Sigarayı bırakmayı düşünenler okusun - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Off Topic > Sizden Gelenler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 10.04.18, 15:34
 
Üyelik tarihi: 18.08.14
Bulunduğu yer: Canada
Mesajlar: 236
Etiketlendiği Mesaj: 20 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Sigarayı bırakmayı düşünenler okusun

SİGARA İÇENLER, AZALTMAK İSTEYENLER, BIRAKMAYI DÜŞÜNENLER,
Şöyle yamacıma yamacıma gelin.

Efendim, nerden geldi bu sigara? Kim getirdi? Kısaca bir tarihine bakalım.

Kristof Kolomb Bahamalara ayak bastığında, San Salvador adasında bi baktı ki, Hintliler ellerinde çubuklar var, ağızlarına götürüyor sonra ağızlarından duman çıkarıyorlar. Bir Allahın kulu da ona demedi ki, “ulan bunlar Hintli değil mal, Hindistan değil burası”. Her neyse, bizim Kristof olayı çok karizmatik buldu ve o Hintli zannettiği Bahamalı yerlilerden “versene lan bi dal” diye tarihin ilk otlakçılığını yaptı. Adamlar cömert çıktı ve buna paket verdiler. Bu, paketi orada içti. Gidip bir karton aldı ve onunla Barcelona’ya döndüğünde elindeki çubuğu bütün Barcelonalılar gördü. Böylece eski dünya insanları tütün ile tanışmış oldu. (Amerika kıtası sonradan keşfedildi diye yeni dünya diyorlar ya)… Tütün dumanının keyif verici özelliğini fark eden eski dünyanın andavalları bunun endüstrisini kurdular ve böylece tüm dünyada yayılan ticari bir meta haline geldi. “Yav içiyoz da, ya bu zararlıysa” şeklindeki birkaç kısık ses, tütünün sağladığı geliri gören hükümetlerce susturuldu. Hatta, tütünün dünyada ilk tanındığı yıllarda İspanyol Dr. Nicolas Monardes 1571 yılında yayınladığı tıbbi bitkiler katalogunda tütünü olağanüstü yetenekleri olan bir bitki olarak tanıttı. Dr. Monardes, tütünün kanser de dâhil olmak üzere 20’den fazla hastalığı tedavi ettiğini iddia etti. Evet “çüşş”… Onların “GERÇEK TIP” anlayışı bile para kazanma üzerine gördüğünüz gibi. Her neyse, Fransız Dr. Jean Nicot tütünün içindeki ana madde olan nikotini keşfetti. Adam bulduğu maddeye kendi adını vermiş ya, egoya bakın. Nikotinin Fransa kraliçesinin baş ağrısını geçirdiğini iddia ettiler satış patlasın diye. Patladı mı, patladı.

Dünya tüttüredursun, peki bize ne zaman geldi bu illet, biz birazda ona bakalım. Hicri 1009 yılında, ki miladi 1600 oluyor herhalde, İngilizler tarafından elimize tutuşturuldu. Verdiği keyif sebebi ile o kadar hızlı yayıldı ki. Önce sadece ehlikeyf sıradan insanlar içerdi. Sonra devlet adamları ve alimler bile içer oldu. Zararlarının farkına varılmadı mı? Varıldı tabi. Zamanın birkaç bilirkişisi, “ya hu bu zıkkım leş gibi kokuyor, kokutuyor. Çok içince insanı ağırlaştırıyor, iş yapamaz hale getiriyor. Hem çıkarttığı yangınlarda yüzlerce insanı yakıyor yandırıyor” desede, kabul görmez, etkili olmaz. “Faydası da var gardaşım bunun, gemilerde forsa gözcülüğü yapanların uykusunu kaçırıyor”.. İçecek adamı durdurabilirmisiniz? “İster zengin ol, ister fukara, yemekten sonra yak bir cugara” diyen atamız da kendince sosyal statü ayrımını bile kaldırmış cugara için.

