Göz Hastalıkları - Sayfa 2 - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Sağlık & Şifa > Sağlık

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #11  
Alt 21.02.17, 23:23
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,486
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

iris iltihabı iritis



Sıklıkla genç erişkinlerde görülür ve vakaların çoğunda neden frengidir. Kornea yaraları şeker hasta1ığı romatizma diş apseleri ve burun iltihapları da iritis nedenleri olabilir.

Belirtileri:

Gözde şiddetli ağrı duyulur. Göz aşırı sulanır ve kızarır. Hasta parlak ışığa bakamaz. Korneanın rengi bulanıklaşır ve gözbebeğinin ışığa karşı refleksleri düzensizleşir.

Seyri:

Gözbebeğinin refleksleri zamanla tamamen kaybolur ve görme iyice bulanıklaşır. Böyle bir kriz birkaç hafta sürebilir.

Tedavi:

Nedene yöneliktir. Dinlenme camları koyu renkli gözlük kullanılması fazla okumaktan kaçınılması salık verilir. Ayrıca göze ılık pansuman yapılır ve ağrı giderici ilaçlar verilir. Atropinli damlalar ya da merhemler kullanılır

---------- Post added 21.02.17 at 23:54 ----------

KİRPİK DİBİ İLTİHABI: BLEFARİT



Blefarit ne demektir ?
Blefaron Latincede gözkapağı anlamına gelir. Blefarit gözkapağının iltihabi bir hastalığıdır. Her iki cinsiyette her yaşta görülebilir ve oldukça yaygındır. Blefarit süreğen bir hastalıktır tedaviye rağmen tekrarlayabilir.

Blefarit hastalığı anatomik ve klinik özellikleri açısından ön ve arka blefarit olarak ikiye ayrılır. Ön blefaritte gözkapağının özellikle dış kenarı kirpik dipleri etkilenir. Ön blefarit bakterilerin aşırı miktarda çoğalmasına veya derinin yağlı-kepekli olmasına bağlıdır. Arka blefarit ise kapağın göze değen arka kısmını etkiler ve buradaki gözyaşı yağ bezlerinin anormal olmasıyla ilişkilidir.

Vücutta ve gözde başka hastalıklarla birlikte olabilir mi?
Blefaritli hastalarda akne rosasea ve seboreik dermatit gibi cilt hastalıkları sık olarak görülür. Bu hastalıklardan ilki yüz derisinde kızarıklık ve kabalaşma diğeri ise ciltte aşırı yağlanma ve saç kepeklenmesi gibi belirtilerle kendini gösterir.

Blefaritli hastalarda konjonktivit kuru göz kirpik batması gibi diğer göz hastalıkları da sıktır.

Blefaritin nedeni nedir ?
Blefaritin gelişmesinde gözkapağında normalde de bulunan bazı bakterilerin aşırı miktarda çoğalması önemli bir rol oynar. Bu bakterilerin artıkları toksinleri iltihabi belirtilere neden olur. Cildin yağlı olması ve gözkapağındaki yağ bezlerinin anormal olması bakterilerin çoğalmasını kolaylaştırır. Çeşitli virüsler allerjik etkenler ilaçlar sigara dumanı kimyasal maddeler de blefarite yolaçabilir.

Blefaritin belirtileri nelerdir ?
Blefarit her iki gözde batma yanma hissi kızarıklık sulanma kaşıntı çapaklanma gibi yakınmalara neden olabilir. Gözkapaklarında kızarma şişlik kirpiklerde düzensizlik yapışıklık ve dökülme meydana gelebilir. Blefarit tanısı göz muayenesi ile konur.

Blefarit başka sorunlara yolaçabilir mi ?
Blefarit gözkapağı bezlerinde tekrarlayan akut iltihaplara (arpacık) ve sert şişkinliklere (şalazyon) zemin oluşturabilir. Özellikle yaşlılarda kirpiklerde içe dönmesi göze batması ve dökülme gibi sorunlar gelişebilir.
Blefarit gözün görme işlevini etkilemez. Çok nadiren gözün kornea tabakasında iltihaba ve görme sorunlarına neden olabilir.
Göziçi ameliyat geçirecek hastalarda ameliyattan sonra enfeksiyon gelişmesi riskini arttırabilir.

Blefarit
Gözkapağı kenarlarının düzenli temizlenmesi ve bakımı tedavinin temelidir. Hastalar gözkapağı bakımını uzun süre uygulamalıdır.

Bu bakımda önce gözkapağı kenarına yakmayacak biçimde sıcak pansuman uygulanır. Böylece birikmiş ve sertleşmiş olan yağlı maddeler kabuklar yumuşar. Daha sonra ıslak bir gazlı bez ya da kulak pamuğuyla gözkapağı kenarına sürtülür kirpik dipleri ve çevresindeki birikintiler temizlenir. Son aşamada gözkapağı kenarına antibiyotikli-steroidli ilaçlar uygulanır. Gözkapağı temizliği için göz doktorunuz hazır karışımları veya bebek şampuanlarını kullanmanızı tavsiye edebilir.

Bu tedaviye bazı hastalarda yapay gözyaşı damlalar da eklenir.

Bazı hastalara 1-2 ay süreyle ağızdan antibiyotikli ilaç kullanması önerilir.

