Depresyonun asıl sebebi nefesimizden ve evimizden başlıyor - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Off Topic > Sizden Gelenler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 25.07.19, 10:07
Dua Dua isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 23.07.18
Bulunduğu yer: Niğde
Mesajlar: 171
Etiketlendiği Mesaj: 11 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Depresyonun asıl sebebi nefesimizden ve evimizden başlıyor

Yaşlı kadın, usulca odasından çıktı. Salondan torunu ile gelininin sesleri geliyordu. Gelin oğluna:

"-Oğlum, sofra hazır, çorbanı koydum; haydi gel de soğutmadan ye!.."

Salonun en kuytu yerine geçti, yerde kendine ait köyden getirdiği minderin üzerine oturdu. Çocuk, babaannesini görünce:

"-Babaanneciğim, gel beraber yiyelim!.." dedi.
Yaşlı kadın mânidâr bir şekilde iç çektikten sonra:

"-Evin erkeği gelmeden akşam sofrasına oturulmaz. Hele babanız gelsin, beraberce yeriz inşaAllah!" dedi.

Evin gelini:

"-Aman anneciğim, eskidenmiş onlar!.. Şimdi acıkan yemek sofrasına oturur, o da gelince yer." dedi. Yaşlı kadın:

"-Kızım, nasıl insanların bir edebi, hayâsı, iffeti varsa, evlerin de iffeti ve edebi vardır."

Torunu dayanamayarak alaycı bir tavırla söze karıştı:
"-Yaa babaanne, neymiş bu evlerin iffeti... Anlat bakalım, merak ettim!.." dedi.

Yaşlı kadın söze başladı:
"-Biz küçükken annelerimizden önce babalarımızın karşısında edepli oturmayı öğrenirdik. Evde babamız, annemiz varken ayağımızı uzatıp oturmaz, büyüklerimiz konuşurken söz hakkı verilmedikçe söze dâhil olmazdık. Büyüklerimiz odaya girdiğinde hemen toparlanır, kalkıp onlara oturmaları için yer verirdik. Aslâ babamız sofraya oturmadan sofraya el uzatmazdık.

Babamız gelir, «Besmele» çeker, «Haydi buyurun.» derdi. Huzurla hepimiz başlardık yemeğe... Sonunda da sofra duâsını kardeşlerimiz aramızda sıra ile okurduk. Hiç âilece yenen yemek kadar lezzetli yemek olur mu? Bu sofranın edebidir, yavrum!.."

Torunu:
"-Bu kadar baskı karşısında depresyona girmez miydiniz babaanneciğim!" dedi.

"-Hayır, yavrum bizim zamanımızda saygı olduğu için sevgi hep bâkî kalırdı. Sevgi var oldukça da hiç depresyona giren olmazdı. Yemekler lezzetli, uykular dinlendiriciydi. Biliyor musun? Ben depresyon kelimesini ilk defa burada duydum, hattâ köyümüzde bir tane akıldan mahrum birisi vardı, «Deli İbram» derlerdi. Vallahi, o bile o kadar mutluydu ki, anlatamam. Akşama kadar sokakta çocuklarla oynar, acıkınca bir kapıyı tıklatır; «Aba acıktım, aba su ver!» derdi. Hangi kapıyı çalsa, boş çevrilmezdi. Berber saçları uzadıkça tıraş eder, hamamcı arada yıkardı. Cumaları esnaf elinden tutar, namaza bile götürürlerdi. Yani hiç kimse onu dışlamazdı..

Şimdi hiçbir şeye saygı kalmadı. Bak evlere bile saygı yok bu şehirde! Herkes akşam olduğu hâlde perdelerini örtmemiş, bütün evlerin içi görünüyor, ama kimse utanmıyor. Biz daha hava kararmaya başlamadan kalın perdelerimizi çeker, ondan sonra evin ışıklarını yakardık. Hattâ perde kapalıyken üzerimizi değiştirmeye edep eder; ışığı söndürür, yere çömelir öyle üzerimizi değiştirirdik. Gölgemizin bile dışarıdan görünebileceğini düşününce yüzümüz kızarırdı."

Bu sırada gelini, oturduğu yerden kalktı, mahcup bir edâ ile salonun perdelerini çekti.

"-«Evin edebi, önce perdesinin çekilip çekilmediğinden belli olur.» derdi büyüklerimiz...

Evler, kocaman duvarlarla çevrilmiş avluların içinde olduğu hâlde hiç kimse iç çamaşırlarını ulu orta asmazdı, ev ahâlisinden bile edep ederlerdi. Ben daha küçükken giydiğim şalvarı en ön ipe asmışım, hemen anam gelip; «Kız, baban bugün avluya çıktı, senin şalvarın asılı idi, utancımdan yerin dibine girdim. Bir daha öyle ortaya asma, çamaşırların en arkasındaki ipe as!.. Üstüne uzun bir tülbent ört, sonra mandalla... Altında ne olduğu görünmesin!.. İffetimiz, edebimiz bir giderse, ortada îmanımız kalmaz!..» dedi. Tabiî ben 12 yaşlarındaydım, annem bunları bana söylerken ben yerin dibine girdim. Şimdi öyle mi? Geçende bir nefes alayım diye balkona çıktım, karşı komşu, bütün çamaşırları asmış uluorta, ben utancımdan hemen içeri girdim.

Bugün yemekler dışarıda yeniyor, «göz hakkı» oluyor, kimse umursamıyor. Çarşı pazardan alınanlar şeffaf poşetlerde eve geliyor; alan var, alamayan var. Göz hakkı, kıskançlık oluyor bu yenenlerde... Hiç şifâ olur mu yavrum? Bizim Peygamberimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, «Yemeğinizin kokusu ile komşunuza eza etmeyiniz.» buyuruyor. Bugün kokuyla, gösterişle çevredekilere hep ezâ veriliyor. Tabiî ki yenilenler içinize sıkıntı veriyor. Sonra da «depresyon» diye diye doktorlara gidiliyor.

Evin bir edebi daha vardır ki, en önemlisi de budur herhalde... Evin içinde yaşananlar, aslâ dışarıda anlatılmaz; yenenler, içilenler, muhabbetleşmeler, kavgalar... Bu da evin iffetinden sayılır ve hiç kimseye anlatılmazdı. Bu yüzden problemler ev içinde kolaylıkla çözülürdü. Zaten Peygamberimiz de özellikle karı-koca arasında olanların etrafa yayılmasının ne büyük bir günah olduğunu hep hadislerinde anlatıyor, değil mi Leylâcım!.." dedi gelinine... Leylâ mahcup bir şekilde:
"-Evet anneciğim." diyebildi.

Torunu:

"-Babaanneciğim, şimdi facebook diye bir şey var; insanlar gittikleri lokantalarda yedileri şeylerin fotoğrafını çekip binlerce kişiye gösteriyorlar!.."

"-Aayy ne ayıp... İnsan hiç yediğini söyler mi?"

"-Âh anneciğim, her hâllerinin fotoğrafları var. Gezdikleri yerlerin, yedikleri yiyecek-içeceklerin, aldıkları eşyâ ve kıyâfetlerin, hattâ beylerinin aldığı çiçekleri üzerinde yazdıkları notlarla paylaşıyor insanlar..."

"-Yavruuum, sen neler diyorsun? Kıyamet koptu kopacak desene... Evler çırılçıplak kaldı desene..." dedi gözyaşları içinde anlatmaya devam etti:

"-Biz beylerimizle yan yana yürümeye ar edinirdik; dul kalanlar var, evlenemeyenler var. Onların gönül yaralarına tuz basmayalım diye, beylerimizin bir adım gerisinden yürürdük... Şimdi kavgalar ortada, sevmeler ortada... Tabiî ki, hiç mahremiyet kalmayınca samimiyet de kalmıyor. Evin bereketi, büyüklere saygıdadır. Evin iffeti, örtülen perdedir. Sevginin iffeti, gizliliktedir. Gözün iffeti, göz kapaklarındadır.Utanma, hayâ, îmandan bir şûbedir.

