teslimiyet , tefekkür ve sabır .....

pekala kardeşim ,ben fazla kuran okumayı bilmiyorum hani ayetel kürsiyi okurken harekelerde felan sıkıntı olacak daha uygun bir yöntemi var mıdır acaba

Lojen kardeşim her müslümanın Kur'anı Kerimi öğrenmesi lazımdır.
Ayrıca meditasyonlar da tehlikeli değil midir?
Sonuçta putperest Hintlilerin ortaya attığı birşey.
Önce kendimizi gözden geçirmeliyiz.
Önce ALlah ın sevdiği bir kul olmaya bak. Şöyle ki Rabbimiz 'Ben bir kulumu sevdiğim zaman onun gören gözü, işiten kulağı.. olurum' buyuruyor.
Sonra Rabbin seni sevdiği halde neden dualarını dileklerini kabul etmesin, kalb gözünün açılmasını istersen neden vermesin.
Şeytani yollarla değil de, Rahmani yollarla yapmayı deneseniz belki hem daha çabuk istediklerinize ulaşırsınız, hemde Allah'ın rızasını ve ahireti kazanırsınız.
Önce bir bakmalısın.
Müzik dinliyor musun mesela? Ya da tanımadığın kadınlara bakıyor musun? Haramdan ne kadar uzaksın?
Bunları terk ettikten sonra mesela artık en küçük bir telefon sesi bile seni o kadarr çook rahatsız eder ki..
Bundan sonra size Tarikatı öneririm. Allah'a mekansız ve zamansız ulaşmanın Hak yoludur.
Ve hangi tarikat sizlere hayırlıdır diye istihare şart.
Bir tarikatlı Allah'a ulaşmadan ölmez ve Allah'ın HAVASS(özel) kulu olmuş olur. Nitekim ben de tarikat dersi almaya gittiğimde bize demişlerdi ki ''Artık avam tabakasından çıktınız, HAVASS oldunuz'' dediklerindeki bir heyecanı görseydiniz.
Ve bir tarikatlı Allah'dan başka şey de istememeli.
Ancak siz Rabbinizin yüceliğini sırrını ve azametini daha yakından görüp de öğrenmek içün basiretinizin, kalb gözünüzün açılmasını isterseniz Mevla neden kabul etmesin...
Hele birde şimdi Ramazan ayındayız, iftar vakti edilen duayı Mevlamız ''izzetime ve celalime yemin olsun ki ben o duayı red etmem.'' buyuruyor.
Ve de farzları yerine getirmeyi, sünnete uygun yaşamayı da son raddeye getirirseniz ve nafileye de önem verirseniz artık ibadetten ve ilimden zevk almaya, haramları görmekten hatta uzaktan duymakdan bile eziyet ve azab çekmeye başlıyorsunuz.
Hatta Rabbiniz bazen size kimsenin anlamayacağı, sadece sizin anlayacağınız bir dille sizinle konuşuyor, (yani size birşeyler anlatıyor)
Farz namazlarını asla kaçırmadan kılmalısın, oruçlarını da tutmalısın, sürekli abdestli dolaşmalısın. Günümüzde bilim adamlarının araştırmaları bile abdestin ne kadar acaib önemli birşey olduğunu isbat etmişlerdir...
Yani bu şekilde Rahmani yoldan hem Mevla Teala ya ulaşıp hem de kalbinizin gözünü açabilirsiniz.
Ayrıca tarikatlı olunca Efendimiz de dahil(SAV) bütün meşayıh ve şeyhiniz sizi koruyor ifritlere cinlere şeytanlara karşı.

İnşaAllâh yanlış anlamamışsınızdırr
İnşallâh da ben sizi yanlış anlamamışımdır .
Hayırlı günler

Sözünü kuvvetlendirmek için mi yemin edilir?

Yoksa Gücünün Kuvvetinin sınırı olmayan sonsuz olan Zat’a mı yemin edilir?

Allah'u teâlâ niye yemin etsin

Wuvvvvvv mahalle kabadayısı .mizah iste ..ne güzel yorumluyor

Abduddaim kesinlikle katılıyorum.

Arda acaba neden? Sözünü kuvvetlendirmek için yemin edilir. Bir de gücünün kuvvetinin sınırı olmayan sonsuz olan Zat’ın yemin etdiğini düşün.

Ben uydurmadım, aklımdan yazmıştım işte o Hadisi Kutsinin tamamı:

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah Teâla Hazretleri şöyle ferman buyurdu:

"Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifaye) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (aklettiği kalbi, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."(Buhârî, Rikak 38.)

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Eder. Kurân-ı Kerim okumadığın belli.
Âyetlerde görüleceği üzere, Cenâb-ı Allah bizzat Kendi Yüce İsmi üzerine yemin ettiği gibi (Hicr, 15/92); peygamberlerine (Yâsîn, 36/1), peygamberlerin yaşadığı veya vahyin geldiği beldelere (Tûr, 52/1-3; Beled, 90/1), meleklere (Sâffât, 37/1; Nâziât, 79/1-2), Kur’ân’a (Vâkıa, 56/77;Tûr, 52/2), kıyâmet gününe (Kıyâmet, 75/1), kâinâtta var olan önemli varlıklar üzerine, meselâ kaleme (Kalem, 68/1), gökyüzüne (Burûc, 85/1; Târık, 86/1), güneşe (Şems, 91/1), aya (Şems, 91/2), geceye (Leyl, 92/1), sabaha (Fecr, 89/1), kuşluk vaktine (Duhâ, 93/1), zamana (Asr, 103/1), yıldıza (Necm, 53/1), havaya (Zâriyât, 51/1) ve bitkilere (Tîn, 95/1) yemin etmiştir.

gözüm kapalı bu açıklamanın altına imzamı attım ALLAH razı olsun.

Tamam yemin etmiş özür dilerim ancak bildiğimiz yeminden değilmiş hadimulkutup yani Yusuf abiye sordum.