küfürden ima*na, ma'siyetten taate çağırmak için gönderilmiş*lerdir. Eğer Peygamberler, peygamberlik iddiasın*da bulun mas a lar di kendilerine inanılmazdı. İnsan*lar da, Peygamberlere inanmadıkları müddetçe, kâ*fir olarak kalırlardı. Peygamberler, peygamberlik*lerini ilân edip bunu te'yit eden mucizebr göster*dikçe halk onlara iman etti. Peygamberlerin nebî-lik iddiaları; kendilerini yüceltmek, şan ve şöhre*te r.ahip olmak için değil; halka karşı olan şefkat*lerini göstermek ve onların küfürden imana dön*melerini temin etmek içindir. Bir velî için velaye*tin sabit olduğunu bilmek, Imnnın şartı olmadığı gibi; bir velînin velayete sahip olduğunu bilme*mek de küfür değildir. Şu halde, bir kimsenin ve*layet iddiasında bulunması, nefsinin arzusunu tat*min içindir.

Hülâsa; mucize sahibine, nübüvvet iddiasın*da bulunmak vacip olduğu halde; velînin, velayet İddiasında bulunması caiz değildir.

Bir kısım âlimbre göre ire; velînin, velayet iddiasında bulunması, yani, «ben velîyim» demesi caizdir. Bu sebeple de, mucize ile keramet arasın*daki farklar şunlardır:

1. Mucizeyi kabul etmek vaciptir. Kerameti kabul ise, vacip olmaz.

2. Kerameti zahir olan valinîn. nnca, kendi peygamberinin dinine bn£lı oldu İhımı ikrar etme*siyle, velayet ve keramete sahip olduğuna hükmedillr. Hal böyle olunca, velinin bu kerameti, bağ*lı bulunduğu peygambsrin bir mucizesi sayılır.

3. Peygamberler mucizeleri, bizzat kendileri veya halk İstediği zaman, Allah'ın (C.C.) izniyle göstermeye muktedirdirler. Çünkü, mucizelerin gösterilmesi vaciptir. Valinin ise, her istediği an, keramet göstermeye gücü yetmez. Zira, kerametin gösterilmesi vacip değildir. Hatta, mucizenin açık olması ne kadar mühim ise, kerametin de gizli kalması o kadar mühimdir


Keramet sahibi olan kimse, bu keramet ile gu*rurlanmaz, ve kerametini iftihar vesilesi yapmaz. Aksine, kalbindeki Allah korkusu, tevazuu ve şük*rü artar. Bu keramete lâyık olduğu iddiasında ol*madığı gibi; keramete, yapmış olduğu ameller sa*yesinde eriştiği inancında da bulunmaz. Bu kera*metin, Allah'ın (CİC.) bir lütfü olduğunu bilir ve istidrac olması ihtimalinden korkarak, daima Al*lah'a dua eder.

İstidrac sahibi İse, kendisine izhar edilen ha*rika İle gurur duyar. Bunu İftihar vesilesi yapar ve bu harikaya müstehak olduğuna inanır. Başka*larına tepeden bakar, kendisinin çok büyük insan olduğuna hükmeder. Kibri artar, kendisini Al*lah'ın gazabından emin bilir. Akıbetinin kötü ola*cağından korkmaz. Kalbinde Allah korkusu kal*maz. Allah'a karşı tevazuu olmaz. Nimetlere şük*retmez. İslâm'a uymayan bütün bu haller, bu kimsede zuhur eden harikanın İstidrac olduğunu gös*terir: [263]

Camiu's-Sağîr'in, Buharî ve Müslim tarikiy*le Ukbetü'bnü Amr'den rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, istidracı şöyle beyan etmiş*lerdir:

«Allah'ın (C.C.), kendisine, dünyadan sevdiği şey*leri verdiğini gördünüz kul, günahlarına devam edi*yorsa; şüphe yok ki ona verilen şeyler, o kuİ için, istidractır.»[264]


Maruf Kerhî'nin talebesi, Cü-neyd-i Eağdadî'nin dayısı vs hocası Seriyyü's-Sa-katİ (Rh. A.) şöyle der.

«Gerçek mutasavvıf, üç ismi ihtiva etmelidir :

a) Marifet nurlan, vera nurunu söndürmemelidir.[273]

b) Kuran'ın zahirine muhalif olan batın ilmi*ni konuşmamalıdır.[274]

c) Kendisinden zuhur eden kerametler, onu lah'ın yasaklarım ihlâl etmeye sevketmemelidir » [275]Yine bu zat buyurur ki:.