---------- Post added 21.02.17 at 23:54 ----------

Keratokonus



Keratokonus; korneanın normalde küresel olan yapısının giderek konik bir şekle dönüşerek incelmesinden kaynanan yüksek miyopi yüksek ve düzensiz astigmatizma ve görme azlığına neden olduğu çok da nadir rastlanmayan bir hastalıktır. Ortalama rastlanma oranı yüzbin kişide 30-250 arasındadır.
Bu kişiler gözlükten fayda görmeyecek (gözlükle tatminkar görme artışı sağlanamayacak) hale geldiklerinde bu hastalık için üretilmiş sert kontakt lensler kullanılmaya başlanır. Kontakt lens ile tüm keratokonus olgularının % 80'i ömrünün geri kalanında tatminkar bir görmeyi yakalar. Ancak % 20'lik geriye kalan keratokonus hastaları ancak gözün kornea tabakasinin 7.5-8.5mm'lik merkezi bölümünün hastalıksız bir insanın korneası ile değiştirildiği ve halk arasinda "Göz Nakli" fakat gerçek anlamda "Kornea Nakli" adını verilen ameliyatla görmesi mümkündür.


Kornea damarsız bir doku olup organ nakillleri icinde red riski (alıcı kişinin vücudunun nakledilen dokuyu red etmesi riski) en düsük olanıdır.
Keratokonus olguları da kornea nakilleri arasinda en başarılı olanıdır. Nakledilen parçanın saydam kalma başarısı % 95'in üzerindedir. *

* Bu istatistiklerin alındığı Ege Ün. Tıp Fak. Göz Hast. Kliniği'nde her yıl yaklaşık 50 adet kornea nakli ameliyatı yapılmaktadır. Bu klinikte olguların % 60-65'i keratokonustur. İzlenen olgu sayısı 350 yıllık nakil sayısı 50-55'tir.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 21.02.17, 23:24
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,486
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kolobom coloboma




Kolobom; gözle ilgili herhangi bir oluşumun (göz kapağı retinairis gibi) doğumsal gelişim kusurudur. Genelde yarık şeklinde kendini gösterir. Gözün embriyolojisinde 4 haftalık fötus evresinde gözü oluşturmak üzere ön beyinden çıkıntı yapan parçacık gözün küresel bir yapıya dönüşmesi için kendi içine çökerek birleşir. Bu kapanma (birleşme) kusurları kolobom olarak bilinir. Durumun ağırlığına göre retina makula optik sinir koroid lens iris kapak kolobomu tekil olarak veya birkaçı bir arada ortaya çıkabilir. Ancak olay herzaman gözlerde belirgin bir yarık şeklinde algılanmamalı göze ait herhangi bir oluşumun gelişiminin tam olarak tamamlanmadığı şeklinde algılanmalıdır.

Koloboma neden olarak ailevi geçiş kesin bir neden olarak saptanmamıştır ancak hastalıkların belirli kromozomal hastalıklarla ilgili olduğu bilinmektedir. Schmid Fraccaro sendromu Trisomy 18 (E- sendromu) gibi kromozomal hastalıklarda kolobom meydana gelebiir.

Sebebi açıklanamayan tüm doğumsal anomalilerde olduğu gibi ailevi risk olup olmadığı dikkatlice araştırılmalıdır.

Kolobomun etkileri hastalığın şiddetine ve problemin yerine bağlı olarak değişir. Açıklık genelde gözün alt kısmındadır.

Lens kolobomu; eğer büyükse iris ve koroid tabakada kusurlara eden olabilir ve retina tabakasında yırtılma meydana gelme olasılığını biraz arttırır. Şiddetli olgularda gözün büyüklüğünde azalma meydana gelebilir. Buna mikroftalmus adı verilir. Ancak mikroftalmus kolobom olmadan da meydana gelebilir.

İris kolobomu pupilde anahtar deliği görünümü verebilir. Merkezi görmede hasar oluşabilir.

Bazı kolobom olgularında nörolojik ve kromozomal problemler de var olabilir. Bunlardan birisi son derece nadir görülen CHARGE hastalıklar grubudur. (C - Coloboma; H - Heart defects (kalp problemleri); A - Atresia of the choanae (arka burun deliklerinin kapalı olması); R - Retarded growth and development (büyüme ve gelişme geriliği); G - Genital hypoplasia (yetersiz cinsel organ gelişimi inmemiş testis gibi); E - Ear anomalies (kulak anomalileri)).

Yine küçük göz fazla parmak ve zeka geriliği koloboma eşlik edebilir. Görme yeteniğinde azalma nistagmus şaşılık fotofobi ve görme alanı kaybı hastalarda bulunabilir.

Tedavi

Hastalığın durumuna göre tedavi yöntemleri farklılık göstermektedir.

Retina dekolmanı (ayrılması) durumunda vitrektomiyi takiben lazer (argon veya kripton) ile retina altta yatan yapılara tutturulur.

İris kolobomunda kozmetik amaçla kontakt lensler kullanılabilir.

KOLOBOM KONUSUNDA BİR GÖZ UZMANI HEKİME BAŞVURULMALIDIR

---------- Post added 21.02.17 at 23:55 ----------

Kontakt lens



Kontakt lenslerin icadı bir asır öncesine kadar uzanmaktadır. Bu konudaki öncülerden biri olarak kabul edilen August Müller 1889 yılında yazdığı bir makalesinde kendi görme bozukluğunu bu lenslerle düzeltmeye yönelik çabalarından bahsetmiştir. O dönemlerde yeni denenmeye başlayan kontakt lenslerin henüz göze uygulanabilecek özelliklerde üretildiğini söylemek güç olur Müller şiddetli ağrı ve bulanık görme sebebiyle lenslerini ancak yarım saat takabiliyordu.

Günümüzde kullanılan kontakt lensler ise ince biopolimer adı verilen çok özel plastik bir maddeden yapılmaktadır. Bu lenslerle miyopi (uzağı görememe) hipermetropi (yakını görememe) ve astigmatizma gibi hemen her türlü optik bozukluk düzeltilebilmektedir. Gözün saydam tabakası ( kornea) üzerine yerleştirilir ve kendisiyle bu saydam tabaka arasına sızan gözyaşına yapışır. Göz kırpılmasıyla lens yavaşça hareket eder bu hareketle lensin altına taze gözyaşı girer bu da kornea tabakası için gerekli oksijenlenme ve nemlenmeyi sağlar.

