Kızılelma, üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşler olarak bilinir.

Kızılelma, Türk milletinin ülkü birlikteliğinin sembolleşmiş hali olarakta söylenir.

Sembolik kavram olarak Kızılelma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiştir.

Bazen bir beldedir. bazen bir taht ya da parıldayan ve dünya hâkimiyetini temsil eden som altından yapılma kızıl renkli bir küredir. Bu altın küre, bazen zaferin işaretidir. bazen hâkimiyetin sembolüdür. bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen toprakların sembolüdür.

Kızılelma bir semboldür.

Kızılelma, Ulaşılmak istenen bir hedeftir. katedilmesi gereken bir yoldur. Ülkülerin, Kızılelma kavramında sembolleşir.

Nihal ATSIZ şöyle der; "Türkler, kendi ülkülerine niçin ‘kızılelma’ demiştir? Bunun sebebini bilmiyoruz. Yalnız bu addaki saflık ve tabiilik, Türk ülküsünün çok eski olduğunu göstermek bakımından manalıdır.”

Türkler İslamiyet'le birlikte milletleşme sürecini tamamlaması, Kızılelma kavramını da o oranda anlam kazandırmıştır. İslamiyet de yeni bir fetih ruhu kazanmıştır.

"İslamiyet öncesi Kızılelma nedir?" sorusuna vereceğimiz cevap: Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar fethetmek olurdu.

"İslamiyet sonrası Kızılelma nedir?" sorusuna vereceğimiz cevap ise, Dünyaya nizam vermek ve ila-yı kelimetullah için çalışmak olurdu.

Kızılelma, hedefleri milli bir ülkü olarak görülmüştür. Kızılelmaya ulaşmak Türk Milletinin ortak amacıdır. Mili bir ülkü olan Kızılelma için günümüzde yapılan tanımlamaların yanı sıra tarihimizde de farklı tanımlamalar yapılmıştır.

İstanbul'un fethinden sonra Kızılelma, Roma'da bulunan Saint-Pierre kilisesinin mihrabındaki altın top olarak tanımlanmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman'a sorulan "Kızılelma neresidir?" sorusuna; 'önce Viyana sonra Roma'dır' demiştir.

Kızılelma mitolojik bir olay mıdır? Kızılelma, Oğuzlardan günümüze hep gündemde kaldı. Kızılelma hep batıdaydı. Tarihçilere göre son kızılelma ise dünya üzerindeki tek bağımsız İslam devletini kurtarmaktı.

Kızılelma ülküsü nedir?

Ancak, Kızılelma binlerce sene önce sönmüş bir ülkü ateşi değildir. O yüreklerde yer etmiş belki korlaşmış ancak asla sönmemiş bir ülküdür.

Kızılelma, Türk’ün, bugün kalbinde yarın elinde olacağına inanılır. Üküsüz insanlar inanmadıkları değerleri sadece hayal ederler. Hayal ettikleri şeylerinde olmayacağına kendilerini inandırmışlardır.

Ülkücü ise inandığı değerler için ümitlidir hayal etmez. Ümit ettiği şeylerin ise bir gün mutlaka gerçekleşeceğinden emin olur.

Bugün Kızılelma neresidir diye sorunca toplum bir tepki vermemektedir.

Ülküsüz insanlar kızılelmadan sahilde kumdan kale yapmayı hayal ederken, ülkü ile dolu insanlar kurdukları dünya nizamının altın kalesini inşa etmektedir. Gün, Kızılelma deyince körlerin fili tarif etmesi gibi kem kümedenlerin günü değildir. Kızılelma deyince gülüp geçenlerin günü değildir. Kızılelma deyince susanların günü hiç değildir.

amasya elması olmadığı kesin

İstanbul viyana roma ve Türklerin fetih ruhu

Hedeftir..

Gök Girsin Kızıl Çıksın !