«Bir arif, bahçeye girse; bahçedeki bütün ağaçla ağaçlardaki bütün kuşlar, açık bir lisanla 'Esselânn aleyke ya veliyyellah' diye kendisine selâm verseler velî üzerine vacip olan, Allah'tan korkusunun daha da da artmasıdır. Eğer korkusu çoğalmaz, sürür ve rura kapılırsa; bu hal onun için istidrac ve felûket olur.[276]

Bayezid-i Bistamî'nin arkadaşları anlatıyor:

«Muhitimizde velayet ve keramet sahibi bir kim*senin ismi duyulmaya oaştamıştı, ünden ciue bu kim*senin zahitliği dolaşıyordu. Bir gün Bayeaid, bize 'kal*kın gidelim; şu velayet ve zühtle meşhurlaşmiş olan zatı birlikte görelim" dedi. Kalktık ve bu kimsenin bulunduğu yere vardık. Aradığımız zat da, evinden çıkmış mescide girmişti. Mescide girerken kıbleye doğru tükürerek o mübarek makama saygısızlıkta bulunmuştu. Bunun üzerine Bayezid, o şeyhe selâm vermeden ve konuşmadan geri döndü. Biz, bu durum*dan bir şey anlayamamıştık. Bize dönerek dedi ki:

'Bu adam ki, Resuiüllah'ın (SAS.) âdaplarından birisini muhafaza etmede emin olamıyor. Nasıl olur da, iddia ettiği velayet ve kerametlerde emin olabilir ve kendisine güvenebilir. Siz, kendisine harikalar ve*rilmiş bir kimseyi gördüğünüz zaman, velevki bu kimse, havaya bağdaş kurup oturmuş olsun; o kimse*nin bu harikasına aldanmayın. Velayetine ve Allah'a yakınlığına itikad etmeyin. Zira, bu bir istidrac da olabilir. Ancak, siz, onun emir ve nehiylere karşı na*şı! davrandığına; Allah'ın kulları için çimiş olduğu hudutları nasü muhafaza ettiğine; İslam'la nasıl amel ettiğine bakın, ve o kimseye buna göre itibar edin. Kıbleye, mescide karşı tükürmek yasaktır. Bu yasağa riayet ise, İslâm'ın âdaplanndandir. İslâm'ın herhan*gi bir edebine riayetsizlik ise keramet ve velayete ma*nidir.'»

Ebu Süleyman ed-Daranî der ki:

«Çoğu zaman, feyiz yoluyla kalbime birtakım su*lar ve tecelliler vaki olurdu. Fakat ben bunları kitap ve sünnetten iki âdil şahit olmadan kabul etmez*dim.» [277]Cüneyd-i Bağdadî der ki:

«Allah'a ulaştıran yolların hepsi kapalıdır. Ancak Rasulallah'ın yoluna uyanlara yollar açıktır.

İtikatta, amelde, bütün hareket ve konuşma*larda Resulüllahm yolu ve sünnetleri üz3rinde olanlar ancak Allah'ın rızasını kazanabilirler.

Evliyanın, îslâmî prensiplere bağlı olmasının gerekliliği hususunda İmam Rabbani (Rh. A.)t Mektubat'ında şöyle demektedir:

«İslâm'ın hükümlerini işbatta muteber olan, kitap ve sünnettir. Müctehitlerin kıyası ve ümmetin icmaı da, ahkâmı isbat ederler. Bu dört şer'î delilden başka hiç bir şey, dinî ahkâmı isbat edemez. Ne ilham, ne de keşif ve velayet sahibi kimseler, haram-heiâl, farz ve sünnetten hiç bir hüküm koyamazlar. Velayet sa*hipleri de, müetehitleri taklitte diğer mü'minler gibi*dirler. Bunların ilhamları ve keşifleri. müctchirîİ tak*litte, bunların başkaları üzerine daha meziyetli olma*larını gerckthmez. Bu büyük zevatın meziyetleri baş*ka hususlardadır. Zira bunlar, keşif ve müşahede sa*hibidirler. Yaşayınca Allah için yaşarlar, ölünce Allah için ölürler.

«İslâm'ın hükümleri bir ağaçtır. Marifet de bu ağacın meyveleridir. Ağaç, yaşadığı ve iyi bakıldığı müddetçe meyve beklenir ve güzel olur. Ağacı kesip de meyve bekleyen kimseden daha ahmak kim ola*bilir? Ağacın kökünde hastalıklar, sakatlıklar olun*ca meyveler de yok olur.

«Bu halde islâm'a bağlı olan kimse, marifet sa*hibidir, islâm'a bağlı ve müdavim olmayan kimse*nin marifetten nasibi yoktur. Eğer bu kimseden her*hangi bir keşif olursa; istidractır. islâm'ın reddettiği her şey zındıklıktır, küfürdür.» [278]Seyyid Ahmed Rufaî (Ah. A.) de, «EI-Bürha-nü'1-Müeyyed» isimli kitabında şöyle der.

