Sormak istediğim iyi ve kötü uygulamalar var. Bazı hocalar bazı uygulamaları asla yapmayacaklarını söyler, bazıları yapar. Ancak iyi ve kötü gibi tanımlar da sadece biz insanların tanımları. Allah katında iyinin ve kötünün bizimkiyle aynı olup olmadığını bilmiyoruz. Örneğin birinin yuvasını yıkmak için bir uygulama yapmıyorsun ama yuvayı kurtarmak için yapıyorsun. Peki o yuvayı kurtarmanın iyi olacağına nasıl karar verdin. Belki de o yuvanın kurtarılmaması daha hayırlıdır. Bunun için bir sürü sebep sayılabilir. Aynı şekilde yuva yıkmadığın ailenin de yuvasının yıkılması gerekiyor olabilir. Bunlar sadece örnek. Celb için muhabbet için, birini getirtmek için yapılan türlü türlü uygulamalar. Aklıma gelmeyen birçok farklı konu olabilir. Sonuçta yapılan herşey iyi de desek kötü de desek insan iradesine izni dışında bir karışma (Külli iradeye karışabildiğimizi düşünmüyorum bu yüzden bunu yazmadım).

Peki burada doğru tutum sizin açınızdan nedir? Ben havasa yeni başlamayı düşünen biriyim. Neden başlamayı düşünüyorsun o zaman diye sorabilirsiniz. Amacım sadece ruhsal gelişim, Allah'ı tanımak ve bunun yanında kendi eksikliklerimi ve ihtiyaçlarımı da giderebilirsem ne ala. Cinlerle çalışmak da ilgimi çekmiyor. Negatif enerjisi olan hiçbir şeyi hayatıma dahil etmeyi istemiyorum. Melek uygulamaları üzerine çalışmak sanırım benim için daha doğru bir yol olacaktır. Öncelikle sorguladıklarım bunlar. Karma inancına sahip olduğum için karma yaratacak her davranıştan kaçınmaya çalışırım.

1- Bunlar ışığınızda sizin havastaki iyi-kötü konusundaki tutumunuz nedir?
2- İkincisi benim gibi düşünen yeni başlayacak birine normalden farklı olarak önerebileceğiniz bir şey varsa duymak isterim

Kolaylıklar dilerim.

İyi ya da kötü kısmı değilde varlıklarla yapılan anlaşmalar var mesela hocanın yaptığı anlaşmada celb yok o hoca celb yapamaz. İşlem yaptırdığı varlıklar ile anlaşma şartları var ve ona göre işlem yapabilir.

Karma inanç?

Rabbimin katındaki iyi ve kötü bizimkiyle aynı olmasa bize Ayetlerle bildirmezdi.

Paylaştığım Ayetler, yüce kitabımızdakilerin küçük bir kısmı sadece..

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla,

Al-i İmran Suresi, 193. ayet: "Rabbimiz, biz: "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür."

Araf Suresi, 165. ayet: Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakaladık.

Tevbe Suresi, 112. ayet: Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele.

Yunus Suresi, 27. ayet: Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.

Nahl Suresi, 28. ayet: Ki melekler, kendi nefislerinin zalimleri olarak onların canlarını aldıklarında, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" diye teslim olurlar. Hayır, şüphesiz Allah, sizin neler yaptığınızı bilendir.

Neml Suresi, 46. ayet: Dedi ki: "Ey kavmim, neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allah'tan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz."

Ankebut Suresi, 4. ayet: Yoksa kötülükleri yapanlar, Bizi (aşıp) geçeceklerini mi sandılar? Ne kötü hükmediyorlar?

Ankebut Suresi, 7. ayet: İman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz şüphesiz onların kötülüklerini örteceğiz ve şüphesiz yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğiz.

Zümer Suresi, 48. ayet: Kazandıkları kötülükler, kendileri için açığa çıkmıştır ve alay konusu edindikleri şey de kendilerini çepeçevre kuşatmıştır.

Zümer Suresi, 61. ayet: Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır.

Şura Suresi, 25. ayet: Kullarından tevbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve işlediklerinizi bilen O'dur.

Necm Suresi, 31. ayet: Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır; öyle ki, kötülükte bulunanları, yaptıkları dolayısıyla cezalandırır, güzel davranışta bulunanları da daha güzeliyle ödüllendirir.

