#1
|
|||
|
|||
Tecelli - Keşfiye
Kim aklını kullanmazsa Allah o kişiyi pislik içinde bırakır. (Yunus 100)
İslam akıl dinidir. İtikadımızın esaslarından biri de aklını kullanmaktır. Kur-an’ın bir çok ayetinde aklını kullanmak vardır fakat iş icraata gelince aklını kullanmak yerini aklını kullanmamaya bırakıyor. Namaz, oruç, ibadetler amaç değil araçtır! Hedef Allah’a varmaktır. Hedefe varmak için araçlar vardır, bunlar zikir, namaz, oruç, zekat, sünnetler, takva vs… “Hedef araçlarla Hakk’a varmaktır. Hakk’a varınca yani gönül şehri yapılınca, Hak ile Hak olunca araçların önemi kalmaz.” Bir insan şeriatı gerçekten yaşarsa tarikata çıkar. Tarikatı yaşarsa hakikate çıkar, Hakk’a ererler. Erenler de kibir, gurur, riya, gösteriş, kızma yani nefsin yedi gözünün işaretleri yok olur. Bunların elinden, dilinden zarar gelmez. İsteseler de haramları işleyemezler, haram işleyenlere bile merhamet gözüyle bakarlar. Şeriatı gerçekten yaşayan hakikat ehlidir. Tarikatı gerçekten yaşayan marifet ehlidir. Hak ile Hak olanların para, mal gibi dünyalık işlerle alakaları olmaz yani bunları yerinde kullanır. Özellikle gönlüne sokmaz yoksa dervişte olsan, keşişte olsan para lazımdır. Yeri ceptir gönül değildir!. Bazılarının da namazları, zikirleri ve oruçları var. İyi güzel peki kusur nerede? Kusur nefsin mertebelerini geçememektedir. Her zikirden sonra tecelli hastalığı var!. Yap zikri, al karşılığını. Ne yani, zikir karşılık için mi yapılır? Yani tecelli olmazsa, zikir yapmayacak mısın? Bu nefsin hastalığıdır!. Tecelli, iki ucu kılıç gibidir. Hadisi şerifte buyuruldu ki; “rüyalarınızı ehline anlatınız. Rüya nasıl yorumlarınırsa öyle çıkar.” Kadının biri rüyasında kocasını görüyor. İnsan-ı Kamil’e rüyasını anlatıyor, insan-ı kamil “kocan uzakta mı, uzaktaysa gelecek, kavuşacaksınız” diyor ve kocası geliyor. Aynı rüyayı kadın yine görüyor bu sefer başka birine anlatıyor, anlattığı kişi “kocan ölecek” diyor ve kocası ölüyor. Rüya yorumlamak bir marifettir. Arif olmak lazımdır. Hadisi şerifte buyrulduğu gibi “kötü rüyaları söylemeyiniz, şeytandan Allah’a sığınınız.” Her cemaatte yalakalar, sahtekarlar vardır. Bunlardan bir örnek verelim, yalakanın biri efendisine yalakalık yapmak için “efendim filanca yerde şu ilacı buldum, size kesin iyi gelir” diyor. Sürekli “kesin” olan ilaçları, kremleri buluyor fakat sonuçta hiç birisi işe yaramıyor, paralar boşa gidiyor. Bu yalaka “efendim bu ilacı size getirdim, inşallah iyi olursunuz” diyemiyor. Akıl veriyor, yükü başkasına çektiriyor. Başkalarının tecellilerini, rüyalarını kendi malıymış gibi pazarlıyor. Hal sahibi gibi davranıyor fakat kal ehli, dedikodu yapmada ise uzman. Etraf çakma ermişlerle dolu. Doğruyu söyledin mi çakma erenler, çakma mürşidler hemen adam toplarlar, çoğunluk olmaya çalışırlar. Sohbetlere gelenlere huzur vermek lazım, hal vermek lazım. Tabii ki çakma erenler veremezler ve dağılış başlar. Kalırlar tek başlarına… Doğruların sonu hep yalnızlıktır. Onuncu köy kaderleridir… Hiç kimse kusurunun söylenmesini istemiyor aksine herkes övülmeyi istiyor. Sonra lafa gelince kınayanların kınamasından korkmayız hikayesine yapışıyorlar. Esas kamil, eren şunlardır; “kim benim kusurlarımı söylerse Allah ondan razı olsun” Hz. Ali (k.v) Diyenlerden eyle bizi Yarabbi… |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Allahın cennet ehline kendini tecelli ettirmesi | yasmin_2879 | Sorularınız | 6 | 14.01.21 12:58 |
Tecelli nurunun rengi | Bluerose | Sorularınız | 10 | 27.12.19 19:40 |
İlahi adalet böyle tecelli eder! | Papua | Tecrübe Ettikleriniz | 56 | 17.07.19 22:10 |
ismi Azam'ın tecelli etmesi | Anka58 | Dualar & Dua Kardeşliği | 4 | 02.01.19 20:13 |