«Tarikat, şeriatın aynıdır. Aralarındaki fark, lâfız-, dadır. Maddeten ve manen netice birdir. Şeriatın red*dettiği her şey zındıklıktır. Efendiler!. 'Ebu Yezid böyle dedi', 'Haris şöyle söyledi1, 'Hallaç bu sözlerde bulundu" deniliyor. Bu nasıl sözdür? Bu lâkırdılar*dan önce îmam Numan, imam Şafiî, İmam Malik, !iham Ahmet, bunlar ne dedi? Bunlara bakmalısınız. Kulluk işlerinizi bunlarin sözleriyle tashih etmelisi*niz. Bundan sonra, fazla sözlerle menfaatlenebilirsiniz. Ebu Yezid'in, Ebu Haris'in sözleriyle bir şey çoğa*lıp azalmaz. Ama Şafiî, Malik, Numan ve Ahrned'in sözleri en güzel yollardır. îlim ve amel ile şeriatın te*mellerini muhkem kıldıktan sonra; îlim ve amelin ka*palı olanlarına himmetinizi yürütünüz.» [279]Peygamberlerin, Allah tarafından verilmiş, üstün tıfatian vardır.

İslâm'ı bilmeyen sapıklardan bazıları, velilik mertebesinin, peygamberlik mertebesinden efdal olduğunu iddia edsrler. Böyle bir iddia, kim ve ne*reden gelirse gelsin; buna inanan kâfirdir.

Yukarıda da dediğimiz gibi; İtikatta, amelde, bütün hareket ve konuşmalarda Resuluîlahm yo*lu ve sünneti üzerinde olanlar ancak Allah'ın rı*zasını kazanabilecek, vs onlar ilâhî lûtuflara eri*şeceklerdir.[280]
İşin gücün şov cerrah. Kopyala yapıştırla yürümüyor bu işler.
Kopyala yapıştırla kendine de umuma da bir katkın olmaz. Kendi fikirlerini yaz. Delilleri sağdan soldan topla hiç değilse.
Yaşadığın gün sayısı kadar kitap okudum ben arkadaş. Ama akıl süzgecinden geçirip öyle aktarırım. Beni cehaletle suçlayıp şahsıma hakaret edecek kadar zeka yoksunu adamla benm muhatap olmam hataydı zaten.

İsrafsın dostum. Nerden bakarsan bak İsrafsın..


  #44  
Alt 19.07.20, 17:21
 
Üyelik tarihi: 23.04.20
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 349
Etiketlendiği Mesaj: 43 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Erzurum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İşin gücün şov cerrah. Kopyala yapıştırla yürümüyor bu işler.
Kopyala yapıştırla kendine de umuma da bir katkın olmaz. Kendi fikirlerini yaz. Delilleri sağdan soldan topla hiç değilse.
Yaşadığın gün sayısı kadar kitap okudum ben arkadaş. Ama akıl süzgecinden geçirip öyle aktarırım. Beni cehaletle suçlayıp şahsıma hakaret edecek kadar zeka yoksunu adamla benm muhatap olmam hataydı zaten.

İsrafsın dostum. Nerden bakarsan bak İsrafsın..

Bı tek sen dogrusun zaten yorum olarak beddua eden kişiden daha kötü kim olabilir ilk önce kendinize bakın.

  #45  
Alt 19.07.20, 18:00
Nun Nun isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 18.07.18
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 991
Etiketlendiği Mesaj: 121 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
erzurum Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
işin gücün şov cerrah. Kopyala yapıştırla yürümüyor bu işler.
Kopyala yapıştırla kendine de umuma da bir katkın olmaz. Kendi fikirlerini yaz. Delilleri sağdan soldan topla hiç değilse.
Yaşadığın gün sayısı kadar kitap okudum ben arkadaş. Ama akıl süzgecinden geçirip öyle aktarırım. Beni cehaletle suçlayıp şahsıma hakaret edecek kadar zeka yoksunu adamla benm muhatap olmam hataydı zaten.

Israfsın dostum. Nerden bakarsan bak israfsın..

kendı okuyup dılegı kabul olmayınca yada keramet goremyınce o dua sahıh degıl dıyen cahıller var. Her yerde oldugu gıbı forumda bıle bı haset var. Ve her yerde oldgu gıbı bu haset yıgıtlere vurur . Bıtek kursat abı dogru hadı ısınıze bakın. Bosver abı gerek yok boyle tartısmalara bastan sona okudum gorunce sen sana yakısanı her zamankı gıbı yapmıssın .

---------- Post added 19.07.20 at 18:02 ----------

Alıntı:
Sjan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bı tek sen dogrusun zaten yorum olarak beddua eden kişiden daha kötü kim olabilir ilk önce kendinize bakın.
Haa sen bunu yazarak iyi mi oldun ? Evet bi tek o dogru

  #46  
Alt 19.07.20, 19:12
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 24.06.20
Bulunduğu yer: Mavi Gezegen - Samanyolu Galaksisi
Mesajlar: 182
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bir soru sordum sorduğuma pişman oldum
Allah rızası için daha fazla polemiğe girmeyin kardeşler.

