#11
|
|||
|
|||
Akıllı insan kimdir?
Adamın biri, “Nerede olursa olsun ben hep doğruyu söylerim, aslâ müdârâ etmem” diye iddiâda bulunurmuş. (Müdârâ; idare etme, gönül alma, yumuşak davranıp hoş geçinme demektir.) Bir gün birinin şâhide ihtiyacı olmuş, bu doğru konuşan adamı şâhit olarak mahkemeye götürüp kadı efendinin karşısına dikmiş. Bizim “doğrucu” bakmış ki, kadı efendinin bir gözünde şaşılık var. Hemen, “Selâmün aleyküm kör kadı” deyivermiş. Kadı da kızıp, “Atın şu münâsebetsizi içeriye” diyerek hapsi boylatmış. Mahkumlar ısrâr etmişler, “Neden hapse atıldın?” diye... O da omuzlarını silkiyormuş: “Ben sadece doğruyu söyledim: ‘Selâmün aleyküm kör kadı’ dedim. O da beni hapse attı. Halbuki ben doğruyu söylemiştim.”
Mahkumlar gülmüşlür: “Efendi, demişler, her doğruyu her yerde söylemek doğru mu? İşte böyle münâsip olmayan yerde söyleyeceğin bir doğru, münâsip olan yerlerde söylemen gereken doğrulara da mâni olur, şâhitlik bile yapamaz hâle getirirler seni.” Bundan dolayıdır ki ilim ve hikmet erbâbı, “Her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir” derler. Hele günümüzde, sözüne sohbetine iyice dikkat etmek gerektiğini bilmeyenimiz yoktur herhalde... Ama yine de kör kadı diyenler çıkıyor, güyâ doğruluktan ayrılmayacaklarını ifade ediyorlar. Halbuki bir doğru söyleyip de bir sürü zararlara sebep olmaktansa, zararlı insanlarla zararsız şekilde muhâtap olup belâya girmemeye çalışmak da sünnetin iktizâsıdır. İmâm Birgivî (rh.) Tarîkat-ı Muhammediye’sinde, “Sana zarar verecek kişiyle karşılaşırsan, zararından korunacak şekilde muhâtap olman haram değil, bilakis müstehaptır” diyor. Arkasından da Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in, “Ben, farzları edâdan sonra, insanları müdârâ ile (idare edip hoş geçinmekle) emrolundum” hadîs-i şerifini zikrediyor. Sonra da, “Akıllı insan dostlarına ikrâm eden, düşmanlarını da idâre edendir” diyor. Delil olarak da, Asr-ı Saâdet’ten şu hâdiseyi naklediyor: Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in kapısına gelen bir kişi içeri girmek için izin istemişti. Efendimiz (s.a.v.), gelenin kim olduğunu sorduğunda, falan aşîretin adamıdır denince, “O ne şerli bir kimsedir, buyursun gelsin” diyerek, güler yüzle de karşılamıştı. Şerli adam çıkıp gittikten sonra sormuşlardı: “Hem aşîretin şerli adamıdır buyurdunuz, hem de güler yüzle karşıladınız?” Cevaben buyurmuştu ki: “İnsanların en şerlisi, zararından korunmak için idâre olunan kimsedir |
#12
|
|||
|
|||
Derviş'e Hâlin Nicedir.?Diye sormuşlar,
Cevab vermiş..!! Kâinatı tanıdıkça hayretim; İnsanları tanıdıkça korkum, Kendimi tanıdıkça kaygım çoğalıyor..!! |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Çocuğu olmayanlar için manevi reçete | Huni | Rukye ve Tedavi | 6 | 30.09.24 17:51 |
Şakralar ve Hangi Şakra için Hangi Taş | BeyazMor | Aura - Çakra | 2 | 05.03.24 10:04 |
Hz isa ve Nuh a.s'ın oğlu Sam | Skoda | Peygamberler | 0 | 20.03.21 02:13 |
Hz. insan olmak.. | Hal | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 01.03.21 02:13 |