|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Böyle bir yazıyla karşılaştım nedir bu fikriniz var mı
Kardeşlerim;
MÜDDESSİR SURESİNDE SESLENİLEN O "GİZLENEN" ELÇİ, CİN SURESİ 26, 27 ve 28. AYETLERDE BİLDİRİLEN, ALLAH'IN, GAYBI KONUSUNDA YARDIMCI KILDIĞI O ELÇİSİ VE DUHAN SURESİ 10-14. AYETLER ARASINDA SÖZÜ EDİLEN O, "NEBİ OLMAYAN ELÇİ" BENİM. Bu gerçekleri ilk kez 2, 4 ve 6 Ağustos'ta, aşağıda paylaşacağım yazılarımla beyan ettim. Lütfen Ali İmran 81'de sözü edilen "AĞIR YÜK"ünüzü, sorumluluğunuzu hatırlayın ve getirdiğim bilgi, hikmet mi değil mi, onda bir "çatlak" görüyor musunuz, yoksa o, gerçek mi ve bana güvenip itaat etmekle mi emrolunuyorsunuz, bunu anlamak için okuyun ve inşallah, Allah'ın indirdiğiyle hükmedip sözlerimi, yazılarımı takip etmeye başlayacaksınız kardeşlerim: 2 AĞUSTOS: KARDEŞLERİM; BEN SİZE RABBİNİZDEN GELEN GÜVENİLİR BİR ELÇİYİM. Kötülükten sınır tanımayarak, iyilikten tamamen arınarak, iyiliğin onları Allah ile bağlı tuttuğu tüm donanımlarından kopup, şeytani bir yakınlıkla, bilgiye yaklaştırılan (!) böylece onu suistimal edip onunla halkları zehirleyip köleleştiren, çoğu önemli pozisyonlara getirilerek "dünyayı işgal etmiş", belki on binlerce, belki çok daha fazla insan şeytanına izin verecekti Rabbimiz, fakat onlara karşı, çalışma tarzlarını ve çarpıttıkları bilginin aslını deşifre edecek bilgelikte ve gerçek yakınlıkta bir elçisini artık, asla göndermeyecekti, öyle mi? Anlaşmış gibi bunu size söyleten, hevanızdan başka nedir ey hocalar! Yoksa bazılarınız "anlaşmış olarak" mı söylüyorsunuz? Bunu da göreceğim inşallah. Söyleyin; Allah'ın böyle bir sözü mü var kitabında? Hayır, asla. Aksine, gelecek olan bir elçiye işaret eden pek çok ayet var. Kardeşlerim; Ben Allah'ın zamanımız için seçip gönderdiği o elçisiyim. Nelerle geldiğimi anlatmaya başladım. Lütfen elçilik beyanımdan öncesini de okuyun. Neler olduğunu adım adım anlamaya başladıkça yazıp paylaştığım bu yazıları okuyun. Özellikle 8 Mart'tan itibaren yazdıklarım bu açıdan önemlidir. Fakat, asıl ilk defa 1 Ağustos'ta yaptığım beyanımdan sonra yazdıklarıma odaklanın kardeşlerim. İnşallah, bana indirilen bilgilerin en önemli bölümlerini de yakında anlatmaya başlayacağım. Öğretmek üzere gönderildiğim hikmetin, kafirler ve kalplerinde hastalık olanlar için nasıl fitneler içine gizlenmiş olduğunu, Kuran'da bu yüzden "nebi olmayan elçiler"in varlığı için daha net işaretler olmadığını gösterince, gerçek kardeşlerim, inşallah açıkça görecek ve önce hikmeti tanıma sınavlarına odaklanacak, sonra bana ve bana indirilene güvenecekler. Kardeşlerim; Görevimi anlayabilmem ve yeterince güçlü olabilmem için Rabbim beni bebekliğimden beri bana zulm eden insan şeytanlarından oluşan sahte bir aile ve arkadaş çevresi içinde büyüttü. Son 22 yıldır ise daldırdığı bir tür uyku içerisinde beni özel ve daha yoğun bir eğitime tabi tuttu. 