İki tip kontakt lens mevcuttur; sert kontakt lensler ve yumuşak kontakt lensler. Sert lensler ise kendi aralarında gaz geçirgen ve gaz geçirgen olmayan tip şeklinde iki kısma ayrılmaktadırlar. Gaz (oksijen) geçirgen sert kontakt lenslerde direkt lens üzerinden korneaya gaz geçişi mümkün olduğundan diğer tipe oranla daha sıklıkla tercih edilmektedir. Yumuşak kontakt lensler ise daha çok su içerdiklerinden dolayı esnek bir yapıdadırlar gaz geçirgen özelliğine de sahiptirler. Lens kalınlığına ve su içeriğine göre gaz geçirgenliği değişmektedir. Burada ifade edilen gaz geçirgenliği ifadesi oldukça önemlidir çünkü kornea dediğimiz saydam tabakanın sağlıklı olabilmesi için oksijenin bu tabakaya lens üzerinden sorunsuz geçmesi gerekmektedir. Yumuşak kontakt lenslerin gece gözde kalacak şekilde uzun süreli kullanımını önermemekteyiz çünkü kornea tabakası uyurken gözkapağının arkasındaki küçük damarlardan besinini ve oksijenini almaktadır. Gece uykusunda lens takılması bir bariyer etkisiyle korneanın besin almasını önleyecektir bu ise göz sağlığı açısından oldukça sakıncalıdır. Her tür yumuşak kontakt lens mutlaka gece uykusundan önce çıkartılmalı ve solüsyonunda saklanmalıdır.

Kontakt lens teknolojisindeki ilerlemeler son zamanlarda öyle bir hız kazanmıştır ki insanların bu lensler hakkındaki bilgileri gelişmelerin biraz gerisinde kalmıştır. Halen yaygın olarak inanılan birçok yanlış düşünce mevcuttur bu yanlış düşüncelerin üzerinde durmak ve doğru bilgileri anlatmak faydalı olacaktır.

Birçokları kontakt lens takmaya alışmanın zor olacağını buna alışamayacaklarını zanneder. Halbuki kişi karar verdiğinde gözüne lensi yerleştirmek pek problem yaratmaz lens takıldıktan birkaç dakika sonrasında ise artık yumuşak lensler gözde çok az hassasiyet yapmaya başlayacaktır. Gaz geçirgen sert lenslere alışmak ise biraz daha uzun zaman almaktadır ancak günümüzde bazı özel durumlar dışında bu tür sert lens kullanımı artık tercih edilmemektedir. Yumuşak kontakt lenslerde uyum süresi birkaç gündür gaz geçirgen sert lenslerde ise yaklaşık 2-3 haftadır.

Başka bir yanlış inanış kontakt lenslerin gözlüğe kıyasla daha az kullanılışlı olduğu şeklindedir. Halbuki ilk kez lens kullanımında kişi gözüne lensi yerleştirme tekniğini öğrenene kadar yavaş ve dikkatli davranmalıdır bu teknik kazanıldığında ise artık lensi yerleştirmek sorun olmaz. Kontakt lenslerin bakımı ve muhafazası için eskiden birçok solüsyonlar kullanılıyordu ve bu zaman alıyordu. Günümüzde ise gece uykusunda çıkartılan lenslerin sadece bir çeşit özel solüsyonda bekletilmesi yeterli olacaktır. İlk birkaç günlük alışma periyodundan sonra rahatça kullanılan lenslerin gözlüğe kıyasla çok daha kaliteli bir görüntü sağladığı şüphesizdir. Gözlüğün dezavantajı net görüş alanını daraltmasıdır. Gözün yapısına tam bütünlük sağlaması ve doğrudan gözün üzerine yerleştirilmesi nedeniyle kontakt lenslerde görüntü daha net ve görme alanı daha geniştir. Özellikle yüksek numarası olan kişiler gözlüğe kıyasla kontakt lensle daha iyi boyutta bir görüş sağlarlar.

Pek çok insan astigmatın kontakt lensle düzelmeyeceğine inanır ancak bu da doğru değildir. Gözün kornea dediğimiz ön saydam yüzeyinin düzensiz olması hali anlamına gelen astigmatizma bir hastalık olmamakla birlikte çok yaygın bir durumdur yakında ve uzakta bulanık görme halidir. Eskiden gaz geçirgen sert lenslerin kullanıldığı astigmatizma için günümüzde özel tekniklerle yumuşak lensler üretilmiştir ve rahatlıkla kullanılmaktadır.

Bazıları ise lens kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek zorlukları duyduklarından kontakt lenslere soğuk bakarlar. Eskiden uygulanan sert lenslerde birtakım zorluklar yaşanmaktaydı ancak günümüzde yumuşak lensler gözün hava almasını sağlayacak çok özel malzemelerle imal edilmektedir. Lenslerin gözde doğru yere oturması ve önceden kesitirilebilir bir şekilde hareket etmesi için özel dizaynlar kullanılmaktadır. Lens kullanmaya yeni başlayanlarda en sık görülen şikayetlerden biri kuru göz hissidir. Bu hissi hafifletecek özel dizaynlar ve lens materyalleri mevcut olduğu gibi lens takılması esnasında kullanılan ve gözü nemlendiren özel damlalar da kullanıma girmiştir. Kontakt lens takılması sırasında ortaya çıkabilecek yan etkilerin çoğu kendi kendini sınırlayıcıdır; yani lensler kısa bir süre için gözden çıkarıldığında bunlar çabucak geçer. Göz doktorunun talimatlarına uyulduğunda ise lens kullanımı sırasında çok ciddi bir komplikasyonun ortaya çıkması son derece nadirdir.

