Bir alışveriş merkezinin önünde müşterileri davet eden bir ekip düşünün. Yoldan geçenlere kaba saba davranarak mağazaya müşteri alabilirler mi?

Bir tezgahtar düşünün. Müşteriye bağırıp çağıran biri iş yerini ayakta tutabilir mi?

Bir öğretmen düşünün soru soran öğrencileri azarlayan, sabırsız hareket eden bir öğretmen başarılı öğrenci yetiştirebilir mi?

Allah'ın dininden bahseden bir din görevlisi/gönüllüsü kaba saba olabilir mi?

Ben böyleyim, benim de metodum bu, diyerek insanları Allah'ın dininden soğutmaya hakkı var mı?

Allah'ın dini en güzel anlatılmaya layıktır. Güzel anlatılmadığı zaman insanlar anlatandan uzaklaştığı gibi dinden de uzaklaşır.

Davet, hikmet, öğüt, nasihat bilmeyen kişi din anlatamaz. Dini yaşamak ayrı bir şey, onu anlatmak ayrı bir şeydir.

Dinini güzel yaşayan onu anlatırken zorlanabilir. Eğer bu konuda yeterli değilse bunu ehline bırakması gereklidir.

Bürokratlar yöneticiler galiba basit bir olayı ne kadar zorlaştırırsak o kadar forslu oluruz zannediyor. Oysa bizim dinimiz kolaylık dinidir. Kur'an da rabbimiz namazda bile kolayınızı geleni okuyun der. Efendimizde kolaylaştırın zorlaştırmayın, müjdeleyin nefret ettirmeyin der. Fakat bizim yöneticiler tam tersini yapıyor. Bugün her kurumda işleri kolaylaştırma değilde zorlaştırma birimleri var. Pratik çözüm üretelim vatandaşı yormayalım diyen bir kamu kurumu ben bugüne kadar asla görmedim. En solcusundan en muhafazakar bürokratlarda durum aynı..

Hocam yıllardır tebliğ metodları,tebliğcinin vasıfları vs.bir sürü kitaplar okundu,eserler yazıldı,ama Gazze Müslümanlarının imanlı duruşları kadar etkili olmadı.. İnsanlar akın akın İslam'a geliyor.Buradan hareketle en etkili davet yöntemi yaşamak sanırım.

Cok guzel yazmişsin Umarim hakkiyla anlatanlar cogalir