|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#12
|
|||
|
|||
Aynı şeyi bende merak ettim farz namazda son rekatta selam vermeden yazdığına göre namazda yapılacak birisi cevaplasa
|
#13
|
||||
|
||||
Alıntı:
Kardeşim duada bana ev-araba-tarla-bahçe-arsa-yalı-han-hamam-mercedes-bmw-yat-kat ver Allahım ver sanırım demeyeceğiz.Daha çok iyi amel ve salih kul olmayı istemek gerekir.Altta ki Peygamberin SAV secdede yaptığı örnekler var kırmızı yazıyı okuyup ona göre dua yapılmalı....usule uygun halde. Netten alıntı yapalım. Secdede Türkçe dua edilebilir mi? Farz namazlarda duanın ölçüsü nedir? Değerli kardeşimiz, Hanefilere göre Resulullah (asm)'dan gelen şekilde dua etmek sünnettir. Çünkü sünnette olan duaları okumak daha faziletlidir. Hanefilere göre, bir kimsenin namazı esnasında insanların alalade sözlerine benzeyen sözler ile dua etmesi caiz değildir. Mesela, "Allah'ım bana şunu ver, bunu ver." demek gibi. Yahut insanlardan elde edilmesi mümkün olmayan: "Allah'ım bana falanca hanımı ver." demek gibi. Bu tahrimen mekruhtur. Hanefiler bu konuda şu hadise dayanmaktadır: "Bu namazda insanların sözlerinden bir şey söylemek caiz olmaz. Namaz ancak bir tesbih, tekbir ve Kur'an okumaktır." (Müsned, 5/447-448; Nesaî, Sehv, 20; bk. Müslim, Mesâcid, 35; Ebû Dâvûd, Salât, 174) Hanefiler dışındakiler ise, namazda insan sözlerine benzeyen sözlerle dua etmeyi caiz görmüşlerdir. Hanefiler şöyle demişlerdir: Arapça'dan başka dillerde dua etmek haramdır. Fakat Ebu Hanifeye göre namazla ilgili zikirler Arapça'dan başka dilde yapılırsa, İmameynin hilafına tahrimen mekruh olmakla birlikte caiz olur. Şafiilere göre Arapça bilmeyenler, özürleri sebebiyle ve aciz oldukları için, mendup olan dua ve zikirleri kendi dillerine tercüme edebilirler. Ancak gücü yetenlerin bunu yapmaları caiz değildir. Çünkü özürleri yoktur. Hanefiler, Hz. Huzeyfe'den gelen şu hadis uyarınca secdede "Sübhane rabbiyel a'la" duasını okurlar. Huzeyfe (r.a) diyor ki: "Hz. Peygamber rükuunda 'sübhane rabbiyel azim'; secdesinde de 'sübhane rabbiyel a'la' derdi." (Ebu Davud, II/30). Kaç defa söylenileceği hakkında da ölçü alınan hadis şudur: Abdullah b. Abbas bildiriyor: "Sizden biriniz rükû yaptığı zaman, üç defa 'sübhaneke rabbiyel azim' desin. Üç, tesbihin en az miktarıdır. Secde ettiği vakit de üç defa 'sübhâneke rabbiyel a'lâ' desin; bu, tesbihin en azıdır." (Ebu Davud, II/40). Ancak Rasûlüllah'ın secdelerinde bunun dışında da değişik dualar yaptığı bir gerçektir. Örneğin, "Sebbih isme rabbikel a'lâ"; "sübhâne rabbiyel a'lâ ve bihamdih"; "Subbuhun, kuddusün, Rabbul melâiketihî ve'r-rüh"; "Sübhâne zil-ceberüt vel-meleküt, vel-kibriyâi velazameh"; "Allâhümme Rabbenâ ve bihamdike, Allâhümmeğfirlî"; "Allâhümmeğfirlî zenbî küllehu diggahu ve cillehu ve