Yaşıtlarım bilirler, (74lüyüm ben bu arada) eskiden sinemalarda meşhur bir sigara markasının reklamı olurdu. İnekleri kovalayan kovboy ağzında sigara ile at üstünde çok karizma gözükürdü. Filmlerde mutlaka karakterler sigara içerlerdi. Güzel bir bayanı etkilemenin en güzel yollarından biriydi, sigarasını çıkardığında, hızlı bir şekilde yakmak. Evlerde sehpaların üzerinde sigaralıklar olurdu, çeşit çeşit sigaraların olduğu. Allahım, uzun otobüs yolculuklarında, duman altı giderdik gideceğimiz yere.
Sonra birden bir şey oldu. Sigara her yerde yasaklanmaya başladı. Tvlerde kamu spotları dönmeye başlandı. Medyada o kadar çok vurgulandı ki zararları, evlerimizde bile içmemeye başladık. Sigara içmek için balkona çıkan, evine duman girmesin diye, dumanı uzağa üflemeye çalışıp camdan sarkıp düşen insanlarımız oldu. NOLDU ABİ?

Alın işte daha yazarken aklıma kurt düştü. Medyanın bu kadarcık üzerine eğilmesi ile “sigara” gibi bir vazgeçilmeze savaş açabiliyorsa insanlar, bunu monosodyumlu, tatlandırıcılı, koruyuculu vs gıdalara karşı niye yapmıyorlar? Neden sigaraya saldırdılar? Acaba, diyorum, sigara gereğinden daha çabuk mu öldürüyor insanı? Yani, ölüm “yeterince tedavi almadan, ilaç kullanmadan, bunlara yeterince para harcanmadan mı gerçekleşiyor?” Öyle ya, kanser, genelde, tesadüfi öğreniliyor ve öğrenildiğinde size “sadece 3 ay ömrünüz kalmış. Rahat rahat için şimdi sigara” gibisinden bir şey deniliyor. Bir obezite, diabet, diyaliz, kalp damar..hastalıklarını düşünsenize.. ömür boyu süren, öldürmeyen, süründüren hastalıklarınız olsa, birileri için daha iyi değimli? … Bu nifak tohumunu sizin aklınıza koyduktan sonra asıl mevzuya geri döneyim. .. Asıl mevzu neydi ki? Haa nasıl bırakacağız, azaltacağız?

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 10.04.18, 16:13
 
Üyelik tarihi: 18.08.14
Bulunduğu yer: Canada
Mesajlar: 236
Etiketlendiği Mesaj: 20 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sigara mevzusu 2. bölüm.

Çok kısa müsaade edin “nasıl, niye başladığımızın” etrafında da bir tur atayım.

