Mesnevi'den - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Off Topic > Sizden Gelenler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27.11.23, 21:01
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 2,997
Etiketlendiği Mesaj: 234 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Mesnevi'den

Mevlânâ’nın Mesnevî’sinde her şeyde ve her konuda başkalarını izleyen ve taklide uyanların konu edildiği bir olay anlatılmaktadır. Günlük hayatın her alanında karşımıza çıkabilen ve çeşitli şekillerde olan taklidin insanın başına ne felâketler getirebileceğini gösteren bu hikâye şöyledirervişin biri yolculuğu sırasında bir hankâha uğradı. Geceleyin orada konaklamaya karar verdi.Eşeğini kendisi götürüp ahıra bağladı. Kendi eliyle eşeğinin yemini ve suyunu verdi.İşini başkasına bırakmadı, yanılmadı ve ihtiyatlı hareket etti. Fakat kaza gelince, ihtiyatın ne yararı olur?O hankâhtaki dervişler yoksul kişilerdi. Bu yüzden de kusurlu kişilerdi; çünkü yoksulluk insanı helâk edecek kâfirliğe yakındır.Ey zengin kişi! Sen toksun; aklını başına al da dert yükü bir yoksulun yanlış ve çarpık hareketine gülme.Hankâhtaki dervişler çaresizliğe düştüler, yoksulluklarının etkisi altında kaldılar, bunaldılar; hepsi bir olup eşeği satmaya karar verdiler.Zora düşünce haram olan leş bile yenir; nice bozuk ve düzensiz şeyler zor yüzünden düzenli ve doğru bir hal alıverir. Hemen eşeği götürüp sattılar; yiyecek bir şeyler satın aldılar, sonra da hankâha dönüp mumlar yaktılar.“Bu gece lokma var, semâ var. İştahla ve zevkle yenecek yemekler var” diye hankâhta bir gürültüdür koptu.Günlerce bir şey yemeden ne zamana kadar aç durulabilir? Zenbil ile dolaşmak, başkalarından yiyecek dilenmek ne vakte kadar devam eder?Biz de insanız, bizim de canımız var. Bu gece konuğumuz olan derviş sayesinde devlete konduk” diyorlardı.O dervişler “Biz de insanız, bizim de canımız var” derken, kendilerini kötülüğe doğru sürükleyen hayvanî ruhun insanî ruh olduğunu sanıyorlar, suç işliyorlardı.Eşeğin sahibi olan derviş de uzak yoldan gelmişti, yorgundu ve kendisine gösterilen saygıdan da pek memnundu.Dervişlerden her biri gönül alıcı sözler söyleyip onu hoşnut ettiler, kendisiyle güzel bir hizmet oyunu oynadılar.Konuk derviş kendisine gösterilen sevgiyi, saygıyı ve ilgiyi görünce; “Bu gece neşelenmeyeyim de ne zaman neşeleneyim?” dedi.Yemek yediler, sonra da semâ başladı, hankâh tavana kadar toz ve duman içinde kaldı.Mutfaktan tüten duman, ayak vurmalar sonucu kalkan toz, dervişlerin aşk ve heyecanla dönmeleri ortalığı birbirine kattı.Bazen el çırpıp ayak vuruyorlar, bazen de yere kapanıp yüzleri ile sofayı süpürüyorlardı. Derviş canının çektiği her yemeği çok zor bulur, bu yüzden de obur olur.Ancak Allah’ın nurundan, manevî nimetlerden doyuncaya kadar yemiş olan derviş başkadır. O, kapıları çalıp ekmek dilenme ayıbından kurtulmuştur.Fakat dervişlerin binde biri böyle ilâhî nurla dolar ve yemeğe muhtaç olmazlar. Öbürleri de onun sayesinde yaşarlar.Semâ sona doğru yaklaşınca çalgıcı ağır aksak bir usûle girdi.