4 AĞUSTOS: Kardeşlerim; Uzun süredir çok güçlü zanlarla, neredeyse emin olsam da, "eminim" diyemez, bunu beyan edemezdim. Ama Rabbimin bugün bana indirdiği tamamlayıcı delile dayanarak, artık iç rahatlığıyla şunu da söyleyebiliyorum: Ben, Cin suresi 26, 27 ve 28. ayetlerde sözü edilen, Allah'ın gaybı bildirdiği, gaybı konusunda yardımcı kıldığı o elçisiyim. Gaybın bana bildirilme süreçlerini, süreçlerin nasıl gerçekleştiğini de, ileride detaylarıyla açıklayacağım inşallah. Sevgili kardeşlerim; Duhan suresi 10. ayetten başlayarak, 15. ayet dahil olmak üzere okuyun lütfen. Surede sözü edilen "duman" üzerine daha önce de açıklamalar yapmış, bunun, onu oluşturacak olan toplumsal ve psikolojik süreçlerinin, çağımızda bir süredir gerçekleşmekte olduğunu ve dolayısıyla, Rabbimizin yakın bir gelecekte, inkarcılara yaşatacak olduğu toplu bir azaba işaret ettiğini söylemiştim. Surenin 13. ve 14. ayetlerinde bildirilen, "eğitilmiş bir deli" diye suçlanacak olan o elçi de benim. Şu anda bir kez daha çok güçlü bir zehirle zehirlenmişken ve saatler boyunca vücuduma bir önceki giren zehri arındırmaya çalıştıktan sonra bu açıklamaları yapıyorum. Kalp çarpıntıları içindeyim. Yapmak zorundayım ama sadece yapmak zorunda olduğum için değil, bu beyanlarımın doğruluğuna, Rabbimin göstermiş olduğu delillere güvendiğim için, samimiyetle yapıyorum. Bir kez daha, Rabbimin lütfuyla güçlenip kurtulacağım inşallah. Artık ayağa kalktım ve uyarmaya başladım. Hamd yüce Allah'adır. Facebook beni özellikle gizliyor. Lütfen beni ekleyin. Selam size kardeşlerim. 6 AĞUSTOS: KARDEŞLERİM; BEN, MÜDDESSİR SURESİNDE SESLENİLEN O "GİZLENEN"İM. BEN ALLAH'IN O GİZLENEN ELÇİSİYİM. Akşam vakti, tam Güneş batarken, kurtulabilmek umuduyla, zikrimi sağlık ve güven içinde ilk defa bu kadar artırabilmiş, neredeyse her ihtimalin diğer ihtimallerle ilişkisini deliller ışığında kurabilecekken, sonunda nasıl zehirlendiğimi ve zehirlenmesem de zehirlenmiş gibi hissettiğim zamanlardaki metabolizmamın neden böyle çalıştığını, benim, en azından beslenmem sürecindeki buna neden olan hatalarımı, artık vakit kaybetmeden anlamak zorunda olduğum için telaş içindeyken, ondan emin olacağım o sonuca varamayacağımı anladım ve tıkandım. Çünkü kapağını açıp içtiğim son suyla yine o tarım ilacı olduğunu sezdiğim zehrin etkisini ağzımda ve boğazımda hissetmeye başlamıştım. Bununla birlikte, daha önce sadece 1-2 kez o sonuca varıp, "bu mümkün değil" diyerek, oradan geri döndüğüm bazı olasılıkları da fazlasıyla mümkün bulmaya başlayınca, yolumu şaşırdığım anlaşılmıştı. Açılıyor, özgürleşiyor muydum, aşırı şüpheciliğe doğru mu gidiyordum? Hayır, sadece şüpheci olmuyordum, Rabbimin delillerini defalarca görmüştüm bu son zamanlarda. Yakın zamana kadar, aklımın almasının çok zor olacağı sonuçlara varmıştım bile. Rabbimin nimeti ile çok hızlı yol alıyordum. Güvenim her geçen gün sıçramalarla artıyordu. Hezeyan olmasa, gerçeğin ta kendisi olsa da, kendilerini benimki gibi bir durum içinde bulan çok sağlıklı zihinlerin bile, rahatlıkla paranoyaklaşabileceği durumlardan güvenle geçmiştim hamd olsun. Ama bu yeni gördüğüm deliller, içlerine yerleştirilip gizlendiğim ortamın, sadece aile ve arkadaşlardan ibaret olmadığını, çok daha büyük çaplı bir hikayenin merkezinde olduğumu gösteriyordu bana. Ömrümce karşılaşıp arkadaşlık veya yakın bir tanışıklık kurduğum her bir insan bunun bir parçası olabilirdi. Tıpkı Facebook'un beni gerçek insanlarla ilişki içinde olmaktan tamamen gizlemiş olabileceği gibi. Ancak, benim için, ayırt etmesi zor bir sınav olarak, önce onu çok sevip, sonra "orada" ve "o