Gözün önüne yerleştirilen ve gözle iyi bir uyum sağlayan kontakt lensler yinede bir yabancı cisimdir. Düşük bir ihtimal de olsa gözü çizebilir mikrop kaptırabilir. Eğer önerilen süreden daha uzun takılırsa saydam tabakada çizilme ve şişme (ödem) yapabilir. Değiştirilmeden uzun süre kullanılırsa lens üzerinde birikintiler (depozitler) oluşabilir. Bu birikintilere lense veya lens temizleyici solüsyonlara karşı alerji gelişebilir. Çok nadiren lensin gece gözde kalmasına veya bakımlarının iyi yapılmamasına bağlı olarak ciddi enfeksiyonlar oluşabilir ve bu durum görmeyi bozabilir. Bahsedilen bu riskler gerçekte nadirdir ve göz doktoruna başvurulduğunda tedavileri oldukça kolaydır.

Kontakt lens uygulayıcılarının lens kullanım ve bakım kurallarını eksiksiz uygulaması başarıda mutlaka gereklidir. Konunun uzmanı göz doktoru tarafından çeşitli göz ölçümleri ve muayenesi sonrasında alınması gereken kontakt lensler gözlüğe oranla görmeyi düzeltmede tercih edilen uygun ve güvenilir bir alternatiftir. Bazı göz hastalıkları kontakt lens kullanımını engellemektedir. Gözlerinde sık sık enfeksiyon olan hastalar ciddi allerjik göz rahatsızlığı bulunanlar gözyaşı azlığı ya da gözyaşı yapı bozukluğu bulunan kişiler kontakt lenslere oldukça zor uyum sağlarlar ve bu lensleri gözlerinde temiz tutabilmeleri de oldukça güçleşir. Bu durumlarda hastanın lens kullanıp kullanmayacağına göz hekimi karar verecektir.

Toparlamak gerekirse; kontakt lenslere alışmak kolaydır kullanılışlık ve günlük yaşamda özgürlük açısından gözlüğe kıyasla önemli avantajlar sunmaktadır. Astigmatizma dahil hemen her tür görme bozukluğunu lenslerle düzeltmek mümkündür. Uzmanların tavsiyesine uygun hareket edilirse kullanımlarıyla ilgili ciddi problemlerin ortaya çıkma riski düşüktür. Kontakt lenslerle sağlanan görme gücü gözlüklerin sağladığından daha iyidir.

---------- Post added 21.02.17 at 23:55 ----------

kırma kusurları



Gözlerimizin net görebilmesi için gelen ışınların kırılması (refraksiyona uğraması) ve retina adı verilen gözün arka tarafındaki ağ tabakada odaklaşması gereklidir. Kornea (gözün en dışındaki saydam tabaka) ve lens (göz merceği) bu gelen ışınları kırarlar. Eğer göz kendisine değişik uzaklıklardan gelen ışınları retinada odaklayabiliyorsa gözün kırma fonksiyonu normal olur ve bu duruma emmetropi denir. Kırma kusuru olan gözlerde ışınlar retinada odaklaşamaz ve bulanık ya da çarpık bir görüntü oluşur. Bunun iki ana sebebi vardır:
1. Gözün ön-arka uzunluğunun normalden fazla veya az olması
2. Kornea veya lensin kırıcılığının normalden farklı olmasıdır.
Miyopi hipermetropi astigmatizma ve presbiyopi temel kırma kusurlarına verilen isimlerdir.

Miyopi nedir?

Miyopi yakındaki cisimlerin net uzaktakilerin bulanık görüldüğü bir kırma kusurudur. Ya gözün ön-arka uzunluğu ya da kornea veya lensin kırıcılığı normalden fazla olduğu için gelen ışınlar retinanın üzerinde değil önünde odaklaşırlar. Miyopi kalıtsaldır ve genellikle 8-12 yaşında ortaya çıkar. Ergenlik döneminde vücudun hızlı gelişmesi gözleri de etkilediği için miyopi hızlı bir şekilde artar. Genellikle 20 yaş civarında sabitleşir.

Hipermetropi nedir?

Hipermetropi ya gözün ön-arka uzunluğu ya da kornea veya lensin kırıcılığı normalden az olduğu için gelen ışınların retinanın üzerinde değil arkasında odaklaştığı bir kırma kusurudur. Görüntüyü retina üzerine düşürmek için gözün uyum yapması gerekmektedir. Bu uyum sayesinde genç hipermetroplar uzağı da yakını da net görebilirler. Fakat uyum için göz kaslarını zorladıklarından başağrısı ve gözlerde yorgunluk gibi şikayetleri olabilir. Miyopi gibi hipermetropi de kalıtsaldır. Bebekler ve küçük çocuklar genellikle hafif hipermetropturlar. Yaşla birlikte göz büyüdükçe hipermetropi azalır.

Astigmatizma nedir?

Astigmatizma genellikle korneanın doğal yuvarlak yapısının yumurta gibi oval bir şekle dönüşmesinden kaynaklanan bir kırma kusurudur. Göze gelen ışınlar her açıda eşit kırılmazlar. Bu nedenle cisimler çarpık ve/veya bulanık gözükür. Astigmatizma tek başına veya miyop ya da hipermetropla birlikte olabilir.


