#1
|
|||
|
|||
Gırtlak Tümörü Tedavisi
Gırtlak kanserinin bir bölümünün ya da tamamının alındığı ilk cerrahi girişimler ameliyat sonrası görülen komplikasyonlar nedeniyle cerrahların çoğunun cesaretini kırmıştı. Ama öbür yanda ışın tedavisi de (radyoterapi) yalnızca geçici bir iyileşme sağlıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda ameliyat teknikleri yetkinleşti; bunda cerrahiye büyük destek sağlayan anestezi ve antibiyotik tedavisindeki hızlı gelişmeler çok önemli rol oynadı. Bu arada ışın tedavisi tekniklerinin de ilerlemesiyle gırtlak kanserinde iyileşme olasılığı önemli ölçüde arttı.
Günümüzde gırtlak kanserinin iyileşme olasılığı, ine belirtilerin ortaya çıktığı dönemde erken tam konması koşuluyla bütün öbür kötü huylu tümörlerden fazladır. Hasta çoğunlukla sesini kaybedecek bile olsa iyileşebilir ve uzun yıllar rahatlıkla yaşayabilir. Gırtlak kanseri terimi bu organın değişik yerlerine yerleşmiş ve yayılmış, tümünü ya da yalnızca küçük bir bölümünü sarmış ve komşu organlara da ulaşmış çeşitli kanser türlerim anlatır. Dolayısıyla tedavi biçimleri de birbirinden farklıdır. Uygun ve etkili tedavi yönteminin belirlenebilmesi İçin tedaviyi üstlenen hekimin bu konuda geniş bilgi ve deneyim sahibi olması gerekir. Gırtlak kanserinde hasta organın ve lenf damarlarının olabildiğince geniş biçimde çıkarılmasına ancak tümör çok fazla yayılmışsa başvurulur. Eğer kanser sınırlı bir bölgedeyse gırtlağın yapısı ve lenf damarlarının dağılımı göz Önüne alınarak, yalnız o bölgeye yönelik cerrahi girişim yapılabilir. Bu tür kısmi girişim1 r özellikle de sesi koruyarak çok başarılı sonuçlar verir. Tedavi yöntemle rini daha iyi açıklayabilmek için gırtlal kanserinin gelişme ve yayılımında birbİ rini izleyen üç evreyi inceleyebiliriz. Birinci evre: Tümör Örneğin se: tellerinin yalnızca bir tarafındadır. Bı durumda hem kısmi cerrahi girişim hem de ışın tedavisi yapılabilir. Doğn uygulandığında bu yöntemler çok iyi sonuçlar verir. Işın tedavisi de hastalığın bu evre sinde çok iyi sonuç verir. Işın tedavisi nin en önemli üstünlüğü hastanın sesinde İşlevsel bir bozukluğa yol açmaması ve hastayı cerrahi girişimin sıkıntısına sokmamasıdır. En önemli sakıncası ise kanser odağmın tümüyle yok edildiğinden emin olunamamasıdır. Ses telleri dışında bir yere yerleşmiş kötü huylu gırtlak tümörleri de sınırlı bir bölgede kalmış olması koşuluyla kısmi cerrahi girişimle ve ses telleri korunarak alınabilir. İkinci evre: Bu evrede tümör gırtlağın büyük bölümünü kaplamış, ama ağız, yutak, soluk borusu, yemek borusu, boynun yan bölümleri gibi komşu organlara yayılmamıştır. Bu olgularda ışın tedavisi yararsız, hatta zararlıdır çünkü asıl hastalığa yönelik tedaviyi, yani cerrahi girişimi geciktirir ve sağlam çevre dokularında sorun yaratabilecek lezyonlara yol açabilir. Bu tümörler yapılabilecek en köklü ameliyatın seçilmesini gerektirir. Cerrahi girişimin amacı artık yalnızca hastanın bir işlevini düzeltmek değil, aynı zamanda yaşamını da kurtarmaktır. Bu yüzden tam larenjektomi yapılır, yani gırtlağın tümü cerrahi girişimle çıkarılır. Gırtlak çıkarılınca burun ve ağız boşlukları, yutak, gırtlak, soluk borusu, bronşlar ve akciğerlerden oluşan solunum sistemi ortadan kesintiye uğrar. Bu durumda havanın soluk borusunun İçinden akciğerlere ulaşmasını sağlayacak yeni bir açıklığın (deliğin) yaratılması gerekir. Boyundan soluk borusuna delik açılması (trakeostomi) teknik açıdan görece kolay bir girişimdir. Ama burun, yutak ve gırtlağın yerine getirdiği savunma işlevlerinin sürdürülmesini sağlamaz. Solunan havanın ısıtılması ve nemlendirilmesi, mukus salgısının mikropların yerleşmesini engellemesi ve epiglot adlı kapakçığın gırtlakta besinlerin soluk borusuna kaçmasını önlemesi gibi işlevler aksayınca hastanın sürekli soluk borusu ve bronş hastalıklarına yakalanması kaçınılmazdır. Gırtlağın ameliyatla alınmasından sonra en önemli değişiklik seste görülür. Çünkü gırtlak sesin “üreticisi” olan organdır. Yutak, burun ve ağız boşlukları ise hareketleriyle ve hacim değişiklikleriyle rezonatör gibi çalışır, tınlama işlevlerini yerine getirir. Hasta havayı burnundan solumadığı için koku alma duyusu önemli ölçüde zayıflar. Ama bu yakınma öbürleri kadar ciddi bir sorun oluşturmaz.Üçüncü evre: Bu evrede tümör gırtlağın sınırlarım aşmış ve çevre dokulara, hatta deriye yayılmış olabilir. Bu tür olgularda ışın tedavisi ve cerrahi giri-Şİm yapılabilir. Bazı uzmanlar tümörün ışın tedavisiyle küçültüldükten sonra ameliyat edilmesinden yanadır. Dördüncü evre: Kanser gırtlaktan başka çevre dokuları da aşarak akciğer, beyin, yemek borusu gibi uzak bölgelere yayılmıştır. Bu durumda ışın ve ilaç tedavisiyle hastanın ömrü uzatılmaya çalışılır. |
#2
|
|||
|
|||
Paylaşım için teşekkürler.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#3
|
|||
|
|||
Allah razı olsun inş
. |
#4
|
|||
|
|||
Sayın Tuana, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan, Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kanserin ölümü | madlen | Rukye ve Tedavi | 20 | 16.07.24 00:54 |
Bebeklerde Egzama Belirtileri ve Tedavisi | HeartLess | Sağlık | 4 | 16.05.20 23:45 |
Gırtlak Tümörleri | Tuana | Sağlık | 3 | 11.05.18 10:49 |
Diş için implant tedavisi nedir | Sistermen | Ağız ve Diş Sağlığı | 2 | 31.08.17 18:22 |
Ozon - Oksijen Tedavisi | SiLence | Sağlık | 1 | 18.04.17 13:20 |