Yüz bin cami varmış, yüzlerce İlahiyat fakültesi hocası ve öğrencisi varmış. Yüz bin üzerinde din görevlisi ve bir o kadar da sivil din görevlisi varmış. Onlarca tarikat, Cemaat, dernek, vakıf, stk varmış.

Peki, bu kadar din görevlisi, gönüllüsü orduya rağmen milyonlarca insan neden faizle para çekiyor? Milyonlarca insan fuhuşa sıcak bakıyor. Milyonlarcası namazı düzgün ya da düzenli kılmıyor. Buna binlerce sorun ve problemi ekleyebiliriz.

Genelde tüm suç da din görevlisi, din gönüllüsü insanlara yıkılır. Bu kadar hoca var; ama insanlar şöyle böyle....

Peki, sana soruyorum sevgili cemaat, sen nasihat edenleri ne kadar seviyorsun?

Sana soruyorum, cumadan cumaya gelen kardeşim, nasihat edenlere ne kadar saygı gösteriyorsun?

Sana soruyorum, ihaleye başka biri girmesin diye alavere dalavere peşinde koşan beyefendi, vaaz edenleri ne kadar dinliyorsun?

Sana soruyorum hanımefendi, hocaları çok mu takıyorsun? Nasihat edenleri çok mu kale alıyorsun?

İşin doğrusu hocaları sevmiyorsunuz. Nasihat edenleri sevmiyorsunuz. Vaaz edenleri sevmiyorsunuz. Helal haram anlatan hocaları sevmiyorsunuz.

Ama menkıbe masal anlatanları seviyorsunuz. Hele o menkıbeciler bam telinize bir dokunsun adamın canını çıkarırsınız...

"Ben size nasihat ettim. Ancak sizler nasihat edenleri sevmiyorsunuz." Araf Sûresi 79

Anca dini içerikli masal anlatanları seviyorsunuz. Masal anlatanları dinleyip vaaz edenleri, gerçekleri anlatanları Cimer'e şikayet ediyorsunuz.

nasihat edenin kişiliği ve nasıl nasihat ettiği çok önemli bir mesele her nasihat yerine ulaşmıyor malesef

Fazlası sıkıcı ve bıktırıcı oluyor, arada bir verilmeli herşey dozunda kalmalı

---------- Post added 19.09.20 at 00:15 ----------

Cevap yazmak isterken sizden alıntı olmuş ama sözünüze donuna kadar katılıyorum

cok soze gerek yok,sistem ve sistemin getirdigi cokuntu,vahsi kapitalizmi serbest piyasa ekonomisi diye adlandirip,insanlari bu sekilde yasamaya zorlayan sistemi de onune alip,nefsini tatmin icin dini yasamamak,ve cok guzel bir söz,"layik oldugunuz kusilerle yonetilirsiniz" baska lafa gerek varmi?

Şöyle düşünmek gerek kadın pazarlayan bir genelev var ve bu genelevin içinde gelen müşterilere namaz kıldıran bir imam var bu imam bir yandan gelenlere genelevin güzelliğini burayı yönetenlerin çok iyi insan olduğunu ama zinanın da haram olduğunu vaaz ediyor acaba bu imamın vaazında kaç kişi zinanın haram olduğu vaazını takar. Aynı şekilde içki kumar zina ibnelik faiz tefecilik rüşvet yolsuzlluk tüm gayrimeşru yolların önünü açan ve bunları tam destekleyen cemaat ve diynet hocalrın vaazını da kim takar ki.

Bugüne kadar nasihat, tavsiye veya öneri de bulunan herkesi saygı ile dinledim. Mantığımla birleştirdim ve kendim için doğru olanı yaptım.

Nasihatı dinleyen bilinçaltımızdır bilinçaltı nasihatı dinlerken söze değil nasihat edenin duygu ve haline bakar hangi hal varsa ona göre ya nasihatı alır yada nasihat edeni önemsemez

Nasihate İhtiyaç

Kişi kendi eksiğini başkası kadar net göremez. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), “Din nasihattir!” buyuruyor. Kimden gelirse gelsin nasihate açık olmalıyız. En azından bize yöneltilen farklı fikirleri düşünüp değerlendirmeliyiz. Atasözü, “El elin aynasıdır” der. Nasihat almak da olgunluk ister. Ben her şeyi bilirim düşüncesindeki insanlar nasihat dinlemezler. İbn Abbas (radıyallahu anh), Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) hutbe okuyacağını duyunca kilometrelerce öteden yürüyerek gelir, minberin önüne otururdu. Onlarda bu derece nasihate karşı iştiyak vardı. Dolayısıyla işlerinde başarılı oluyorlardı. İnsan bir meclis içinde yapılan ikazları üzerine almalı, kendisine uygulamalıdır. Eğer herhangi bir sohbette bir tavır eleştiriliyorsa o kötü halin kendisinde olup olmadığını düşünmelidir. Başkalarına kulak tıkamak kibrin göstergesidir. Mümin müminde gördüğü eksikliği, usulü, üslubu dairesinde hatırlatmalıdır. Çünkü hakkı emretmek ve kötülükten sakındırmak müminin şiarıdır.

Ettiğin nasihatı yaşamıyor isen, verdiğin nasihat sadece kuru söz olur tesiri kalmaz.

Nasihat alıp nasihat vermek guzel ama duzgunsen ver duzgunden al