evvelehu ve âhirehu alaniyetehu ve sırrahu"; "Eüzu bi rıdâke min sehatike ve eüzu bimuâfâtike min ukûbetike ve eûzu bike minke lâ ahsî senâen aleyke, ente kemâ esneyte alâ nefsike" gibi duaları, Hz. Peygamber (asm) secdelerinde okurdu. (Ebu Davud, II/28-35). Hanefi Mezhebi'ne göre kişi secdede, hadiste rivayet edilen tesbihlerden başkasını söylemesi uygun değildir. Secdede “Sübhane rabbiyel ala” demek sünnettir. Bu nedenle bu duayı terk eden sünneti terk etmiş olur. Namazı geçerlidir. Ancak sünnet sevabından mahrum kalır. Secdedeyken, özellikle sünnet ve nafile namazlarda istediğiniz kadar ve istediğiniz şekilde dua edebilirsiniz. Ancak farz namazlarda diğer farzları geciktirme söz konusu olacağı için, vacibi terk etmekten dolayı sorumlu olursunuz ve sehiv secdesi gerekir. En güzeli yukarıda verdiğimiz duayı üç defa söylemektir. Nafile namazların secdesinde ise serbest olarak istediğiniz gibi dua edebilirsiniz. Farz namazlarda duanın ölçüsü: - Namazın teşehhüdünde “et tahiyyatu, allahümme salli, allahümme barik, Rabbena atina ve rabbenağ firli” dualarının dışında başka dualar okunabilir mi? Dualarda efdal olanları bunlardır. Bu bakımdan halkın sözlerine benzer tarzda dua yapmak veya halktan istenilmesi her zaman için mümkün olan şeyleri arzulayarak bazı sözlerle duada bulunmak uygun değildir. Buna bir örnek verelim: «Allah'ım! beni falan kızla evlendir...», «Benim tarla bahçeme su indir...» gibi. İşte bu tür sözlerle duâ etmek doğru değildir. Hatta caiz olmadığını söyleyenler var ki, sahih olan da budur. (El-Ayni, Şerh-i Hidâye - Fetavâ-yi Hindiyye.) Duada bu ölçüyü dikkate alanlara göre, «Allah'ım! Bana çok mal ver» derse, namazı bozulur. «Allah'ım! Bana ilim ve hac nasîb eyle» derse, namazı bozulmaz. Çünkü birincisi halk sözlerinden birdir. Bunun için sünnete uygun duaları ezberleyip okumak daha uygundur. Dilin başka bir söze kaymasını önler. (El-Velvaliciyye / Abdürreşid – Tatarhaniyye.) Ancak bu konuda genel kaideyi unutmamak gerekir: Teşehhüde oturduktan sonra, yani «Et-Tahiyyat’ı» okuduktan veya onu okuyacak miktar oturduktan sonra, halkın sözüne benzer anlam ve ölçüde yapılan dualar namazı bozmaz, ancak kişi böyle yapmakla namazdan çıkmış olur. Son farz olan Teşehhüd miktarı oturmak gerçekleştiği için, namazın bozulması söz konusu değildir. Bu miktar oturmadan belirtilen anlam ve ölçüde duâ yapacak olursa, o takdirde namazı bozulmuş sayılır. (Et-Tebyin / Zeylaî - Fetava-yi Hindiyye.) Rivayet yoluyla sabit olan dualardan biri de, Ebu Bekir Sıddîk (R.A.)'den nakledilenidir: Resûlullah (A.S.) Efendimiz, namazda okumam için bana şu duayı öğretti: «Allahümme, innî zalemtu nefsî zulmen kesîren ve innehu lâ yağfîru'z-zünube illâ ente, fağfir lî mağfireten min indike verhamnî inneke ente'l-ğafuru'r-rahîm.» Türkçe