Presbiyopi nedir?

hh Presbiyopi yaşla birlikte ortaya çıkan yakını görme güçlüğüdür. Gençken göz merceği elastiktir ve kolayca uyum yaparak yakındaki cisimlerin net görülmesini sağlar. Yaşla birlikte bu elastikiyet azalır ve yakını görme zorlaşır. Dolayısıyla hipermetropidekine benzer bir şekilde yakındaki cisimlerden gelen ışınlar retinanın arkasında odaklaşırlar.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 21.02.17, 23:33
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,486
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

REFRAKSiYON (KIRMA) KUSURLARI

A. Kırılma kusuru nedir?
1. Miyopi
2. Hipermetropi
3. Astigmatizma
4. Presbiyopi

Odaklanan ışığın görmemizi sağlayan retina tabakasının önüne veya arkasına düşmesi sırasıyla miyopi ve hipermetropi olarak adlandırılan görme kusurlarına yol acar. Kornea adını verdiğimiz saydam tabakanın dikey ve yatay ekseni arasındaki kırma dereceleri arasında bir fark varsa bu durum da astigmatizma adı verilen kırma kusuruna sebep olur.
Miyopinin düzeltilmesinde gözlük kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (radyal keratotomi excimer laser LASIK) uygulanabilir. Hipermetropinin düzeltilmesinde gözlük kontakt lens ve refraktif cerrahi yöntemler (Termokeratoplasti excimer laser vb) kullanılabilir. Astigmastizmanın düzeltilmesinde gözlük torik yumsak kontakt lensler gaz geçirgen kontakt lensler ve refraktif cerrahi yöntemler kullanılabilir.

Miyopi


Gözün belirli bir uzaklığın ötesindeki nesneleri odaklayamamasına miyopluk denir.
Hipermetrop gözde göz küresinin ön-arka çapı normalden kısa olduğu ve mercek eğriliğini (kırma gücünü) belirli bir sınırın ötesinde arttıramadığı için nesneleri odaklayamaz.
Miyop gözde bunun tam tersi bir durum ortaya çıkar. Genellikle göz küresinin ön-arka çapı normalden uzundur ve mercekbelirli bir sınırın ötesinde eğriliğini azaltamaz.
Miyopluk kalıtsal ancak çekinik bir göz bozukluğudur. Bu nedenlemiyop anne babaların çocuklarında her zaman ortaya çıkmayabilir. Ancak ana babanın her ikisi de miyopsa doğal olarak çocukların da miyop olma olasılığı yüksektir. Miyopluk belirtileri genellikle altı yaşına doğru kendini gösterir. Çocuk küçük yazıları rahat okur ama tahtaya yazılanları okuyamaz. Uzağı görmenin gerekli olduğu oyunlardan kaçınır ve arkadaşlarından ayrı durmayı yeğler. Altı yaşına doğru başlayan miyoplukbüyüme dönemi boyunca ilerlemeyi sürdürür ve vücut gelişimiyle birlikte durur.
Göz küresinin ön-arka çapı normalden daha uzundur. Bu miyopluk türügözlükle düzeltilebilir ve genellikle başka bir soruna yol açmaz. Bundan farklı olarak patolojik miyoplukta ise görme kusuru ilerlerayrıca ağtabakada bazı bozukluklar ortaya çıkar. Miyopluğun türü ve uygun düzeltici camlar tek muayenede saptanamayabilir. Dikkatli ve düzenli muayenelerle hastalığın gidişi izlenerek kesin tanı konur ve uygun tedavi sağlanır.

Hipermetropi


Sağlıklı göz değişik uzaklıktaki görüntüleri odaklamak için merceğin biçimini değiştirir. Daha yakın bir noktaya bakarken merceğin kalınlığı artar uzağa bakıldığında ise azalır. Bir merceğin eğriliği ne kadar fazla ise ışığı o kadar fazla kırar ve odak uzaklığı kısalır. Sağlıklı bir gözde sonsuzdaki bir nokta merceğin eğriliği en azken ağtabaka üzerine odaklanır. Hipermetrop gözde is merceğin aynı noktayı odaklayabilmek için eğriliğinin artması gerekir. Merceğin eğriliğini kirpiksi kasın kasılması düzenler. Halka biçimindeki bu kas iris kökü ile mercek arasında bulunur. Hipermetroplukta göz küresinin ön-arka çapı normalden kısadır. Bu nedenle mercekte kırılan ışınlar ağ tabakanın üstü yerine arkasındaki bir noktada birleşirler. Işınların ağtabakası üzerine düşmesi için mercek eğriliğinin artması gerekir. Ancak mercek belirli bir sınırın ötesinde eğriliğini arttıramadığı için hipermetrop göz yakın nesneleri odaklayamaz. Bu nedenle hipermetroplar gazeteyi uzakta tutarak okurlar. Ayrıca göz küresinin ön-arka çapı kısa olduğundan mercek uzak nesneler için eğriliği arttırır. Sonuçta kirpiksi kasın hiçbir zaman tam gevşeyemediğinden göz baş ağrısına neden olur. Hipermetropluk çocukta içe dönük şaşılığa yol açabilir. Gecikmeden müdahale edilirse uygun camların kullanımıyla bu şaşılık çocuklukta düzeltilebilir.

