|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Anneler gününüz kutlu olsun..
Babası öldükten sonra, biz karı koca çalışıyoruz seninle ilgilenemeyiz bahanesiyle seksen yaşındaki hasta annesini huzur evine yatıran oğlu çok seyrek de olsa onu ziyarete gidiyordu.
Yaşlı kadın oğlunu dünyaya getirdiğinde kırk yaşındaydı. Bundan önceki çocukları yaşamamış bu oğlunu da kurbanlar keserek büyütmüştü. Tek evlatlarıydı, bir şey olacak diye içleri titremişti. Oğlu o gün huzur evinden bir telefon aldı. Telefondaki ses annen çok hasta her an ölebilir seni görmek istiyor diyordu. Oğlu arabasına binip oraya gittiğinde annesi zor nefes alıyordu. Oğlu annesinin ölmek üzere olduğunu anlamıştı. Annesinin ellerini tutup "anne senin için ne yapabilirim?" “Senin için ne yapmamı istiyorsun?”diye sordu. Annesi feri sönmüş gözleriyle uzun uzun oğlunun gözlerinin içine bakıp;zor duyulur bir sesle "Artık çok geç ama isteseydin çok şey yapabilirdin... Ama yapmadın" dedi ve devam etti. "Çoğu akşam yemek yetişmediği için aç yattım. Klimayı açmadılar sıcaktan fenalaştım Buzdolabım yoktu bir bardak soğuk su içemedim. Sıkıldığımda temiz havaya çıkaranım olmadı., Altımı ıslattım diye tokat attılar. Ayda bir kere banyo yaptırdılar; kirden vücudumda yaralar oluştu. Bana bu yapılanlar arkası kuvvetli olanlara yapamadılar çünkü onların ilgilenenleri vardı ve ben ise kimsesizdim. Biliyor musun? En çok da sevgisizlik acı verdi. Kimse saçımı taramadı, yüzümü okşamadı. Sen terk edilmişlik nedir bilir misin oğlum? Terk edilmişlik, ölmeden mezara konmaktır bunu unutma olur mu. İşte böyle artık her şey için çok geç senin benim için yapacağın hiç bir şey kalmadı. Ben her şeye alıştım da sadece senin özlemine alışamadım." derken feri sönmüş gözlerinden iki damla yaş yuvarlanıp yanaklarında dondu. Oğlu şok olmuştu. "Bana bunları neden şimdi söylüyorsun, neden daha önce söylemedin?" Annesi, "Nasıl söylerdim ki sen beni koskocaman evinde bir köşeye sığdıramamış, bana burayı layık görmüştün. Seni rahatsız etmek istemedim oğlum. Benim için artık çok geç de ben asıl senin için üzülüyorum çünkü sen yaşlandığında çocukların seni buraya bırakırlarsa benim dayandıklarıma sen dayanamazsın. Unutma ki ne verirsen onu alırsın oğlum" dedi ve gözlerini kapattı. Belli ki bu konuşma onun son kalan gücünü de tüketmişti. Bir saat sonra sıkı sıkı tuttuğu oğlunun eli ellerinden kayıp düştü. Evet, bir anne daha içi acıyarak hayata veda etmisti
__________________
Yarına kaldı şarkılar aman Bu yaraya deva değil zaman Ateş düştüğü yeri yakar Bu düzeni bozuk dünya yalan.. |
#2
|
||||
|
||||
Bu yaşamdan benim annem de geldi geçti.
Yalnız bir kadın oldu daima. Duygularını ifade edemeyen, bu hayatta gördüğüm en dürüst, en vicdanlı, kendini en hiçliğe bırakmış insanlardan biri oldu. 21 yaşında kızını kaybettiğinde iki torunu elinde kalakaldı. Torunlarından küçüğü 19 yaşında hayata gözünü yumduğunda, bu acılardan kaçmak için Alzheimer olduğunu düşünüyorum. İnsanın acıya dayanıklı olamaması üzücü bir durum. Annemle hep karşılıklı kahveli , sohbetli, eski fotoğraflara bakarken kendimi hayal ederim. Ya da geçmiş anılarımdan birini yoklarım, O’na ihtiyaç duyduğum zamanlar. Yıllarca anneme annelik yaparken, kendi çocuklarım büyüdükçe, O’nun daha da çocuklaştığını görmek hep hüzünlendirdi beni. Üniversite’yi İstanbul da okurken, haftasonları küçük yeğenlerime annelik yapmak için eve gittiğimde, buzdolabında o hafta pişirdiği yemeklerden küçük porsiyonlar halinde bana ayırması, bir ailenin çocuğuna verebileceği en büyük değerlerden biri oldu bana. Ve daha bir sürü şey. Bu sabah namazımı kılarken, sıkıntı sorun olarak gördüklerimi içimden Yaradan’a bırakıp, arkamı döndüğümde, sehpanın üzerinde bir buket ve yanında bir notla karşılaştım. Bazen, anneme annelik yapmaya çalışırken, kendi çocuklarımdan çaldığım zamanlar oldu. Bir kadın olarak, bir erkeğe basit, sıradan ve kolaymış gibi görünen “bu yaşamı derleme toplama “ rolü bazen omuzlarıma ağır geldi. O vakit çocuklarımın her anne deyişinde tekrar ayağa kalktım. Anneee, siyah pantolonumu bulamıyorum. Anne, bu gün okula beni bırakır mısın? Anneeeee, dişim ağrıyor. Anneee, tatlı yaptın mı? Bu seslerin evimde, yuvamda, anılarımda varolması için, beni bu güzel vazifeye layık gören Rabbime şükürler olsun. Emanetler içinde emanetlere göz kulak oluyoruz hepsi bu sanırım. Yaşamda bir varlığı koruyup kollayan ( bu kedi de olabilir, başka bir canlı da), derleyen , toplayan, doğurmadan anne olabilen tüm kadınların Anneler Günü kutlu olsun! |
#3
|
|||
|
|||
Anne olmak için doğurmak gerekmez ki, annelik yürek işi.. Yıllarca kedileri köpekleri evlat deyip bağrıma basarken yıllar sonra doğurmadığım ama emzirdiğim bir evladın kalbiyolojik annesi oldum.. Nasip eden rabbime binlerce kez şükürler olsun.. Rabbim dileyen herkese nasip eder inş bu duyguyu.. Kendini anneliğe adamış tüm kadınların ve evladına hem analık hem de babalık yapan tüm erkeklerin günü kutlu olsun..
. |
#4
|
|||
|
|||
"Yaşamdaki güzel şeylerin çoğu ikişer, üçer, düzinelerle ve yüzlercedir. Sayısız yıldız, gül, kardeş, hala ve kuzen vardır; ama anne tektir."
❤️ Bütün annelerimizin, anneler gününü kutlar, emektar ellerinden öperiz... |
|
|