Hayânın makamı gözdür. Bu yüzden hem gözümüzü korumak önemlidir, hem de göze hitâp eden şeyleri kontrol altında tutmak..."

Gelini:
"-Haklısın anneciğim, biz iffetimizi kaybettikçe buhranlarımız arttı." dedi.

Torunu kaşığı sessizce bırakıp:
"-Ben babam gelince yemeğe başlayacağım, anneciğim!" dedi.
Babaanne de söylediklerinin evlatları üzerindeki tesirini görünce sessiz bir şekilde Allâh'a hamd etti.

Allah Azze ve Celle hepimize böyle bir anlayış nasip eylesin İnşaAllah.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 25.07.19, 10:16
Text - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 11.07.19
Bulunduğu yer: ---> xxx
Mesajlar: 186
Etiketlendiği Mesaj: 59 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Anlam çıkarılması gereken bir hadise cümlemizin istifade edip faydalanması dileği ile allah razı olsun.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 25.07.19, 10:35
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 901
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

30 yıl evvel bir döşek bir yorgan ile yuva kuran, ekmeği varsa zeytine gerek duymayarak kanaat gösterip ev ve eşya sahibi olan insanlar bugün evlatlarını evlendirirken geçmişlerini unutuyorlar.

Kendilerini zengin kılan Allah'ın, evlatlarının da Rabbi olduğunu unutup, fakir de olsalar Allah onları zengin kılar diye evlenme teşvikini görmezden gelerek binlerce liralık eşya engeline takılmadan dünür olamıyorlar.

Bir döşekle gelin olan bugünün anneleri, 20.000 liralık yatak odası olmadan kızını vermek niyetinde değiller. Anne baba hata yaptıkça gençler uçuruma sürüklenmekte.

Rabbim gençlere ve öncesinde ebeveynlere feraset ihsan eylesin.

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 28.04.21, 09:12
Acemi
 
Üyelik tarihi: 29.12.20
Bulunduğu yer: Hollanda
Mesajlar: 26
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razi olsun, guzel yazi emeginize saglik.

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 28.04.21, 09:50
 
Üyelik tarihi: 06.05.20
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 167
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun,onlarda bu var bizde niye yok,o bunu almış bende isterim modunda herkes bu gösteriş budalalığı bu şükürsüzlükte evliliklerin ömrünü kısaltıyor benim görüşüm..Allah'u zül celal akıl fikir ve hidayet nasip etsin bizlere inşAllah..

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 28.04.21, 10:44
 
Üyelik tarihi: 27.02.21
Bulunduğu yer: gökler de...
Mesajlar: 487
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kıssadan hisse,aslında olması gereken kıssa,lakin günümüz şartları maalesefki,bakış açıları dünya odaklı olduğu için,durum böyle oldu,lakin Allahın cc rızasını gözeterek yapılan alınan olunan herşey de rahmet bereket ve süreklilik olur,bundan sonrası dünya pazarında geçim sıkıntısı oluyor nefs sahiplerine,ruh sahiplerinin böyle halleri düşünceleri yaşamları zaten yokur...

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
depresyon, eskiden, evimiz, nefsimiz


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Cinleri Kendimizden ve Evimizden Uzak Tutmanın Reçetesi Sin Korunma Uygulamaları 25 28.09.24 12:49
Depresyonun Belirtileri Ve Nedenleri Tuana Ruh Sağlığı 3 19.05.18 01:41
Depresyonun Bileşenleri Adalet Sağlık 2 02.05.18 22:54
cinleri evimizden nasıl kovarız. Lokman Cin & Şeytan & Melek & Ruh 14 24.09.17 23:19
Depresyonun Belirtileri SiLence Sağlık 1 16.04.17 14:29


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:55.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147