Sigaraya başlama yaşları “genelde” ergenlik ve gençlik yıllarıdır. Gençlikte sürekli bir şeyler ispat etme derdindeki kişi, kişiliğine biraz karizma eklemek için ve büyüdüğünü ispat etmek için arkadaşlarından da etkilenerek başlar.
Ben 1990 senesinin yaz aylarında, bir akşam başlamıştım. Anlatayım mı? “Anlatma” diyenler bu paragrafı atlayabilirler. 16 yaşında, atarlı ama tutarsız bir genç iken, bir akşam yan apartmanın balkonundaki, atarsız ama tutarlı gibi gözüken, yaşı yaşıma denk bir kız ile çekingen şekilde bakışıyorduk. Sonra kız içeri gitti ve balkonun ışığı kapandı. Çok geçmeden elinde bir sigara ile sahneye tekrar girdi. “Lan olm kız sigara içiyomuş ya la” dedim kendime. (Kendimle biraz argo konuşurum. ) O an, ne kadar genç ve hızlı isem artık, eğer varsa, “terlik giyip aşağıdaki bakkala inip, o kovboy reklamındaki sigarayı alıp tekrar balkona çıkma” rekoru varsa kesin kırmışımdır. Sigarayı göstere göstere yakarken bir yandan “öksürmesem bari” diye korkuyor, diğer yandan kızı karanlıkta görmeye çalışıyordum, baktığımı belli etmeden tabi. Herneyse, öksürmemeyi başarmıştım ama kızı henüz görememiştim. “Ya bover kızı şimdi, ne güzelmiş bu yaa, başım döndü” dedim kendi kendime. Kızın karanlık balkonunda bir kez daha yandı sigara. “Aha, o da beni seviyo” diye düşündüren bu hareketle daha fazla gaza geldim. Tam gazın en yüksek seviyesinde, kızın balkonunun ışığı yandı ve bir baktım sigarayı içen kızın anasıymış… 16 yaşında bir gence bu yapılmazdı. Sadece 90larda değil. Hiçbir zaman yapılmamalı.. Her neyse “atarsız ve tutarlı genç kız değil, artık elimdeki paket olacaktı sevgilim”. “Hem ben kirliydim artık. Ona layık değildim.” Gerçi anası daha kirliymiş. 15 dakikada 2 sigara içti. Ahmet Kaya şarkılarını dinlemeye başladım, tesbih edindim. O yaşlarda sigaraya başlayanların kulakları ileriki yaşlarda diğerlerine göre daha iyi duyuyor olmalı. Okulda müdüre, öğretmene yakalandıkça çekilmekten normalden büyük olurlar çünkü. Bendede öyle oldu. İşte böyle, başlanıyor sigaraya. Hepimizin benzer hikayeleri vardır. Hikaye çok önemli olmasa da, hikayedeki detayları iyi analiz etmek gerekir. (Benim anımı okumak istemeyip, paragrafı atlayanlara ceza olsun. Onlardan habersiz size anlatıyorum bu kısmı). “Bana ne güzelmiş lan bu” dedirten baş dönmesine sebep olan madde nikotindi. Nikotin, vücudumuzda bulunan ve nikotinik asetilkolin reseptörleri adı verilen noktalara bağlanır ve temelde vücudumuzun iki farklı noktasını etkiler: merkezi sinir sistemi ve adrenal medulla. Vücuda girdikten sonra adı geçen reseptörlere bağlanan nikotin, dopamin gibi iyi hissetmemizi sağlayan nörotransmiterlerin salınımını tetikler. Yani ben “boşver yaa kızı falan” dediysem, bu nikotin yüzündendi. Yoksa vazgeçmezdim sevdamdan. Tütün dumanı aynı zamanda monoamin oksidaz inhibitörü adı verilen maddeleri barındırır ve bu maddeler de dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi nörotransmiterlerin dolaşımını arttırarak hem bedenimiz, hem de zihnimiz üzerinde bir takım değişikliklere sebep olur. Sigara dumanını çektiğimiz andan itibaren bu etki yedi saniye içerisinde gerçekleşir ve yaklaşık iki saat boyunca sürer. Sigarayı bırakınca yaşanan yoksunluğun çok yoğun olması, nörotransmiterlerde meydana gelen bu değişimle açıklanmaktadır. Yani daha sade bir ifade ile “geçici zevk veren bir şey olan sigarayı” bıraktığımızda, dopamin, seratonin gibi iyi hissetmemizi sağlayan hormonlar alıştığımız düzeyde olmadığı için sinirli sıkıntılı ve mutsuz oluyoruz.