Astigmatizma


Genellikle doğuştandır. Bununla birlikte cerrahi girişimlerle saydam tabakanın kesilmesine saydam tabakada iltihaplanma ya da travmaya bağlı olarak da çıkabilir. Olguların en azından %90’ında astigmatlığın düzeltilmesi kolay değildir. Saydam tabaka eğriliğinde ağır bir bozukluk yoksa kişi kırılma kusurunun farkında olmayabilir. Çünkü refleks olarak görüntüyü iki dikey düzlemden birinin üstünde uyum yaparak birleştirir. Bu nedenle astigmatlıkta genellikle iki odak uzaklığı arasında uyum sağlamak için sürekli değişen odaklanmaya bağlı yakınmalar ortaya çıkar. Hasta bu yorgunluk nedeniyle baş ağrısı göz kürelerinde ağrı gözlerde ağırlık hissi ve yanmadan yakınır. Göz akları kızarmıştır. Bu yakınmalar örneğin film izlerken artar. Gözleri sağlıklı kişilerde saydam tabaka bir küre dilimi şeklinde ve eğriliği her yöne doğru aynıdır. Bu sayede ışınlar bütün doğrultularda aynı oranda kırılarak odak noktasına yönelir. Saydam tabakanın eğriliği tüm yönlere eşit biçimde dağılmıyorsa ve özellikle birbirini dik açıyla kesen doğrultular arasında eğrilik farkı varsaışınlar merceği geçerken farklı oranda kırılırlar. Astigmatizmayı nokta şeklinde bir cismin görüntüsünün birbirine dik iki ayrı düzlemde olması diye tanımlayabiliriz.

Presbiyopi (Yaşlı görüşü)
Normalde insan gözündeki lens uyum yaparak yakındaki nesnelerin görüntüsünü retinaya düşürür. Kişi yaşlandıkça lens bu yeteneğini kaybeder ve yakın görüşü zorlaşır. Yaşlanmayla birlikte gözün yakına uyum yapma yeteneğindeki fizyolojik azalmaya presbiyopi denir. Lens proteinlerinde zamanla lens liflerinin esnekliğini azaltan veya lensi sertleştiren değişiklikler olur. Göz uyum yapmaya kalktığında lensi yerinde tutan asıcı bağlardaki kasılmaya rağmen lens eğriliğinde daha az bir değişme meydana gelir. Lensin uyum yapması kırma gücünü artırmasıyla mümkündür. Bu yaşa göre değişir ve kırılma kusurlarının düzeltilmesinde önem taşır. Uyum yapma yeteneği azalan kişi yakında bulunan nesneleri görmede zorlanır. Presbiyopi herkeste aynı yaşta başlamaz. Presbiyopiye ait belirtilerin ortaya çıkışını etkileyen faktörler arasında kişinin yaşadığı ülke sosyal durumu çalışma şartları ve gözünde mevcut olan diğer kırılma kusurlarının varlığı sayılabilir. Presbiyopi aşağıdaki belirtilerle ortaya çıkar: · Yakındaki nesneleri odaklayamadığı için bulanık görür yazıları karıştırabilir okurken bazı harf veya kelimeleri atlayabilir sayısal işlemlerde yanılgı olabilir. · Yakında meydana gelen bulanık görmeden dolayı hasta okuduğu materyali daha uzakta tutmaya başlar. Uyum yeteneği azaldıkça bu mesafe artar ve zamanla kol mesafesi netleştirmeye yetmez ya da fazla uzaklaştırmadan dolayı bu sefer de harfler küçüleceği için görmede zorlanmaya başlar. · Yakın mesafeden yapacağı işler için daha fazla aydınlatmaya ihtiyaç hisseder. Aydınlık ortam göz bebeğini küçülterek kusurları azaltır ve görüşü netleştirir. Yakın mesafeden yapılan işlerde normal kişilere göre daha erken bir yorgunluk meydana gelir.

---------- Post added 22.02.17 at 00:03 ----------

Retina yırtılması dekolman



RETİNA YIRTILMASI DEKOLMAN NEDİR? Retina gözün arka kısmında ışığı hissetmemizi sağlayan ve görüntüleri beyine ileten sinir tabakasıdır. Göz basitce kamera gibidir. Ön kısımdaki lens görüntüyü retinaya odaklar. Retinada kameranın arkasındaki film gibidir.
Retina dekolmanı nedir?

Retina dekolmanı retinanın normal pozisyonundan çekilmesiyle oluşur. Retina yerinden ayrıldığında çalışamaz. Görme bozulur. Retina dekolmanı çok ciddi bir sorundur ve tedavi edilmezse kesinlikle körlükle sonuçlanır.

Retina dekolmanının nedeni nedir?

Vitreus gözün ortasını dolduran şeffaf bir jeldir. Yaşlandıkça vitreus retinayı yapışık olduğu yerlerden çekebilmektedir. Genelde vitreus retinadan sorunsuz bir şekilde ayrılır. Ancak bazı durumlarda retina bir veya birkaç yerden yırtılır. Bu yırtık yerinden sıvı girmeye başlar ve retinayı bulunduğu yerden ayırır. Aşağıdaki durumlar dekolmana neden olur.

Myopi

Daha önce geçirilmiş katarakt cerrahisi

Glokom

Ağır göz travması

Diğer gözde daha önce meydana gelmiş retina dekolmanı

Ailede retina dekolmanı hikayesi

Göz doktorunuzca retinada zayıf yerlerin bulunması

Retina dekolmanının belirtileri nelerdir?

Işık çakmaları

Yeni oluşan uçuşmalar

Görme alanınızda gri bir perdenin hareket etmesi

Belirli bir alanı görememe. (yırtığın yerine göre baktığınız cismin alt veya üstünü görmemeye başlarsınız)

Görmenin tamamen kaybı


Bu belirtiler herzaman dekoman demek değildir ancak en kısa sürede göz doktorunuza muayene olmanız gerekmektedir.

Tedavisi nasıldır?

Retinal yırtıklar: Genelde lazer veya kryoterapi (dondurarak) ile yapılır. Retina bu yöntemlerle arkasına yapıştırılır. Bu işlemler ayaktan poliklinik ortamında yapılabilmektedir. Bazı duruklarda yırtık takipde edilebilmektedir.

Retina dekolmanı: Hemen hemen tüm vakalar ameliyat olamak zorundadır.

Pnomotik Retinopeksi: Vitreus içine gaz baloncuğu verilir ve baş belli bir pozisyonunda tutulması istenir.