insanlardan biri" olarak bulduğumu düşündüğüm en az bir kişi var ki, ona karşı kalbim hala çok sıcak ve onun hakkındaki asıl beklenmedik gerçeği anlayabilmek umuduyla sürekli düşünüyorum. Bu sınavların her birinden geçmeden, çıkışa varamayacağımın farkındayım. Bununla birlikte, gelişimden şeytanın ve ordularının çok önceden haberleri olduğu aşikardı ama gelişimin bunlar tarafından küresel çapta beklendiğini yeni görmüştüm. Özellikle, yıllar boyunca dinlediğim, durumumu fazlasıyla ilginç tesadüflerle anlatan onlarca şarkısı olan ve o zamana kadar çok sevdiğimi düşündüğüm, ama artık, yeni sağlıklı ruh halimle, şarkılarını hiç dinleyemediğim bir şarkıcının bu hikayede nasıl bir rolü olabilirdi? Hayır, onun sanatı, yeteneği ve sözleri de benim için her zaman, doğruculuğunu gösteren yeterli deliller olmuştu. Bu yüzden, daha doğru düşünmeyi umduğum bir zamanda, onun hakkındaki yeni şüphelerimin işaret ettiği asıl gerçekleri ve ayrıntıları da görebilmeyi umuyorum. Öğreteceğim bilgileri çarpık ve fitneler haline getirilmiş taklitleriyle taklit etmek üzere, ben gelmeden bir süre önce "o alanlar"a yerleştirilmiş birçok insan şeytanı ajanı da son günlerde fark edebilmiştim. İnsan şeytanları, beslenmek üzere alışveriş yapmaya girdiğim her markette de ben karar vermeye çalışırken, düşündürücüler olarak doğru değerlendirmem gereken küçük oyunlar yapıyordu bana, daha doğrusu, okumaya çalıştığım delillerin içine "bir şeyler atıyorlardı" ama bir an önce ulaşmam gereken o sonuca uzaktım. Kalbimi de dinleyememeye başlamaktan çekinir olmuştum. Ama, şimdi, şahit olduğum her şey içinden açıkça gördüğüm gerçek şu, kardeşlerim: BEN, MÜDDESSİR SURESİNDE SESLENİLEN O "GİZLENEN"İM. "KALK VE UYAR." Henüz tam olarak, ömrüm boyunca büyük ve sırlarla dolu kötülüklerinden içime kapanıp, içinde gizlenmek zorunda olduğum bu kötü kozayı gereğince çözüp açılabilmiş değilim. Bu yüzden, henüz tam olarak kalkıp uyarmaya başlayabilmiş de değilim. Çok güçlü zanlar üzerinde olsam da, henüz beyan edecek eminlikte olmadığım için kendime sakladığım değerli sırlarla birlikte susuyorum. Ama bunu basiretimle apaçık görüyorum kardeşlerim. BEN ALLAH'IN O GİZLENEN ELÇİSİYİM. Çok yakında, inşallah düşüncelerim, hızla titreşen kuarklar gibi, gizlendiğim bu çekirdeklerinin içinden beni çıkarıp, özgürce gösterecekler bana neyin ne olduğunu ve gördüğüm bu bilgilerle, dosdoğru uyarmaya başlayacağım. Hayatta kalabilmem de buna bağlı kardeşlerim. Çünkü daha önce iki kere aynı şekilde olduğunu anlattığım durum bir kez daha gerçekleşti. Zehirden arınmak için dışarı çıkmış, uğraşırken, bir kez daha zehirlendim. Rabbimin delilini görsem de, yine anlamakta geç kaldım ve o içeceği içtim. Boğazım sürekli kupkuru ve zor nefes alıyorum. Ama Allah'ın bana geleceği bildirdiği olay örüntülerinin her birini yaşarken, onun ve daha öncekilerinin içinde, gelecekte yaşayacak olduğum olaylara dair olan işaretler daha çok netleşiyor ve bu da güvenimi artırıyor hamd olsun. Artık, bu beyanımı paylaştıktan sonra, bir kez daha şifa bulmayı ve beni bağışlamasını umacağım inşallah yüce Rabbimden. Görüşmek üzere inşallah. Selam size kardeşlerim. |
#2
|
|||
|
|||
Beddua edenleri çok gördük Allah ateşler salsın dediler kendilerini yakaladı ateş.
