Kendimi ait olmadığım bir çağda veyahut ait olmadığım bir dünyadaymış gibi hissediyorum. Günlük kaygılar ve akıl almayacak derecede uzun zamandır hiç değişmeyen standart hayat algısı, bana son derece anlamsız geliyor. Milyarlarca yıllık evrende, göz açıp kapayana kadar geçen bir ömür var ve bu ömür sosyal kurallar ve standart hayat algısı yüzünden çürüyüp gidiyor.
Geçici zevklerin, basit hayvansal dürtülerin ve diğer tüm anlamsız duygu ve davranışların sebebine inmek, her birinin basitliğini görmek, insanı boğucu bir boşluğa itiyor. Ancak bu boşluk, diğerlerinin hayal bile edemeyeceği bir başka dünyaya kapı açıyor.
Aklın ve bilimin, keşfetme ve imkansızın ötesine ulaşma dürtüsünün bir araya gelişi, insanı dünyanın en mutlu, en dayanıklı, en idealist insanı yapıveriyor. Bilinemeyeni bilmek, erişilemeyene erişmek, düşünülemeyeni düşünmek ve sonsuzluğun ötesine ulaşmak... Tamahkârlığı hak eden sadece bunlar değil midir?
Gerçek hayat bu değilse nedir?

Diğer herşeyin oldugu gibi bu hayatta küçük bi numune..

Geldiğin konum güzel bu bilinç ve şuurdaki halini Kuranı Kerimi türkçe okuyup ayetleri tefekkür eder,hikayelerin içine kendinide sokar devam ettirirsen güzel olur sende kuyuya gir ateşin içine at kendini..

Şuanda tanık bilincine geç,ayrışman başlamış gayet güzel.. Ne yapıcaksın? Müşahade ediceksin sadece izliyensin artık filme müdahale etmeye çalışma sadece izle bi müddet,kainatın çalışmasını tefekkür et..

Bu bilinci kuran ayetleriyle mayalarsan sende isa,muhammed bilinci doğar he bu ayrışmayı devam ettirirsen halk içinde kayışı kopartmış derler kuran ayetlerini tefekkür ederek oku tek tavsiyem o sana..Al eline kurşun kalemi meal ayetlerini altını cizerek ders çalışır gibi oku

Ulen bu adam bana niye kuran oku diyo deme şuan güzel bi kıvamdasın madalyonun iki yüzü var ya kuran ayetleriyle mayalanırsın ya da farkında dahi olmadan şirk e düşebilirsin hayat gereksiz boş frekansına geçebilirsin ince bi çizgi var ikisi arasında

Çok ilginç, hem durum hem verilen tavsiye. Bana beni hatırlattınız.

Çok benzer bir dönemden geçmiştim, bütün gün dışarı çıkmayıp uzun uzun bunları düşünerek geçirdiğim haftalarım oldu. Ve gerçekten de bu tefekkür hali beraberinde birçok sorgulamayı da getirdi. Celcelutiye'nin de söylediği gibi gerçekten bu tefekkür halini bir şekilde iyiye kanalize edemeyince sorgulanmaması gereken şeyleri de sorgulamaya ve farklı düşüncelere girmeye başlıyorsun. Böyle bir durumdan ben nasıl mı sıyrılmıştım? (sıyrılmak diyorum, mazallah ateizme kadar gidebilecek bir sorgulama evresiydi, kendimi "acaba"lardan alamıyordum) Kuran meali okumaya başlamıştım. Gerçekten de öyle bir durumda, ya herşeyi bir tarafa bırakayım, bana indirildiğine inandığım bir kitap var, bi şöyle güzelce okuyayım demiştim. Okumaya başladıktan sonra çok güzel bir mutmain olma haline geçtim. O dönem için diyebilirim ki, tekrar Müslüman oldum.

Kuran ile bu mutmainliği sağladıktan sonra en büyük yardımcı kaynaklarımdan biri de Abdulkadir Geylani hz.lerinin (ksl) Fütuh-ul Gayb kitabı olmuştu.Tabi bu bir sonraki aşama. Gerçekleri insanın yüzüne çatır çatır vuran bir kitap.

Allah sizin de bizim de yardımcımız olsun, vesselam.

Çok güzel bi bakış açısı yakalamışsın hayatı yaşamış olmak için yaşayan insanlar silsilesinden ayrışıp içinde bulunduğumuz düzene başka bi pencereden bakmayı başarmışsın açıkçası bana kendimi hatırlattın bi ara herkese anlatmaya çalışıyordum bu böyle olmaz olmamalı diye şimdi kafayı yemeye başladığımı düşünüyolar bundan sonrası çok önemli celcelutiye kardeşimin de dediği gibi şirke düşmeden yol almalısın bu zamana kadar biriktirdiklerini beğenmeyip kovanı boşalttın ama içine ne koyacağına çok dikkat et