#1
|
|||
|
|||
Deruna yolculuk
DERÛNA YOLCULUK
Corona virüs üzerinden yapılan faydasız aforizmalar ve kurgulanan seviyesiz metaforları bir tarafa bırakıp şu dönemin bize ne katması gerektiğini tefekkür etmemiz gerekmez mi? Evden çıkmamayı bir vesile görüp mesela uzun zamandır ihmal ettiğimiz manevi kalbimiz üzerinde durabiliriz. Tasavvuf ilminde kalp letaifi, akletmenin merkezidir. Bununla beraber hayırlı işlerin de telkin santralidir. Nefs letaifi ise daima kötülüğü emreden, gafletin merkezidir. Nefs letaifinin iktidar olduğu vücudumuzda diğer Rabbani leatifler köle olur. Nefsin köleleştirdiği letaifler ancak letaif-i kalbin iktidarı ile son bulur. Demokratik sistemlerde bir partinin iktidar olabilmesinin yolları bellidir. Peki kalp letaifinin ikdarı nasıl olur? Evvela onu zayıf düşüren,tüm manevi kabiliyetlerini minimize eden günahlardan kurtulmak ile... Bunun için de gerekli tek şart, tövbedir. Zira Peygamber-i Ekber (sav) "Günahlarına tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir"buyurur. Günahın zindanında kurtulan kalb-i letaif için artık yapılacak tek şey teşkilatlanmak ve etkisini tüm Rabbani merkezler üzerinde hakim kılmaktır. Yani ruh, sır, hafi, ahfa letaiflerini nefsin tasallutundan kurtarıp kendi yörüngesine çekmektir. Bunun içinde letaif-i kalp, salih amellere sarılır. Zira manevi kalp ancak salih amel ve takva ile güç kazanıp, etkisini artırabilir. Günahtan uzak durmak en büyük salih amellerdendir. Burada akla,en başta büyük günahlar gelir. Bununla beraber gıybet, yalan, haset, cimrilik, şehvet, hırs, ucûb gibi günahlarda adeta birer terör örgütü gibidir. Kalbe zarar veren, ikitidarını zayıflatıp, muktedir vasfını yok etmeye çalışan... Zira tüm günahlar letaif-i nefsin, güç kaynağı ve muhafızlarıdır. Gerek odur ki nefsi zayıflatıp,kalb-i letaifin emrine sokmaktır.Yani tasavvufi ifadesiyle nefsin terbiye edilmesi,bir taraftan da kalbin tezkiy olmasıdır. Bunun için bir mürebbiye yada manevi bir doktora ihtiyaç vardır. Zira insan bilmediğin de uzman olamaz. Ya da ilmi olmadan bir hastalığı tedavi edemez... Çünkü tahrip olmuş Rabbani letaiflerin tamir ve tahkimi bir manevi bir bilgiye muhtaçtır. Ya da yukarıda bahsettiğimiz kötü ahlaklar, birer manevi hastalıktır ve manevi bir tedaviye mecburdur. Bundan ötürüdür ki manen büyük olanlar, bir büyüğün eğitiminde yada onun manevi teşhis, tedavi ve takibinde büyük olmuşlardır. Hatt-i zatında manen büyük olmak manen sağlıklı olmak demektir. Zira günahlarının farkında olmayan yada farkında olup bundan kurtulmak istemeyenler her daim manen hasta kalmaya mahkum olmuşlardır. İş odur ki, insan eksiklerini evvela kabul etsin sonra bu hali için nedamet duyup,tövbe etsin ve istikamet üzere yaşamanın gayreti içerisinde bulunsun... Tasavvuf, bu sürece seyr-i sulûk der.Bu seyre ise bir kılavuz ile çıkılır.Bu kişiye de mürşid-i kamil denilir. Mürebbi ve manevi doktordan kasıt ise bu mürşid-i kamillerdir. Evde kalmak,düşünmediklerimizi düşünmeye, bilmediklerimizi öğrenmeye yada bazı bildiklerimizi içselleştirmeye vesile olsun. Allah(cc)'ın tevfik ve inayetiyle. |
#2
|
|||
|
|||
BOŞ DURMA SALAVAT OKU...
Okuduğumuz her salavât-ı şerife Efendimize mutlaka ulaşıyor ve bundan haberdar ediliyor. Bunun için Allâh-u Teâlâ’nın görevlendirdiği melekler vardır. Bu salavâtı alıp Efendimize götürürler ve falanca oğlu filancanın Size selamı var derler. Nitekim Efendimiz: “Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) Bana tebliğ ederler.” (Nesai, sehv 46) buyurmuştur. Bu ne büyük bir nimettir ki, en büyük Şefaatçimiz bundan haberdar oluyor. O halde ne kadar çok salavat getirirsek, Efendimize arz edilen listede o kadar çok ismimiz geçecek. Bu vesileyle arada bir nevi ünsiyet ve yakınlık hasıl olur ki, bu ne büyük bahtiyarlık ve ne büyük bir ahiret sermayesidir. Öyleyse vaktimizi boş lakırdılarla, lüzumsuz mevzularla geçirmeyip, salavatla meşgul olalım. Çünkü bu dünyada çok salavat getirenler, ahirette Efendimize en yakın kimselerden olmaya hak kazanırlar. Zira Abdullah İbni Mesud (Radıyallâhü Anh)’ın naklettiği bir hadîsi şerifte Efendimiz: “Ahirette Bana insanların en yakını,Bana en çok salavat okuyanlardır.” buyurmuştur. Ki, o mahşer gününde herkesin “Nefsî, nefsî” dediği ve kendisinden başka hiç kimseyi düşünemediği o hengâmede, o can pazarında, “Makâm-ı Mahmud”un sahibi olan Hz. Muhammed Mustafa (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem)’e yakın olmak, hiç şüphe yok ki ne büyük bir kurtuluştur. Mahşerde Ona yakın olmak demek; Cennete yakın, Cehenneme ise uzak olmaktır. Salavât-ı şerifeye devam etmek, sadece ahirette değil, dünyada da insanı zor durumdan kurtarıp selamete ulaştırır. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kuşlarla Yolculuk | metinizm | Sinema ve Diziler | 1 | 20.07.24 18:31 |
Rüyada Yolculuk | Havasokulu | V-Y Harfleri Rüya Tabirleri | 1 | 18.12.22 12:52 |
Zamanda Yolculuk.. | Aliye | Tasavvuf & Tarikatler | 16 | 12.11.22 00:14 |
yolculuk yapanlara | Sadi | Vefk & Tılsım | 0 | 14.09.20 20:12 |