“Eşek giti, eşek gitti” demeye başladı. Hepsi de çalgıcının bu sözlerini tekrarlayıp durdular.Bu heyecanla seher vaktine kadar ayak vurup el çırptılar. “Ey oğul, eşek gitti, eşek gitti!” diye bağırıp durdular.Hankâha konuk olan derviş de onları taklit ederek “Eşek gitti, eşek gitti” diye bağırmaya başladı.O zevk, o coşkunluk, o sema geldi, geçti; sabah oldu. Hepsi de birbiriyle vedalayıp bir tarafa gittiler.Hankâh boşaldı, yalnız misafir olan derviş kaldı. O da eşyasının tozunu silkeleyerek diğerleri gibi gitmeye hazırlandı.Eşyasını odadan dışarı taşıdı. Eşyasını eşeğine yükleyip yola koyulmaya niyetlendi.Yoldaşlarına yetişmek için acele ediyordu. Ahıra gitti; ancak eşeğini bağladığı yerde bulamadı.Kendi kendine “Hankâhın hizmetçisi onu suya götürmüş olmalı; çünkü eşek dün akşam pek az su içmişti” diye söylendi.Hizmetçi gelince, derviş “Eşek nerede?” diye sordu. Hizmetçi “Bu ne biçim soru? Sakalından da mı utanmıyorsun? Dün gece ‘Eşek gitti, eşek gitti’ diye bağırıp durdu herkes. Duymadın mı?” dedi.Derviş “Ben eşeği sana emanet etmiştim, onu korumayı sana bırakmıştım” dedi,“Yollu yordamlı konuş, delil getirmeye kalkışma, sana verdiğimi bana geri ver.Sana verdiğimi senden istiyorum. Sana bıraktığımı, sana emanet ettiğimi bana geri ver.Peygamberimiz ‘Elinin aldığı şeyi sonunda sahibine geri vermen gerekir’ diye buyurmuştur.Aksilik eder de buna razı olmazsan, işte ben şuracıktayım, sen buradasın, kadı efendinin evi de orada.”Hizmetçi; “Bütün dervişler üzerime saldırdı” dedi, “Alt oldum. Onlarla başa çıkamadım, yarı canlı bir hale geldim.Sen bir ciğer parçasını kedilerin arasına atıyorsun, sonra da onun ardına düşmeye kalkıyorsun.Yüzlerce aç kimsenin ortasına bir parça ekmek, yüzlerce köpeğe karşı bir zavallı kedi bırakıyorsun.”Derviş; “Diyelim ki” dedi, “Sana zulmettiler de eşeği elinden aldılar; onu almakla benim gibi bir yoksulun canına kastettiler.Ey zavallı! ‘Dervişler eşeğini satmaya götürüyorlar’ diye neden haber vermedin bana?Söyleseydin, eşek kimdeyse ondan alırdım. Ya da onlar kendi aralarında anlaşırlar ve eşeğin değerini bana verirlerdi.Onlar buradayken yüz türlü çare bulunurdu, şimdi her biri bir tarafa çekip gitti. Ben şimdi kimi tutayım, kimi kadıya götüreyim? Bu kaza senin yüzünden başıma geldi.Niçin gelip de ‘Ey garip, böyle korkunç bir zulme uğradın’ diye bana haber vermedin, neden beni uyarmadın?”Hizmetçi; “Vallahi, defalarca geldim” dedi, “Bu işleri sana duyurmak istedim.Ancak sen ‘Eşek gitti, oğul eşek gitti’ sözünü hepsinden daha tatlı, daha coşkulu söylüyordun.Ben de demek ki eşeğin sahibi hayvanın satıldığını biliyor ve kazaya razı oluyor, ârif bir adammış diyerek geri döndüm.”Derviş; “Hepsi de o sözü hoş bir eda ile söylüyorlardı” dedi, “Gerçekten onlar gibi söylemek bana da haz vermişti.Doğrusu onları taklit edişim beni berbat etti. Yüzlerce lanet olsun onları taklit edişime!”Mevlânâ’nın yukarıdaki şiirinden de anlaşılacağı gibi, insanların sahip olduğu bu türden taklitler topluma zarar vermektedir.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Mesnevi'ye farklı bir bakış Hazar Kitap Tanıtımları 0 22.04.21 20:59
Bakkal ve Papağını hikayesi - Mesnevi'den mubertrzon Sizden Gelenler 1 02.11.19 23:51


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:33.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147