Vicdanımızı asla aldatamayız!....
Mesela, bir insan, düşündüğü bir hırsızlığı, herhangi bir sebepten yapamazsa, aceba o hırsızlığı yapmış gibi bir akibete uğrar mı? Bir şeyin ruhta şekillendirilmesi, onun ruhta gerçekleşmiş olması demektir. Bundan dolayı, ona karşı ruhta herhangi bir reaksiyonun uyanması için, ayrıca dışarıda da olmasına gerek yoktur.
Zira, esasen, yukarıda da söylendiği gibi, bu tepkiler dışarıda değil, içerideki, yani ruhtaki etkenlerin tesiri altında doğar. Bir düşüncenin acı tatlı sonuçlarını tatmak için, onun dış alemde gerçekleşecek zemini bulup bulmaması önemli bir rol oynamaz. O halde, düşünülen her şey, o anda gerçekleşmiş olsun, ya da olmasın, imajinasyonu idare eden iradenin, iyi veya kötü niyetlere göre almış olduğu istikamet, acı ve tatlı sonuçları zorunlu olarak hazırlar. Herkesi aldatabiliriz, fakat kendi benliğimizde daima uyanık duran ve bizden ayrılmayan vicdanımızı asla!..
Demek ki, bir şeyin kimse tarafından görülüp bilinmeden yapılmış olması ile, insanın kendini onun sonucundan kurtarabilmesi şöyle dursun, hatta, o şeyin hiçbir kimse tarafından sezilmemekle beraber, düşünülüp de gerçekleşmemiş olması bile, onun iyi ve kötü sonuçlarından insanı korumaz.
|