anlamı: «Allah'ım! Ben kendime çok haksızlık ettim. Doğrusu günahları ancak Sen bağışlarsın; beni bağışla, kendi katından bir bağışlamayla beni mağfiretine erdir. Bana merhamet et. Çünkü ancak Sen hem Ğafur'sun, hem Rahîm'sin,» Büyük sahabi İbn Mes'ud (R.A.) de daha çok şu duayı tavsiye etmiştir: «Allahümme innî eselüke mine'l-hayrî küllihî, ma alimtü minhu vema lâ a'lemu ve euzu bike mine'ş-şerrî küllihî ma alimtu mînhu vema lâ a'lemu. » Türkçe anlamı: «Allahım! Bildiğim, bilmediğim bütün hayırları Senden dilerim. Bildiğim ve bilmediğim bütün şer ve kötülüklerden Sana sığınırım.» Et-Tahiyyat ve bazı dualardan sonra şu duayı da yapmak müstehabdır: «Rabbî'c'alnî mukîme's-salâtî ve mîn zürriyyetî Rabbenâ ve tekabbel duaî. Rabbanâ, iğfir lî veli valideyye ve lil mü'minîne yevme yekumu'l-hisab.» Türkçe anlamı: «Rabbimiz! Beni de, soyumu da namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamızı kabul buyur. Rabbimiz! Beni, anamı-babamı ve bütün mü'minleri insanların hesaba kalkacakları gün bağışla.»
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#14
|
||||
|
||||
Buda başka kaynaktan buyurun inceleyin:İsteyen kendi araştırmasını yapabilir şüphesi olan.
Kaç defa söylenileceği hakkında da ölçü alınan hadis şudur: Abdullah b. Abbas bildiriyor: “Sizden biriniz rukû yaptığı zaman üç defa subhaneke rabbiyel azim desin. Üç, tesbihin en az miktarıdır. Secde ettiği vakit de üç defa subhâneke rabbiyel a’lâ’ desin; bu, tesbihin en azıdır.” (Ebu Davud, II, 40; Tirmizi C. 1, H. No: 261; Buhari, Sıfatı’s Salat 42; Nesai, İftitah 102). Ancak Rasûlullah’ın secdelerinde bunun dışında da değişik dualar yaptığı bir gerçektir. Örneğin, سُبْحَانَ رَبِّيَ ْالأَعْلَى – “Subhâne rabbiye’l-a’lâ” “En yüce olan Rabbimi tesbih ederim.” (üç defa) (Ahmed, Ebû Davud, İbn Mâce, Dârekutnî, Tahâvî, Bezzâr ve “el-Kebîr”inde Taberânî yedi sahâbîden rivâyet etmiştir. “Rukû” bölümünde geçen dipnot, s.132. (İbn Mâce, İkametu’s-salât 20 (888), c.3, s.135-136; Ebû Dâvud, Salât 149-150 (886), c.3, s.395-396) Bir gece namazında bu zikri o kadar çok tekrarladı ki, secdeleri kıyamına yakın olmuştu. Kıyamında ise, uzun sûrelerden üç sûre, Bakara, Nisa ve Âl-i İmrân’ı hem de aralarında dua ve istiğfar yaparak okumuştu. Buna dair rivayet “Gece Namazı” konusunda geçmişti سُبْحَانَ رَبِّىَ الأعْلَى و بِحَمْدِهِ “subhâne rabbiyel a’lâ ve bihamdih”; “En yüce Rabbimi hamd ederek tesbih ederim.” (üç defa) (Bu sahih bir hadistir. Ebû Davud, Dârakutnî, Ahmed, Taberânî ve Beyhakî rivâyet etmiştir. [Ebû Dâvud, Salât 146-147 (870), c.3, s.368-369) سُبُّوحٌ قُدُّوسٌ رَبُّ المَلاَئِكةِ وَالرُّوحِ “Subbuhun, kuddusun, Rabbul melâiketihî ve’r-ruh”; (Munezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve Ruh’un Rabbisin – Muslim ; ebu Avane- Muslim ; salat 223 (487) C 3 , S. 1468 ; Nesai, İftitah 165 (1034) C 1 – 2, S. 639 ; Ebu Davud, Salat 146 – 147 (872), C3 , S 372) سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ ر بَّنا وَبِحَمْدِك اللَهُمَّ اغْفِرِْلي “Subhanekellahumme rabbenâ ve bihamdike. Allahummeğfirlî” “Allah’ım ve yüce Rabbimiz! Seni hamd ederek tesbih ederim. Allah’ım beni bağışla.” Peygamber (s.a.v.) Kur’an’ı tevil ederek, rukû ve secdelerinde bu zikri çokça yapardı (Buhârî, Muslim. Bu rukûda da yapılan zikirlerdendir. Kur’an’ı tevil ederek: Yani Kur’anın bu konudaki emrini yerine getirerek. Buna dair açıklama daha önce geçmişti. (Buhârî, Sıfatu’s-salat 58 (85), c.2, s.809 Muslim, Salat 217 (484), c.3, s.1465; Nesaî, İftitah 155 (1123), c.1-2, s.634; Ebû Dâvud, Salât 147-148 (877), c.3, s.382) اللَّهُمَّ! لَكَ سَجَدْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَلَكَ أسْلَمْتُ، [وانْتَ رَبِّي]. سَجَدَ وَجْهِىَ لِلَّذِى خَلَقَهُ وَصَوَّرَهُ، [فاَحْسَنَ صُوَرَهُ] وَشَقَّ سَمْعَهُ، وَبَصَرَهُ [ف]تَبَارَكَ اللّهُ أحْسَنُ الخَالِقِينَ. “Allahumme! Leke secedtu ve bike âmentu ve leke eslemtu ve ente rabbî, secede vechî lillezî halakahu ve savverahu feahsene suverahu ve şekka sem’ahu ve basarahu, fetebârekellahu ahsenul-halikîn” “ Allahım! Sana secde ettim, sana inand ım, sana teslim oldum. Sen benim Rabbimsin. Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, en güzel biçimi veren, ona kulağını, gözünü takana secde etmiştir. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir.” (Muslim, Ebû Avâne, Tahâvî ve Dârakutnî. Muslim, Salâtul-Musâfirîn 201 (771), c.4, s.2193; Ebû Dâvud, Salât 121, (760); Nesâî, İftitâh 157-159 (1126-1128), c.1-2, s.635-636; Ebû Dâvud, Salât 118-119 (760), c.3, s.161-162) اللَّهُمَّ! اغْفِرْ لِي ذَنْبِي كُلَّهُ، دِقَّهُ وَجِلَّهُ، أوَّلَهُ وَآخِرَهُ، عَلاَنِيَتَهُ وَ سِرَّهُ “Allâhummeğfirlî zenbî kullehu diggahu ve cillehu ve evvelehu ve âhirehu alaniyetehu ve sırrahu”; “Allah’ım günahımın hepsini; küçüğünü ve büyüğünü, ilkini ve sonuncusunu, açığını ve gizlisini bağışla” gibi duaları Peygamber (s.a.v.) secdelerinde okurdu. (Muslim, Ebû Avâne; Muslim, Salat 216 (483), c.3, s.146). سَجَدَ لَكَ سَوَادِي وَ خَياَلِي وَ آمَنَ بِكَ فُؤَادِي، أبُوءُ بِنِعْمَتِك عَلَيَّ هَذِي يَدَيَّ وَ ماَ جَنَيْتُ عَلىَ نَفْسِي “Secede leke sevâdî ve hayâlî ve âmene bike fuâdî, ebû’u bi-ni’metike aleyye, hâzî yedeyye ve mâ ceneytu alâ nefsî” “Karartım ve hayalim sana secde etti. Kalbim de sana iman etti. Üzerimdeki nimetini itiraf ediyorum. İşte ellerim ve aleyhime işlediğim günahlar.” (İbn Nasr, Bezzâr ve Hâkim. Hâkim, hadisin sahih olduğunu söylemiş; ancak Zehebî hadisi sahih kabul etmemiştir. Ancak hadisin “Asl”da şahidleri bulunmaktadır. سُبْحَانَ ذِي الْجَبَرُوتِ وَ الْمَلَكُوتِ وَ الْكِبْرِياَءِ وَ الْعَظَمَةِ “Subhâne zi’l-ceberûti ve’l-melekûti ve’l-kibriyâi ve’l-azameti” “Bütün kahharlığın, bütün mulkun, yüceliğin ve büyüklüğün sahibi olan Allah’ı tesbih ederim.” (Ebû Davud ve Nesâî, sahih senedle rivâyet etmiştir. Bu husutaki açıklama daha önce “Rukû” konusunda geçmişti. Nesaî, İftitah 163 (1132), c.1-2, s.637-638; Ebû Dâvud, Salât 146-147 (873), c.3, s.373) Hanefi Mezhebi alimlerine göre kişi secdede, hadiste rivayet edilen tesbihlerden başkasını söylemesi uygun değildir. Secdede “Subhane rabbiyel ala” demek sünnettir. Bu nedenle bu duayı terk eden sünneti terk etmiş olur. Namazı geçerlidir. Ancak Sünnet sevabından mahrum kalır ------------ Özet hadis de denilen secdede peygamber efendimizin yaptığı üstteki kırmızı olanlardan isteyen okuyabilir.Türkçe dua secdede yapmıyoruz.Namaz bitiminden sonra selam verince türkçe duada han-hamam-yat-kat-mercedes mevzusu ihtiyacı olan yapabilir istiyende gene manevi dereceler isteyebilir kişinin kendi bileceği iş ihtiyacı ne ise ona göre duasını yapar selametle..
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#15
|
|||
|
|||
Herşeyin belli zamanı vardır Allah seni test ediyordur falanca kulum bana karşı gelecek mi ümitsizliğe düşecek mi diye o yüzden sabret (Allah cc. Sabredenlerle beraberdir)
|
#16
|
||||
|
||||
Duaların daha çabuk kabul olması için
DUALARINIZIN DAHA ÇABUK YERİNE ULAŞMASI İÇİN BU KISA ESMAYI 3 DEFA TEKRARLAYIN :
Allahü Teala nın bir meleği vardır .. Bu melek Ya Erhamerrahimin ” diyen kimseleri takip eder. Bir kimse Ya Erhamerrahimin esmasını üç ( 3 ) defa söylerse Bu görevli melek Ya Erhamerrahimin olan Rabbin sana yöneldi. Ne dileğin varsa iste.. diye nidada bulunur.. 3 Defa ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ALEMİN Derseniz Melekler ona Allah karşındadır ondan ne istersen iste der. 4 Defa ELHAMDÜLİLLAHİ RABBİL ALEMİN .. Derseniz arşdaki melekler yaptığınız duaya amin derlermiş.
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
#17
|
|||
|
|||
Allah razı olsun hocalarımızdan. Bu konuların cahili olarak tek söyleyebileceğim, her şey vaktini beklediğindendir. Dualarımızın Kabul olmadığını nereden bilebilirizki...
|
#18
|
||||
|
||||
Rabbim imtihanını kolay kılsın inşallah ahirete nasiplenmeni sağlaması dileğiyle
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Dualarım kabul olmuyor | insankim | Sorularınız | 27 | 12.12.21 22:33 |
Dualarım kabul olmuyor diyenlere kendi yasadıgim | caner.ant | Tecrübe Ettikleriniz | 6 | 05.05.21 02:45 |
Ne çok üzüldün değil mi neden duam kabul olmuyor diye? | musab034 | islam & islami Konular | 4 | 07.12.20 00:07 |
Dualarım Kabul Oldu Hayatım Değişti | R4bi4 | Sizden Gelenler | 4 | 06.12.20 00:39 |
Dua Ediyorum Neden Kabul Olmuyor.. | OMER1980 | Sizden Gelenler | 4 | 30.03.17 16:08 |