Nasıl azaltacağız veya nasıl bırakacağız?
Beni tanıyan üyelerimiz, her zaman kendi deneyimlerimi tavsiye olarak aktardığımı bilirler. 1990 yılından beri aktif içici iken, nasıl oldu da bir anda bıraktığıma geçmeden önce nasıl bir tiryakiydim, bunun üzerinde durayım. Azaltmak isteyenlere tavsiye niteliğinde olsun. Yıllar boyunca, biri askerde olduğum zamana denk gelen kısa birkaç dönem dışında “günde bir paket, iki paket” gibi miktarlara çıkmadım. Askerde efkar dağıtmak için, üniversite yıllarımda ise arkadaşlarla sabahlara kadar vizelere finallere çalışırken aştım kendime ait limiti. Onun dışında, Türkan Şoray gibi kriterlere sahip oldum hep. Türkan hanım’ın da, bir filmde oynamak için birçok kriteri varmış. En meşhuru, hiçbir filminde göremediğimiz “öpüşme” sahnesini asla kabul etmemiş olmasıdır. Her neyse, sigarayı ne için içtiğini sorgulamalı insan. Ben öyle yaptım.
Soru 1- “Neden içiyorum?” diye sordum kendime. Her ne kadar saçma sapan gerekçe sunduysam da, vicdanen kabul edebileceğim geçerli tek neden vardı. Keyif için…. Evet keyif için içiyordum.
Soru 2-Peki sigara içmek keyifli mi? Cevap: Bazen evet, bazen hayır.
Soru 3-Peki sadece içerken keyif aldığın zamanlar, hangi durumlar içerisindesin? “Bunlar kendime sorduğum sorular) Cevabı uzunca bir süre düşündüm. Evet biliyordum bu sorunun cevabını da. Karnım açken eziyet veren sigarayı tokken keyifle içiyordum. Yanında çay varsa daha güzel oluyordu. Otururken ayakta olduğumdan daha fazla seviyordum içmeyi. (buralarda sigaraya özendiriyormuşum gibi geliyor biliyorum, ama biraz müsaade edin) Yürürken nefret ederdim sigara içmekten. Araba kullanırken içemez, iş yaparken ağzımın kenarında tutup yüzümü gözümü duman kokusu da yapamazdım. Evet madem keyif almak istiyorum. Neden bunlar dışındaki zamanları seçmiyorum. Yani, sigara içmek için tok olmalı, çay içmeli, oturuyor olmalı, iş yapmıyor olmalıyım…… Ben işim gücüm gereği gün içerisinde böyle bir zamanı sadece 3 kere yakalıyorum. Ve sadece bu 3 zamanda içtiğim birer dal sigaradan zevk alıyordum. Yıllarca günde 3 veya en fazla 5 dal sigara içtim. Bir haftada bir paket bitiremediğim olurdu. İşte size bırakamıyorsanız da, nasıl azaltırsınız anlattım. Kendinize sorular sorun. Ne istediğini sorun, istediğinden fazlasını vermeyin. Böyle yaparsanız, bırakmanız için de zemin hazırlamış olacaksınız.

Nasıl bıraktım?
İlk açlık orucumu yaptıktan sonraki gün yine sigara içtim. (yaklaşık 2 ay önce). Fakat, içerken içimde bir ses vardı bana seslenen, bunu fark ettim. “Yapma” diyordu, “temizlendik, kirletme” diyordu. Dedim ya, kendinizle konuşun diye. Kendiniz ile konuşan biri olursanız, duyarsınız bu sesleri. Kendi kendine konuşmak değil, konuşmamak deliliktir aslında. Söylenenleri duyarsanız, onlara uyarsanız, sağlıklı yaşarsınız. İlk içtiğim sigarayı zorla bitirdim. İkinciyi içerken vicdanım daha fazla dayanamadı. Yarısında söndürdüm. Bu organlar beni yaşatmaya çalışırken, her biri bütün kötü koşullara rağmen işini Rablerinin emrettiği gibi yaparken, he hele bana “yapma” diye yalvarırken içemezdim sigara. Böyle mülahazalarınız olsun. Vücudunuzdaki en minik noktalarda ne işler yapılıyor, vücudunuz siz tv izlerken kimlerle ne savaşlar veriyor.. o savaşlar inanın arabanızı çizen kişiyi yakalamanızdan, park yeri davanızdan, iş yerinizdeki bir sorundan çok daha fazla önemli. Çünkü kanser dediğimiz hastalık sadece 1 hücrenin “ben oksijensiz yaşayabiliyorum” demesi ile başlar ve çevresindeki hücrelere “gelin size de öğreteyim” demesi ile devam eder, Ölüm ile son bulur. Hücrelerden oluşmuş vücudumuza karbonmonoksit, karbondioksit ve başka bir sürü kanserojen gazı çekerek o hücrelere, dolayısı ile organlara yazık etmiyormuyuz? Acilen akciğer nakline ihtiyacınız olsa ve %100 doku uyumlu bir ciğer bulsanız, bunu kaç liraya alırsınız? Çok şükür ki, buna gerek yok. Çünkü siz buna sahipsiniz.
Koruyun..

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
birakmayi, dusunenler, okusun, sigarayi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Sigarayı Bırakmak Mümkün mü? SiLence Sağlık 6 03.01.21 21:54
Hipnozla Sigarayı Bırakma SiLence Hipnoz & Bilinçaltı 4 24.12.19 08:45
Sigarayı Bıraktım, Tekrar Başlar mıyım? SiLence Sağlık 2 13.09.19 11:54
Sigarayı Bırakmak için Neler Yapmalıyım? SiLence Sağlık 3 24.05.19 20:16
Sigaranın zararları SiLence Sağlık 4 05.05.17 22:48


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147