#1
|
|||
|
|||
Ben kendimi beğenmiyorum
"Ben kendimi beğenmiyorum. Beni beğenenleri de beğenmiyorum" cümlesini Bediüzzaman'dan ilk okuduğumda kendi içimde kurguladığım bütün motivasyon kaynaklarına tamamen zıt bir önermeyle karşı karşıya olduğumu farketmiştim.
Bunu kendi içimde bir an önce çürütmeliydim! Öyle ya; kendimi, kurduğum cümleleri, seçtiğim elbiseleri, yaşam tercihlerimi ve arkadaş çevremi beğendiğim ölçüde moralim yerine geliyor, beni beğenenleri ben de beğendikçe ve onlara ilgi gösterdikçe mutlu oluyordum. Kendini değersiz bir şey gibi bir kenara koyarak, bir potada eriterek nasıl mutlu olunurdu ki? Bu çok saçmaydı! Ama zamanla şunu farkettim; sürekli kendi serüvenimden, yaşadığım zorluklardan, aştığım engellerden bahsederek, bir lütuf olarak gönlüme ve dilime âdeta bir sarmaşık gibi dolanan hakikatlere haksızlık yaptığımı, aslında onları çok incittiğimi farkettim. Öyle ya; üzüm taneleri gibi hakikatlerin yanında üzümün kuru çubuğu neyse, ben de ondan fazlası değildim. Üzüm tanelerinden çok kendimden bahsederek yaptığım hadsizliklerin farkına vardım. Müminin motivasyonu, iman etmenin neşesinden ve ahirete dair endişelerden yoğurulmuş bir azıktan başka bir şey değildi oysa. Sınanmak için gönderilen kullar değil miydik! Öyle olmazsa, "kendini beğenme ve beğendirme" motivasyonunun önüne ne çıkarsa çıksın; canını sıkacak, ağzının tadını kaçıracak bir ayet, bir hadis de olsa gözü görmez insanın. Kendince çıkarımlarda bulunur. Bir ömre yetecek gerekçeler üretir. Reddeder demiyorum, gözü görmez sadece. Onlar yokmuş gibi kendi vitrinini süslemeye devam eder. Kendine ait ne varsa göklere çıkarmak ve sürekli kendinden bahsetmek ve bu hakedilmiş(!) kibir en doğal hakkıymış gibi yaşamak ne büyük bir aldanış oysa. Hakikatten bahsetme niyetindeysek, şahsımızı beş on adım geride tutmak en elzem olandır. Motivasyonumuzu kendini beğenmek ve başkalarının bizi beğenmesi üzerine kurgulamak yerine, Allah'ın bizi beğenmesi üzerine kurgulamak zorundayız. O beğense, bütün dünya beğenmese ne gam! |
#2
|
|||
|
|||
Amel defterimde ne birikmiş onun merakındayım en çok da...
Kaç övgü, kaç bilinme, kaç yazı, kaç para birikmiş heybemde neyi ifade eder, hangi işe yararlar? İki gündür okuduğum bir cümlede takılı kaldım. Tek bir cümlede. Ataullah İskenderr, Hikem-i Ataiyyesinde şöyle demiş; "Cenab-ı Hakk'ı bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi kazanır?" Hangi cümleyi kursam bu cümlenin yanında söndü gitti. Hangi yazarın hangi çok satan kitabını, hangi afilli cümlesini yanına koyduysam söndü gitti. Ben de sustum bolca, kalemimi de susturdum... |
#3
|
|||
|
|||
Evet, bahtiyar odur ki, kevser-i Kur'ânîden süzülen tatlı, büyük bir havuzu kazanmak için, bir buz parçası nev'indeki şahsiyetini ve enâniyetini o havuz içine atıp eritendir.,____Bediiuzzaman Saidi Nursi .ihlas Risalesinde bahseder yazinizlada bir parçada olsa bağdaştırmak .
. |
|
|