Sörklaj: Gözün çevresine elastik bir bant sarılır ve sıkılır. Retina altındaki sıvı drene edilir ve retina yatıştırılmaya çalışılır.

Vitrektomi: Retinayı çeken vitre alınır ve yerine hava verilir. Bu hava zamanla vücut sıvılarınca doldurulur.Bazen sörklaj ile beraber yapılır.

Ameliyattan sonra nelere dikkat etmem gerekir?

Belli bir süre gözde ağrı olabilir. Gözünüz bir süre kapalı tutulacaktır. Göze hava verildiyse belli bir süre yüzükoyun yatmanız gerekebilir.

Baloncuğun tamamen kaybolduğu söylenene kadar kesinlikle uçak yolculuğu yapmayın!

Dekolmanda ikinci bir ameliyatta gerekebilir. Retina ameliyatta tam olarak yatıştırılmadıysa zamanla retina canlılığını kaybedecek ve görme azalacaktır. Görmenin düzelmesi ameliyattan sonra aylar sürebilir. Ancak bazı hastaların görmesi düzelmiyecektir.

Dekolman ne kadar ileri seviyedeyse ameliyattan sonra başarıda o kadar düşük olacaktır. Bu yüzden bulguları fark edince gecikmemek önemlidir.

---------- Post added 22.02.17 at 00:04 ----------

Wave Front Teknolojisi



Son zamanlarda medyada ve dolayısıyla hastalar arasında çok konuşulan iki konu var :

Wave Front Teknolojisi
Kartal Gözü
Önce isterseniz bir örnek vererek lazer teknolojisinin bir adımı olan wave front teknolojisinden bahsedelim :
Karşınızda gördüğünüz bir cismin görüntüsü gözünüzde :

önce en öndeki kornea tabakasından
sonra ön kamara dediğimiz içi aköz hümör adındaki bir sıvı ile dolu olan bölgeden
üçüncü olarak lens dediğimiz ve ileride yaşlılarda kataraktın geliştiği mercekten
dördüncü olarak gözün tam ortasındaki vitre cismi adı verilen jelatinimsi sıvıdan geçerek
en arkadaki retina (ağ tabaka) ya yansır.
Bu yansıtıcı ortamların herhangi birindeki milimetre hatta mikron (yani milimetrenin binde biri) düzeyindeki bozukluklar resmin retinaya doğru olarak yansımasını engeller. Bu nedenle bazen cisim ile gördüğümüz cisim arasında farklar oluşur. İşte bu küçük farkları ortadan kaldırabilmek için wave front teknolojisi geliştirilmeye çalışılmaktadır; bu teknolojide gözün beş tabakasından geçerek gelen ışın demeti tekrar beş tabakadan geri döndüğünde bir ekranında toplanarak bilgisayar tarafından yorumlanır ve tüm hataları düzeltilmeye çalışılır. Böylece oluşacak görüntünün tüm hatalardan arındırılmış pırıl pırıl bir görüntü olması arzulanır. Ama acaba hakikaten öyle bir görüntü oluşmakta mıdır veya oluşabilecek midir ? Bugünkü wave front teknolojisi uygulanarak yapılan ekzimer lazer veya LASİK müdahaleleri mutlaka direkt uygulanan lazer teknolojisinden daha iyi sonuç vermektedir. Fakat daha alınması gereken çok uzun bir yol vardır. Çünkü görüntü yukarıda sıraladığım beş ortamdan geçip tekrar geri döndüğünde her ortamdaki küçük hatalar bir sonraki ortamdaki hatalarla birleşerek geometrik yanlışlara neden olabilmektedirler. Bu nedenle wave front teknolojisi şu anda herkese önerilecek bir teknoloji değildir. Ama eğer daha önceden sonucu kötü olan bir ekzimer lazer uygulaması geçirmişseniz mutlaka wave front teknolojisi ile eski laser uygulamasındaki hataların düzeltilmesi gerekir. Ayrıca unutulmaması gerekir ki wave front teknolojisinde her hasta için ayrı bir bilgisayar kartı kullanıldığından dolayı bu teknoloji ile uygulanan lazer müdahalesinin maliyeti klasik uygulamanın hemen hemen iki mislidir.


Acaba Kartal Gözü nedir ?

Bildiğiniz gibi kartallar çok yükseklerde uçarken yerdeki küçük varlıkları bile fark ederek avlarlar. Bu nedenle wave front teknolojisi ile insan gözünün kartal gözü gibi keskin olabilmesi hedeflenmiştir. Ama hakikaten bu gerçekleşebilir mi ?

Her şeyden önce iki konuya açıklık getirmek gerekir:

Gözü bozuk olan bir insanın gözlük numarası ile görme keskinliği aynı şey değildir.

Örneğin - 2.00 D miyop olan bir hastanın görme keskinliği gözlüksüz % 10 gözlükle genelde % 100’dür. Yani bizler LASIK sonrası hastamızın görme keskinliğinin gözlük kullanmadan % 100’e ulaşmasını bekleriz. Bazen bu oran % 90’da kalabilir. İşte wave front teknolojisi uygulanarak kartal gözü görmesi arzulanan kişinin görme keskinliğinin % 150 - % 200 lere erişmesi yani normal görme keskinliğinin çok üstüne çıkması beklenir. Halbuki şu ana kadar wave front teknolojisi uygulanan hastalarda LASIK öncesi görmesi % 100 olan kişinin LASIK sonrası görmesi % 90 - % 120 arasında kalmaktadır. Demek ki kartal gözü dediğimiz görüntüye ulaşabilmek için daha çok araştırma ve çalışma yapılması gerekmektedir. Bu nedenle siz değerli hastalarımızın wave front teknolojisi ve kartal gözü sözlerine pek fazla güvenmemizi önerir LASIK yapacak doktorunuzdan yukarda açıklamaya çalıştığım konularda izahat almanızı sağlık veririm.