  #47  
Alt 19.07.20, 19:19
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 06.01.20
Bulunduğu yer: Tashkent
Mesajlar: 3,832
Etiketlendiği Mesaj: 564 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Hayal Meyal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir soru sordum sorduğuma pişman oldum
Allah rızası için daha fazla polemiğe girmeyin kardeşler.
Adminlardan rica et kaldirirlar

__________________
Insanın dostuda düşmanıda kendisidir
  #48  
Alt 19.07.20, 19:28
 
Üyelik tarihi: 03.03.20
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 159
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Herkesin bir düşüncesi kendine göre bir doğrusu var karşısındakine de bunu empoze etmeye çalışıyor konuşmak tartışmak ( saygı çerçevesinde) fikir alışverişi yapmak iyidir ama aşırıya kaçmamak gerek saygısızlık etmemek gerek...
Soruna gelince och güzel cevap vermiş nasip..

  #49  
Alt 19.07.20, 19:32
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 10.01.19
Bulunduğu yer: antalya
Mesajlar: 1,389
Etiketlendiği Mesaj: 42 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

ehli sünnet kaynaklarından alıntı yapmak bir noksanlık ve kabahat olmadığı gibi aksine alimleri müçtehitleri ve eserlerini referans vererek göstermek son derece önemli ve gerekli bir şeydir.
zira dini en iyi bilen bu dinin ulema, müçtehit, muhaddis ve fukahasıdır.
o sebeple yukarıda itiraza konu edilen alıntı meselesi mesnetsiz bir itirazdır. avam bildiği bilmediği her hususta ulemaya danışır ve danışmalıdır.
bu dinin aslı ancak ehli sünnet velcemaat kanalıyla öğrenilebilir.onlarında kaynakları bellidir.sonradan ortaya çıkarak geçmişi beğenmeyen dudak bükenler hodri meydan zamanında AHMET ZİYAÜDDİN GÜMÜŞHANEVİ hz bir milyon kişiye ulaşmış ve ömrünün sonuna kadar insanları hakka davetten geri durmamıştır. bu gün elimizde bulunan MECMUATÜL AHZAP adlı kitabı havasçılar için biçilmiş kaftan gibidir.bu mübarek insan 65 yaşında osmalı rus savaşına iştirak etmiş ve vatanını savunmuşur. Allah şefaatine nail eylesin.
geçmişi beğenmeyen dudak büken beyler sizleride görelim Allah adına din adına ne yapabildiniz?

  #50  
Alt 19.07.20, 19:46
 
Üyelik tarihi: 26.08.19
Bulunduğu yer: Mukaddes Vatan Ötüken
Mesajlar: 1,656
Etiketlendiği Mesaj: 201 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Nun Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
kendı okuyup dılegı kabul olmayınca yada keramet goremyınce o dua sahıh degıl dıyen cahıller var. Her yerde oldugu gıbı forumda bıle bı haset var. Ve her yerde oldgu gıbı bu haset yıgıtlere vurur . Bıtek kursat abı dogru hadı ısınıze bakın. Bosver abı gerek yok boyle tartısmalara bastan sona okudum gorunce sen sana yakısanı her zamankı gıbı yapmıssın .

---------- Post added 19.07.20 at 18:02 ----------



Haa sen bunu yazarak iyi mi oldun ? Evet bi tek o dogru

doğru ile yanlışı ayırt edebilmek idrak ister Kardeşim. Mesele tevhid meselesidir. Tevhid ise Allah Azimüşşan ve resulüne göredir. Bilmem neevi hazretlerine göre değil, Allah zülcelal'in emirlerine göredir. İdrak edemeyen insanlara iman dahi şart değilken tebliğe hiç lüzum yoktur..


---------- Post added 19.07.20 at 19:47 ----------

Alıntı:
Sjan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bı tek sen dogrusun zaten yorum olarak beddua eden kişiden daha kötü kim olabilir ilk önce kendinize bakın.
Sen mi doğrusun anasına el kaldıran cahil?

Konu Kapatılmıştır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Psikolojimizi bozan biri için Ya Kahhar ve Tebbet okumayı düşünüyorum sevingül Sorularınız 56 31.07.24 14:58
şeriatı istememek kişiyi kafir yapar mı? ata103 Sorularınız 7 04.07.22 09:42
Kasem okumayı düşünüyorum Semihcls Sorularınız 1 10.06.22 17:17
Esmaların Tesiri okumayı bırakınca kaybolur mu? Dindar Sorularınız 21 15.08.21 01:13
Allah tan birsey istememek Lil bin Ali Hayat Dersleri & Hikayeler 1 16.08.19 23:03


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:06.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147