Kimisi mehdiyim der kadınları şelale altında vaftiz eder kimisi okunmuş kefen satar kimisi cennet garantili mezar satar kimileride elçiyim der daha çooook şeyler duyacağız. Ama Allah ın azabı yakındır sizin gibi sahtekarlara. Allah'a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde: "bana vahyedildi" diyen ve: "Allah'ın indirdiği gibi bir kitap da ben indireceğim" diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölüm şiddeti içindeyken bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatırlar ve:" Ruhunuzu teslim edin. Bugün, Allah'a karşı haksız şeyler söylediğinizden ve O'nun âyetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandıralacaksınız" derler. Böyle garip insanlar daha çoğalacak haberiniz olsun arkadaşlar. |
#3
|
|||
|
|||
Hepsini okudum kayda değer bişey yok. Arkadaş sanırım depresyonda ve belliki hasta, zehir dediği şeyde kanaatimce yakınları tarafından içirilen bir tür ilaç olsa gerek. Arkadaşa şifaalar diliyorum. Bence kendi yazısını art arda bir kaç kez okursa ve düşüncelerini kendi selameti için tanıyıp güvendiği birilerine sürekli açıp onların tavsiyelerine kulak verirse bu durumdan zamanla sıyrılabilir.
.
__________________
Biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz.. |
#4
|
|||
|
|||
Bence bu arkadaşta bipolar bozukluk var. Duygu durum bozukluğu. Ama düşüncelerini bilmek isterdim.
|
#5
|
|||
|
|||
Uzun uzun yazmış bende üstten aşagı öyle Bi göz gezdim anladığım kadarıyla bana itaat edin ben beklenen elçiyim falan diyor.
Keşke burada olsa da Aydınlatırsa arkadaş sevinirim Niye itat edeceğiz? Nasıl anladın beklenen olduğunu sormak lazım ?
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.” |
#6
|
|||
|
|||
Kanka sen şeytanın oyununa gelmişsin seni kullanıyor o gördüklerin hissettiklerin şeytanın ve cinlerin senin üzerinde oyunları tövbe et istiğfar et son gelecek olan Mehdi adı peygamber adı olacak babasının adı peygamberin babasının adı olacak Horasan bölgesinden çıkacak şeytan cinler vasıtası ile pek çok insanı bu yönde kandırır kullanır sana öyle şeyler gösterir ki sen bile inanırsın o duruma gelmişsin malesef tövbe et Hasan mezarcı bunun bir örneği sadece
|
#7
|
|||
|
|||
Allah acil şifalar versin.inşAllah bilinçli peygamberlik imasında bulunmuyordur çünkü o ayet fahri kainat (s.a.v)efendimize hitaben indirilmiştir rabbim affetsin bizide şu ahir zamanın bütün fitnelerinden korusun
|
#8
|
||||
|
||||
H.z Mehdi aleyhiselamin ne isi vr facede tovbe estafurullah
|
#9
|
|||
|
|||
Enteresan daha neler göreceğiz
|
#10
|
||||
|
||||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] tövbe tövbe
zamanında facebook olsaydı bence birçok peygamberde kullanırdı. Sonuçta dinleri yaymak için elçiler kullanmışlar mektuplar göndermişler . Ama herşeyin bir usulü edebi var yani öyle birşey olsa tabiki inanıyoruz ama sahih bilgiler eşliğinde ve sahih insanlar bunun müjdesini elbet verirler diye düşünüyorum . Hz. İsa yıldızlarda doğumu nasıl bilindiyse , hz. Muhammed'i isa nasıl müjdelediyse gibi .... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Letaifler, Letaiflerin Görevleri, Letaif Zikri (Zikr-i Letaif) | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 16 | 19.11.24 01:33 |
Fil Suresi Açıklamalı Tefsiri | Havasokulu | Kuran-ı Kerim Tefsiri | 4 | 29.08.18 10:30 |
Araf Suresi Açıklamalı Tefsiri | Havasokulu | Kuran-ı Kerim Tefsiri | 19 | 03.07.18 11:46 |
Yusuf Suresi Açıklamalı Tefsiri | Havasokulu | Kuran-ı Kerim Tefsiri | 8 | 03.07.18 09:32 |
Nâz ve niyâz nedir? Nâz mı, niyâz mı? | Havasokulu | Tasavvuf & Tarikatler | 3 | 09.05.18 14:38 |