--------------------------------------------------------------------------------

Lazer' in Gözde Diğer Kullanım alanları


Lazer gözün diğer hangi hastalıklarında kullanılmaktadır ?

Argon ve Kripton Lazerler daha çok şeker hastalarının retinasında oluşan yeni damar oluşumları ve kanamaları yok etmek için kullanılır.

YAG Lazer ise katarakt ameliyatı sonrasında bir kalıntı mevcutsa bunu yok etmek için kullanılır:
bu nedenle halk arasında yanlışlıkla Lazer ile katarakt ameliyatı olarak nitelendirilmektedir.

Argon ve YAG Lazerler aynı zamanda bazı glokom ( Göz tansiyonu = Karasu ) tiplerinde tedavi amacıyla ayrı ayrı veya beraberce kullanılmaktadırlar.

Helium Lazer ise hipermetropları düzeltmek için kornea yakılarak tekrar şekillendirilmesinde kullanılmıştır; fakat sonuçları pek yüz güldürücü değildir.

Karbon Lazer ise diğer deri ve estetik cerrahi dallarında olduğu gibi göz kapaklarının estetik bozukluklarında kullanılmaktadır. Böylece kırışıklıkların büyük bir kısmı tedavi edilebilmektedir..

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 21.02.17, 23:37
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,486
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Üveit



ÜVEİT NEDİR?

Yapı olarak bir topa benzeyen gözün ortasında bulunan jel benzeri maddenin çevresini 3 tabakadan oluşan bir kılıf sarar. En dışta sklera adı verilen beyaz kısım en içte retina adı verilen ve görmemizi sağlayan kısım ortadada uvea bulunur. Uveanın iltihabına üveit denir. Uvea gözü besleyen damarları bulundurmaktadır. Buranın iltihabı-enflamasyonu gözün tüm dokularını etkilemektedir. Bu durum görmeyi ciddi şekilde tehtid eden durumlara neden olmaktadır.

Üveitin belirtileri ve nedeni nedir?

Işığa karşı hassasiyet ağrı gözde kızarıklık görmenin azalması en önemli belirtilerdir. Çoğu vakada sebep bulunamamaktaysada bazı hastalarda virüsler mantarlar parazitler üveite neden olabilmektedir. Ayrıca vücudun diğer kısımlarında bulunan hastalıklar (artritler Behçet Hastalığı) neden olabilmektedir.

Üveit tanısı nasıl konmaktadır?

Belirtiler başlayınca göz doktoruna muayene olmanız gerekmektedir. Enflamasyon görmenin kalıcı bir şekilde kaybına neden olabilmektedir. Göz muayenesinin yanında çeşitli durumlarda sistemik bir hastalığın araştırılmasıda gerekebilmektedir. Bu durumda romatologlar dahiliyecilerle ortak araştırmalar yapılabilmektedir.

Üveit tedavisi nasıldır?

Özellikle steroid ve göz bebeğini büyüten ilaçlar içeren damlalar sıklıkla kullanılmaktadır. Gözde daha derinlerde bulunan enflamasyonlarda sistemik ilaçların kullanılması gerekebilmektedir. Glokom katarakt neovaskülarizasyonlar (yeni damarların oluşması) gibi çeşitli komplikasyonlar gelişebilmektedir.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 03.03.17, 18:06
 
Üyelik tarihi: 12.02.17
Bulunduğu yer: mersin
Mesajlar: 186
Etiketlendiği Mesaj: 18 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun çok güzel konulara değinmişsin. Bence bunlar tektek yazılsa daha çok kişi okur istifade eder. Biribirine eklenince okumadan geçmeler oluyor.
Çay ile göze yapılana dokdorun söyleiği yanlış. Çünki çay anbiyotiktir ve mikrop öldürür, ancak el güzelce sabunlanıp temizlendikten sonra sadece Türk çayı ile yapılır. Ben defalarca kendimde denedim başkalarına tavsiye ettim netice her zaman olumlu oldu.

Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 16.04.17, 14:10
Drogo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 13.09.16
Bulunduğu yer: manisa
Mesajlar: 1,581
Etiketlendiği Mesaj: 17 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Gözlerdeki zayıflık için

Görme sorunu yasayanlar, Göz akintilarindan sikayetci olanlar icin bulunmaz bir nimet oldugunu Ibni Sina tarafindan belirtiliyo.

Bütün Yilanlar Kis gectikten sonra yuvalarindan cikarak Gözleri daha iyi görsün diye gözlerini Rezene bitkisine sürerler.

Bir tatli kasigi Rezene bir bardak kaynamis suda 10 dakika demlenmeye birakilir ve sicak yada ilik bir sekilde günlük bir bardak tüketilir

Ayrica ayni sekilde hazirlamis oldugunuz Rezene cayini sogutup günde bir kac defa defa gözler yikanir.

Rezene cayi icinde bulundurdugu A Vitamini sayesinde gözlere oldukca yararli ve fayda saglar.

Not. Bayanlar özel günlerinde icmemelidir
Ayrica acik yarasi olanlar.

Ibni Sina

__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
goz, hastaliklari


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Uyku Hastalıkları Tuana Sağlık 2 10.05.18 09:30
Kış hastalıkları ve korunma yolları hakkında aşk Sağlık 1 01.06.17 10:10
Böbrek hastalıkları belirtileri SiLence Sağlık 1 20.04.17 13:44
Beyin ve Beyin Hastalıkları SiLence Sağlık 1 16.04.17 16:22
Tırnak ve Tırnak Hastalıkları SiLence Sağlık 1 16.04.17 14:22


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:49.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147