Mearic Suresi, 20. ayet: Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.

Al-i İmran Suresi, 120. ayet: Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.

Al-i İmran Suresi, 195. ayet: Nitekim Rableri onlara (dualarını kabul ederek) cevab verdi: "Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. Sizin kiminiz kiminizdendir. İşte, hicret edenlerin, yurtlarından sürülüp-çıkarılanların ve yolumda işkence görenlerin, çarpışıp öldürülenlerin, mutlaka kötülüklerini örteceğim ve onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağım. (Bu,) Allah Katından bir karşılık (sevap)tır. (O) Allah, karşılığın (sevabın) en güzeli O'nun Katındadır."

ben cinle yaptığı anlaşmadan değil, ahlaki açıdan yapıp yapmama kararını vermesiyle ilgileniyorum.

---------- Post added 30.11.18 at 20:07 ----------

Karma inancı; yaptığın iyiliğin de kötülüğün de hesabı verilir. Her şey sana geri döner. Ruh bunun ağırlığını hisseder ve yapılan kötülük, ruhun üzerinde karma yaratır, bu da maddi hayatında bazı kısıtlanmalara yol açar.

Merhaba yazdığınız ayetler benim dediğimle çelişmiyor benim anlatmak istediğim başkaydı. Her şer gözükenden hayır, hayır gözükenden de şer çıkabilir. Bu Kur'an'da da Musa ile Hızır olduğu söylenen kimse arasındaki kıssada da geçer. Biz insan olarak bu hayrın içindeki şerri ya da şer içindeki hayrı göremeyiz. Bahsettiğim buydu.

E tamam göremeyiz ne yapmalıyız hiç bir şey mi?
Yapacağız ve hayırlısını dileyeceğiz.

Elhamdulillah bahsettiğiniz gibi

Bakara Suresi /216
Olur ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız, hâlbuki hakkınızda o bir hayırdır. Ve olur ki bir şeyi seversiniz, hâlbuki hakkınızda o bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

Büyü haramdır ve yasaklanmıştır.
sahih hadis kaynaklarına göre, Peygamber efendimize de (s.a.v) büyü yapılmıştır.

Rasulullah (s.a.v.)'e gönderilen 2 melek kendi aralarında konuşup kendisine haber verene kadar, ne büyüden ne büyü yapılan cismin nerede olduğundan haberdar olmuştur.
Yapılan büyüyü de her düğümleri açtıkça muavezeteyni (Felak ve nas surelerini) okumuş Allaha sığınmıştır. Ve Allah c.c. izni ile büyüden kurtulmuştur.

Ayet el Kursi Bakara suresi 117- 122 de okunabilir manaları üzerine düşünülerek Allah'tan şifa istenmelidir.

Peygamber Efendimiz (asm) kendisine yapılan sihirden şahsi olarak etkilenmiş ve bundan rahatsız olunca da Muavvizeteyn Sureleri olarak bilinen Nas ve Felak Suerelerin inmesine neden olmuştur. Ayrıca yapılan sihrin Peygamberimiz (asm)'e bildirilmesiyle Onun bir mucizesi gerçekleşmiş; Allah'ın izniyle sihrin yerini, onu yapanı bildirmiş ve Muavvizteyn surelerinden okuduğu her ayet ile sihrin tesiri tek tek yok olmuştur. Böylece bu surelerin sihir ve büyü gibi şeylere şifa olduğu da uygulamalı olarak gösterilmiş olmuştur.

yüce Allah, büyü ve sihrin şifasını verdiğine göre büyü bozdurulabilir. Bunu Kişi kendi de yapabilir, ilmi kuvvetli bir kimseden de yardım alabilir.

O, yuvanın bozulmasını irade etmişse hükümü vermişse büyüye de ihtiyaç yoktur. Burda büyü yapan kişinin günaha sürüklenmesindedir belki de hikmet. yada kayınvalidenin kötülüğe aracı olmasında. Onların boşanması gerekiyor ya da ayrılıkları hayrdır hükmüne varamayız . Ancak, O bilir ve bildirdiği kulları

Evet

Allahtan hayirlisini dileyecegiz.